2 Di DOÇENT Üniversiteyi darülfünunun ye ' rine koyan teşkilâtın güvendiği €en taze eleman, doçenitir. Bi- yıldarı terleyen genç Türk ilmi- ni o temsil ediyor. Vazilesi, yal. nız seyyahların terçümanı imiş gübi Avrupalı profesörün takrir- lerini Türk diline çevirmekle kalmıyan doçent, kültürde genc liğin ve gençlikte kültürün mü- messili olmaya memurdur. Üni- versite kurulurken ona pek ye- rinde olarak verilen rol bu idi. lŞnıinı'm, zira görüyorum ki o, fesini umulduğundan daha yapıyor. Vakat Üniversitenin tesis nutuklarında — kendisine v:rı_leıı değerle maaş kadrosun- | da isminin hizasına yazılan ha- kir rakam arasında hiç bir mü- nasebet yoktur. Doçentin kitap satın almasını, etüt yapmasını, ilişiksiz ve rahat bir kafa ile dü- sünmesini değil, üç odalı bir ev- d_e.)gı'mdz üç öğün yemek yeme- sini bile çok gören bu besapsız ve insafsız kadro, sanki Üniver- sitenin mânasını hasis tasarruf endişelerine feda etmek istiyen- ler tarafından yapılmış. . | Döçentin rolünü — alelâde bir tereüime işine indirsek bile az olan maaşı, kendisinden Üni- versiteye en taze ilim guüddele - | rini aşılamasını istediğimiz va - kit, kafa ücreti olmak şöyle dur- sun, ayak terinden de aşağı bir bedel haline geliyor. Doçentin maaşını arttırma - lyız. Bu ne demektir, bilir misiniz? Bu, Üniversitenin Üniversite | olmak haysiyetini arttırmalıyız demektir, Peyami SAFA Abidin Özmen Ankaradan geldi Eski Kültür Bakanı, yeni gark vilâyetleri birinci genel mület - tişi Abidin Özmen dün sabah Ankara: rim Abidin Özmen lıi:.ı.ynln.dı vilâ- yet, belediye, emniyet işleri er- kânı, şehrimizde bulunan say -» lavlar bazı muallimler ve dostla Tı tarafından kargılanmıştır. Abidin Özmen istirahat için doğruca Bristol oteline gitmiş - tir, Yeni şark müfettişi bir haf - ta gonra, Dıyarıbekire hareket edecektir. Dün kendisile görüş- mek isteyen bir yazıcımıza Abi- din Özmen kısaca: — Bir hafta kadar İstanbul - da kalarak istirahat edeceğim ve ondan sonra, vazifeme başlamak izere Dıyarıbekire gideceğim.,, — Vardön geliyor , Verdön Fransız torpido muh- ribi bugün llmınımııımnle:ek . tir, Torpidoda bir Amiralın Baş kanlığında askeri bir heyet bu » lıııımılşııdıı. Bu heyet beş gün şehrimizde kalarak muhtelif yer leri gezecek ve yirmi bir haziran da Verdön ile Limanımızdan ay- rılarak Çanakkale şehitliklerini iyarete gidecektir. No, $6 Erik Çiçekleri Dün Fener Stadında maç yapı!ması dolayısiyle Kadıköy vapurları çok kalabalıktı — Japon büyük elçisi dün geldi Şehir Plânını Kim yaptıracak Belediye kanununa ek olarak meclişten mühim bir kanun çık mıştır.. Bu kanunun belediyele- rin imar plânı, kanalizasyon, Btadyom, su işlerile bilhassa alâ kadardır, Yeni kanuna göre, nü- fusu on binden ziyade olan yer lerde şehir plânmı, kanalizasyon stadyom imşaatını ve içme suyu işlerini belediyeler yapamıya - caklardır, Bu isleri Dahiliye Ba kanlığı yaptırtacaktır. Bunun icin de “belediyeler imar heye - ti,, ismile Ankarada bir teşek - kül meydana gelmiştir. Bu he- yet İç işler Bakanının başkanlı- gında toplanacaktır. Nafıa, ik » tisat, sıhhat Bakanlıkları mü » messilleri, dahiliye — müsteşarı, meclisi idareler ve belediyeler bankası genel direktörleri ve An kara imar direktörü bu heyete | iştirak etmektedirler . İstanbulun şehir plânı henüz yaptırılmamıştır, Belediye plâ - nt Ergöz ismindeki Alman şehir ararında İ0i, TYArIINI IÇ işler Bakanlığına bundan üç ay evvel bildirmişti. Ankaradan hâ lâ bir haber gelmemiştir. Bu ye- ni kanunun da çıkmasına göre, Dahiliye Bakanlığı, İstanbul be lediyesinin teklifini reddetmiş demektir, İstanbulun plânını Da hiliye Vekâleti bir başka müte- hassısa yaptırtacaktır. — Sebze halinin inşaatı bitti Kerestecilerde yapılmakta o- lan şehir muvakkat hali inşaatı bitmiş gibidir. Açılması için Vali Muhiddinin Avrupadan dönmesi bekleniyor. Şarbaylık halden epeyce bir varidat elde edecektir. HAl rihtıma yanı cak nakil vasıtalarından da ay ca resim almacaktır. Yeni ka - nun daha fazla gıda maddelerin nin hâlde muamele görmesini emretmektedir. Bunun için es - ki yıllara göre, şimdi daha çok iş yapılabilecektir. Evvelce her yıl hâlde bir buçuk milyon lira kıymette sebze ve meyva mua - te haklıydım. Çünkü gittiğimiz her yerde, onu tanıyorlardı. Fa- | kat s#özüme dikkat et, Her yer- | de, diyorum. En lüks gazinolar- Mahmud YESARI | da, en lüka oötellerde bütün gar- sonlar, metrdoteller onu tant- ve sormak da aklımdan geçme- | yorlardı ve en aşağılık yerlerde di, Kesik kesik gülu_yqrdu: — Hem korku — içinde yaşa- de önu tanımıyan yoktu. Karşımda durdu, gülümsedi: — Bu adam kimdi? Ne anla- mak, hem de kendini emniyette | şılmaz, ne karışık adamdı! Bel- sanmak.. Bunlar - biribirine ta- ban tabana zıt değil mi? Kor_ku. polia korkusu.., O, bir vehim! Benim vehmim.. Fakat bu ve- ki de, yüksek mevkili bir givil listi. Birbirine xıt muhitleri, hiç yadırgamıyordu. Nasıl olu- yor da, o, herkesi tanıyor, her- him, onun kuvvetinden şüphe | kes te onu tanıyordu? Kimi yer- etmeme bir sebep olamazdı de- ğül mi? e Ş :dku_ odada dolaşmağa baş- adı? — Onunla nereleri dolaşma- dık! İstanbulun en bitirim yer | nuz, doktor bey! lerini gördüm, En kötü külüstür | kahvesorden, en salâtin meyha- nelere kadar gittim oturduk. Bir kahkaha attı: i — Bitirim... Külüstür.. Salâ- * “tin meyhane! deyişime şaşmı T yor [ırııiun.’ Bulânmaa ondan | tım ki o, her git ü tmpek. | ka bir hüviy de, onu: — Buyurunuz Kaptan beyt Diye karşılıyorlardı. Kimi e de: — Çoktandır görünmüyorsu- Diyorlardı. Ben, sorduğum zaman o, kış kıs gülüyordu: » — Beni, kaptan zannederler. Ben de, hozmam! I)îyordu.y(ı),mıuu kaptan, ıılı'e“:l:: iktor! şunu an! doktordu. ı n Te T ra bu mikdar bir misli daha ar - tacaktır. ' mele görüyordu. Şimdiden son - —— Ev idaresi dersi için kurs açılacak Gelecek yıldan itibaren mek - teplerde kız talebelere okutulan ev idaresi derslerine daha çok ehemmiyet verilecektir. Bunun için ev idaresi ders hocalarının bu derse verilecek ehemmiyete göre yetişebilmelerini temin için bu tatil devresinde kurslar açı- lacak ve burada muallimlere ev idaresi hakkında konferans - lar verileçektir. Gelecek ders yı Ir başlangıcından itibaren de bü tün İlkmekteplerde bu hususta tertibat alınacak ve mektepler- de birer mutbak açılmasına ça - Jışılacaktır. — Avrupaya her yıl beş talebe gönderilecek İç işler Bakanlığı, bundan böy le, her yıl müsabaka ile Avru - paya beş talebe göndermeğe ka rar vermiştir. Bu talebeler Mül kiye ve hukuk mezunları arasın etert MUSLUNKA YUarlı tle Bo - çilecektir. Gidecek gençler A v rupanın mühim idari merkezle rinde staj yapacaklar ve dönüş - te Dahiliye Bakanlığında çalı- şacaklardır. İlk beş talebe önü- niı:lıd:ki eylülde gönderilecek - tir, — Gayr'mübadillere para dağıtılacak Gayri mübadillere para tevzi edilmesi için hükümet ziraat bankasına emir vermiştir. İstan bul ziraat bankasıma, bu emrin bugün veya yarın geleceği umul maktadır. Gayrimübadillere, cl - lerindeki tasfiye vesikaları kıy- metinin yüzde (20) si nisbetin- de para verilecektir. Bu haber gayrimübadilleri çok sevindir - miştir. Para alacak gayri müba diller daha çok İstanbul ve İz - mifde toplanmış bulunmakta - diırlar , Gayrimübadiller bu ayın yir- mi yedisinde umumt! bir kongre yapacaklardır, Neden? Böyle başka başka, çe- şit çeşit hüviyetlere, şahsiyetle- re girmenin, sebebi ,mânası ne idi, ne olabilirdi? Gizlenmek mi istiyordu? İşi icabı böyle miy - di? Hangi işi? iğilmiş, ben, sanki “o,, imi- şim gibi bana soruyordu: — Hangi işi? Doğru, omuzlarını oynattı: — Ceplerinden bazan dolar, frank, sterlin- çıkarıyordu. Bir çek defteri vardı, Giydiği esvap- lar, Londradan geliyordu. İç ça Maşırr, gömlekleri Pariste diki- Tiyordu. Tekrar sinirli sinirli dolaşma- ğa başlamıştı: $0i — Bana, bir kere bile evini göstermedi. Otel atel duk. Evi, nerede idi? Ve nasıl- dı? Onu da merak - ediyordum. Acaba, hiç evi yok mu idi? Ai. lesi de mi yoktu? Durdu ve bir kadeh şampan- ya içti: — Günler geciyor, beni yeni bir korku sayıyor. Elile işaret ediyordu: <.r— Sen de içmez yordu: ——— Söyle, bana.., Nasıl ayrıla B Baki K ğ :"' 5 A N Şeker Fiyatı Yarın İniyor —| Şeker fiatları yarından itiba- ren ucuzlayor. Evvelce yazdığı- mız gibi, yeni fiatlar şunlardır: Kesme şeker toptan 28, pera - kende 30, toz şeker toptan 25, perakende 27 kuruştur. Piyasa da fazla şeker bulunmadığın - dan, tecimen ve bakkallara bu - gün de şeker sosyetelerinden bir günlük ihtiyaç karşılığı nisbetin de şeker verilebilecektir. Şekeri daha fazlaya satmak is tiyecek esnaf hakkında sıkı ta - kibat yapılacaktır. Havayici va ruriye maddelerinden en mühi- | mi olan şekerin - ucuzlatılması ile halk daha çok çeker yiyebile cektir. Ekonomi Bakanr Celâl Baya rın şeker ucuzlatıldığı hakkında ilbaylıklara gönderdiği telgraf üzerine her tarafta tedbirler a- Lnmıştır. Evvelce halk kesme şekeri ba | zı bakkallarda 42, bazı bakkal - | larda da 41 kuruşa alryordu, Ye | ni vaziyette kilo başıma on ku - | rustan fazla bir kâr vardır. Ka-. labalde ajileler hu veni, dağan farkla dana çok şeker alacak ve istihlâk edebileceklerdir. Kesme şekerin ucuzlaması üzerine çay- cı ve kahveciler de çok istifade | edeceklerdir. Yeme şekeri ya - pan şekerci, lokumcu, pastacı ve tatlıcılar da yaptıkları mamül gıda maddelerini daha ucuza mal edebileceklerdir. Bu esna - | fın kendi yapıp sattıkları gıda maddeleri fiatlarını bir mikdar indirmeleri beklenmektedir . — Japon elçisi geldi Japon elçisi Tokugawa dün sabahki ekspresle Avrupadan şehrimize gelmiştir. Sefir Avru pada bulunan Japon husust elçi lerinin toplantısında bulunmak üzere bir ay evvel Parise gitmiş ti, Dün sabah Japon konsolosu ve selaret erkânı elçiyi karşıla - mışlardır. Sefir istirahat için Ayazpaşadaki evine gitmiştir. Yazı şehrimizde geçirecek ve sonra Ankaraya gidecektir. l;zıı düsteleri Şarbaylık tarafından ta vi çe gi l KUÇUK HABERLER İ » Urun zamandanberi devam eden Balıkpazarı mıntakasının - kadastrosu tamamlarımış ve kütükler yazılmağa | başlanmıştır. * Çocuk esirgeme kurumu Şehre- mini kolu, bu civardaki işçi kadı tın gündüzleri çocuklarını bıra meleri için “Çocuk Kucağı” mücsse- sesi açmağa karar vermiştir. Bumun için yeni bir bina yapdacaktır. Bu | yurdun menfaatine olmak Üzere Tem muz başında bir deniz gezintisi yapı- lacaktır. * Kadastro meslek binin An- karaya nakli şayiaları alâkadarlar ta- tafından tekzip edilmektedir. * Bazı ameliyat dolayısile Terkos dün gece kesilmiştir. Bu gece de su- lar kısmen akmıyacaktır. * Bir müddetten beri Garbi Ana - doluda teftişler yapmakta olan Kül- tür Bakanlığı müsteşarı Rıdvan Na- fiz Ankaraya dönmüştür. * Süleymaniye taraflarında yapıl- makta olan kanalizasyon ameliyatı do layısile, bu civarda birkaç cadde ve sokakta seyrüseler -dilmiştir. * Havaların bu yıl yağmursuz git- mesi dolayısile kirazlar kurtlanmış - | tır. Son üç gün içinde 9 bin kilo kiraz kurtlu olduğu için denize dö - külmüştür. Kirazlar ucuzlamıştır. * Lokanta, gazino gibi yerlerde € tasdik edilmektedir. Bazı mü- tasdik ettirmemektedirler, Şarbaylık | bu gibi yerlerden ceza alacaktır. * Yeni yıl yol parası mükellefleri listesini yeni yol memurları kontrol etmektedirler. Listelerde bazı yanlış- | Yklar ve eksikler bulunmuştur. Lis- teler düzeltilmektedir. Bunun için bu yıl yol paraları biraz geç alınacak- tar. * Şarbaylık, bazı evlenme memur- luklarında, evlenen çiftlerin kayıtları- nın düzgün ve okunaklı yapılmadığı- mı görerek, alâkadarlara sıkı bir ta- mim göndermiştir. İleride herhangi | bir yanlışlı; açılmaması için | evlenme uŞ:uın itinalı bir şeküde yapılacaktır. * Kraliçe Marya vapurile şehrimi - ze gelen seyyahlar iki gün şehrin mühtelif yerlerini gezdikten sonra | dün akşam memleketlerine gitmişler- dir. Bugün de İngiliz bandıralı Ora- mo vaputile şehrimize 450 seyyah ge- decektir. * Beyoğlu — Cümhuriyet Gençler mahfeli dün gece Büyükada Halk Spor kulübü menlaatine Büyükada - da bir müsameze vermiştir. Cençler “Yumurcak” isimli bir öoperet oyna - 17-6-93$5 T RDE OLUP BİTENLER a0UR2 BENDEN | BEN MÜNEKKİDDEN YANAYIM! Söze başlamadan, niçin mü- | ekkâdden yana olduğumu söy- | &meden önce, münekkidden ne inladığımı yazayım. Ben, mü- vekkit denince, başkalarının sır- ından geçinen adam — teorisini ktıma bile.getirmemaişimdir.Bu soriyi güdenlerin çoğu, mü- | ekkidden sakınanlarm büyük dr çokluğu, sırtlarındaki - ile | sendileri bile geçinemiyecek ka- | lar entipüften, sabun kö len, kuru kalabalık lâfı güzaf- tan bir yük taşıyanlardır. Yap- tığı işe güvenen artist, ideolog münekkidden çekinmez. Çekin- i meyince de münekkide çatmaz. Çünkü çatmak, — saldırmakla korkmak çok yerde bir tek duy- gunun iki aykırı görünüşünden başka bir şey değildir. Bence, münekkidin en kötüsü ü ö En kötü- Yapıcıdır. Münekkit bir yandan | büyük çi | 5 öte yan- dan dedüksiyonlar çıkarır, yapı- lan işi şuurlaştırır. bu bakım- dan da toplayıcıdır. Münekkidin ille de doğmatik olması gerek değildir. Münek- kid de bizim gibi adam oğludur ve o da bir değişim, bir gelişim içindedir. Bundan — dolayı dün beğendiğini yarın beğenmiyebi- Tir. Bunu bir ilerleyiş — yolu üs- tünde yapıyorsa ne mutlu ona. Şimdi bunları yazarken bizim biricik münekkid Nurullah A- taç aklıma geldi. Çünkü ona ça- tanlar oenün bu yönünü tutturur lar, Ben kendi payıma münekkid. den yanayım. Bütün bu anlat- tıklarımdan sonra nasıl olur da tenkidden yana olmam, Orhan SELİM aa ee A Ekmek narhı Ekmek narh komisyonu — bu baylık ekonomi direktörü Asım Süreyyanın başkanlığında ıo;glı nacaktır. Bugün ekmeğe yeni « den narh tesbit edilecektir. Bu- gün ekmeğin kilosuna 30 veya 40 para daha zam yapılacağı tahmin edilmektedir. Fakat sön günlerde şehrimi « ze epeyce buğday gelmiştir. Ek mek fiatınım yükselişinin yeni mahsulle alâkası olmadığı ileri sürülmektedir. Son gü e buğday azlığını fırsat bilerek az ekmek çıkaran ve ihtikâra yol a- çan bazı fırıncılar aleyhinde şid detle takibat yapılmaktadır. Şarbaylık bu gibi fırınları ica bında kapatacaktır. Bazı fırın - çıların da narhtan üstün fiatla ekmek sattıkları şikâyet edil - mektedir. —rina e eee lanmışlardır. Müsamerede kaymakam ve C. H. Partisi Adalar Başkanı bu- lunmuştur. Temsilden sonra birkaç yarak çok muvaffak olmuş ve Büyük- ada halkı tarafından şiddetle alkış - saat dansedilerek eğlenilmiştir. | — Gülüyordu: — Alıştın galiba, elimden iç- mek istiyorsun. Ona da peki! Benim kadehime doldurdu ve getirdi, ağzıma yaklaştırdı:. — Bari tamam olsun, elimle içireyim, K Şanpanyayı ağır ağır içirdi ve kadehi masa üzerine bıraktı: — Evet, yeni bir korku baş- lamıştı. Korkuların, bilhassa be- nim için en müthişi... Ben, bu a- damdan bıkacak olursam... Sinirli sinirli güldü: — Evet, bıkacaktım... hakkak bıkacaktım, Gülmesi kırılmıştı: — Kendimi biliyordum. Bik - tığım zaman, ne olacaktı? On - dan, nasıl kurtulacaktım. O, ya- kamı güç bırakırdı. Beni, seviyor. Mu- görünüyordu. O, değil; ben, ona tabidim. O, İsterse bırakırdı. Durdu, başını salladı: — Peki, nasıl ayrılacaktım? Yüzüme korkak korkak bakı- !îdl Fakat tamamile emin de | dü, bir kadeh şampanya daha iç- | Hain!.. a caktım. Yalnız o, vakit vakit belkide günlerce ortadan kayboluyordu. | gisinden, kıskançlığından değil, Bana: bir işim vardı, Zongulda - | erkekliğin gururuna yediremce « ğa gittim!. Yahut da; zmire gidiyorum ! Diyordu. Ha bir iş için | diğinden yapardı. Bir cigara yaktı, dumanını ha kikaten, dediği yerlere gidiyor | vaya üfledi: mıydı? Hiç zannetmiyorum. Arkasını koltuğa yasladı: — Mağrur erkekti 0! Yapar mı, yapardı? Kızdığı zamanlar, — Onun en fazla kaçakçı ol - | çelik bakışlı gözleri, öyle kızgın mdasından şüpheleniyordum.Çün | kızgın parlayordu ki, baktığı, kü bir memur, memuriyeti ica - | dokunduğu yeri, âdeta yakıyor- bi bile, bu kadar para harcaya - du. Onun bu hali, benim hoşü - mazdı, Sonra, serseri bir sabrka | ma gidiyordu, dersem, inanmaz Jx olsa, en yüksek, en lüks yer - lerde, onun gibi, göğsünü gere gere dolaşamazdı. O, ya altın, yahut ipekli, filân gibi kıymetli mısın? Durdu, basını iğerek ıordu:, — Ne dersin? İnanır mısın: Başımı -sallayarak gülümse -. eşya kaçakçısı idi. Ve her halde | dim; çok üsta idi ki, bir türlü ele geç miyor, tutulmuyordu. Kalktı, ağır ağır masaya yürü tir — Sana, inatırım. Geldi, ellerimi tuttu, sarstır — Bana, inanırsın, değil mi? ağır ağır basarak Kelimelere, — Ondan nasıl kurtulabilece | söylüyordu: ğimi düşünüyordum. Daha on - dan bıkmamıştım, lâkin bu, mu | nim acaip, kadderdi. Evvelden düşünmek - liğim, tedbirler almaklığım icap — Bana... Bana... Çünkü ,be* garip zevkli bir ka * dm olduğumu biliyorsun.. — | Ellerimi bıraktı, tekrar yerine ediyordu. Yanlış bir adım atar - | oturdu: sam, Sadan çakaçı eğim vardı, Be | Ç Arkası var a SS