TÜRKDİLİ GÜNDELİK SİYASAL GAZETE —— Balkan Antantı Mümessilleri Dün Ce- nevrede Bir Toplantı Yaptı. 30 İKİNCİ KÂNUN PAZAR 1938 Türk - Fransız Murahhâsları Arasında HatayİşindeMuta- bakat Hasıl Oldu.. Hatay intihabat nizamnamesinde yapılacak tadilât hak- kında B, Sandler tarafından bir rapor hazırlanacak Cenevre, 29 ( AL ) — Milletler Cemiyeti Konseyi- Bin dünkü toplantısında Ha- taydaki seçim hakkında ko Mlsyon raporunun konsey 'Ararlarına uygun — olarak fadil odilmisi hakkındaki tezi- MİZ üzerine Fransız murah- b aları delegelerimizle muta ik kalmışlardır Hatay işindeki komisyoti TaPortörü İsveç delegesi B Sandler, Türk ve F"'—l__ielıuluılı birlikte | tadilâtın “yapılması — işinde l takip olunacak usül hakkın- da bir iki güne kadar rapo: | runu verecektir. Cenevre, 29 (A.A,) — Bal kan Antantı azası olan dev letlerin Cenevre mümessileri dün toplanmışlar ve Balkan Antantı hükümetler arasında bülün — sahalarda ve Milletler Cemiyeti çerçi içinde pasifik — teşriki- mesatleri hakkında — görüş birliğini müşahede ve tes bite imkân bulmuşlardır. azası 1 vesi Budapeşte Konferansından Sonra: acaristanın Silâhlanması | J apor-ı“[*)*iyet Meclisi Mü him Bir ToplantıYaptı.. Mecliste uzun süren müzekerelerde hariciye, dahiliye ve harbiye nazırlarının raporları tetkik edildi. Tokyo, 29(Radyo) — Çin- deki hâdiselerin inkişaf et tirilmesi ve İüzümu olan şeylerin yapılması hakkında görüşülmek üzere Dıyet mec lisi bu gün alelacele toplan tıya davet edilmiştir Müzakereler birkaç devam etmiş; hariciye, dabi liye ve harbiye nazırlarının verdikleri raporlar üzerinde birer sâat durularak bu ra porların, muhteviyalının ica: bettirdiği şeylerin yapılması hususunda bir karar ittihaz edilmiştir Tokyo, 29 (Radyo) Hariciye vekili beyanatında Juponyanın, va- ziyetin nazikliğini gözönün- de bulundurarak uzuün - bir ihtilâfa karşı hazırlanmakta sant bu günkü olduğunu, bunun için de mü- | YeniBir Mesele miÇıkaracak Ramen Yazeteleri; Budapeştede verilen katarların Küçük İtilâf için bir tehdit Smen — matbuatı. Roma r.'.'ı'tüoluııu imza eden dev ıık.': Peşte toplantısını bü- ir alâka ile takip et- TDittir. Bu konferansın ruz- ıı.m.""d.ı Roma - Macar :':'-ıbııı gibi umumi harp ": '€ri devam edegelen çe- & Meselenin —mevcudiyeti U alâkayı daha ziyade teş- etmişiir. P 'Zeteler, Peşte konferan- v *onunda neşredilen be " Nnameyi tahlil eden yazı Arinda — İtalyan siyasetinin Yüslürya ve — Macaristan iğş Tİnde matlup tesiri gös- M'::llliııo işaret ederek bu v vletin bir ihtiyati tedbir _’:::::ıın hakiki siyasetten Velke, laranı yazmakta Üniversul gazetesi bu Mevzu üzerinde yazdığı bir :""-'od- Franko hükümeti Ormal bir şekilde tasdik '.m: Avusturya ve Macaris e dü beyannamede münde y Ğer hususatı ancak, ar Ve sşempi dairerinde ::;rı:ldıklı telarüz et- yi d'-— sonra ezcümle şö- iyor: Bilhassa bizi, revizyonist ACaristanın vaziyeti âlaka ? ':ı—ıııı..ııı. Peşte konferansında r:::."*ını en ziyade alâ Ntş tden mesele de, Ro "'ıııı." ile olan münasebatı “.ıiıu. Bu mesele, mat b Verilen beyannameden _“"b':"wınıı takip eden rinin Matbuat mümessille- Yazılarından sarih su- ç Salaşılmaktadır. *lekim Le Journal gaze _u:uhıhırınıı yazdığına söler Romen » Macar me- Mevgul talyayı pek ziyade Hıl.: #tmiştir. Diğer muh — " elktalyanın, Romanya olduğunu yazıyorlar ile Macaristan arasında te” hfi beyn vazifesini görmek | istediğini bildirmektedirler. Romanyada, — Macaristan ilenormal münasebatın tesi- si aleyhinbe bulunacak hiç bir fikrin mevcud olmadığı gayet tabildir, Bu cihet yal nız Macaristabın vaziyetine ; bağlıdır. Macaristan, Romanyadaki | Macar ekalliyeti işlerine ka rışmak fikrinden sarfı nazar etmedikçe ve;revizyonist si yaseti ile propagandasını yap makta devam ettikçe bizim ile kendisi arasında bir ya- kınlaşma hareketi mümkün olamıyacaktır Küçük İtilâf son zaman- larda, bu hususa ald noktai nazarını formal bir surette bildirerek Macaristanın bey: nelmilel teahhütleri çiğne mesine asla razı olamıyacak larını göstermiştir. Budapeşte beyannamesinin (6) mcı maddesi, italya ve Avusturya mümessilleri. hü kümeti metbualarının, Ma- caristanın askeri noktai na zardan diğer devletlerle mü- savi derecede — silâhlanma hakkını tanıyarak — bunun derhal kuvveden fille çıka tilmasını istediklerini kay: detmektedir Acaba bu, küçük itilâfa karşı bir tehdid mahiyetinde midir? Her halde, Romanya ile Macaristan arasındaki müna- sebatın tabil bir hale kon ması bu yoldan kabil de gildir. Beyannamenin işbu gmaddesi (7) inci maddenin kıymetini zayıflatmaktadır 7 inci maddede şöyle de niliyor: İtalya Avusturya mü- messilleri, hükümeti metbu alarının, — Macaristan - Ro men mübasebatını büyük bir bim askeri tedbirler tcap et tiğini söylemiştir. Hongkong, 29 (Radyo) — Bugün Panama bandıralı iki yapurdan — şüphelenen — bir motör vapurlara yaklaşmak istemişste de muvaffak ola- mamışlır Bu vapurların Çi- Amerika Deniz silâhlanma proğra- Dina ehemmiyel veriyor Vaşibgton. 29 (A.A.) Amerika Reisicumhuru B Ruzvelt kongrede deniz si lâhlanma fevkalâde proğ yüzde — yir nisbetinde fazlalaştırıl- masını ve ayrıca milli mü- ramının mi dafaa için birçok fasıllara tahsisat ilâvesini istemiştir. Ruzveltin isteklerin bir mil yar doları tutmaktadır. ne silâh taşıdığı zannolun- maktadır Tokyo, 29 (A.A) — Har biye nazırı bir. beyanname neşrederek, bütün ordudan Japonyanın takip eylediği hedeflere varmak için gay retlerin bir misli daha faz- lalaştırılmasını istemiştir. İyi haber mehafiller bu beyannamenin ordunun bir kısımında ve ezcümle mer kezi Çinde bulunan — or- dunün — gittikçe — Inkişaf etmekte olan ve Çinde mu- hasamata bihayet verilerek Şan Kay-Şek ile yenitden mü | zakerata girişilmesini takip eden temayüllere — nihayet vermek maksadile neşredil- miştir. Yine bu mehafillerin san dığına göre Çinde muhasa- nihayet vermek istiyen askerler — kabinenin siyas tine mukavemet ede- cekler ve muhtemel olarak | bir. hükümet buhranı vü | cüde getirmek - istiyecekler- D dir. | Vonzelârî — Raporunun - ehemmiyeti Amsterdam, 29 (Radyo) — Başvekil B. Kona, Vonze- lândın raporu hakkında be- yanatta bulunmuş ve rapo- run vaziyetin salâha götü- rülmesi hakkında çok kıy | metli olduğunu söylemiştir. | ç . Vidama mahküm olan polis Hayfa, 29 (Radyo) -- Bir Yahudi polisi, geçen sene meslektaşı bulunan bir Ara- | bı. öldürdüğünden — idama ' mahküm olmuştur. alan mata bir Vilâyet TŞrafından: Ağaç Yetiştirme Kursu Yarın Açılacak.. Köylüye Açılacak Olan Bu Kurs 8 Şubatta Nihayet Bulacaktır. Çiftçiye ve köylüye ağaç yetiştirmenin feoni vsülleri ni öğretmek maksadile bir kurs vilâyetçe karar verildiğini yazmıştık. Ziraat Müdürü B. Hüdai tarafından idare edilecek olan bu kurs bizzat fidanlık ta yapılacak ve yarından açılmasına itibaren faaliyete geçecektir. Her köyden bir kişi İştirak edecek olan kurs yarın saat dokuzda başlı: , 8 şubat çarşamba günü öğleden son ra sona erecektir Kursta ameli ve nazari olarak Zirat Müdürü B. Hü- ( Sonu ikinci sayfada ) alâka ile takip ettiklerini ve işbu iki devlet arasında ce- reyan eden müzakerelerden elde edilecek şayanı mem nuniyet neticelerin Tuna Av. rupasında su'hü temin ede- ceği kanaatinde bulunduk larını zikretmektedir. Geçen sonbahar iptitalar ında Cenevrede Milletler Ce miyetinin toplantısı münase betiyle Macaristanın küçük itilâf ve bilhassa Romanya ile müzakereye girişmek ar- zusunu izhar ettiğini biliyo- -( Sanu üçüncü sayfada ) l l ——— ON İKİNCİ YIL SAYI: 3770 Çocuk Esirgeme KurumununÇalışmaları 120 Fakir Yavruya Ye- mek Veriliyor.. ilkokul yavrularından kimsesizlere dünden itibaren öğle yemeği verilmeğe başlandı. Şehrimiz Çocuk Esirgeme Kurumu, her yıl olduğu gi- bi, buyıl da 120 fakir ilk okul talebesine tatile kadar devam etmek üzere ucak öğle yemeği vermeğe başla- mıştır. İlk yemek dün Lise ye mekhanesinde — verilmiştir Yemekte Valimiz B. Ethem Aykutla, Maarif — Vekâleti Orta Tedrisat Umumi Mü fettişlerinden B. Nurettin, Lise Müdürü ve — Maarif Müdürü vekili B. Vicdani Atasevenle, Çocuk Esirgeme Kurumu Reisi Doktor B. Kâ- mil Seslioğlu;ve idare heyeti bulunmuştur. B. Ethem Aykut, yemek esnasında yoksül - talebeye hitap ederek, kendilerinin ve babalarının olduğu kadar, milletin de birer evlâ- di olduklarını, böyle hayır kurumlarının. her — zaman kendilerini koruyacaklarını anlatmıştır. Valimiz sözlerine devam ederek, yavrulara hiçbir şey? düşünmeden yurda ve millete (m) faydalı birer uzuv olmalarını elkin etmiş ve bütün mil- letin ve onun babası olan Büyük Atatürkün de, bunu tistediğini ve beklediğini söy- liyerek sözlerine «on ver: miştir. Gerek çocuklar ve gerekse hazır. — bulunanlar B. Ethem Aykutun sözlerini hararetle alkışlamışlardır. Müteakip günlerde yemek, Kurum tarafından pişirtile- rek her okula tevzi edilecek ve —çocuklar yemeklerini kendi okullarında yiyecek lerdir. Kurum buyil talebe mevcudunca tabak, — çatal, kaşık da satın alarak okulla- ra tevzi etmiştir. Böylece vaziyet daha sıhhi ve yek- nesak bir. şekle konulmuş- tur. İyiğbir. çalışma içinde bulunan şehrimiz Çocuk Esir- geme Kurumu; buyıl içinde 460 çocuğu geydirmiş, 500 çocuğun okul İevazımını te> min etmiş. 1300 çocuğun da muayenesini yaptırmış, faz- Ia fakir yavruların da ilâç- larını vermiş, 50 çocuğu da sünnet ettirmiştir. İSIBAB Hayat Nehrinde Sosyete.. Çıı.ımıı bir kıyısındaki bir tuhafiyeci dükkânı -önündem ne zaman geçsem - dikkat nazarımı çeker; çünkü bu dükkân âdeta mazinin canlı bir takvimidir. Camekânlarından, içindeki eşyalardan tutunuz da ta dükkâncıya kadar her şeyde yılların yarattığı ağırlık, yıpranma sezilir. Her yılın üstüste serpiştirdiği ince tozlar camlarde: ça daha| gizliyor; camekânda Üstüste yığılım ersini bir par- rengini at mış kordelâlar, lekelenmiş, modası geçmiş”kravatlar, ala- calı gömlekler bu tozlu camların arkasında müşterilerin gözünden kaçmak ister gibi bir toz bulutunun altında her gün bir parça daha gizleniyorlar Dükkânın. kapısından, bir örümcek ağına takılmış' bir sinek cansızlığile karanlık köşesinde mütemadiyen uyuklı - yan bir ihtiyar görülür Bu adam bu dükkânı ne zaman açar, ne zaman kapatır, hiç belli olmaz. Badem biçimi gözlüklerinin altında yumulu gözleri, elin- de tesbihi ile, bir Buda heykeli kadar sewmiz bir oturuşu vardır. Sanki, burası herşeyile tuhafiye eşyasının teşhir edil- diği bir müzedir. Her zaman bu manzara karşısında düşünmekten ken- dimi alamam: İhtimal bir zamanlar bu dükkân da şu dolup taşanlar gibi idi. Fakat, zaman bir su hızile akar ve herşeyi tekâ- müle mecbur ederken, o hiçbir değişikliğe uğramadan kaldı. Zııııının süratli seyrine uymıyan herşey bir müddet sonra gözlerimizin önünde en manâsız bir hale gel- mez mi? Her ekalliyetin: “Biraz evvel suya girmeğe karar ve- ren varlık ben değilim!, Diye işaret ettiği hayattaki mü- temadi değişiklik bir tabiat konunudur. Buna uymıyan her şey mazinin kurmuş olduğu ağda bir örümceğin kapanına düşmüş bir sinektir. ayat, akıntısı kuvvetli bir nehirdir. Dalma en önde, en ileride olmak istiyen bir sosyete bütün müessese- lerile bunların cereyanına kendini kaptırmağa mecburdur. Kemal Demiray