Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
20 HAZIRAN PERŞEMBE 19 3:5 TAN SI;VGİ BAG iNAN VVETTİR SAYI: 59 — 3362 Onbirinci YIL SAHİB ve BAŞMUHARRİRİ Mahmud SOYDAN SAYISI 5 KURUŞ ISTANBUL TELEFON | - BUGÜN Z inicide « —Peyami Safa'nm “Bir Mo- da ”, Orhan Selim'in “Çiz- meden yukarı”" fıkraları — * Şehir haberleri. Süncüde; — Ankara telgrafları — Hekim gözüyle — Felek'in “Cacık” fıkrası, Güncüdet — Bişde casusluk — Kendi kendimize çatıyoruz. S incide * Son haberler — İcmal, — 6 ıncıda © —Memlekette TAN — Sağlık öğüdleri. 7 incide * — Özdil sayfası, 8 incide * Ekonomi. Ouncuda : Spo; — Çok gezen çok bilir. Yo uncuda : — Fatih Istanbulu nasıl aldı ? — Briç — Sevişmeler, ev- lenmeler. Y1 incide : —Radyo sayfası. t 12 incide : —Dünya gazetelerine göre hâ- diseler. Çocuklar için yazılar Okuduklarımız, duydukları- mız — Faydalı bilgiler. Sinema — Kadın ve Moda. 13 üncüde ; 14 üncüde : Ulusçuluk Prensipleri Ve iş Hakkı v Zi Ulusçuluğu ve demokrasiyi, goy- göycu ezgilerle (nağmelerle) anlatı- lır, dinletilir. sananların, ideallerini yirminci asır insanlığıma kabul ettir- meleri imkânsızdır. Bu ötüler (tera- neler) yalnız beyinsizleri avutabilir». İnsanlığın bir şahsın yeni (zaferi), bir kümeciğin (zümrenin) kazancı için malını, canını vereceği günler çok- tan geçti. Geçiyor!. Yenler, kazançlar bütün bunlar ulus içindir. Yenler d2, kazançlar da ulusal iş, ulusal işçiler içindir. İşçi kimdir? İş nedir? Ulusal, soysal (içtimat) işleri ba- şaran çalışkanlar, işçidir.Bunların ba- şardıkları da iştir. Bunlar işlerinin değerine göre pay- larına konacaklardır. Sömürmek, is- tismar etmek. yok, yağma yok.. İş hakkı var. İşlemiyen aç kalacak- tır. Kim olursa olsun.. Atalar sözüdür: “ İşleyen yer!,, Bence, modern ulusçuluk, ulusal iş NM - Yaşadığımız yıllarda iş hakkını ta- hnrmayan bir devlet sistemi ulusçu de- ğgildir. Ve olamaz. Yer, gök, ağaç, su, taş, toprak için değil; eğer anlıyabildimse Kamâlizm: Bir dili söyliyen, bir tarihe bağlı ©lan, bir kültürü yaşryan ve yaşatan, kara günleri, kara; ak günleri de hep- sine birden ak olan bir ulusun, Türk ülusunun maddiğ, tinel (manevi) bahtiyarİrğr için ulusçudur. Ve bu: şçinin ve iş payının ekonomsal ba- kımlardan hakça bir öleştirimini (tev- ziini) lüzumlu kılar. Büunun için ekonomsal işlere devle- tin karışması mutlaka lâzrmdır. Ama bazıları, demokrasi bu kadar İleri gidemez diyeceklermiş!. Onlar, Bizans'ın son günlerinde, hıristiyanlığın üç esasında anlaşamı- yan, boyuna kavga çıkaran, papazlar gibi bağıra çağıra dursunlar.. Hak ilerliyor ve yeniyor?. Herkes soysal hayattaki değeri öl- çüsünde işinin hakkını, payını alma- ğa başladı. Ve alacaktır. Başka türlü olmaz. Başka türlüsü —modern ulusçuluk değil, ulusçu ezgilerle (nağmelerle), atılımlar (hamleler) yapan soyguncu- lukture Demokrasi, ulus egemenliği; soy- gunculuk değildir. Kamâlizm elindeki iş hakkı pren- &ibile soygunculuğu, demokrasiyi yü- zünde maske yapan soygunculuğu pu- sudan çıkarmış veya çıkarmak üzere b_ulunmuşlur. Kamâlizm ekonomsal işlerde dev- letci olduğuna göre iş hakkına, işçi- nin »durumuna: yabancı kalamazdı. Kalması da imkânsızdır. Atatürk'ün Birinci Kamutay önün- deki iki söylevi bunu gösterir: Birincisinde: “Bu memleketin efen- isi, ona hizmet edenlerdir.” Il -3 Sak rlı: uBu Tet disi Türk köylüsüdür.” dedi. -Bu söylevler sürekli alkışlarla be- himsendi. Büyük Partinin töresi (nizamna- Mesi) işe ve işçiye önemli (mühim) Yer ayırıyor. Hükümet Başkanı İsmet İnönü'nün bu yolda güzel söylevleri vardır. , Borç için hapisin kalkması, Tefeci- lik Kanunu; çiftçi borçlarının on'beş Senede. ödenmesi; toprak ve işçi ka- hunları projeleri hep bu yüzden etüt Edilmesi gereken izerler (eserler) dir. Bu prensibin gitgide verimlerini #rttıracağında şüphe yoktur. S Ben şuna inanıyorum: (Arkası 3 üncüde) in efen- l Mahmut Esat BOZKURT YEVTiC ROMAYA 24318, * Yazı işleri x 24319, 24310. Müdür : İdare ve Matb GiDİYOR ! YUGOSLAVYA — İTALYA Romaya Yevtiç Çok Yakında Gidecek Andlaşmayı da Roma, 19 (A.A.) — Havas A- jansı bildiriyor: Yugoslavya Dış işleri Bakanı Yevtiçin yakında İtalyan hük' metinin bir orunta- kr (mümessili) olarak gelmesi ve belki Mussolini ile buluşması muhtemeldir. Dinlenmek üzere İtalyanın Romagne ilinde bulunan Musso lininin Yugoslavya Başbakanı ile burada buluşması ihtimali vardır. Yevtiçin İtalyan Dış iş- leri müsteşarı Suviç ile 19 Ma- yısta Venedikte buluşması evvel ce kararlaştırılmıştı, fakat bu gö rüşmeden, Yugoslavyanın iç si- yasasına ilişik bazı sebeplerden dolayı vazgeçilmişti. Bu ilgi ile söylendiğine göre Yevtiç Haziran sonunda küçük andlaşmanın başkanlığını üstü- ne alacağından, Mussolini ile yapacağı görüşmede, yalnız ken Mussolini İle Görüşmede Küçük v Temsil Edecek AR , YEVTİÇ di ülkesini değil, fakat üç ülke- yi birden oruntamış (temsil et- miş) olacaktır. Göz Göre Göre ihtikâr! Buğday piyasası bir günlük inişten sonra dün tekrar yüksel meğe başlamıştır. Dünkü satış- lar ekmek yapımında kullanılan birinci ve yumuşak beyaz buğ - daylar üzerinde olmuştur. 40 ton Sıvas malı yumuşak buğday 6 kuruş 17,5 paradan muamele görmüştür. Bu fiyat iki gün ön- cekilere nazaran 7,5 para kadar bir fazlalık göstermektedir. Anadolunun bir çok yerlerine yağmurlar düşmeğe başlamıştır. Bu yoldaki sevindirici haberlere Tağmen buğday piyasasının yük selmek istidadını göstermesi, şehrimize az mal gelmesinden doğmuştura Dün yalnız Karabi- ga ve Bandırmadan 27 ton sert buğday gelmiştir. - Yaptığımız tahkikata - göre, bı.iıün mesele, endişelerin he - nüz tamamile giderilmemiş ol- masındadır. Ziraat bankasınm satışlara girmeyisi tecimenleri AL F MAKARNA| Buğday Gene Yükseliyor, — Makarnalar da Pahalandı! üDA bu yolda yersiz bir telâşa düşür- mektedir. Halbuki, İstanbulda son haftanın ticari buğday sto- ku resmi — kayıtlara nazaran, 17912 tondur. Bunun haricinde değirmenlerde de 7 bin tondan fazla buğday ve un bulunmakta- dır. Diğer taraftan narh komisyo- nunun tesbit ettiği fiyatlar üze- rinden ekmek satısına dünden i- tibaren başlanmıştır. Evvelce yazdığımız gibi ekmek ve fıran- calaya birer kurüuş zammedile - (Arkası 5 incide) Hava tehlikesine karşı koymak için dün de Hava Kurumu İstan- bul şubesinde büyük bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya ait tat- silât ve haberleri 6 ıncı sayfamızda bulacaksınız UYA SABUNA OKUNMADAN Saadetin sırrı ve balık ıskarası Kapı kapı dolaşarak saadetin sırrını arayan bir gazeteci, Salâh Cimcozun Modadaki evine girince, kendini kücük bir müzede sanıyor. Bakıyor: Her taraf antika ile do- lu! Şaşıyor: Uzerinde “N” harfi ve taç resmi olan Fransa İmparaâtoru I inci Napoleon'un ve Kraliçe Mari Lüiz'in mavi sütunları, Ahmedi Salisin bir çerç i, Muradı Rabii: sakalından birkac tüy, Dük de Gi- ye ait bir “Şez aportör”, Fravunla- riın mezarlarından çıkarılmaş bin - lerce yıllık Mısır heykelleri, Şeyh Şapuru Kanderbeharinin gözlüğü, Hazreti Musanın eski takyesi, İsken deri Kebirin askerlerinden birine ait paslı bir kalkan ve galiba tari- hin hangi büyük devirlerine ve a- damlarına ait oldukları henüz meçhul, anlaşılmamış daha birçok antikalar !, Gazeteci arkadaş, bu acaip çarşı- mın, üzerinde yaptığı ilk sarsıntıyı geçirdikten sonra kendine geliyor, saadete, aşka, neşeye dair sualler soruyor ve insanın gözünde ayrı âlemler yaşatacak kadar zengin ce- vaplarınıyı da, tesbih taneleri gibi arka arkaya dizerek, vecizeler ha- linde ulusa bildiriyor. Kulak kesilelim, dinleyelim: “— Sevmeden sevilmek kabil de- gildir. Sevgi mütekabildir. Sahte se- verseniz muhakkak cezasını çeker- siniz. Bunun için hafif surette sev- menin yolunu bulmak çaresine baş- vurmalr. Saâdet temin eden neşedir. Neşe tamamile idman meselesidir. İnsan kendisini spor yapar gibi ne- şeye alıştırmalıdır. Bedbin olan ki- tapları okumamalı, bedbin tiyatrolara filân gitmemeli, bedbin. şeyler sey- retmemeli. İnsan nikbinliği, etrafı toz pembe görmeği hastalık haline getir- se bile, Bu, bedbin olmaktan çok iyi bir şeydir. Bir çokları dünya icin fena derler. Hayır! Dünya çok güzeldir, hayat güzeldir. Ben azami derecede bir op- timistim. Optimist bir adamiın ihti- yarlamasına imkân yoktur. Meselâ ben eskiden oyun oynar- dım., Kaybım da bazan 1000 lirayı, 2000 lirayı bulurdu. O zaman eve dö- nerken : — “Ya mazallah kanser olsaydım... Bir doktor karşıma çıkıp bü hastalık 6000 - 7000 liraya tedavi edilir, de- seydi...,, diye düşünürdüm.Hem vücu- dum sağ, kaybım da nihayet bir iki bin lira! Emin olun eve döndüğüm zaman nesemi kaybetmiş değildim.,, Bizim ailelerin mutfağından tu- tun da salonuna, musluğuna kadar her şeyi asrileştirmek lâzımdır. Bil- hassa mutfağı! Eskiden bir İstanbul mutfağı vardı. Fransız denilen mut- faktan üstühndü. Şimdi, parasızlıktan bu mutfağrı tatbik etmek kabil değil. Alaturka mutfak, alaturka yemek, pismiş zeytinyağlı kızartmalar, bütün bunlar mideleri harap ediyor. Mide- nin rolü çok mühimdir. Mide bozuk- luğu ile sinirler,, müfekkire, başın işlemesi, hepsi alâkadardır. Ai- lenin saadeti için mutfağı düzeltmek lâzımdır. Bir ecnebi memlekette 18- kara balık isterseniz,onu tereyağında kızartıp size getirirler, Halbuki biz, yanmış zeytinyağda kızartırız. Oldu mu ya?,, e Ustadın hakkı var: Antika hak- | kında fikri sorulacak adama saa det hakkında fikir sor , sua lin “iskara balığını zeytin yağında mt kızartmalı, yoksa Avrupada ol- duğu gibi tereyağında mı, tereyağın da kızarırsa sıhhate iyi gelir, zey- tin yağında kızarırsa mideyi bozar, mide bozulursa sinirler -bozulur, müfekkire bozulur, müfekkire bo - zulunca neşe kaçar, neşe kaçınca saadet gider ve saadet gidince haya nın tadı kalmaz. Binaenaleyh: iska- ra balığı zeytinyağında kızartma - malı!,, diye cevaplar alınmasına da şaşmamalı ! Yaşa sayın saylav, sen var ol, aklınla bin yaşa! Iskarayı zeytin yağında değil, hâşâ, kat'iyen, asla, fakat muhakkak tereyağında kı- zart, çünkü öyle kızartmak lâzım- dır, kızart, neşelen, gül, eğlen ve bize hayatı anlat, öğret, ki biz de is kara balığını zeytin yağyıda kızar- talım ve senin gibi neşelenelim, gü- lelim, bin yaşayalım. Çünkü yalnız eşyanın değil, insanın da antikası olmak gerekir. Ali Naci KARACAN ÜÇ VAPUR KARAYA OTURDU Sabah — ——— Resimler, yukarıdan başlıyarak sıra ile Maltepe vapurunun karaya oturdu- ğu yer — Vapurun taşlıkta yukarıya kalkan burnu — Maltepenin arkadan görünüşü — Denize dalgıç indiriliyor Dün sabah sis yüzünden li - manda bir kaza olmuş, Akay i- daresinin Maltepe vapuru Ada- dan İstanbula gelirken Fener « bahçe önünde karaya. oturmuş- tur. Hâdise - etrafında - aldığımız tafsilâtı yozıyoruz: Kaza nasıl oldu ? [ Büyükadadan * İstanbula ilk | Binlerce Halk Dün PaniğeUğradı seferini yapan Maltepe vapuru, Marmarayı ve Atlalar civarını (Arkası 5 incide) İŞGAL SENELERİNDE HAİNLİK EDENLER YÜZ ELLİLİKLERİN SAİT MOLLANIN RAHİP FRUNUN ALİ KEMALİN MUSTAFA : SAĞİRİN DÜŞMAN HiZMETiNDE NASIL ÇALIŞTIKLARINI A, 'HÜDAİ AKDEMİ- RİN “BİZDE CASUS- L EFRİKASI İLE Bugünden itibaren Anlatmağa. Başliyoruz