İ, şlerimizin Manzarası Lâtife sanmayınız! Spor İşlerimi - | gin manzarası tıpkı anlaşılması güç kübik bir tabloya benziyor. Benim gibi bu yolda saçımı ağartmış, hattâ | temelini atmış bir adam bile bu iş'e- rin neresinden girip, neresinden çıki- | labileceğini kavrayamaz oluyor. Bu| arada (Nüzhet Abbas)m İstifası, İstanbul Futbol Ajanı Zeki ile mınta- | ka milmessili Fethinin lik teksima -| tında anlaşamamasmdaki hâdiseler teşkilâttan ziyade spor arkadaşlığı - nn bozulmaya başladığını da göste- riyor. Ben buna her seyden fazla Üzülüyorum ve bu arada spor iş'ei- mizl tenkit etmek aklıma gelmiyor değil, Fakat bizim mem'ekette (ep) demeden (letlebi) anlyan o kadar çoğaldı ki; insanm aklmdan geçmi - yen fikirleri bile yazısını tahlil ederek kalemine takıyorlar. Bu kabil gay. retkeşlik te hayli rağbet bulduğu için iş ahp yürlyor ve insan asıl mevzuu brrakıp hiç yapmadığı bir suçun mü. dafaasıra mecbur 0'uyor. Onun için spor tenkidi yapmaktan çekiniyorum. Yoksa bugünkü keşme- keşin sebep'erini açıkça o münakaşa etmek pekâ'â mümkündür. Nitekim #por sahasındaki bu gibi aç'k tenkit- lerin serbest ve tehlikes'z o'duğu za- manlarda gerçi bazı kaleminin ii dalini muhafaza edemiyenler arasın. da acı münakaşalar yapılır; ve bu münakaşalar bir kısım kerilerin hoş- mutsuzluğunu mucip olurdu. Olurdu ama bilfil sporun O bozuklukler: da ortaya dökülür, mümliin olduğu ka- dar ıslaha çalışı'ırdı. Buzün gazete. lerde bir şey yazılmıyor. Cesaret gösterenler haklımda imal sözler #öylen'yor. Böylece spor İşleri doku- nukluğu zaman nereden ses vereceği kestir'lemiyen girift bir elektrik ci- hazma benzed'ginden her yarıcı m temel almganlık'arı hesap ederk (zü'tü yare dokunmam» 'e'n) son derece ihtiyatla yürüyor ve her yer- de ağızdan ağza söylen-n rivayet. ler, yapılan tenkitler, hattâ teski'ht mensuplarının istirak ettiği şif“hi muahezeler o gazetelere | zeçemiyer) Zaten matbu gazete'er kileü'dükçe sifahi gazeteler büyür. Nitekim öyle oluyor. Fakat faydalan ziyde yera- Tı olan bu şifahi gazetelerin işeri dil- zeltmeye tesiri o'muyor. Vaktile spor işlerimiz'n iyi gitme. | d'ğine — nerede o zamanlar? — ee- bep olarak İleri sürülen nizamname geçen ssne en cezri b'r disiplin mü - | Vâhazasile değiştirild kten sonra bu - gün spor işlerimizde göze çarpan yeni karışıklıkları neye ham'ei-ee » gimizi bilmiyoruz. Ve daha garibi şudur ki elde böy'e disip'in mülâha- | şasile ve tepeden inme k-rar'ar alın- masını mümkün ilan bir nizamrame | olduğu halde, bu nizsmnameyi yapan ercümenin başkanı son spor eya» hatlerinden birinde d'sip'in tesisi 1 cin bu mizamnameden başkı müey - yideler arayıp tatbik etmede muztar kalmıştır. Bütün bunlar, birim spor İşini bir| Kücük iş gibi, küçlklerin bildiği ehem miyetsiz bir iş gibi serbestçe müta- Iea etmenin vakti geldiğini göstermez mi? B. FELEK Leviski Maçları Kaldı Ankara Gençler Birliği tarafından 3 maç yapmak üzere Ankaraya davet | edilen Leviski Bulgar takımına, eh- rimiz gayri federe teşekküllerinler Pera ve Şişli karşısında aldığı muvaf- fukiyetli neticeler üzerine önümünle- Ki hafta Fenerbahçe ve Galatasaray ile karşılaşmak için iki maç teklif €- TAN Küme taksimi işinde Galatasaray da mı | İ — Bugünlerde spor işlerimi mağlübiyeti, Atina dördüni den daha fazla İstanbulu Klüplerin kümelere taksim! taka reisi arasında çıkan iht En küçüğünden en büy rla alâkadar olan kime rastlasak ymaniye hangi kümeye gidecek, koca şampiyona bir - sifir zorlukla mağlüp olan Topkapıya ne İçin inki- $0f imkân verilmiyor? sualiyle kar- şılaşıyoruz... Bütün bu müphemiyet içinde vu - varlanan sualleri dört gün evvel lig maçları için klöp murahhaslarını mıntakada toplyan futbol ajanam birinci kümedeki klüplerin adetlerini azaltması, ve İkinci kümedeki bazi klüplerin üçüncüye İndirilmesi hak - kında verdiği karar doğurdu... Futbol ajanmın geçen seneki Jig maçlarının klüp fazlalığı ve saha ki- fayetsizliği yüzünden akim kalması ve esasen fayda bakımmdan bir men- faat temin etmediğini göz önünde bu- lundurarak yaptığı küme (teşkilâtı bazı klüpleri memmin etmedi, Mmta- ka reisi de ajanm yaptığı bu değişik» likleri tasdik etmiyeceğini bütün ga- zetelere söyledi. Ortaya, hal çaresi bulunmasına imkân ve ihtimal olmi- yan bir ihtilâf çıktı. ştakilerin doğur nazar ayrılığı klüpleri de ikiye böl dü, Şimdi birinci kümeye ayrı Fe nerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Bey koz, Güneş, İstabulspor, Vefa, Anado- bu klüpleri ağanm noktal nazarını eti dafan etmeletm. rılan Süleymaniye, To p, Altımordu, Anadolul lerbeyi, üçüncü kümeye avrılan Kara gümrük, Kasımpaşa, Fe maz, | Ortaköy, Sümerspor, Doğanspor, Ga- ista Gençler Birliği klüpleri de mın- taka başkanım tarafını teşkil etmek tedirler. Sonradan haber aldığımıza göre, birinci kümeye ayrılan Beykoz ve A- nadolu klüpleri de ikinci küm. rik edilen eski emektar klüp ayrılmak istemediklerinden yapılan protesto mazbatasını İmza etmi Bu vaziyet karşısmda 6 biri me klübüne karşı 16 ikinci ve üçünrü küme klübji vardır. Acaba hangi taraf ağır basacak? Bü sualin cevabını evvelsi akşam federasyonlar merkezinde umumi mer! kez ikinci başkanı Halit Bayrak, fut-! bol federasyonu reisi Hamdi Enin Çap ve mıntaka başkanı Fethi Başa-' ranım iştirâkile yapılan o İçtimadan öğrenilmesi kabil olabilecek iken ma- alesef alâkadarların bu hususta ke- tümiyet muhafaza ötmeleri bu imkâ- nı veremedi. Verilen karar elbet bugün yam belli olacaktır. Fakat şimdilik biz bu iki partiye ayrılan klüplerin vazi- yetlerini biraz teğrih etmeyi faydalı bulduk. Birinci kümeye ayrılan klüpler &- rasmda bulunan Galatasarayın vazi- yetini çok mühim ve nazik buluyuruz. Eğer bazı membalardan duyduğum'ı- za göre, bu Klliplerimiz de gayri mem nunlar partisine iltihak ederek ikinci meye gidenleri mildafan ederse © zaman ajanın tarafı bir hayli zayıfla mış oluyor. Çünkü bir Galatasaray - Fenerbahçe maçı bütün bu dediko- duları kökünden halledecek para mem baz olduğundan onun ayrılışı “azalık hesabma rından ayrı altı veya sekiz klüple ya- prlacak hususi bir anlaşmayı bile sar- sabilir... i Bugtin Galatasaraym dâ dâhil oldu- ğunu farzederek altı klübün ligle ven gekildiklerini hesap edelim, ki Fener 4) | şüindüğtmüz,, ig maçla - | memnun değil? zde muhakkak ki Norveç cülüğü, Rusya hezimetlerin- âkadar eden bir mesele var: i meselesinde ajanlıkla mm- ilâf... Umumi merkez ikinci reisi Halit Bayrak kurtulamaz. Kâbul etmek mecburiyetinde: Galatasaray, Fenerbahçe, klüple ları seyirci bulmakta bi lât çekerek sönmeye mahkümdur. VE KENT ETEL YETİM AŞK ile raklı toplıyamıyacağı da muharkak- ter Bunun için Galatasarayın müva- zene cetvelindeki büyük rolü ibreyi istediği tarafa çevirebilir. Bakalım | Sarı » Kırmız klüp hangi tarufı tu- tacak...? Fransız - İtalyan Atletleri İngiltere Şampiyonası Ingiltere futbol o sam) simdiye kadar oynanan birinci küme maçları neticesinde geçen nin kuvvetli takımlarından olan Sunder- lnnd ve Arsenzl klüpleri üstüste olan mağlübiyetler yüzünden kümede 13 ve 17 nci vaziyette gelmektedirier. Buna mukabil sıra ile baştan be- sinciye kadar şu klüpler gelmekledi Brantford, Derbi, Portsmonte Hud- derstield, Everton... asrın İngiltere - Macaristan milli takımları Ingiliz futbol federasyonu, bu sene Avrupada en fazla muvaffak olarak birçok galibiyetler kazanan Macar milli futbol takımını mak Üzere Londraya davet etmiş*ir. İngiltere halkı üzerinde çok iyi bir tesir bırakmış olan Avusturya mili takımını Macarların geçenlerde rünğ- lâp etmeleri bu davete sebep olarak gösterilmektedir. Macar federasyonu bu daveti ka bul ettiğinden Ingiltere - Macaristan willi futbol m bi 2 Birincikânun çarşamba olarak | tesbit edilmiştir. Macarlar futbol tistadları karşısın |da verecekleri imtihanda muvaffak olabilmek ve hiç olmazsa Avusturya (milli takımını yaptığı sempatiyi el. İde etmek içir şimdiden hazırlık'ara başlamıştır. bir maç yap- nin karşılaşma tari- Vapur navlunları Ecnebi navlun ücretlerini yükseltmeleri üze- vapur o kumpanyalarınn rine tüccarlarmızın ileri sürdükleri şikâyetler nazarı dikkate almnuştır. Ecnebi vapur kumpanyaları smda, Alman kumpanyalarının nav- lun ücretlerini biraz indirmeleri üze- ne, ax çok rekabet baş göstermişt Navlun biraz inmiştir. Ayrıca mev. sim ortasında navlunlarm yükseltil- memesi İktisat Vekâletince 1 ara in 0- Tunmuştur Bonaf vemiyetlerade Şekerciler ve hamamcılır cemiye- in seçimi d lmişlir. Netice- ler cemiyetinden Halil, Mus ha- de şekerci, tafa, Todori Değirmeneloğlu ve Her Sene Çarpışmıya Karar Verdiler Beynelmilel atletler bir koşu esnasında mam m a a, Size bu hikâyemde bizim mahalle- yi anlatacağım, Sokağımızın bir ya- nmda yüksek konaklar sıralıdır. Sön- radan düşmüş eski kibarlar gibi dö- kük sıvaları, fakat dimdik cepheleri- yükselen bu Kocaman konaklarda bölük, bölük orta halli aileler oturur- lar, Öbür tarafta yıkılmak üzere bi rer dükkân iken tahta kepenkleri, arkasina kırık camlar geçirip, deli ni deşiğini kapatarak bir iki fakiri tığı üç tane harap ku- ine büyücek, eski yapıda bir kaç ev vardır. O üç harap kulübenin sakinleri sessizdirler, sakinâirler, Fa kat her fakir tabii mahalleye fazla gelen suçları vardır. Ben bile e- vime geldiğim zaman zili telâşla Ça- Mp, içeri çabuk girmek isterim. Çün- kü bu harap kulübelerin birinde otu- İran kısa boylu kavruk ihtiyarm ken- di beslenmeye muhtaçken yemeyip, doyurduğu cılız, hastalıklı kedilerinin ayağıma dolaşmasından, onun biti - şiğindeki çamaşırcı şişman rmeni İkadının pervasızca sokağa boşalttığı leğenden Kirli suların Üzerime #icra- masından korkarım, Öyle olduğu halde komşularm onları mahalleden nak çin uğraştıklarını duyduğum zaman şaşırdım, Evden bunun — asil sebebini bana anlattılar, Her zaman karşı kulübelerden bi- rinin önünde, alçak hasır bir iskemle de kımıldamadan oturan bir kız gö- rürdüyn, İşte bütün mesele bu kızm başında toplanıyordu, dışarı doğru elmacık kemikleri fırlamış sivri uzun yüzü omuzlarına kadar perişan bir halde inen uzun siyah saçları ile bu kız güzel mi, çirkin mi pek bilmiyo- rum, Sefalet bütün bü farkları onun yüzünden silip, süpürmüş. Yanakla: rnm ucundaki adi boyanm kızıl pi- rütası, bu sıska yüze aşağılık, kötü bir kadın ifadesi veren tek ve sefil müna... Kolları, göğsü, açık, rengi uç “İmuğ mavi blüzünü omuz kemikleri- nin adete girdiğini, sürdüğü boyaya rağmen gözlerinin altındaki gideremediğin zaman, evdekilere kim olduğunu o sormuş- tum, Kimsesi olmadığını, bekâr diki. sİ dikerek geçmmiye çalıştığını süy- lediler, İşte mahalledeki dedikodula- ra bakılırsa çelimsiz vücuduna, çir- kin yüzüne rağmen bu kızm son za» manlarda kötü halleri görülmeye baş lamıştı ve bizim mahallenin karşı fa- kir kulübe sahiplerine duyduğu düş- manlık bu yüzden daha beter alevle- niyordu. Zaten ne zamandanberi kedi besli yen ihtiyarm sarsak kedilerinden, ça maşırcı şişman Ermeninin den rahat yoktu. Mahalleli bütün bunlara sabredip, sesini çıkarmamış» t. Fakat bü kızın #oysuzluğu herseyi !bastırmıştı. Herkes ondan lânetle bahsediyordu. Yalı bizim bitişikte oturan bir genç kizim onun hakkmda müsaht lisan kullandığın * ir gün işittim. A- sabiyetle gözlerin. açmış; “Ne” isti İyorsünuz, bilmem, diyordu. Kız iş gö recek gibi değil, hasta, sıska bir sey. Hastaneye gitmiş almamışlar. Ne yapsın? Hem sonra ayda Âiktiği bir kaç erkek çamaşırı ile boğaz doyar mı? Bu yola düşmüşse hiç sebepsiz değil ya..,, Bu üç fakir kulübenin tek müda- fi, bu sözlerile, o genç kiz olmuştu. 'Tabil hiç kimse sözlerine aldırmamış, dikişçi kızı mahalleden öbürleri beraber atmak için nahiye müdürlü- ğüne istida verilmesi kararlaştırıl - mıştı. Mahallede bu kızın münukaş8- lara yol açtığını duyduğum zaman 0- jna karşı İçimde yeni bir alâka uyan- di ve tesadüfen onu yine bir gün Ka- pısmın önünde gördüm. Ayakta duru yor, gündüz olduğu için yana doğru atılmiş tahta kepenklerin üzerine a- İsılmış bir mukavva parçasını dikkat ile düzeltiyordu. Bu mukavvanin üze- İrinde şunlar yazılıydı: “Cihan terzi- İ hunesi,, rüzgürm önünde durmadan sallanan pis mukavvanın üzerindeki bu kelimelerin insanın gözüne çarp - İması gülünç olduğu kadar da hazin bir tesir yapıyordu. Hele bu mukav- va parçasını düzelten sıska, zavallr ellerdeki titreyiş, kuru £ yüzündeki biçarelik öyle iç acindırıyordu ki, bu karşılaşmadan &onra onu müda faa eden genç kire hemen hak ver - BIZIM KOMŞULAR Peride Celâl miştim. Sefalet insana neler yaptı” mazdı.. Bir akşam üzeri idi. Eve dönüyo” dum. Bizim sokağı sapınca şimdiy8 kadar görmediğim bir telâş gözüme çarptı. Çocuklar koşuşuyor, evlerde kadin başları sarkıyordu. Biraz dahs nca İki polisin arasında ağir yarak “siz sebep oldunuz, diye, mâ“ halleliye bağıra, bağıra yürüyen bi“ zim dikişçi kızı gördüm. Taranma yü” zü görmemiş saçlarma siyah bir çat- kı çatmış, içeri çöklik yanakları yağ” lı, etrafa lânetler savurup, duruyof” du. İçeri girdiğim zaman vaziyeti anl& dım. Bir saat evvel kulübesini polis” ler basmış, “adar var mı?, diye, içe tisini aramışlar, şimdi de (sorgu! çekmek için karakola götürüyorlar- dı. Bu vak'anın üzerine mahallede #Ö zü geçenlerden birinin gayreti ile he- men o gün kulübelerin boşaltılması temin edildi. Mahatleden kovulanlardan kedi me raklısı ihtiyar ilk evvel kedilerini ku- caklıyarak titriye titriye sesini çıkar madan uzaklaştı. Çamaşırcı kadın küçük bir el arabasıra pırtılarmı yük leyip ağlıya sızlıya çıkıp gitti. Dikiş çi kizda zaten daha karakoldan dönmemişti. Memurlar kırık, dökük eşyasını: kulübeden kaldırıp, kapısms kocaman bir kilit asarak gittiler. O günün akşamı hava kararırken yine pencerelere bir çok kafalarm toplanmasına sebep olan bir hâdi- se oldu. Dikişçi kız dönüyordu. Ta- bil hiç bir şeyden haberi yoktu. Ağır ağır kulübeye yaklaştı. Fakat kapı daki kocaman kilit onu birdenbire ir- kiltti, Sonra hayretle başmı uzatıp, kepenklerin arasmdan kulübenin kap karanlık görünen toprak zeminine, artık orada bülunmuyan bir kaş eşya nın boş kalan yerlerine baktı. Başını kaldırıp, pencerelerdeki meraklı in « san kafalarını görünce yine önüne e Zildi ve bir müddet ne yapacağını ga“ şırmış gibi kulübenin önünde kımıl « danmadan durdu. Sonra ağır ağır dönüp, geldiği tarafa sendeliyerek u- zaklaştı. Ne öbürleri, ne de dıkışçı kız. bar daha dönmediler. Yalnız bizim me hallede gazete okuyanların gözüne belki ertesi gün göyle bir kaç satır ilişti: “Garip bir ölüm! Dün gece, İstan- bul tarafında bir genç kız cadde pek tenha olduğu halde tramvaym önün- İden geçerken acele etmediği için te- kerleklerin altında kalmıştır. Biraz İgarip görülen bu ölüm ilâh... © Tabii kimse bunun bizim dikişçi kız olabileceğini düşünmedi. “Buda- la, kör müydü?., diyip sayfayı çevir- İdiler. Şimdi bizim komşular çok rahat. İ Cünkü boşalan kulübeler bir daha hiç kimseye verilmiyecek Hem artık gidenlerin dönmesine de imkân yok. Hele dikişçi Kızm hiç bir zaman. —— Bulgar İhracatı Sofya, 14 (Tan) — Bulgaristan » dan Ispanyaya 10 bin kasa yumurta ihraç edilecektir. Bu suretle Bulgaris tanm yumurta ihracatı geçen seneye nisbetle yüzde kırk artmış oluyor. ———aı. Yerinde cevap dilmişti. İstadmda yapacakları karşilaşmı'ar, Fakat Bulgar takımmın klüpleri- |muhakkak ki halkı o tarafa çektesk- mizle karşılaşmak için istediği fazla |tir. 5 para alâkaderlarca muvafık görül ne- O zaman bu tarafta kalan 16 klüp Fransız atletizm federasyonunun i-frin her sene muntazam bir şekilde | mmm leri sürdüğü bir fikrin Italyan fede-| çarpısabileceklerini düşünmüşler | ve |letlerinin muhtelif vesilelerle karşı - rasyonuncr kabul edilmek üzere oldu- | nim resmi bir teklif şeklinde İtalyan- |laşmakta olduklarını, bu temasların İş o irinei kü ster İğ elere bildirilmiştir. lara bildirmişlerdir. Italyanlar pro-İher sene muntazam tarihlerde yapıl- gind jar kalmış ve * Leviski|aralarmda ister birinci küme, ister|ğu gazeteler i nişler a r zam | Sa dimi ayrılmış. | fevkalâde kime, ister en yüksek kü-| Fransızlar iki memleketin birik jeyi esas itibariyle muvafık bulmuş- | masının daha münasip olacağı kanaa- v me yapsınlar... Netice sıfır olmaktan jne yakınlığı dolayısiyle milli atletle- jlar ve esasen her sene İki millet at- |tini bildirmişlerdir. Otomobil sahibi garajcıya: — Benim arabaya hangi yağı tav. siye edersiniz? — Balık yağı tavsiye ederim. Bel- ki biraz büyür,