i Reis evrakı okudu, gelen suçlu- ya döndü: — Karını tutmuşsun, kafasını © pekmez küpüne sokmuşsun. Bu- nu ne diye yaptın?. K Evlilik tadını iyice alsın di- wii Ne yapmış R — Sana yirmi lira verdim, git | bunu postaya ver dedim. Makbu- zu nerede?, ok!, — Nasıl olur, Parayı ne yap- tın?, — Mektupla beraber kutuya attım! — Biliyor musun neden Kayse- rililer Türklerden fazla Türktür. — —— bütün Türkler Kay- gerili değillerdir, halbuki bütün Kayserililer Türktür!, Çocuk Sidi boyunda oturuyor- gn akşam yoldan bir - oto- mobil geçti. Çocuk annesine gös- terdi: lokomotif treni kaçırmış!, ye > e? UN 7 — NB ğ NN Aya bakın ay, ay, ay. Yıldızları say, say, say. Sevgilim yıkanıyor, Sularda vay, vay, vay, vay. — Senin devekuşun şarkı söylüyor. E radyoyu yuttul.. BİLİYOR Tabakasını aç- ti. o Sağındaki misafire uzattı. — Teşekkür edir Kullar: mam Sola döndü, soldaki misafire uzait, ede- rısı usulca dl dadı: — Kaptana ne- den vermedin. medim Ver ya, o e & Tokat * — Oturuyordum. O geldi, eli- ni kaldırdı, yanağıma bütün vetile bir tokat vurdu. ay... Sonra ne oldu?. e olacak, yanağım kızardı, şişti, çürüdü!, — Biletsiz mi yolculuk ediyor- Sunuz. — li tasarruf yavıyorum. — Biri geldi sizi görmek isti- or. — Kimdir?, — — iki gözü de kör!, < re — İnsan trene bindi miydi, öm- rü bir ipliğe bağlı kalıyor. Hem de pamuk ipliğine, — Yanlış söylüyorsun, makasa del. DİNLE Ev yaparlarken, ar- kadeşim dntüğ aşağı “Reis soruyor: — Nasıl olda bu işl — Anlatayım, be. nimle kavgaya baş- ladı. Ben de yaka- ladım, boşiuğa sar- kıttım. Bu sırada: özi Hl acıtıyorsun bırak... dedi. Sürme ne yaptın, Bakalını ? dinle- n dim, canı acıma; diye elimi çektimi.. Salon döşeniyordu. Sıra bir tabloyu asmağa p< Tablo, iki pipe tam aras. na asılacaktı. Adam — Ki tam arasını buldum; dedi. Çocuk atıldı: — Öyleyse annemle babamın da arasını bulunuz, dargınlar!. Doktor Tıp fakültesinde imtihan. Mü- meyyiz sordu: — Cereyanı bin etmenin en iyi çaresi nedir — Bir elektrik mühendisi ça- ğırmak!, Yaptığı — Bütün notların fena, Hiç bir mükâfat almamışsın. Hiç bir şey öğrenmemişsin. Altı ay ne yap- tın?, — Evde oturup senin canını sık- madım!, Marsilyalı — Öf! Ne sıcak... — Marsilyada 3 gündür 99 ei rece var. — ölmediniz mi?. i —3 gündenberi diyorum, her gün 33 eder, ik bana bir teneke ben- Hin vekimi mektebimiz yaniyor! Daire İzinin onuncu günü, Bay — Daireyi özled Ba; aydi siir ani, kumaş erin ei gezelim!, HANDA Yatağında doğ- ruldu, seslendi: —— hmed uyuyor musun? — Uyuyorum. Ne var? — Bana eşeğini köye gideyim. » UYOFi nası uy ku, konuşuyor. sun, — Sen * kâlak asma, ben sayik- lğoram! — Zerzavat bahçeniz nerede? — arıp yedik. Garson — Ne yapıyorsun yahu.. — Ne yı um —Tabağı mendilinle siliyorsun?. — Zarar yok, mendilim kirli. Biri, Konya ovasını şöyle anla- tıyordu; — Uçsuz bucaksız bir orman ta- savvur ediniz, ki hiç ağacı olma- sın!, — Bugün gelemem, peker gidiyor AÇ Bir sene evlilikten sonra. — Ayşe, çorbada bir saç var. — Nankör!.. Eskiden saçımı tutamla isterdin!, Gelmemiş — Sen iyi bir ailenin evlâdı imişsin, Sahte para yapmağa u- tanmadın mı?. — Kabil olsaydı sahicisini ya- pardım, limden gelmedi tutup meli l Bir m diyor: m öyle büyük bir şöhre- tim vardır, ki hastalar: «Onun hastası çoktur, bize bakacak vak- ti yoktur» deyip başka doktora gidiyorlar. — Dışarda çalışmaktan şikâyet ediyorsanız yerimizi değiştirelim, ben hapishanedeyim., | zl din bü