14 | KETTIİ GALLIAN Sinemanın Büyük Renk İnkılâbı Hollywood'da her şeyi değiştirecek bir inkı « lâp oluyor. Beyaz perdenin üze- rine renkli resim — aksettirmek işi! Hepimiz, sevdiğimiz yıldız- ları hakiki renklerile, tenlerinin taze şeftali çiçeği, — gözlerinin deniz gibi mavi, dudaklarının al renklerini seyredebileceğiz de - mekti Technicolor fotoğraf maki - nelerile alman resimlerde son günlerde yüzde yüz muvaffaki- yet hâsıl olmuştur. Önündeki Tengi tabiat kadar güzel olarak almakta bu makineler için bir zorluk kalmamıştır. Musiki gibi Tenk te hadsiz, sonsuz bir şey - dir. Somurttuğu vakıt koyu şa- Tap rengini alan denizin, penbe bir sabahın her ân — değişen en can alıcı renklerini bile en ince gölgesine kadar alabilen Tech- nicolor makinelerle alınan bi - rinci film Becky Shop adlıdır. Miriam Hopkins'i hepimiz bu filmde daha canlı, daha sabiçi olarak seyredebileceğiz. Yeni renkli Silmler Bu renkli filmleri gördükten sonra eski siyah resimli filmle- rin insana çok fena geleceği mu hakkaktır. Çünkü renk, ses gibi insanın hislerini çok okşayan bir seydir. — Sessiz bir dünyada yaşamak ne kadar güçse, renk - siz bir nesne de o kadar tatsız- dır. Diyebiliriz ki renksiz ola - rak seyretmekte — olduğumuz yegâne manzara, filmlerdi. Şim- di bunların tatir, göz okşayıcı renklere bürünmesi hakikaten büyük bir eksikliği telâfi ede - | cektir. Renk bizim yalnız gözümüz değil, heyecanımız üzerine de büyük tesirler yapar. Açık, par- lak renkler hepimizi şenlendirir. Koyu, siyalı renkler keder ve - rir. Kırmızı bir çoklarını tasalı çok yeni ve | eli e di elit | yapar. Yeşil kiskandırır. Mavi- ler, penbeler, — koyu erguvani renkler türlü türlü mânalar ifa- de eder, Kısaca, renik, bize bir çok yer lçrden, tatlı, acı haberler geti - rır, Bundan başka, iyi srralanmış güzel renkler beyaz perdenin üs tünde bize musiki gibi çok bü- yük şeyler ilham edecektir.Yal- ntz gözün renge olan ihtiyacını değil, dramın hareketlerini de kamçılar. Renkli film ile renk - siz film arasındaki fark, opera ile âdi bir tiyatro — arasındaki fark kadar büyüktür. Şimdiye kadar oynanan renk- siz filmleri, her hangi bir opera- nın müsikisiz oynanmasına ben | zetmek kabildir. Fâciaya musi- ki ne ilâve ediyorsa, renkli re - sim de filmlerde aynı ihtiyaca cevap vermiş olacaktır. içimizdeki iştiyak İnsanların içinde renk ahen - gine — karşı müthiş bir iştiyak vardır. Bu, belki de, gayri şuw- ridir, Fakat her halde çok derin bir ihtiyaçtır. Bir musiki parça- sı çalınırken, yapılan bir falso nasıl kulaklarımızı - tırmalarsa, renksiz bir resim de o kadar nâkıstır, Bunun için ne musiki- şinas, ne de ressam olmağa ih- tiyaç yoktur. İnsanlar bunu bil meden hissederler, Sinemanın renge bürünmesi, asırlardanberi sanat ve sanat - kârın tesne olduğu bir ihtiyaç- tı. İnkılâbm çok derin olacağı - na, sinemadan ınlaşılgn mânâ- nın bile değişeceğine hiç şüphe caiz değildir. Beyaz perde bun- dan sonra canlanacak, yepyeni bir mânâ ifade edecektir. Önümüzdeki güçlük teknik değil, sanat güçlüğüdür. Renk, renkten anlayanlar tarafından sıralanır, sıraya konur ve veri - lir. Güçlükler Bu hususta stüdyo sahipleri- 19-6-935 e— Ayna temizlemek İnce tülbend elekten ge- çirilmiş üstübeçe batırılarak ay | na ve camlar iyice tozlanır, baş- ka bir tülbendle de hafif hafif | uğuşturularak, bu tozlar almır. Bunüu müteakıp ipekli bir men- dil ileegüzelce uğuşturulup te - mizlenir, | Aynaları ve aynalı dolapları | bir yerden diğer yere götürür - | ken, sallanmadan veyahud bir yere çarpmadan kırılmasının mümkün mertebe önüne geç - mek için üzerine kâad şeridleri yayıştırmak iyi bir ihtiyat tetbi- İRENE BENTLEY| En güzel gözlü | yıldız FRANCES nin çekecekleri güçlük, artistle- | rinkinden daha kolay değildir. Çünkü evvelkiler yeni renk tek- | nikleri ile — uğraşacakları gibi, artistler de — stüdyolarda sun'i renklere alışan gözlerini güneş ve yeşillik altında tabit renklere alıştırmak mecbuüriyetinde ka - lacaklardır. Yeni doğan sanatta eski ar - tistlerin — muvaffakiyetsizliğe uğrayacaklarını tahmin etmek şimdilik güçtür. Fakat her hal- Yazım en sıcak günlerinde, len'den veya ipekten ve spor bi- | çiminde güzel yapılmış bir elbi se daima tercih olunmaktadır. DRAKE de bunlardan mühim bir kısmı son derece güçlük çeke - cek, bir kısmı da doğrudan doğ- ruya muvallakiyetsizliğe uğra- yacaklardır. j Hayatta, çoğumuz — renge, rengin üzerimizdeki tesirine bi gâne olarak yaşarız. Rengi unut muş gibiyiz. Fakat sinemanın yaratacağı inkılâp — sayesinde rengi umutan beşer, onun güzel- liğine, neler yaratmak kabiliye- tinde olduğuna tekrar inanmış olacaktır. | vafık olur. Bu modelde — —a | Sıcâk Ğ&ler İçin İki_ Elbise ı Bilhassa lenler, Kombine edilir « 8e spor elbisesi şekillerine , çok muvafık gelir. Renkli düğmeler ve kemerler garne olarak çok ter cih edilmektedir. Bu fikirlerimi ze göre bir kaç elbise modeli gös teriyoruz: 1 — Beyaz kalın lenden ve yahut ipekten, spor sitilinde ya- pılmış güzel ve pratik bir yaz el bisesi modeli, Bu modelde kısa rağlan - kolları gayet hoştur. Bluz'un ön tarafı tek sıra düğ - melidir. Eteklik dar yapılmış -« tır. (TI inci büyüklük için) 80 santim eninde 3,25 metre ku - maş lâzımdır 2 — Bu güzel elbise için ku « maş, koyu mürekkep mavisi leri den, sadakordan, ipekten, ipek krepten intihap olunursa çok mu yarım rağlan kolları vardır. Bluz çift sıralı düğmelidir. Yaka nokta nokta işlemelidir. Kol kapaklari ve kemer ayni veçhile nokta nok, ta işlemelidir. Etekliğin kalça kısmı dar yapılmıştır. (ITT üncü büyüklük için) 80 santim enin de 4,35 metre kumaş Iâıımdn; PİRELERE KARŞI Pireleri kovalamak için en iyi çarelerden biri de ceviz yapra” ğıdır. Ceviz yapra Iermı somyâ ile yatak arasına koyunuz. Apaf tımanınızın muhtelif taraflar?> na da ceviz yaprakları serpişti- riniz. Ertesi gün bütün pireleril ortadan' kaybolduklarını görü ceksiniz.