ee—x<— . BİR MODA İstanbula gelen sinema artist- leri Lilian Gish ve Dorothy Gish'le konuşan gazeteci arka- gdaşlar, bu iki kız kardeşin kendi mesleklerinden ziyade ekoanomi we turizm işlerinden bahsettik- lerini gömüşler. Genç kadın ze- kâlarını değil, bütün devletleri mndüren harp sonu mescle- leri: Kriz, pahalılık, oteller, bi- nalar, şehircilik ilâ... Maksadım, onların dünkü “Tan” sütunlarında okuduğum ve pek doğru bulduğum fikirle. rini burada bir kere daha tasdik etmek değil, sevimli gölgeleri beyaz perdeden uzaklaşan sine- ma yıkdızlarının bile, tuvalet mevzularında olduğu kadar, eko | nomi işlerine dair de söz söyle- melerinde bir zamana işaret ara- maktır. Bu işaret, zekâlarını en geniş mevzular üstünde yormağa baş- layan kadınların lehine olduğu kadar, herkesin düşünebileceği kolay ilimlerden biri haline ge- len ekonominin de aleyhine ol- sa gerek, Bir sinema yıldızının yılan derili iskarpinindeki toka- dan — bahseder gibi ekonomik | meseleler üstünde kolaylıkla | &öz söylemesi, bu mevzuda sö- zün ayağa düştüğüne işarettir. Moda olan her şeye dair bir fi- kir sahibi olmak hakkını ken- dinde bulan zarif kadını ayıpla- mam, çünkü, ne zamandır, eko- nomi bilgisi de bir modadır. Fakat, her moda zibi geçmek üzere olan bir moda; her moda | gibi zaferinin büyük bir kısmını | vitrinin kuvvetli ve çekici ışık- | larına borçlu, zekânın ve tefek- | kürün merkezinden ziyade mü- | hitine hitap eden, dekoratif bir moda; ve her moda gibi kanun- larını bulmüş görünüp ansızın | kaybeden, bunun için ansızın gözden düşen ve modası geçen bir moda. Nitekim, bugün, her şeyde bir şeyin tesirlerini ara- yan ve her şeyin ekonomile baş- layıp ekonomile bittiğini sanan manyakların yerine, söz, şeyde her şeyin tesirlerini ara- | yan ve yalnız iktisat değil, bü- tün cemiyet hadiselerine aynı tesir payınr ayıran kavrayıcı, geniş tefekkür « shiplerindedir. Peyami SAFA Üniversitede sözlü | imt hanlar Üniversite hükuk fakültesin- de bugün sözlü imtihanlara baş lanacaktır. İmtihanlar gruplara ayrılmıştır. Her grupta 12 kişi bulunacaktır. Bu suretle bergün 12 kişi imtihan olacaktır. Yalnız bu ders genesi sonuna kadar namzetliğine müsaade e- dilen ve evvelce lise mezuniyet imtihanını vermemiş olan tale - mhn&ırın devresinde mezu- imtihanına girerek mu - vaffak olanlar bu'“iemd]ı.n]uı T. KN istanbulun plânını içbakanlığı Yaptıracak Şehir plânı yaptırtmak hakkının belediyelerden Tçişler Bakanlığına geç ler doğurmuştur. Yeni vaziyete göre, nüfusu 10 binden fazla olan şehir ve kasabaların müstakbel imar plânları- nı İçişler Bakanlığı yaptıracaktış. Bu- nun için Ankarada İçişler Bakanının başkanlığında bir heyet teşekktil et- miştir, İmar plânı için, belediyeler her yıl muayyen bir parayı bankaya kaya caklar ve Bakanlık emrine verecek- lerdir. Şimdiye kadar bu iş için tah- sisat ayırmamış olan belediyeler, 1935 yılı bütçesinde bu parayı mutlaka ayı racaklardır. İçişler Bakanlığı emrine Tüzimgelen tahsisatı vermiyen beledi- yelerin oktruyanın kalkmasından son- Ya tahakkuk etmeğe başlayan yüzde ©n gümrük hisseleri verilmiyecektir. Bu para İçişler Bakanlığı tarafından belediyeler bankasına yatırılacaktır. Tstanbul belediyesi şehir plânr için ya prlacak masraf karşılığını gene Bele- diyeler Bankasından istikraz etmek üzere idi. İstanbulun plânını İstanbul belediyesi değil, İçişler Bakanlığı yap tıracağı icin, yapdacak istikrazın plâ- | na sarfedilecek kısmı, İçişler Bakan- | liğınm emrinde, Belediyeler banka - | sında bırakılacak ve alınmıyacaktır. — | üN Doçentler ölüm ihbarnameleri Hastahanelerden gönderilen | ölüm ihbarnamelerinin bazı nü- fus idareleri tarafından kaydo - hanmadığı ve bu yüzden hasta- hanelere olan müracaatların ço- galdığı görülmüştür. Bu gibi gi- kâyetlere meydan vermemek i- çin nüfus memurlarının kayıt - ları muntazam tutması alâka - dar makâmlara yayılmıştır. -— Veremle savaş için Verem ile savaş kurumu ta - rafından Eyüpte yaptırılmakta olan verem dispanseri binası in- şaatı bir hayli ilerlemiştir. Eyüpteki tuğla tüccarları ye- ni harman mahsullerinden yü - kendikleri tuğlaları kuruma ver meğe başlamışlardır. Bakırköy, Hazinedar oğlu Hüseyin Hüsnü de mezkür dispanser ihtiyacı i- girebileceklerdir. Bu cihet Kül- tür Bakanlığından Üniversite - ye resmen bildirilmiştir. —— —. : . Erik Çiçekleri y ,b/. Mahmud YESARI 'Aksilik bu ya! Bizim ahbap, yazıhanede yok. Uzun boylu, zaif, soluk yüzlü bir genç: — Buyurunuz, oturunuz, ha - nimefendi. Dedi, bana yer gösterdi. Gencin yüzü ve bakışları çok sevimli idi. Birden hoşuma gidi vermişti; sordum : — Çocuğum, adın ne senin? Utangaç utangaç önüne bak - — Rakım! Onun utangaçlığı da hoştu. | hiş para kazanıyordu. Bu çocuğa | veren bir kadınımdır. Pazarlık gçin 250 kantar kireci tamamen parasız olarak vermek suretile yardımda bulunmuştur. Oturduğum yerden sıçramı - şim: ; — Ne! Yirmi iki lira mı? Ço- tuğum, senin ailen var mı? Boynunuü bükmüştü: — Hayır, hanımefendi, kim- setm yok. Annem de, babam da, ablam da öldüler. Ona karşı duyduğum sempa- tim, bir kat daha artmıştı: — Nerelisin? — Ben, İstanbulda doğmu - şum. Ama, biz asil Ödemişli - yiz . Buna, çıldırmıştım! O, efe, zeybekti. İçin için, bu çocuğu yirmi iki lira aylıkla çalıştıran ahbabıma kızıyordum. O, müt- Onunla konuşmaktan haz duyu | kısırganrhası, pintilik de değil, yordum: —— » ahlaksızlıktı. - burada ne işin var? | — Rakıma sordum: — Beyin kâtibiyim, — Yirmi iki lira ile nasıl ya- — Ne maaş alırsın? şıyorsun? Donuk donuk kekeledi: — Ayda yirmi iki lira.. — Gözleri yerde, gülümsiyordu: mesi, birçok yerlerde mühim vaziyet- | — Ölmiyecek kadar yaşayo- Kültür kurulunda yeni çalışma hedeli Kültür Bakanlığı Müli Talim ve | Terbiye dairesinin adı “Kültür Kuru- lu” olarak değiştirilmiştir. Kültür ku Tulunun Üyeleri altı olarak tesbit edil- miştir. Altı azadan başka bir de baş- kan vardır. Bu heyet Kültür Bakan- Tığının ilmi İstişare heyeti mahiyetin- de olacaktır. Bu heyet yalnız mektep- lerde tedris ve terbiye işlerile uğraş- mryacak, çalışma sahasını genişlete - rek, halkır Cumuriyet esaslarına gö- re hazırlatılması işini yapacaktır. Bu- mun için, birçok yeni tedbirler alına- gcaktır. Kültür kurulu bazı tetkikatta bulunmaktadır. — Avrupada okuyan hekimler Yabancı memleketler Tıp fakülte- lerinden mezun olan hekimlerin Tür- kiyede ne gibi şartlar altında doktor- luk yapabilecekleri İstanbul Sıkhat Di rektörlü; ve İstanbul Tıp Fakül. tesine bildirilmiştir. Bu vaziyette o- lan kimselerin mezun oldukları yaban ct fakültelerin ders programları tet- kik edilecek ve bizim fakültemizle ay | ni programı takip eden fakülte mezun larına hekimlik müsaadesi verilecek | tir. Tahsil vaziyeti başka şekilde olan | hekimler, bir jüri heyeti huzurunda mtihana tâbi tutulacaktır. Bunlar, me zun oldukları fakültede okumadıkla- tı ve bizim programlarımızda mev- cut derslerden imtihan vereceklerdir. ihan edifecek' Üniyersite talimatnamesine göre döçentler bir imtihana tâbi tutulacaklardır. Bu imtihanla - rın nasıl yapılacağına dair fakül te profesörler meclisince bir program hazırlanmıştır. Rektör Avrupadan geldikten sonra bu program tetkik ve tas- dik edilmek üzere Kültür Ba - kanlığına gönderilecektir. — Likör fiyatlarının ineceği yok Dün bir gazete şarap, li- kör, vermut gibi içki çeşitleri ü- zerinde inhisar idâresinin fiyat- ları düşürmek kararını aldığını haber veriyordu. İnbhisar idare- sinden böyle bir karar verilme- diğini dün öğrendik. #/Likör fi- yatları indirildiği takdirde inhi- sar gelirinde 16,000 liralık bir açık olacaktır ki bu yeküân fiyat ları değil ancak bu yoldaki ta - savvurları suya düşürmektedir. rum. Bir an, düşündüm ve derhal kararımı verdim: — Benim kâtibim olur mu - sun? Sana ayda elli lira maaş vereceğim. O, şaşalamıştı; kendisile alay ettiğimi sanarak şüpheli şüphe- Hi bakıyordu. Omuzundan tuttum ,sarstım: — Neye afallaştın? Elli lira | yı beğenmedin mi? Peki, altmış olsun, Şimdi razı misin? Şaşkınlıktan bir türlü kendi - ni kurtaramıyordu: — Bilmem... Siz, bilirsiniz, Şiddetle kolundan çektim: — Haydi, ben, çabuk - karar bitti. Bu dakikadan itibaren be - nim kâtibimsin. Benimle bera - ber geleceksin. Ö, inanmıyordu, inanamıyor. du. Belki de beni, delinin biri san Fiorya plâjı Florya plâjınım bayındırlık iş lerine devam edilmektedir. Şar- bay vekili Hâmit ve şar erkânı dün Floryaya giderek tetkikler- de bulunmuşlardır. Floryanın su ihtiyacını temin için bulunan memba suyu haznesi etrafında yapılan faaliyet bitmek üzere - dir, Verilen malümata göre bu ayın sonunda su işi tamamen bi tirilmiş olacaktır. Diğer taraftan, elektrik ter- tibatı işi sonuçlandırılmıştır. Bir iki güne kadar cereyan gelecek- tir. Telefon konuşmalarının önü- müzdeki pazartesi başlayacağı ve yol faaliyetinin de 1 temmuz da bitirileceği haâber verilmek - tedir. — Şekeri yüksek fiyatla satanlar Şeker ucuz zı kimselerin görülmüştür. Bu cümleden ala- rak bir çok dükkânlarda şekerin yirmi ve bazı yerlerde de altınış para fazlaya satıldığına te- İediye bu ciheti göz önüne mıştirt Esnaf sıkı bir. kontrola tabi tutulmaktadır. İhtikâr ya- panlar şiddetle cezalandırılacak lardır. Diğer taraftan şekerli mamü- lJâtın da fiyatlarının ucuzlatıldı- ğmı yazmıştık. Bu cihetten de bazı kimselerin eski fiyatlar ü - zerinden satış yaptıkları görül- | müştür. Belediye bu cihetten de derhal faaliyete geçerek işin hi- le tarafına sapanları şiddetle cezalandıracaktır. —— talebe alınacak Hususi idarelerden alınarak Kül - tür Bakanlığına bağlanan muhtelif Vilâyetlerdeki mımtaka sanat okulu için, Bakanlık yeni bir kadro hazır- lamıştır. Bu yıl kadroya göre, bazı şartlar altında bu mekteplere leyli meccani talebe almacaktır. Bu yıl alı- nacak talebe sayısı, geçen yıllardan daha fazladır. Tereddüt içinde i | — Yazihane yalnız... i Onun elini tuttum, gözlerimi gözlerinin içine diktim: — Beni, iyi dinle çocuğum, Benim iki kere söylemek tabia- tim değildir, Şimdi kimbilir, ak- lından benim için neler geçiyor dur. İleride, benim nasıl bir ka dın olduğumu öğrenirsin. Sana, şunu söylüiyeyim ki, ben, zengin kadınım, Ve kendi hayatımı ya şarım. Kimsenin emri, kontrolu altında değilim. Kâtipliğini et - tiğin adam, benim ,ahbabımdır. Seni ayartışıma ses çıkarmaz, Beni dikatle dinliyordu: — Peki! Sizin yanınızda ne vazife olacak? Bir kahkaha attım: R — Ne mi laocak? Hiç... Yiye cel , İçeceksin, uyuyacaksın, gezeceksin... Bana, arkadaş!lık edeceksin, S- mıştı. |— Şimdi gidiyoruz, dedim, , Hanın odabaşısına yazihane - nin anahtarını verdik; ben, ah- almış ve derhal takibata başla- | 5 San'at mekteplerine leyit | 4” | SEHİRDE OLUP BİTENLER Bi eli k KUÇUK HABERLER & Verem ile savaş kurumunun se- nelik deniz gezintisi, bu sene 8 eylül pazar günü Çmnarcığa yapılacaktır. Gezintinin evvelki senelerde yapılan- lardan daha güzel olmasına çalışdda - caktır, Nezaheti temin için içkiye mü- saade edilmiyecektir. * Etibba odasının dış kısşmının ta- miratına başlanmıştır. Bina altındaki dükkânlar bozulacak, binaya ilâve yapılacak ve ayrıca bir kütüphane ku- Tulacaktır. Kütüphane, doktorlara ve bilhassa Tıp talebelerine daima açık bulundurulacaktır. * Çocuk esirgeme kurumu vilâyet idare heyeti dün saat on altı buçukta toplardı ve bazı kararlar verdi. & Istanbul Emniyet direktörlüğü 2 inci şube direktörü Demirin, mün- hal olan Edirne emniyet direktörlü- ğüne tayini urnulmaktadır. * İspanyada Pedro Caracamo Te - cim Ajanı Türkofise müracaat ederek memleketimizden tavşaâan tüyü almak istediğini bildirmiştir. Ofis bu müra- caatı alükadar tecimenlere bildirmiş, bu hususta tetkikata başlanmıştır. * Üç gündür şehrimizde bulunan #lsema artisti Lilian Gish ve Dorothi Gish hemşireler dün sabah Viyana va purile şehrimizden ayrılmışlar ve Pi- teye gitmişlerdir. * Şehrimizde bulunan Fran pidosu Amirali Rive ve geml 5: * Fransız seliri taralnda: da bir öğle xiyafeti ve- )'ıpewş. müztleri, cami ve diğer gezilecek yerleri dolaşmıştır. * İstanbul balıkhanesinin modern bir balık aksiyonu haline getirilmesi için bazı değişiklikler yapılacaktır. Bir müddet evvel gönderilen raporlar, Ekonomi Bakanlığınca gözden geçiril miş ve bir proje hazırlanmasına baş- lanmıştır. * Dang hastalığından korunmak için yeni yapılan arsmılusal anlaşma İstanbul Sıhhat Bakanlığına bildiril- miştir. Bu anlaşmada birçok yeni hü- kümler vardır. * Baro riyaseti yeni Kazanç kanu- ince avukatların kazanç va- için — kendilerinden almağa karar vermiş- baroda bir toplantı ya pilması ihtimali vardır. * Yeni kazanç kanununa doktor. dişçi, diş hekimi, ebe ve kimyagerle- rin sınıflara ayrılmasını Etibba odası yapacaktır. Etibba odası, bu iş hakkın da Maliye tahakkuk şubelerinden ma Tümat istemiştir. Bunlar geldikten sonra sınıflara ayrılma işi yapılacak- tır. * Yunan sefiri Sakellaropulos ya- babıma iki satırla işi anlattım. Sokağa çıktığımız zaman, Ra kım'ın ayakları dolışıynrdfı. A- sil rahlu çocuğun şaşkınlığını anlayordum. Benim şık, lüks tu valetimin yanında, onun fakrı, sefaleti, pek fena sırıtıyordu. Kıyafeti, hakikaten pek za - vallı idi. Yazihanenin loşluğu 20-6-93)5 ST - BUDA BENDEN ÇİZMEDEN YUKARISI Çizmeyi bilirsiniz, uzun konç- lu bir ayakkabıdır. Çizmeden yukarı çıkmak hikâyesini de dinlemişsinizdir elbet. Ressam, ayağı çizmeli bir adam resmi yapmış. Bir kundura boyacısı bu Tesmi görmüş ve çizmedeki pt- rıltıların yanlış olduğunu ressa- ma söylemiş, Ressam, boyacının | kritiğini doğru bulmuş ve pırıl- | üzeltmiş. Bunun üzerine, “İyi ama, demiş, panta- |londaki kırışıklar da yanlış.” Ressam kızmış birdenbire: — Yoo! diye haykırmış, çiz- meden yukarı çıkma! İşte o gün bugündür bu “ meden yukarı çıkma” sözünü önüne gelen kullanıp durur. Oysa ki, kundura boyacısı ne- den yalnız çizmedeki boya pı- rıltılarının yanlışlığını anlar da, pantalondaki kırışıkların biçim- sizliğini anlıyamaz? Ya, ger- çekten, pantalondaki kırışıklar, bir terzi gözüne lüzum göster- miyecek kadar, boyacının da gö- rebileceği derecede yanlış çizil- mişse? Boyacı, “Ben boyacıyım, aklım gerisine ermez” diye ağ- zını açmasın mı? Eğer açmasın, üstüne ödev olmıyan şeylere ka- rışmasın, derseniz; siz de, karşı- muzda pantalondaki yanlışlıkla- rı görecek bir terzi olmadığı için boyacının dilinden kurtul - mak is*'yen bir acemi ve korkak ressamdan başka bir şey değil- siniz demektir. Orhan SELİM Kıdem zammı alacak öğretmenler Bu yıl İstanbul ilk tedrisat muak limletinden 250 öğretmen kıdem zam mı alacaklardır. Yeni kıdemlar Teşri- nievvelden itibaren — verilecektir. İs- tanbul Kültür Bakanlığı kidem alacak öğretmenlerin listesini yapmış ve ba- kanlığa göndermiştir. İç işleri memuru olmak için tak mömurlar için, yeni bir karar ves rilmiştir. Bakanlığa ilk almacak me- murlar stajiyer olarak mesleğe gire- ceklerdir. Stajiyer olarak mesleğe gir mek için en ar ortâ mektep mezunu, olmak lâzımdır. Yeni verilen karara göre, ihtiyacı karşılayacak kadar or- ta mektep mezmnu — bulünmazsa bir müsabaka imtihanı açılarak, bu surete le de memur almabilecektir. zı burada geçirmek üzere dün Anka- radan şehrimize gelmiştir. Sefirin bu arada Yunanistana gitmesi de muhte- meldir. & Bursada bulunan - birinci genel müfettiş Abidin Özmen bu ayın 21 in- de şehrimize gelecek ve buradan da Diyartbekire hareket edecektir. * Beyoğlu Erkek hastahanesinin genişletilmesi için Sıraserviler tarafım daki evlerden bir kısmının istimlâki- ne karar verilmi b & Geri alınan telefon parasile be- lediye taralından Haseki kadın hâs- tahadesinde ilâveten yaptırılacak ça maşırhane, mutfak paviyonlarının iha Tesi bitmiştir. İnşaata bugünlerde baş lanacaktır. dikkat ediyorum; bütün bti so- lukluk, eskilik içinde, temizdi. tertemizdi Rakmıu tanıdığım otellerden birine götürdüm, otelciye ema- net ettim. Otelci, banyoyu ha - zırlayacaktı. Aldığımız şeyleri, mağazalar, oötele göndermişlerdi. Terzi de içinde, esvabının solukluğu ve eskiliği pek o kadar göze çarp - mıyordu. Fakat ışığa çıkınca, fa kirlik, zavallılık, bir levha halin de ortaya çıkıveriyordu. Onunla yan yana sokakta yü rüyemezdim ve gerzmeğe de gi- demezdim. Hemen otomobile bindik ve o gün, Rakımı terziye götürdüm, Üç kat elbise ismarla dım. Beyoğlunun lüks diye ta - nılan sayılı - tuhafiyecilerinden Oona, iç çamaşırı, gömlek, kravat aldım. ğ Papuçları da, ağlanacak halde idi, Nesi eski değildi ki., Lâkin esvaplarını ötele getirecekti. — Ben, iki gün sonra gelir, buradan seni alırını. Bu iki gün, yatarsın, uyursun, oturursun. Ne canın isterse, söyle.. Otelci- ye ben emir verdim. Her emrini anlayor musun, her emrini, der- hal yerine getirecektir. Ye, İÇ, istirahat et. Dedim, ondan ayrıldım. İki gün sonra, otele gittim v& Rakımı tanıyamadım. Genç zey bek, yeni şik kostümlerin içinde» bir inci gibi parlayordu. y Duyduğum keyfi anlatamam. ÇArkası