Yukarda: First Viyana maçların. da oynıyacak Ankara ve İstanbul ayuncuları bir arada tsi GÜREŞ: Sağda: Italvan Savoldi Fransız pehlivanını Fransa pehli riyor. Meşhur Fransız Deglan Savoldi Ile Yeni Maçın- da Berabere Kalabildi Iki sydanberi Paris güreşlerindeki muvaffakıyetlerile büyük bir şöhret kazanan Italyan Savoldi ile vektile dünya şampiyonluğunu boğucu Le- visten almış olan Fransız Deglan pek heyecanlı bir güreş yaptılar. Aslen italyan olup Amerikada ge- girdiği uzun güreş hayatı sayesinde Amerikan tebaası pasaportunu almış 1d" Avrupa şampiyonu Bülğür Dankolâfü tiefes aldırmadan yenmiye muvatfak olmuştu. Savoldi ie son çıkarılacak rakip ola- amı, seçtiler. Italyan (kanguro çit tesi) namı verilen oyunu fevkalâde 1 gör 100 kilorlan n Savoldi, hesminm gekle. r zamanda bir maymun çe- vikliği ile havaya fırlıyor ve çift tek mesile rakiplerinin çenesine, yahut kulak tozuna cifte atarak sersemleti yordu. Böyle bir adama karşı kuv- vetinden ziyade tecrübesine güvenen bir nehlivan Tâzimdi. Fransizlar, Savoldiye karşı Deg'a. nı münasip bulmuşlardı. Iki hasım a Müyordu. leketir Düzceli Gençler Kır Koşusu Yaptılar Düzce (TAN) — Halkevi spor kolu tarafından tertip olunan kır koşula rının ikincisi pazar günü Yapıldı. Müsabakalar 3000 ve 6000 metre ol- mak üzere iki kategori üzerinde icra edildi Her iki koşuya da dokuzar atlet iştirak etti. Ve bu atletler yarışı ter ketmeden nihayetlendirdiler, 3000 metre koşu neticesinde birin- ci Haydar, ikinci Mustafa oldu. 6000 metre olan ikinci yarışta Mu gsffer birinci, Ilyas ikinci oldular. Halkevi tarafından her iki koşunun gâliplerine münasip hediyeler veril- di —— — ğerli varlıkların hayali ve indi buh- Fanlar içinde heder olup gitmeleri - dir. Başkalarına yazık olmasa bile kendilerine yazık olur. Eğer dün ki muharrirler aldıkları her imzasız mektubu basacak olurlarsa işte kı; metin koptuğu gün o gündür. Ve hiç bir hürriyetin buna tahammülü ol - evdandadır. Bilgin arkadaşı temin ederim: Ye- ni Türkiye hürriyet ve emniyet mem leketidir. Amma Jan Jak Rusonun kitabına ve Piyer Lotinin kalemine uymuyormuş! Ne yapalım? Biz, bi- xe benzeriz arkadas. »rasında 90 dakika olarak kararlı tırılan müsabaka Pariste şimdiye kadar görülmemiş bir heyecan ve şiddette devarı etmiş, Parislileri hay ran bırakmıştır. Pariste âdet olduğu veçhile üç devre üzerine tertip edilmiş olan mü- sabakanın ilk devresini Fransız ka- zanmıştır. Bu devrede Itsivan meş- hur çiftesini iki kere atmış isede Fransız pehlivan yana (kaçarak giftelerden © kendini. kurtarmış - tır. İkinci devrede Italyan fırsa tını bulup çiftesini yerleştirmiş ve rakibini sersemleterek (yatırmaya muvaffak olmuştur. Uçüncü ve son devreye olanca şid- detlerile başlıyan iki pehlivan bak- laşamamışlar, neticede berabere kal- mışlardır. TAN — Tekirdağlı böyle güreşle- rin olduğu yerlere gidiyor. Tamami- le Amerikanvari tekmeli, kafa vur- tavsiye ederiz. Dışarıda: Ecnebi Memleketlerdeki Yuçoslav Futbolcüler Yugoslavların dünya kupası maç- larına iştirak ettiği malümdur. Kom- Şu devletin Spor nezareti dünya ku- pâsı maçlarında Yugoslav takımının en kuvvetli bir şekilde sahaya çık- ması için büyük hazırlıklara giriş- miştir. Memleket içindeki futboleü ler hümmalı bir şekilde çalıştırılır. nın doğru olmıyacağı düşünülmüş ve tün tanınmış futbolcüleri kımdaki yerlerini almak için devhal ınavatana dönmive davet etmiştir. Ayrca oyuncuların bizzat kendi- lerine mili vazıfelerini mektuplar gönderilmiştir. Yugoslav spor mahafilinde gerek 1vo, gerek mektupla yapılan da hal icabet edecekleri ve dünya ku- pası maçlarında Milli takımın iyi bir mali ve kolları kıracak gibi burmalı | olan böyle güreşlerden kaçınmasına | ken, memleket dışında muhtelif eo- nebi takımlarda oynıyan futbolcüle- rin Milli takım haricinde kalması- Spor nezareti, Yugaslavyanın muhte lif radyo istasyonlarında neşrettiği tebliğinde, memleket dışındaki bü- ita hatırlatan vete birçok meşhur oyuncuların der- ırlık göstereceği ümit edilmekte- dir. » maymun tekmeşini yapıştırıyor. Alte Deglan, İtalyan rakibini fena bir vazivate dünürmüz. kıvram- Futbol: Beşiktaş mı ? Galatasaray mı ? Bugün Taksim Stadında Beşik- taş — Galatasaray takımları Tay- yare Kupası final müsabakasını oynıyacaklar. İki takımın bu mev- simde ne âyarda olduğunu muhte- Hf maçlarda gördük. Kısa ve top- lu bir tarifle bugün karşılaşacak takımları gözden geçirdikten son- ra maç hakkında hükmümüzü ver miye çalışalım: Besiktas takımını lig marlan- nin başındanberi yenen bir klüp çıkmadı. Rakibe göre. bazan takı- min cüsse ağırlığını. bazan iüde- faasını, bazan da toplu gayretini meydana koyan beyaz siyahlılar “mevsimin namağlüp on biri,, kabını kszanmıya muvaffak oldu- lar. İstikrarlı bir kıymet derecesi- ne sahip oldukları inkâr edilemi- yen Beşiktaş takımının hücum het tı diğer taraflarına nazaran pek değildir. Muhacimlerin kıvrak olamamalarından gelen bu aksaklık, beyaz siyahın fazla gol çıkarmasına da hayli mâni oluyor. Beşiktaş hücum elemanları içinde seyyal oyun tarzı sayesinde en teh likeli eleman olarak Şerefi saya- biliriz. Bu genç birkaç haftadır yaratılış kabiliyetine lâyık olabile cek oyunlar çıkarıyor. Geçen se- neki sönük vaziyetinden silkinmiş gibidir. Galatasaraya gelince, müsaba- kaların her anında âsaplarına hâ- kim olabilecek kadar tecrübe ge- çirmemiş ve yaşları ilerlememiş bulunmalarına rağmen seri ve me nevra kabiliyeti yüksek bir hü cum hattına maliktir. Fakat hücum hattının istinat e- deceği muavin hattı vasattan dü- şüktür. Müdafaası da pek parlak değildir. Böyle bir takımın Beşiktaş gibi bu mevsim hiç yenilmiyen bir eki- bi kazanması akla pek kolay muyor. Maamefih © Galatasaray hücum hattının Beşiktaş müdafa- asını hayli karıştırması, ve bir iki gol çıkarması ihtimalden uzak bir şey değildir. Bu takdirde, golcü- lüğü biraz kısır olan Beşiktaşlıla- rın iki gol çıkardıktan sonra gali- biyeti temin edecek golü de ata- bilmeleri epey güçleşir ve bera- berlik bir emrivaki haline gelebi- lir, Şunu da batırlatmalıyız ki, Be- şiktaşın mağlüp olması ihtimali yüzde otuz beş ise, Galatasarayın ki yüzde altmiş beştir. Aradaki yüzde on beş farkı ancak bugünkü maçın sansı telâfi edebilir. First Vienna Takımı Şehrimizde Futbol Federasyonu tarafından da- vet edilen Isparta ve First Vienna klüplerinden beklenen cevaplar gel- Vi» verimli uy- OKUYUCU Mektuplar Bir Muhacirin Şikâyeti boyu 40 numarada Mi e anil yl inbula geldim, Muhacir kâgdımı aldım, Terk kabül bile et da cevap verdi, Şi “ inci diresinin 37 - 1586 — 214 num rah ve 30. 11. 987 tarihli kerrile haklı edilmesi İstanbul İskân müdür. kle kalmadı. Devlet Şü Vekâlete de bildirdi. U- tun zamandanberi perişan bir haldeyim. Vekâlete tekrar başvurdum. Aldığım ce- vapta işimin Maliye Vekâletine yazıldığını Biltiriyordu. Bu işlerim neden sürünceme- de kalıyor, anlıyamadım. Alâkadarların dikkatine koymanızı rica ederim... o Gayrimübadil bonoları hakkında Şişlide Ahmetbey sokağında 31 numa- ral apartmanda Ragıp Pınar imzasile ya- iyor: “Bugünlerde gazetelerde göyrimübadil şleri mevzubahis oluyor. Bonoların ha- “ne tahvilleri ile değiştirileceği de söyleni yor. İnşallah iyi olur. Fakat, gayrimüba- dillerin ekserisi, hemen dörtte çü etlerin- deki bonoları 13 - 15 liradan satmışlardır. Bu bonoların ekserisi sarrafların elinde ulunuyor. Bonolar, tahvillerle dapisecek olursa, sarraflar da mühim miktarda bir kazanç temin etmiş olacaklardır. Bu hu- susta bir tedbir alınamaz mı?,, . Canavar düdüğü istiyorlar Şoför Fuat imzasile aldığımız mektupta deniyor ki: “Tramvay şirketinin tel otomobilinde 30 #örüm., Bizim işimiz aceledir. Çabuk git- #hemiz zim #üdüğü lâzım; »acaat edilmişti. Seyrüsefer karar verdi. Fakat r düdüğü o zaman yokmus. Simdi duyduk ki, canavar düdükleri gel. İmiş. Bu hususta alâkadarların nazarı dik- katini celbetmenizi rica ederim. * Cevaplarım Sivas okuyucularımızdan Kemal Güna- ya — Bu iş için bulunduğunuz şehrin İse- sindeki yabancı dil müsllimlerine müra» silahi ve mufassal malü- Kongreler : © Güneş Klübünün Yıllık Kongresi Güneş Klübünün senelik kon- gresi dün klübün Taksimdeki mer kezinde saat 14 te yapılmıştır. Kongre Başkanlığına İsmail Hak- kı Vefa seçilmiş ve eski idare he- yetinin verdiği idari ve mali rapor lar okunarak tasvip edilmiştir. Yeniden yapılan idare heyeti se çiminde başkanlığa Bolu Saylavı Cevat Abbas Gürer, asbaşkanlığa Kemal Salih, genel sekreterliğe Süleyman Seden. muhasipliğe A- ziz Nami, veznedarlığa doktor Siy- ret Zühtü ittifakla seçilmişlerdir. Kıymetli klübümüzün yeni ida- re heyetine muvaffakıyetler dile- riz. miştir. Isparta, teklif edilen tarihler de başka angajmanları olduğunu ve gelemiyeceğini irmiş, kar. şılaşma tarihleri değiştirildiği tek . dirde gelebileceğini ilâve etmiştir. Buna mukabil First Vienna teklif- lerimizi aynen kabul ederek gelebi- leceğini bildirmiştir. Viyana takımının yapacağı maç- lar 15 Nisanda Istanbul, 17 Nisanda Ankara, 20 Nisanda Izmir olarak tes- bit edilmiştir. . Dünkü B. Takımları Futbol Ajanlığı tarafından bi- rinci küme klüplerinin B takımla- rı arasında tertip edilen maçlara dün Şeref ve Taksim statlarında devgm edilmiştir. Taksim Stadın- da Güneş ile Süleymaniye karşı- laşmış ve Güneşiiler 2 — 1 galip gelmişlerdir. Şeref Stadında Galatasaray ile Beykoz karşılaşmış Çok çetin ve heyecanlı bir maçtan sonra Gala- tasaray maçı 4 — 3 kazanmıştır. . Barutçücü alanındaki maçları 1 — Sirkeci İdmanyurdu A takımile Barutgöcü A takımı Saat 15 de. 2 — Sirkeci İdmanyurdu B takimile Barutgücü B takımı saat İlde. ; 8 — Sirkeci İdmanyurdu ip Barutgiü- cü Genç takımları mat TI de karşılaşa- caklardır. AASAMMAdAAKN000, 30.1.9038 EBARA BAKSANA ESAD ORA KEAAE KESE EDANASASAA800 KADIN GURURU YAZAN: SATEN D D oktor Turgut otomobilden at- lar atlamaz, kapının ziline parmağını bastı ve açılmcaya kadar bir daha kaldırmadı. Hareketle- rinde sabırsızlık taşıyordu. Karşı- sına çıkan hizmetçi kadına heye- canla sordu: — Bayan Nevin evde mi?, Efendim! — Nasıl?,. Nerede? — Son trenle hareket etti... — Bu dane demek? Nereye gittiğini bilmiyor musun — Biliyorum efendim. — Söylesene!.. Ne duruyorsun”. — Amcssına gitti... Pek çabuk dönmiyeceğini söyledi... — Olur şey değil!, Bana mektup filân, hiçbir şey bırakmadı mı?... — Bir mektup bıraktı efendim.. — O halde ne bekliyorsun?. Ge- tirsene!.. — Şimdi getiririm. Fakat biraz buyurmaz mısinız?. Dinlenirsi- NİZ... enç adam bu fikri fena buk madı. Yorgunluktan ziyade uğradığı hayal sukutundan dizle- rinde derman kalmamıştı. Hemen hizmetçi kadını takip ederek yalı- ya girdi. İşte imdi, salonda, Nevinin ya. tak odasına açılan çift kanatlı bü- yük kapının karşısında bir koltu- ğa oturmuş, açık renk spor kostü- mü ile eş olan kasketini elinde çe- Dışarıda parlak bir gece vardı. Hafif bir rüzgâr dalgalnadırdığı tül perdeleri yıkıyan ay ışıkları, gümüş tozlarını halinin üzerine ser- perek onun.ayaklarına sokuluyor- du. Bir dakika sonra hizmetçi kadın genç adama bir zarf uzattı. Ve onu karanlıkta bırakarak çekildi. Bu sessiz karanlığı istiyen kendisi idi. Derhal pencerenin yanına gitti Zarfı yırtarken - parmakları titri- yor. pek âcele yazıldığı belli olan iri satırları âdeta yutmak istiyor- du. İN ayet süratle okumuya bay- “Turgut; Gururuma karşı büyük bir va- #fe görmek için sana bu mektubu yazmıya karar verdim. Belki ne demek istediğimi anlıyamıyacak- sın. Fakat bunun ehemmiyeti yok. Yalnız. birşeyi anlamak kâfidir. Bence: bu da, artık biribirimize karşı tamamiyle iki yabancı ols- rak kalmamızın elzem oluşudur. Hattâ, beni bir uzak akraba erfati. le görmiye gelmeni bile taham- mülsüz bir hâdise addederim. Zi- ra, on beş güne kadar kocam bulu- nacak olan amcazadem Semih, ma- ziyi bildiği için seni dalma karşı- sında hir rakip, bir düşman göre- cektir. Elveda aziz doktorum. NEVİN,, Doktor Turgut bu satırları bir- kaç kere tekrarladı. Sonra birtlen- bire mektubu parçalayıp pencere- den denize üfledi. Kasketini başı- na geçirdi. Ve süratli adımlarla merdivenleri inerek yalıdan çıktı. Otomobilini asfalt yolda yıldı- rım gibi sürerken, şen bir sada ile okuduğu mısraları rüzgâr kapıp u- zaklara götürüyordu. evinin bulunduğu kompar. Önünde denizin yüzünü yaldız'ıyan tımanda, uyuklıyan yaşlı bir kadından başka kimse yoktu. Bu tenhalıktan istifade eden genç ka- din serbestçe göz yaşlarını mendi- line içiriyor ve bir yandan da dü- şünüyordu: KERİME NADİR İlk izdivacından evvel de Tur“ gut ona evlenmek teklif etmişti. O! zaman da bu adamı büyük bir aşk la seviyordu. Annesiz, © babasız, hasta bir teyze elinde “büyümüş! serbest bir kız olduğundan ve her hususta da başına buyruk bulun” duğundan derhal muvafakat ceva" bi vermişti, Lâkin, nişarlandıktan sonra dol toru şiddetle kıskanmıya başladı. Çünkü genç adam kendisini * ala” iyor, rast geldiği herhangi bir &ıza söz atmaktan, muayenehane" sine gelen genç hastalarla fazla '# | lâkadar olmaktan, hattâ, yakın ab bap ve akrabalara gözünün önündü kur yapmaktan vazgeçemiyordu. emiyordu. B" hayatın böyle devam ede miyeceğini anladı. Kalbiy- le uzun mücadelelerden sonra ons nişan yüzüğünü isde ederek, ken disini küçük yaştanberi seven, far kat malül olduğu için evlenme tek lifine cesaret edemiyen bir yüzba” şı ile evlendi. Turgut pek müteessir görünme” mişti, Yalnız ona acı, çok acı bir mektup gönderdi. Bu mektupta şöyle bir cümle vardı: . Bir gün elbet bana dönecele sin Nevin; benim pençeme düşe ceksin..., Aradan iki:yl geçti. Zavallı yüz Yerin muşta Genç kadın, çok sürmeden Tur gudu yine karşısında buldu. Bi? gece gelip ayaklarına kapandı kendisini affetmesi için yalvardı. Onun gibi hiç kimseyi sevmediği" ne ve birleşrlerse bütün çapkınlık larını terkedeceğine yeminler etti. | geceyi ne kadar İyi hatırlı” yordu. Bundan bir hafta ev veldi. Gökyüzünü süsliyen yüs binlerce küçük ampülün titrek a! kisleri uyuyan denizin minimini | mevceleri üstünde titreşiyor, uzak | lardan ateş balıkçılarının nâralari geliyordu. Başı dizlerinin üzerinde idi: Yal varan munis sesi, arada sırada bif hıçkırıkla titriyordu. Genç kadın. avuçları göz yaşlarile ıslanırkem | onu çaresiz, sönmez bir muhsb”. betle sevdiğini tamamiyle idrak © diyordu. Nihayet şöyle bir vaatte bulun dur — Düşünmem için bana bir haf ta müsaade et!.. Turgut büyük bir sevinçle tek” rar tekrar onun ellerini öptü v9 gitti, Bir hafta!!! İsen bu uzun günler ve g& celer arasında neler düşün” müştü?.. Belki hiçbir şey! Neticede; bir akşam evvel bir mektup aldı: Haftanın tamamlandığını ve ef” tesi gece yalıya geleceğini bildiri” yordu. Arada yirmi dört saat ka” mıştı. Büyük heyecanlar, âdet# buhranlar geçiriyordu. Yalıda bif sersem hizmetçiden başka konuş#” cak, dertleşecke hiç kimsesi yok” tu. Nihayet bu gece. Kulağı ( bi motör homurtusunda, çılgın gil mütemadiyen yatak odasından 85” lona. salondan yatak odasına ge yor; kâh aynanın karşında kef” dini seyrederek. kâh pencerenifi, : wşıklarına bakarak saa'leri | du, Biraz sonra gelecekti. Güzel bf şını dizlerine koyacak ve sihirli siyle: (Arkası 10 uncuds)