K AAA YAĞIŞLAR BAŞLADI Memleketin Her Tarafında Havalar Yağışa Dönüyor (HUSUSİ MUHABİRİMİZ BILDIRIYOR) lecek — onra beher. Meteoroloji enstitüsünden werilen malümata göre, bu sabah Trakyaya yağış olmuştur. Yağışın ölçüldüğü Edirne Kırklareli havalisinde 2 kilogram yağmur Doğu Anadoluda az miktarda yağış olmuş, metre murabbama 3 kilogram ya; Orta Anadoluda hava dilmiştir. — Küçük Sefain Himaye Edi- ,Resimler Çoğalacak (HRUSUSI MUHABİRİMİZ BILDIRİYOR| Ankara, 19 BEkonomi Bakanlığı şimdiye kadar muhtelif suretlerle alınmakta olan deniz resimlerini birleştirmek süreti- le yeni bir kanun projesi hazırlamış- tır. Adı “Gemilerden alınacak deniz Tesimleri” olan bu proje ile küçük se- fain himaye edilmiş, vize resmi ve diğer resimlerle cezalar kısmen ço- Galtılmıştır. Yeni projeye göre bir li- manda yolcu, yük ve hayvan alıp.çı- karmak suretile ticaret muamelesi ya pan gemilerden resimler şöyle alına- caktır: Vize resmi: 1000 tena kadar olan gemiler resim den müstesnadır. 1001 tondan yukarı elan gemilerden azami 250 kuruş. Müruriye resmi : el leaşn eee 100 tonilâtoya kadar alınmıyacak- tır. 1OT tönilâtodan 300 - tonilâtoya kadar, ilk yüz tonilâtosu için beher tonilâtosunda 3 ve yüz tonilâtodan tonilâtodan bir kurus, Â00 Rüâtoya kadar alımacak 500 kuruşa ilâve olarak beher fazla tonilâto için Yirmi para. Uğradığı limanda yolcu, Yük ve hayvan alıp çıkarmıyan, yani ticaret muamelesi yapmıyan gemiler- den vize resmi: 5 tonilâtodan 3 rüsum tonilâtosuna kadar 25 kuruş, * tonilâ- todan 30 rüsum tonilâtosuna kadar 50 kuruş, 31 tonilâtodan 100 rüsum tonilâtosuna kadar 75 kuruş, 101 to- nilâtodan 1000 rüsum tonilâtosuna ka dar 100 kuruş, 1001 tonilâtodan yu- karı maktuan 250 kuruş. Denizcilik tezkeresi resmi: havalisinde metre murabbama 10, vaziyetinin a u edilmiştir. Ankara ve havalisinde de az miktarda yağış kayde- Ü çisafi tonilâtoya kadar maktuan 12 Ankara, 19 isabet etmiştir. Kars havalisinde (ğmur isabet etmiştir. yağışa doğrulduğu tesbit Tesçil harçları: Gemi tasdiknamesi maktuan 500 kuruş, Ferağ senedi mak tuan 100 kurüş. Alım satım harcı: Binde on kuruş. Şahadetname ve eh- liyetname harcı: Uzun seferde süvari we baş makinist, boğaz kılavuzu kap- tanlarından maktuan beş lira. Yakın seferler süvari ve baş makinistlerin « den maktuan (4) lira, Uzun seferler ikinci kaptan ve makinistlerinden, li- man makinist ve motörcü ve deniz şo förlerinden, kılavuz namzetlerinden maktuan 2 lira, gemi reislerinden mak tuan 1 lira, sandalcı ve kayıkçılardan maktuan 50 kuruş. Pusla tashihi: 50 kuruş. Kızak muayenesi: $ Tonilâtodan 50 gayri safi tonil toya kadar maktuan 5 İira, 50 tonilâ- todan 100 gayri safi tonilâtoya ka - dar maktuan 7 Tira, 101 tonilâtodan FLÂAR (ATATÜRK 44 M denbire fenalaşıyor, ölecek gibi, ölü gibi . dır. Paris Fakültesi Fiziyoloj CelâlBayarın Şöleninde (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI)| Ankara, 19 deverana başlıyor. Yeni çalışma yılının başlama sı münasebetile, Ekonomi Ba - kanı Celâl Bayarın Bakanlık ve iş arkadaşlarına, Çankaya yo lundaki köşkünde dün gece ver- diği bahçe şölenine Atatürk te gelerek seref vermiştir. | Ekonomi Bakanımızın bahçe- si ampullerle donatılmış, zen - gin bir büfe hazırlanmıştı. Saat yirmide gelmeğe baça- yan çağrılıları Bay ve Bayan Celâl Bayar bahçe - kapısından karşılıyorlardı. Saat yirmi buğuğa doğru hep si gelmiş olan çağrılılar, büfeye götürülerek, orada kendilerine soğuk içkiler ve yemekler su - nulmuştur. , Saat yirmi bire doğru şölene gelen Atatürk bahçeyi dolaşa- rak, bütün rastladığı çağrılıları selâmlamak büyüklüğünü gös - termiştir. Bir saate yakın büfede kalan çağrılılar, saat yirmi ikide tenis kortu üzerindeki dans yerinde toplanmağa ve iyi bir cazban - dın çaldığı havalara uyarak dan- setmeğe başlamışlardır. Eğlenceleri Atatürk te öteki çağrılılarla paylaşmiş ve sölen Böyleve geç vakte kadar sürmüş tür. saat... Fakat hayatı başsız bi rülmemiştir. ki, darabanı yardım ediliyor. neffüs ediniz, derin nefes almı; y dr. 300 gayri safi tonilâtoya kadar mak- tuan 10 lira, 301 tonilâtodan 500 gay- lira, 501 tonilâtodan 1000 gayrisafi â 15 Hra, d aP ae A ll Hira ile kalan fazlası için beher 500 tonilâtosuna 2,5 bin lira. Ceza'ar: 5 tonilâtodan 3 tonilâtoya kadar 10 lira, 4 tonilâtodan 30 tonilâtoya ka- dar 20 lira, 31 tonilâtodan 100 toni- lâtoya kadar 30 Hira, 101 tonilâtodan 300 tonilâtoya kadar 40 Jira, 301 to- nilâtodan 1000 tonilâtoya kadar 50 lira, 1001 tonilâtodan 5000 tonilâtoya kadar 100 lira, 5001 tonilâtodan faz- lası için maktuan 200 lira. Cezaları ve resimleri derhal vermi- yenler hakkında tahsili emvâal kanunu Bir mali yıl için maktuan 50 kuruş. - Dış Ticaretimizi Genişlet- mek için Tedbirler Alınıyor Ankara, 17 (Hususi muhabirimizin telgrafı) — Türkofis, yeni bütçesine göre kadrosunu bazırlayarak Bakan- lar kurulunun onaylamasına sunmuş- tur, Kadronun bakanlar kurulunun bu günkü toplantısında görüşülmesi ihti- mali kuvvetlidir. Kadro kat'ileştik 'ten sonra yeni ihdas edilmiş olan me- Mmuriyetlere kimlerin tayin edileceği anlaşılacaktır. Tokyo konsey komer- Biyalliğine mensucat mühendislerin - iden Reşadın tayini kararlaşmıştır. Ye Ni tayinler münasebetile Ofisin iç ve Giş teşkilâtında çalışanlar arasında bazı değişiklikler olacaktır. Türkofi- tia yeni teşkilâtı hakkında ofis baş- kanı Dr. Necdet Alkın gazetemize şu izahatı vermiştir: *— Yeni teşkilâtımızda Samsunda Ve Karsta iki şube açmak kararında- “Yız. Bu karara varılırken — Samsunun toğrali ve iktısadi ehemmiyeti naza- Tı dikkate alınmıştır. Kara şubesinin bittassa Ruslarla olan münasebetleri- Mizi genişletmek amacını güdecektir. Dışarıda, Tokyoda bir konsey komer Biyallik kuracağız. Bu konsey komer- #iyallik belli başlı ihracat maddeleri- Mize uzak doğuda mahreç temin ede- Sek, Japonya ipek sanayii istihsalâtı hakkında esaslr Etüd yapacaktır. 'Tok Yo konseyimiz arasıra Pekine, Man- Şüukoya ve Şanghaya tetkik seyahat. Tİ yapacaktır. Buraları memuriyet Tuntakasına dahil bulunacaktır. Bun- dan başka bu son yıllarda Filistine in kişaf eden iktısadi münasebetlerimize daha fazla genişlik vermek amacını maksadile Hayfada bir Sek- komersiyallik tesis ediyoruz. yıllarda Filistinde Türkiye ile tmünasebetleri kuvvetlendirmek ar- İ EŞ O öMu artmıştır, Hayfa Sekreter ko « hükümleri tatbi kedilecektir. mersiyalimiz ayni zamanda Suriye ve İrakta da tetkikler yapacak, bu memleketlerle olan ticaret münate - betlerimizi genişletmeye çalışacaktır. Hindistandan müteaddid büyük firma lardan Türkiye mahsulleri hakkında istekler olmaktadır. Bu, bize Hindis- tanla yakında münasebetler tesizi a: zusunun kuvvetlenmiş olduğu fikrini telkin etti. Bunun için bu meyanda bir Sekreter komersiyalin tesisi kararlaş- mıştır. Bu sekreter körnersiyaller ol- duklart yerlerde kalmıyarak Komivu vayyajor sıfatile memuriyet mıntakala rı dahilinde gezecekler ve kendilerine vereceğimiz direktiflere göre belli baş İt mahsuüllerimizi alıcılara gösterecek- | ler ve bulundukları yerlerin durum- ları kakkanda Türt ihracatçılarını ay- dınlatmağa çalışacaklardır. -Üçüncü Sekreter Komersiyal de Bükreşte ih- das edilecektir. Son — yıllarda yaptı- ğimız tetkikler neticesinde yaş meyve ve sebrelerimizin Köstence yolile Or- ta Avrupa memleketlerine gönderil- mesi her bakımdan yerinde olacağı tahakkuk etti. Bükreş sekreter ko - mersiyalimiz bu yol üzerinde daima esaslı araştırmalar yaparak ihracatçı- larımızı takviye edecektir. Ve Balkan memleketlerile olan münasebetlerimi- zin inkişafını temin edecek çarelerin araştırılması vazifelerile tavzif edile- cektir. Hattâ Köstencede bir antrepo tesisini de düşünmekteyiz. Romanlı- larla bu hususta yaptığımız müzake- reler müsbet bir neticeye varmak üze- redir, Bu takdirde Istanbuldan yükle- tilecek yaş meyve ve sebzelerimizin Şölende İç ve Dış İşler, Sıh- hat, Bayındırlık Bakanlarımız, Varşova Büyük elçimiz, saylav- lar, Ekonomi Bakanlığı ileri ge- Secekeri VudtasemuzTATİN . yacaktım.” we Mecidiyeler Yasak Edilecek ya hayatla memat arasına gi miş olan yüksek iddialardır. Cenup vilâyetlerinde gümüş para ile alış veriş yapan yurt- taşların gümüş fiyatlarının yük selmesi üzerine müşkülâta uğ- radıklarına dair mezkür vilâyet- | lerden gelen haberler hakkında salâhiyetli bir zatla görüştüm. Bana vaziyeti şöyle anlattı: “— Son zamanlarda Londra borsasında gümüş fiyatları bir- denbire yükselmiş ve bu yükse- liş arsıulusal gümüş piyasasına da sirayet etmiştir. Tabii ola - rak memleketimizde de gümüş fiyatlarını yükseltmek icap et - miştir. Ön gram saf gümüş 30 kuruşa ve gümüş mecidiye fiyat ları da 60 kurtişa çıkarılmıştır. Cumuriyet Merkez bankası 6 hazirandanberi bu fiyatlar üze- rinden gümüş satılmamasını, memlekette Osmanlı İmparator | luğu zamanından kalma bir dert olan gümüş mecidiye tedavülü- ne 1 şubat 1936 tarihinde nil verilmiş olacaktır. Gümüş meci- diyelerin Suryeye kaçırılarak külçe haline getirildiği Haberi .uılsızdır. En nihayet Suryede iş yapanlar da beynelmilel gü - müş biyasasına uymak mecbu - riyetindedirler. Fiyatların yükselmesi karşı - sında almış olduğumuz — tedbir her nevi kaçakçılığa imeydan vermiyecek mahiyettedir, Ce - nup vilyetlerimizde kâğıt para ile iş gören tüccarlarla memur- ların zarar etmesine gelince; bu, ancak haziran ayı başma in- hisar edecek bir meselediri Tüccar ile memurlar da elin- deki kâğıt parayı gümüş piyasa- yat ve ömür müddetini de hi nın küvvetini lâmba ile ne kadar elektrik saj cak. mülüdür. 48 ilâ 60 saat içinde Berlin, V: Si Hallrk, Taydacına kadar gönügeür mek imkânı clde edilebilecektir. ae sı vaziyetine uydurmak suretile kendilerini zarardan koruyabi - leceklerdir, “rünür. Dunu hay. a iade etmenin yolu yok mudur? Eğer kalp, dimağ gibi mühim uzuvlarından biri ağır sure.'e hasta değilse, buna imkân var- Muallimi Leon Binet böyle iddia ediyor. Cenazeler teneffüs edi- yor, gözleri açılıyor, damarla- rında durmuş olan kan, yeniden Başsız gövdeleri ve gövdesiz '| başları yaşatanlar oldu. Bir kö- peğin başını kesip diğer bir kö- peğin gövdesine yapıştırarak bu karışık mahlüku bir müddet ha- yatta tuttular. Çok değil, birkaç mahlükun hayatını birkaç saat uzatmak, ölümü birkaç saat ge- ri atmak.. bu şimdiye kadar gö- Ölüm, kalbin tevakkufundan ve teneffüsün kesilmesinden ile- ri gelir. Biz kalbi zayıflamağa başlıyan hastalara ötedenberi kafcin ve vülkamfre yapmakta- yız. Bunları az miktarda yapar- sak kalp kuvvetleniyor, fazla olunca kalp bilâkis şaşırıyor. 'Tıpkı yüklü bir arabayı yokuşa çıkaran hayvanlar gibi. Kamçı ucunun hafif tahrik ve teşvikle- ri bu hayvanları canlandırır, da- yak ve tazyik ise büsbütün ta- katsiz düşürür. Halbuki Leon Binet'nin tecrübeleri gösteriyor tamamen durmuş olan bir kalp te kalp hulâsaları- le yeniden işletilebiliyor. Buna sun'i teneffüs cihazları ile de Fissinger diyor ki: “Bir has- tamın göğsünü dinliyordum. Te- dedim. Hasta hiç kımıldanma- Yüzüne baktım. Sözümü dinlemediğine hak verdim; has- ta ölmüştü. Leon Binet yanım- da olsaydı, belki mahcup olmı- Leon Binenin kâlp usaresi e tihazı.. bunlar şim- dir, sahai tatbikleri henüz çok dardır. Ancak doğrudan doğru- Kim bilir, belki bir gün gelecek, kuvvei hayatiyenin ne olduğu- lHusUSıl_Ehll;g;lâğgî!mzm nu daha iyi bileceğiz, belki onu elimize almak, cebimize koymak Ankara, 19 — / imkânı da olacak. Birdenbire öl- mek mi? yağma yok! Derhal ce- bimizden bir ampul çıkarıp has- tamıza şırınga ettik mi, Ezrail ters yüzün. dönüp geri gidecek. Evet, fennin en çılgın hayal- leri bile geride birakacak imkân- lar sakladığını iddia edenler var, Cüzdanımızdaki para gibi yüre- gimizdeki hay-* kuvvetini, ha- sap edip ona göre harcıyacağı- mız günler belki çok uzak değil- dir, Tıpkı bir elektrik cereyanı- kaç mumluk fettiğini bilerek idare etmek gibi : O zaman nüfus kâğıtlarında yaş, isim, hasep nesepten son- ra, yahut en evvel herkesin ha- iz olduğu kudreti hayatiye de- recesi yazılı olacak, Ona göre iş, ona göre teehhül, ona göre askerlik. Hulâsa her şey apaçık ve kat'i olarak bilinecek. Hal ve istikbalin bütün esrarı yırtıla- Fakat, öte taraftan daha ağır başlı akideler bu hezeyanlara dik dik bakıyorlar: “Dikkat et, çizmeden yukarı cıkma! diyor - lar, Hayat ve ölüm gibi bilkatin en esaslı nizamımı bozmak bize vergi değildir. Ölümü kaldır- mak, kâinatın akışını durdur - maktır. Bi zde yaşamak ve öl- mek gibi inkılâplarımızla bu bü- yük eserin devamma yardım ediyoruz. Biz - gelip gidiyoruz, fakat bu varlık kalıyor. Bu var- lığı devam ettiren canlı, cansız buşün mevcudatın fasılasız tekâ. Kanımızdaki küreyvat gibi, ensicemizdeki hüceyrat gibi, biz de büyük bir şey zannettiğimiz vücudumuzla, cemiyetimizle, ır- x ü tiyorsun, behey gafil!" Evet! Büyük hakikatler var. Büyük görünen, hakikat göl t kaldırmak, ölümle beraber bel- yanında kudret veren, kudret gi Muhip Nureddin Bir Duyumu Yalanlama (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN 'TELGRAFI) Ankara, 19 Z, dır. — Fransaya bir ticaret heyeti gidiyor Ankara, 19 (Muhabirimizin ! Heyet Ekonomi müsteşarı r- dir. Bakanlar kurulu vam etmiştir. ——— Afyon vaziyeti e- komisyon teşkil edilmiztir. e miştir. I_İr»î KARA KÜÇÜK j HABERLERİ baaamcamuma si kalem direktörü Vedit Mos la Bedianın evlenme merasim sinde ya; Merasimde törlüğü erkânı bulunmuştur. * Ankara, 19 (Tan) — Kül lerini istemiştir, A bir zerre veya beş on hüceyre kümesiyiz. Kanımızdaki kürey- veler, ensicemizdeki hüceyreler nasıl doğup ölmekle bizim ha- yatımızı temin ediyorlarsa, na- sıl onların ölmekten, harcan - maktan geri kalmasına biz ken- di nef'imize razı değilsek, büyük hilkat te anasırı arasında tuttu- ğu, doğmağa ve ölmeğe mah- küm ettiği biz insanlara, doğu- mun ve ölümün büyük sırrını vermez. Verirse kâinatın niza- mı bozülür, kâinatın akışı du- rur, Sen ölüm çareleri sayıklas makla, sanki bir iyiliğe, bir ha- lâsa mr kavuşacaksın? Kıyame- ti kendi elinle mi koparmak is- nen şeyler var. Fakat ölümü ki kâinatı da ya İhya veya imha etmek, yine bu âdem oğluna mukadderse, bu da bir alım ya- zısı ise, bunun mes'ulü biz mi- | yiz? Yoksa, bize aciz veren, aciz bi görünen imkânlar ve ümitler veren asıl büyük kuvvet midir? Orient ajansı tarafından ve- rilen ve Türk ordusunun Cu- mur Başkanı Atatürkün idaresi #altında manevralara başlamış ol duğunu bildiren haber asılsız- eyetimiz pazartesi günü buradan yola çıkacaktır. bakanlığı Faik Kurtoğlunun başkanlığı altında Türkofis baş müsavirlerinden Burhan Zihni ve müşavir Melihten müteşekkil Ankara, 19 (Muhabirimizin telgrafi) — Bakanlar kurulu bugün saat 15,30 da toplanmış ve toplantı geç vakte kadar de- Ankara, 19 (Muhabirimizin telgrafi) — Afyon vaziyetini tetkik için alâkadar bakanlıklar müsteşarlarından mürekkep bi Komisyon bugün ilk toplan- tısını yapmış ve toplantıya AF yon inhisarı direktörü iştirak et “* Ankara, (Tan) — Başba- kanlık müstesarı Kemal, Husu- kova elçiliği müsteşarlığına ta- yini haberini tekzip etmektedir. * Ankara, 19 (Tan) — Bura- ya gelen Trakya genel müfettişi İbrahim Tali, Trakya işleri ü - zerinde muhtelif bakanlıklarla temas etmektedir. * Ankara, 19 (Tan) — Mat - buat genel direktörlüğü larından ve gazetemizin eski yardımcılarından Server Ril*t- leri belediyenin evlenme daire- lg'; İşler bakanı Şükrü Kaya ve Matbuat direk- tür Bakanı, bütün bakanlık er- kânmdan parti programında kültüre ait esasları ne suretle anladıklarını birer rapor halin- de kendisine yazarak bildirme - * —— HEKİM GÖZİLE DiRiLEN ÖLÜLER İşi ile meşgul bir adam bir- | kımızla bu koca kâinat içinde CACIK! Sevmiyen — elini kaldırsın! Güzel, tatlı bir Yalova yoğur - dunu biraz çırptıktan sonra iÇi- ne körpe bir hıyarı ince ince çenter, iki diş te sarmısaği gu- zelce dövüp karıştırırsanız dün- yanın en güzel iştah ilâcı olur. Bunun adına da cacık derler. Ben cacığa bayılırım. Rakı i- çenler için cacık (mukaddes) şeylerdendir, derler. Ona lâf e- dilmez. Ama adamın ağzı sar- mısak kokarmış. Ayol! _Bîı bu kadar ağız kokusu çekiyoruz. Biraz da bizim ağzımızın koku- sunu çeksinler. Lâkin bir kâse cacığı şöyle önünüze alıp hiç düşündünüz mü? Büu ne tuhaf bir (kombine- zon)dur. İnek süt verecek. Sütü yoğurt yapacaklar. Yoğurt ây- ran olacak, içine sarmısak ko - nacak. Hıyar çentilecek ve üstü ne de zeytinyağı gezdirilecek. Bütün bu birbirine yabancı şey- leri bir araya hangi dâhi topla» mış acaba! Eğer cacık keşfedil. memiş olsa idi de, birisi bize | bunu teklif etse idi gülerdik... — Deli misin?. Derdik... Hayatta her gün bir takım cacıklara rastlıyoruz. Birbirleri- le kaynaşması mümkün olmıyan bir takım adamları, fikirleri bir arada toplanmış çalışıyor ve muvaffak oluyor — görüyoruz. Bunlar bir araya gelmeden ev- vel bize sorsalar, gülerdik... Lâ- kin bir araya geldikten ve ta larını tattıktan sonra diyece; miz kalmıyor. Tıpkı cacık gibi... Bu, bir zekâ ve buluştur. De- ğerler, ayrı ayrı başka, birleş- tikleri zaman başka, başka tad veriyorlar. B. FELEK Ulusçuluk Prensipleri Ve iş Hakkı - (Baş tarafı 1 incide) Genel anlamile — umumt! mefhu. mile — iş; maddiğ ve tinel (maneviğ) moral bakımlardan hakkıma kavuştuk , karmığ (cemiyet) yükselecek, kuv- vetlenecek, bahtiyar olacaktır. İşin egemenliği, demokrasinin yes neni, üstünlüğü olacaktır. Ulusçuluk ve demokrasi; elde âsa ve keşkül, omuzda kaplan postu, boy- nuzla liberallik havalarını üfleye, üt- leye sokak köşelerinde safları avla- mak değildir. İşe payımı vermiyen siyasal kurum- lar (siyasi teşekküiller) zamanımız anlamile birer soyguncu çetesinden başka bir şey olamazlar. Kamiâlizm'in prensipleri Türk dev- detini böyle çirkin bir durumdan (va- ziyetten) koruyabilir. (Engels) diyor ki: “Bir gün gelecek, işe paymı vermi-- yen ekonomsal liberal devletler,hani şu ekönomsal liberalliği ile gurur du- yan siyatal kurumlar, müzelerde işe kence aletleri sırasına konacaklardır. Yarının insanları, bunları tıpkı bir. balta, bir satır, engizisyonun kol ba- cak krran bir tekerleği. göz çıkaran bir çivisi gibi seyredeceklerdir.” Ben komünist değilim. Siyasal inançlarım (kanaatlerim) , | Kamilist prensiplerdir. Türk doğ- ’ dum, Türk ulusçusu olarak öleceğim. Fakat tarihin yürüyüşünde işe değer | | payını vermiyen devletin sonu, (En. gels) in dediği gibi olacaktır. Kamâlizm yene, yene ilerliyor. Ve biz durmadan yürüyoruz. Geri kalmak istiyenleri de sürükli. yen bir hızla yürüyoruz!. ğ Ankara: .B - 6 - 935 |— Mahmut Esat BOZKURT r Öz Türkçe Kelimeler Her gün gazetemizde Türk Dili Araştırma kurumunun verdiği 5 keli- Okurlarımıza şir SARRN DA MA ve sırasile i faydalı bulduk. Yarınki sayımızda ü(ü: bu kelimeleri bir arada ve özdil sayfamız- da bulacaksınız. SARERARAARETAITADAGAĞA A * Ankara, 19 (Tan) — Meni teftiş kanununün bugünkü ihti- yaçlara göre daha iyi bir netice *gvennesi için Ekonomi bakanlı- Ekİ x n