17 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e T7 .8 0035 - AY V — ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler FRANSIZ KABIİNESİNDE: İstisnâi Salâhiyetler Temps'dan: ' Bakanlar Heyeti hükümete verilecek “istisnai salâhiyetler” hakkında almacak ilk tedbirleri görüşmek için toplandı. Uzun Süren kabine buhranı geçirmek- te olduğumuz finansal kalkınma hakkında ve Mayis ayının ba - şından beri alınması lâzım olan tedbirlerin alımmasının birkaç hafta için tehir edilmesine se - bep olmuştu. İşte nihayet hükü- mMet adamlarımız iş başında bu- lunuyorlar. : Varılması lâzrmgelen hedef hakkında hiç tereddüde lüzum yoktur. Bütçe masrafları- nı kısarak para karşılığının ber taraf edilmesi mevzuu bahistir. Hükümete verilecek müstesna salâhiyetlerden maksat, ekono- mi yapmaktan âciz kalan ve ac- zini nihayet itiraf etmiş olan arlamento yerine tasarruf yap mak müsaadesini hükümete ver tlmekten ibarettir. Laval ve arka- daşları ulusun gidişini hakiki ihtiyaçlar derecesine indirmeğe ar vermişlerdir. Gelecek birkaç haftanın tari- hini hükümetin iradesi ve bu ira de ile seçim derebeyliklerinin çı karacakları mukavemetin do - guracağı ihtilâflar teşkil edecek tir. Bu ihtilâf ehemmiyetsiz de- gildir. Hükümetin muvaffakı - Yeti para buhranının kat'i su - Tette bertaraf edilmesi, emni - Yetin yeniden teessüsü, hükü- Met kredisinin iadesi ile kabil - Gir, Hükümetin muvaffakıyet - sSizliği son on beş günkü karan- lık hayatırı geri gelmesi demek- tir, Bütün bütçe deflationları - hın bu yaz esnasında gayrikabil olacağı düşünülürse acaba ne o- acaktır. Acaba frank bu yeni tecrübeye dayanabilecek mi ve /| hükümet kredisi olumlu bir dar- B Gomuarzı San Ernama düşünülmemelidr. Çünkü bu tak dğrde finansal meseleler halle - dilemiyecek ve memleket La - Val kadar hiç ikmsenin güçlük- erini tanımadığı Dış işlerine tarşı koymak için serbestiye ma ik olamıyacaktır. Hükümetin bu işte muzaffer olması imkânı Yoktur. mutlaka zaferi elde edecektir. , _Ac_aıba mücadele bu kadar cid di midir ? Fransız milleti, icti- hap eden şeyi kabul etmek husu sunda lâzım gelen aklı selimden acaba mahrum mudur? Bütçe deflation'un bir kısım Vatandaşlara karşı olduğunu zan hetmek bir hatâ ve psikolojik bı'ı- noksandır. Bütçe deflation'u hiç kimseye karşı değildir. Paranın herkes için müdafaa edilmesi mevzuu bahistir. Ken- disinden kısmi bir fedakârlık is teyen bir vatandaşın veya bir kı sım vatandaşların yardımına ko şuluyor. Buna mukabil o vatan- daşın bugünkü halinin muhafa- zası temin ediliyor. Tıpkı bir va li kesilen bir ağaca, diğer dalla- rının ve gövdesinin muhafazası için yardım edildiği gibi: Orta halli Fransızın kendi menfaati için çalışıldığını anla- mamasının imkânı yoktur, Muvqffak olmağa karar ver - miş olan Laval'in muvaffak ola- cağında hiç şüphe yoktur. Onun herkesçe bilinen basireti ve ih - tiyatkârlığı ve daima uyanık bu- lunan siyasal aklı selimi, ahval ve şerait karşısında alacağı kat'i tedbirlerin tesirini bir kat daha arttıracaktır, İsşçiye emniyet ederek ve ona muvaffakıyet temenni ederek başaracağı işin sonunu bekliye- lim. Petit - Parisien'den: Laval ekonomik kalkınma işlerine devamla Devlet Demir- yollar müdürü Dautry ve Fran- sız Bankası müdürü Tamery ile görüşmüştür. Şurasını hatırla - talım ki Finans Bakanı Marcel Regnier, Fransız Bankası mü - dürü ile tamamen uyuşarak bir tebliğ neşretmiş ve bunda esa - sen azalmakta olan espekülâs- yonu durdurmak için altın üze- rine avans verilmesini menet - miştir. Bu tedbir esasen beklen mekte idi. Şimdiye kadar espekülâsyon- cular kâad parayı altın ile değiş tiriyorlar ve bu suretle altını el- lerine geçirince altın karşılığı olarak evrakı nakdiye alıyorlar- dı. Espekülâsyoncular bu mua- meleyi tekrar ediyorlar ve yeni ikrazata girişerek muamelenin hacmini büyültmek imkânını bu luyorlardı. Kanünen yasak ol » mayan, fakat ulusal para hak - kında garip bir hâleti ruhiye u: ğ&%% mıkdarını yüz- de yediye çıkarmıştı. Bu mik - dar espekülâsyoncuların cesare- tini kırmak için daha memnu bir hadde kadar da çıkarılabilir- di. Bu da fenalığın önüne geçe- bilcek bir tedbir idi. İşte Finans Bakanı bu sebep- le banka ile tamamen mutabık kalarak altın karşılığı olarak a- | vans vermeği tamamen yasak etmiştir. Frank üzerine - espekülâsyon yapanlar şimdilk sakin görünü- yorlar. Filhakika alınan tedbir- ler daima tekerrürü kabil ola - cak olan ve gelecek hücumların önüne geçebilecektir. Şurasını da nazarı dikkate al- mak lâzımdır ki eğer espekülâs- yon yeniden başlıyacak olursa ecnebi dövizi almanın yasak e- dilmesi gibi yeni bazı tetbirler de alrmabilecektir. Altın alım satımı, Fransız Bankasında te- merküz ettirilmiş olduğundan şart daha koşmaktadırlar: Şimen - herdk P Narmandi'nin Paris - Soir'dan: Normandie vapuru Atlantik denizi rekorunu dört gün üç sa- at 28 saniye olarak tahmin et - mişti. Bu da saatte vasati olarak 30,31 mil bir sür'at teşkil edi - yordu. Bu rekor evvelce Bremen tarafından dört gün 16 saat, 15 dakikada tesis edilmişti. İtalyam Rex vapuru son re- korunu tesis ettiği zaman, Bre- men'in mavi kordelayı almak için yeni bir teşebbüste bulun - ması hayretle karşılanmıştı. Bu- nunla beraber vapurun ateşi bir az daha sıkıştırarak - bir iki mil daha kazanmağa teşebbüs etmek arzusunu göstereceği zannedi - liyordu. Fakat Almanlar Rex va purunun Cefub hattını takip ettiğini ve bu vapurun kendileri için tehlikeli bir rakip olmadığı nı ileriye sürerek hiç bir teşeb- büste bulunmadılar. Alman ta - raftarları ekonomik bir gidişle saatte 27 - 28 mil sür'atle gittik- lerini idida etmeğe başladılar. Dünyanın En Büyük Vapuru Kırdığı Rekor Bundan maksad da ilk çıkacak ciddi bir rakibi aldatmak idi. Birçok kimseler Bremen ve Europa vapurlarının bütün kuv- vetlerini sarfederek bir sürpriz yapmağa hazırlandıklarını zan- nediyorlar. Bununla beraber bu bir sürprize de inanılmıyor. Çün kü: 1 — Şu veya bu vapurun elde edeceği sür'at hakkında hiç bir bahriyeliden veya mühendisten kat'i bir malümat almak kabil değildir. Ağlebi ihtimal bahri - yeli ve mühendisler kendileri de bunu bilmiyorlar. Bir vapurun ameli sür'ati, makinenin muka- vemet ve kuvvetine taallük e - den ve bilinen malümat haricin- de birçok gayri malümların bi - linmesine bağlıdır. 2 — Atlantikten işleyen bir vapur, Bremen, Rex ve Europa veya du Savoia olsun, Norman- die gibi bir vapurla sür'at mese- lesinde rekabete girişeceğine pek ihtimal verilmiyor. italyaîılaî'ın Anlaşma Şartları Daily Herald'dan: Itâalya - Habeş ihtilâfını hal için, Londra, Paris ve Romada yeni bir plân tetkik edilmektedir. Bu plân tahakkuk ederse, Mussolini Habe - şistan aleyhine hiç bir askeri faa- liyete girişmiyecek ve hudud ihtilâ- fını hakem muvaffakıyetle hallede- cektir. Plân şudur: Habeşi: İtalyaya, Kızıldeniz - deki Massoua ismindeki İtalyan li- dan, Somalideki Murüdoskh Italyan limanına kadar gidecek bir - " ada ş ede- cektir, Bu yol tabiatile Habeşistan- dan gececek ve Fransız tren hattı- nı kesmiyecektir. İtalyanlar bunun için başka bir çuride yaptıkları şimendiferde ol - duğu gibi bir anlaşma yapılacaktır. Yani şimendiferin iki tarafında bir mıntaka ayrılacak, ve burası İtal- yanlar tarafından idare ol!: k - Noktai nazar Yet Veee — Hayır, kan değil, kırmızı SATaP! .. L “ — Öyle ise facia!... İl Travaso delle İdee (Roma) tır, İngiliz hükümeti bu teklifi tet- kik etmektedir. Habeşistana gelin- ce onun buna yanaşacağı zannedil- miyor, Daily Telegraph'dan: Italyanlar bu teklifi makul gös- termek icin şu noktaları ileri sür - mektedirler: 1 — 1928 andlaşması, Italyaya Habeşistana, ekonomik ve ticari menfaatlar teminini âmirdir. 2 — Habeşistanın istiklâlini ga- ranti eden 1906 andlaşması, İtal - yaya Eritresi ile, İtalyan Somalisi MA ” | hmî Rabi, K sik / :;dı'r. : - YA satış kolaylıkla nezaret altında bulundurulacaktır. Finans Bakanlığı diğer taraf- tan bütçe denklemesi hakkında hükümete atfedilen niyetlere dair neşredilen muhtelif haber- leri de yalanlamaktadır. — Gene takma dişini kafana, prokanı ağzına geçirmişsin! Rire (Paris) — Kan bu! Demek bir cina -| REJİM MESELESİ -Krallık mı Cumuriyet mi? losu mal iştir. Fakat ne, krallık OY USZAİMIS La Volante'den: Seçimin yapıldığı akşam zannedil- di ki, netice rejim meselesini kökün- den halledecektir. Kralcı partinin in- hizama uğraması, Kralcılık fikrinin inhizâma uğraması, gibi telâkki olun- du. Hülâsa, plebisitin lüzumsuz ol - duğuna bile kanaat getirildi. Bu, ilk intibadı. fikrini gömmüş, — ne de cumuriyeti göklere çıkarmıştır. Halkın reyi, hükümetin noktai na- zarını temin etmektedir. Bu noktai nazar da şudur: Bir rejim meselesi vardır. Ve bu mesele plebisit yolile tanzim edilecektir. Hükümet, plebisiti gayet bitarafa « ne idare edecek ve netice herkes tara- fından hürmetle karşılanacaktır. Katimerini'den: Halk, ne hükümet için, ne 'cümu- riyet için, ne de Krallık için rTey vermiştir. Ne rejim için, ne de şahıs- lar için reyini kullanmıştır. Yorgun- luğunun tahtı tesirinde gündelik ek- meğini temin etmek için seçime gir- miştir, Anexartitos'dan: Cumuriyet bir defa daha müzaf « fer olmuştur. Bu birçok bakımdan kat'i bir hakikattir. Hükümetin vazi- yetini tesbit etmesi ve açık konuşma- sı lâzımdır. Hükümet ya plebisite doğru gidecek yahut rejimine karsı dü ları tarafından yapılan hücum ç gün geç sonra, anlaşıldı ki, rejim meselesi kat'i su- ,rette halledilmiş değildir. Filhakika seçimin neticelerini tefsir edecek mev kide olan hükümet, Metaksas'ın he- lara mukabil otoritesini muhafaza et- mek için kat'i tedbirler alacaktır. E- ger plebisite gidiyorsak sür'atle ha « reket etmek ve işi sürüncemede bı « zimete uğraması, yalnız. bir partiye aittir ve bunun kralcılık fikrile hiç alâkası yoktur. Venizelos aleyhtarları, “Kralcılık Birliği” aleyhine rey verirken, hiç şüphesiz, bu partinin, krallığın iade- si için kaçamaklı bir yoldan gitmesi- rak k lâzımdır. Messager d’Athânş’den: Ulusal Meclis için yapılan seçim, her muhalif cumuriyetçilere, hem de kralcılık taraftarlarına aynı neti- celeri telkin etti. Onlara göre rejim nin aleyhinde bul Fakat, Kralın geri getirilmesi Meselesi etra- fında fikirlerini izhar etmemişlerdir. Halkın kahir bir ekseriyetini etrafın- da toplayan Halk Partisi de, bu fikri çimcilerden — sor $tır. — Bilâkis bütün seçim devam ettiği müddetçe, yurddaşların rejim meselesi hakkın - da rey vermelerini sonraya bırakma- larını tavsiye etmiştir. Bu, bir hakikat iken, şimdi hükü- met nasıl plebisitin aleyhinde bul bilir ? Demek halkın reyine müracaat o- lunacaktır. Bu bütün kabine azasının isteğidir. Yalnız kabine azası bunun yapılacağı tarih üzerinde itilâf ede - memişlerdir. |-Ekim Bakanı Th&otokis seç ga yet knı'*bîr.nıüuet zarfında yapıl - masımnı İ ş, fakat Çaldaris bu fik- ÇALDARİS imi için yap k bir plebisit lü « dur. Fakat şurasına dikkat etmek re yanaş ştır. Başbakı fikri- ne göre, son isyandan ve seçimden sonra halkın biraz rahat etmesi lâzım dır. 8. Eğer farzı muhal, plebisit yapılmıyacak ve hükümet pazar gün- kü seçimi Cumuriyet rejiminin de - dır ki her iki partinin muhake- me tarzı başka başkadır. Eski Cümuriyetçilerin şeflerine nazaran pazar günü yapılan seçim, krallık meselesini ebediyen gömmüş- tür. Bilâkis Metaksas ise bu seçimin, Krallık için, bir plebisit olduğu ka « Hiadadi vamına bir delil telâkki edecek olsa bile rejim meselesi kökünden halle - dilmiyecektir. Ayan lâğvedildiğinden Cümurre- isi bilmecburiye, ârayi iye ile seçilecektir. Fakat Milli Meclis, ikin- ci lisin lâğvı hakkındaki & esasi maddesini tasdik edince, muha- lif cümuriyetçiler, M. Zaimis'in isti - fasını isteyemiyeceklerdir. Eğer Zai- mis devlet başında kalmak isterse, o zaman vazifesinin halk tarafından tekrar bilinmesini isteyecektir. Eğer hükümet, Cumur Başkanı seçimini yaptırmamak isterse, yeni temelyasası ile âyanın tekrar ihyasını isteyecek. ve bu takdirde âyan inti- habatına baş vuracaktır. Böyle bir ih- timal herkesi hayrete düşürür; fakat herhalde daima bir ihtimaldir. Hellinicon Mellon'dan: Pazar günü yapılan seçim Venize- . Çünkü hükümet taraftar- larından bazılarına verilen reyler, kral lık fikrinin bir tezahürü telâkki olu- nabilir. Milli Meclisin, temel yasası- nı, tadil ederek halkın dileğine ter« cüman olması gerektir. Fakat bütün bu mesele etrafında hükümet ne düşünüyor ? Zira, herşeyden evvel karar ver « mek mevkiinde bulunan odur. Hem sade hükümete uymak itibarile değil, ayni zamanda Pazar günkü seçim es- nasında halkın kendisini. idare eden- lere güvenini göstermesi itibarile de son sözü söyliyecek odur. Halkın emniyeti haiz olunca, hal-« kın seçim esnasında izhar ettiği re « yin mânasını ancak hükümet tefsir edebilir. Hükümet başkanı, ve başkan mua- vini, dün kat'i fikirlerini söylediler, Plebisit yapılacaktır. No. 54 ;Edgar WALLACE Parr dudağını büktü: — Eğer biri gelip bana delil- ler göstererek dese ki, bu kızıl Çetenin başı İngiltere baş pes- koposudur, yemin ederim ki Şaş- Mam, Daha bu mesele sonuna Varıncaya kadar hayli sürpriz- lerle karşılaşacağız. Buna ina - Nınız. Ben bu işi üzerime aldı - Effn zaman, bilseniz kimler gö- Zümünün önünden geçti. Başta Vali, Marl, Yale, Thalia Tummond ve saire ve Ssaire... Klmseyi istisna etmedim, Jack gülümsedi: — Bari kendinizi de bu litse- Ye koydunuz mu? — Niçin koymıyayım? “an - l -.eüğîmn diyOl' ki... — Hakikaten sizin büyük an neniz muhterem bir kadın... Kimbilir o da Kızıl Çember için neler düşünüyor? — Elbet onun da kendine gö- re fikri vardır. Hattâ bu çete - nin ilk cinayetindenberi hiç de- gişmiyen bir kanaati var. Daha ilk başta parmağını yaraya koy muş bulunuyor. Sonra bu ilk de fa vaki olmuyor. Ben bir çok ci- nayetlerin takibinde en iyi il- hamları ondan aldım ve mu - vaffak ta oldum, Sustu. Jack ta bu bahiste daha fazla anlatması için ısrarda bulunma- dı. İçinden şu zavallı Parr'a kar şı merhamet duyuyordu. Bu a- damın ancak cinayet takiplerin de sebat fikrile hareket ettiği i- çin bu derece yüksek bir mevkie çıkarıldığını sanıyordu. Zaten resmi dairelerde biraz eskimiş olmaktır ki, insanı derece dere- ce terfi ettirir. Kızıl Çember gibi müthiş bir muammanın karşısında en kes- kin zekâların bile saplanıp kal- gdığı bir sırada, bu adamın bü « yük annesinden ilham alması .ve ihtiyar bir kadının nasihatle- rini dinlemesi kadar garip bir şey olamazdı. Jack nezaket icabı olarak de- di ki: — Bir gün size geleyim de, teyzenizle de tanışmış olayım. — O şimdi burada değil. Çok tan sayfiyeye gitti. Her sabah bir hizmetçi gelip evin işlerine bakıyor.Kendi evimi bile öyle ga ripsiyorum ki, sanki orası benim evim değilmiş gibi bir his hasıl oluyor. Jack mevzuun değişmiş olma sından memnun - görünüyordu. Dedi ki: Thalia- Drummond sorguya çekilecek ve içeriye tıkılacak. — Acaba muvakkaten tahli - yesi için bir çare bulmak imkânı yok mudur? — Hayır. Zannederim ki Hol lovay hapishanesine götürecek- lerdir. Fakat orası iyi bir yerdir. Memleketin en rahat hapishane lerinden biri.. Bir parça böyle rahat bir yerde dinlenmiş olaca- gından o da memnundur. — Nasıl oluyor da Yale onu tevkif ediyor? Burasını anlaya- madım. — Ben kendisini tevkife me- mur ettim, Şimdi Yale eskisi gi- bi hususi hafiye değil, resmen kadroya girmiş polis memuru - dur. Willings'in köşkünde ilk tahkikatı o yaptı, ben de tahki- katı neticelendirmesi için ken - disini memur ettim. Emniyet müfettişinin dediği gibi, filvaki Thalia sorguya çe- kilmiş ve tevkifine lüzum görül müştür. Willings hâdise hakkın- da ifade verecek gibi değildi. Fa kat galiba eli kalem tuttuğu i- çin, bir istida yazdı ve başvekile ;istifasını verdi. Başvekil istifayr derhal kabul etti. Çünkü hâdiseler ne şekil a- lırsa alsın, bu adamın umumi ef- kâr üzerinde iyi bir intiba bırak mamış olduğunu biliyordu. Artık bütün Londra değil, bü tün İngiltere gazetelerden öğ - renmişti: Bu adam sayfiyedeki köşküne genç bir kız götürmüş, tecavüze kalkmış, aralarında bir mücadele olmuş ve bu sırada sır tından hançerle yaralanmış. Bir adamın itibardan düşmesi için bundan daha fazlasına lüzum yoktu. ö Parra genç kızı hapishanede ziyarete gitti. Thalia başmüfet- tişi hücresinde kabul etmek is- temedi.Ancak bir gariyanın mü vacehesinde hapishanenin ka- bul odasında görüşebileceğini söyledi. * Ve orada anlattı: — Sizi hücremde yalnız ka - bul etmek istemediğim için beni mazur görünüz. Çünkü Kızıl Çember mensuplarından çoğu bir polis müfettişi ile başbaşa -görüştükleri için belâya girmiş- dir. Onun için kendimce fayda- lı gördüğüm bütün tedbirleri al- mak işsterim. — Ben bunlardan hiç birini hatırlamıyorum. Yalnız bir ta - nesi var: o da Sibiy. — Evet, biraz da fazla geve- zelik etmiş olduğunu bilirim. Fa kat benden ne istiyorsunuz? Ne soracaksanız, sorunuz. dikten sonra ne olup bitti ise hepsini sıra ile anlatınız. Thalia ne olup bitti ise oldu- ğu gibi anlattı. — Evdeki kolleksiyonda han çerin kaybolduğunu ne zaman gördünüz? — Willings şapkası ile par: desüsünü almağa gitmişti. Bern de kolleksiyonlara bakıyordum. O zaman gördüm. Willings'in yarası nasıl? Ağır değil ya? — O kadar ağır değil! Yakın da iyileşeceğini tahmin ederim Hançerin kolleksiyondan kay: bolduğunu şapkasını alıp geldi- ği zaman mı farketti? — Evet. — Sizin elinizde manşon var mıydı? -— Evet. Yoksa elimde man- şon vardı diye mi benden şüphe ediyorlar? — Köşke girerken de eliniz:- de aynı manşon var mıydı? Genç kız düşündü: — Evet, dedi, vardı. ee Basit. Willings'in evine gir (Arkası var|

Bu sayıdan diğer sayfalar: