17 Haziran 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

17 Haziran 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugün Bugün Sahife Sahife Sene 17 — No, 5984 — e Korkunç silâh Eskiden, tayyare, düşman kuv- Yetleri üstünde uçarak haber ge- hirici, istikşaf denilen bir görme anlama araçıydı. Sonradan, bomba atmaya baş- ladı, Fakat, taşıyabildiği bomba Ve benzin pek azdı; tayyarenin Holaşabildiği yerler pek kısaydı. Birkaç bomba attıktan sonra, he- Men hareket noktasına dönmek Zorunda idi; Çok yüksekten uçamazlardı. Hizları da çok olmadığı için, ka- | Tadan atılan toplarla düşürülme- leri imkânı vardı. Teknik o kadar ilerledi, motör kuvveti, insan cesaretiyle birlik- te o derece arttı ki, bugün tay- Yarelerin harpte oynadıkları ve Oynayacakları rol baştan başa değişmiştir. Tayyare, artık harbin başlıca silâhı olmuştur. Bir tay- Yarenin taşıyabileceği insan, bem zin, bomba, mitralyöz ve hattâ top sayısı hergün artıyor. Bu ağır Yüklerle, bir harp tayyaresi, hiç korkmadan ve yere inmeden bin- lerce kilometre gidiyor. O kadar Yükseklere çıkıyorlar ve o derece hızlı gidiyorlar ki, karadan hiç bir topun faydasi kalmadı. Fransız tayyarecisi Coupet, ge $en yıl, 5000 kilo yükle 7200 met- re yükseğe çıkmıştı, "Tayyareci Pöst, geçen mart &- Yında saatte 402 kilometre uça- rak rekor kırmıştı, Bunları da geçecekler. Ne tek- Mik ilerlemesine, ne insan yiğitli- Zine son vardır... Fransada, İngilterede, İtalyada Yapılan denemeler iyice gösterdi ki, havadan bir tayyare hücumu- ha karşı karadan en son ve en vvwetli müdafaa topları hiç fay- da vermiyor. Londranın, böyle ir hücumda, bir günde altüst o- ağı anlaşıldı. Tayyareye karşi tek silâh gene yyaredir. Bunun için, İngilizler, Yeniden milyarlar vererek hava ı vvetlerini arttırmaya çalışıyor- Ar, TTayyarenin başka bir faydası ha var, Düşman tayyareleri bir memle- kete birdenbire saldırırlar, bom- lar, boğucu gazlar atarak © Memlekette insanlar (öldürürler, tehirler yakarlar, fabrikalar, köp- tüler, yollar yıkarlar, Buna karşı tadan hiç bir şey oyapamazsı- Hele, hücuma uğrayan memle- © eğer saldıran devletle sınır. ş değilse onunla karadan harp edemez, Elleri kolları bağlı, #özleri havada, uzaklardan, de- Diz aşırı yerlerden gelip korku ve üm saçtıktan sonra rahat rahat teri giden tayyarelerin arkasın dan baka kalır. Eğer tayyaresi olsa, bu hücu- ma engel olacak, havada harp pe lecak.. Tayyaresi olan bir mlekete gözü kapalı saldırmak kolay değildir. Hücuma giden tay- iş telerin geri gelmemesi ihtimali “far. Çanakkaleye en büyük de- 2 devletleri, en koca gemilerile şaldırdılar, O zaman Çanakkale » #azının, denize karşı bütün vüdafaası birkaç kötü top ve tor- i. Büyük gemilerden bir ikisi (Devamı 4 cü sahifede) N. 5S. Fiatı her yerde 5 kuruş Ayasofyada yeni mozaikler Taymis “Türkiye bütün medeniyetin minnettarlı- ğını kazanmıştır,, diyor çen hafta meydana çıkarılan mozaikler Ayasofya avlusunda yapılan araştırmalar devam ediyor, Bura- da birçok kıymetli eserlerin bu- lünacağı anlaşılmaktadır. Diğer Ayasofyada taraftan oAyasofyanın içindeki eski mozaiklerin meydana çıka- rılmasına da çılışılıyor. Avrupa gazeteleri Bundan bü- yük bir önemle (ehemmiyetle) bahsediyorlar. Taymis gazetesi diyor ki: «Türkiye, Ayasofyada- ki eserlerin meydana çıkarılma- sına çok büyük yardım ediyor, Üç sene evvel Amerikadaki enstitüsüne Bizans mozaikler meydana çıkarılması için çalışılmasına mü- saade etmekle sanat âşıklarının minnettarlığını kazanmıştır. Türk âlimleri Amerikalı müte- hassıs 'M. Whittemore ile çalışi- yorlar. Ayasofyanın, müzeye çev- rilmesi üzerine, güzelliği artmış tır. Büyük halının kaldırılması hatların daha iyi meydana çık- masına sebep olmuştur. Kapılar- daki perdelerin ve içerideki lâv- haların kaldırılmasile binanın içi daha ziyade aydınlanmıştır. Türkiye hükümeti gösterdiği ülüvvü cenaplıkla bütün medeniye- tin minnettarlığını kazanmıştır. Türkiyeye ve Amerikalı sanat kâra bütün ilim ve sanat âlemi derin şükran borçludur.» DÜŞÜNCELER PAZARTESİ — 17 Haziran 1935 Telefon: 24240 (İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) mi Habeşistanı paylaşmak sözü tekrar ortaya çıktı İngiliz gazetelerile Italyan gazeteleri arasında münakaşa şiddetleniyor Paris 16 (Hususi) — Habeş işinden dolayı İngiltere ile İtalya arâsında anlaşamamazlık devam ediyor. İki memleket gazeteleri biribirleri aleyhine şiddetli yazi- lar yazmaktadır. İtalya birçok İn- giliz gâzetelerinin İtalyaya gir- mesini yasak etmiştir. Fakat şim- di en ağır başlı İngiliz gazeteleri bile İtalyanın tuttuğu yolu şiddet- le tenkid ediyorlar. Dayli Telegraph gazetesi yaz- dığı bir makalede İtalyanın evvek ce yapılan anlaşmalara riayetiet- mesi lâzım geldiğini söylüyor. Bu gazete diyorki: «M. Mussolini bu muahedelere yokmuş gibi ba- kabilir, fakat biz ayni fikirde de- giliz. İtalya Başbakanı dünyanın ne düşündüğünü hesap etmiyerek hareket edeceğini, İngiliz impara- torluğunun da dünyanın düşünce- si hesap edilmiyerek kurulduğu- nu söylemiştir. Bu hususta müna- kaşaya girmek istemeyiz, Çünkü bu münakaşa ihtilâfı daha ziyade arttırabilir. Milletlerin müstemleke edinmek için bir zaman tuttukları yol bu- gün tatbik edilemez. Çünkü bü- tün memleketler muharebeyi bir politika silâhı olarak kabul etmek- ten vaz geçmelidir. Anlaşmaya doğru mu? Londra 16 — İtalyanın bazı ekonomik imtiyazlar liyi Eritreye bağlıyacak bir de- miryolu imtiyazı verilmesi sureli le Habeşistanla anlaşma yapma- ğa hazir olduğu hakkında çıkan haberler tekzip edilmişti. Fakat bu haber, tekzibe rağmen, asılsız sayılmıyor. Böyle imtiyazlar ver- mesi için Habeşistanda üç devle- tin teşebbüste bulunması ihti- mali vardır. Maamafih İngiltere bundan evvelki oandlaşmaların kendisine OHabeşistanın Sudan hududunda verdiği — imtiyazları feda etmek niyetinde değildir. Bu imtiyazlar Obaşlıca Tzana gölüne asiddir. Bu gölün sularile (Devamı dördüncü sahifede) TAHTEREVALLİ Küçükken tahterevalliye binmişsiniz- dir. İki ucundan biri inince öbürü kal kan bu nesne yalmız tahtadan olmaz. Tahterevalli temeli ve prensibi üzerine bütün bir filozofi, görüş sistemi kuran saçı sakalına karışmış bilginler bile var- dır. Benim ne saçım sakalıma karışıktır, ne de tahterevallaizm teorisinin güdü- cülerindenim. o Yalnız şu son günlerde bir ucu inince öbür ucu kalkan birçok tahterevalliler görüyorum. Örmek diye bir ikisini sayayım: 1 — Yaz geldi, sıcaklar bastı. Kapa- h yerlerde oturulur gibi değil, Bunun sonu, sinemalar ucuzladı; eğlenli tahte- revallişinin bir ucu indi, fakat açık kır, deniz kıyısı gazinoları, kahveleri paha- hlaştı; tahterevallinin öbür ucu kalktı sizin anlıyacağınız, | | | yukarı çıkmak pahalılaştı. 2 — Her yerde boyuna yapi yapılı" yor. Yağmurdan sonra mantar gibi ya-, pılar yükseliyor .Yüksele dursunlar, an- cak burda da tahterevalli gösteriyor ken- dini. Çimento ucuzladı, demir pahalı. laşmış. 3 — Edebiyat aldı yürüdü. Piyasada ozandan geçilmiyor. Edebiyat ucuzladı; tahlerevallinin bir ucu indi, fakat kitap pahalılastı, tahterevallinin yükseldi 5, bür ucu. 3 — Şeker ucuzladı, buğday pahalı Taştı, Daha sayayım mı? Bir tanesi daha geliyor aklıma, onu da söylemeden edemiyeceğim: 4 — Çizmeler ucuzladı, çizmeden Orhan Selim ve Soma | Fenerbahçe 5-2 galib Fenerbahçenin yıldönümü münasebe- he dün büyük bir geçid resmi yapıldı .. PE za iz pa em e Fenerbahçenin 27 nci yıldönümü münasebetile dün yapılan futbol mâçlarından iki enstantane : Yukarıda Fener- Servet maçından beyecanlı bir dakika, aşağıda mütekaldler maçında Iş Bankası müdürü B. Yusuf Ziya penaltıyı çekerken. IDünkü morasimle maçların tafsilâı 10 uncu sahifede #por kısmımızdadır.) 22. iğ 49,999. otomobili bulunan 50,000 nüfuslu bir şarda en lüks adayılır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: