15.5.938 eç zak5R OA LAR cuz Elektrik Alma eDağıtma Yolu konomi Bakanlığı Mühim Bir anun Projesi Hazırladı Ânkara, 14 (Hususi muhabiri- iz bildiriyor) — Memleketin Gr elektrik istihsal ve dağıtma Ko u bülmak maksadile Biko- i Bakanlığı bir kanun pro- ö hazırlamışur. Bu proje Ba- E::hr Heyetinde görüşüldük - Sonra önümüzdeki ay Kamu (*Ya verilecektir. Bu projeden Ğ göre, Bakanlık Sarada bir elektrik işleri e- idaresi kuracaktır. İdare, 1 şahsiyeti haiz olacak ve :,'nlekc(in mevcud su kuvvet- "i ve sair enerji membalarını tkik ederek elektrik istihsali- :© €n elverişli olanları seçecek- &: b dare ikinci beş senelik sa- İşyi programındaki elektriklen Tme kısımlarını hazırlayacak, &ktrik Tâboratuvarları kurup , “nleketin yabancı ellerden Ftlen veya memleket için yapı- N elektrik malzeme, makine * âletlerini fenni surette mua- *ne edip Ulusal servetin israf Mesinin önüne geçecektir. Hülardan maada memlekette lesi Ktrik istihsal, nakil, tevzi ve | “rulma tesisatının kurulma ve İYetmelerinde intizam ve emni- yet bakmından' lâzimgelen ka - nun ve nizamname projelerini ve fenni şartnameler hazırlana- caktır. İdare, elektris mühendi si, fen memuru ve ustaları yetiş tirmek için tedrisat programları hakkında mütalea beyan edecek elektrik santrallarının maliyet ve satış hesaplarını tetkik ede- cektir, İdare selektrik enerjisi üzerine mevzu vergile, hakkın- da ve elektrik ücret tarifesi üze rinde etüdler yapacak ve demir- yollarımızın elektrikleştirilmesi çarelerini arayacaktır. Kısmen veya tamamen hükümet serma- yesile kurulacak sınai müesse- seler, elektrik ihtiyaçları temin edilmeden önce idar:ye müra - caatla mütaleasını almağa mec- bur tutulacaklardır. Idare bir u- mum müdür ve bir muavini ile lüzum ve ihtiyaç nisbetinde şu- belerden teşekkül edecektir. Bu şubelere lâzım olan mühendis, mütehassıs, ustabaşı ve işçiler seçilerok alınacaktır. Bu proje kanuniyet kesbettiği zaman E - koönomi Bakanlığına bağlı elek- trifikasyon bürosu kaldırılacak- | tır, LA DiLEK KOMiİSYONUNDA Türk Tütünlerinin Üstün- .. lüğü şAnkara, 14 (Hüsüsi Mühabi- “hiz bildiriyor) — Partimizin Üyük Alilek komis Bnu raporunu hazırlamış ve &stırmıştır. Yarın sabah ku- İltay üyelerine dağıtılacak ve Enel heyette görüşülecek olan 4 rapor dikkate değer bahis - Tiç deludür. Raporda gümrük — ve inhisar- & bakanlığı ile ilgili işlere Olan dilekler bahsinde tütün | Şi mıntakalarının tahdidi ve tün zeriyatına müsaade edi- 'i Mmtakalar mevzii tahditler ımnlaıı hakkında şu mütale- dermiyan edilmektedir: İy, Ürk tütünlerinin iç ve dış Tni korumak veya aynı tütün- ün MStünlüğünü temin etmek tütün ekim mıntakalarını tetmeğe ve her istenen | ilq,:)şayi Zeriyat için izin ve- İn Sine zaruret vardır. İyi tü- İt tüstirilmiyen mıntakalara | ekilmesi iyi rekoltenin art- tütünlerimizin ( kalmayıp iç Ve dış piya - tütünlerimiz fiyatlarının de mucip olmak su - mMüstahsillerini za- km Piyasad d, hür, 'B_lık yapmasına da sebep z*' ssbepledir kamisvo- ihdiş Sakanlığın tütün ekimini Üti i':- 'en bu usuür mem.e- İüztap tsadi menfaati kadar, Un kaalin de menfaatine uy - n ço Tüştur. Tütütn ekimine :'Vı en mıntakalarda mev- d dip el tahditler yapıl- &a hqlltğ"'e gelince, bu iş esa- lıkça da düşünülmüş Asadaki eski ve yüksek mev- | Netini tütü hgıe"f" kayetmefirle sebep ol- | Ütün satmak istiyenlerin | Temin Edilecek | aA | KURULTAY BiLDiRiGi Ankara, 14 (A.A.)— C. H.P. büyük kurultayı bildiziğis C. H P. büyük kurultayı 14- 5»1935 Salı günü saat 10 da top- lanarak yeni tüzük taslağını ko- Nuşmlüş ve onamıştır. Uzun ra - poru ancak yarına kadar yetiş- tirilebilecek olan dilek işlerini konuşmak üzere 15 Mayıs saba- hırdan tekrar - toplanacaktır. İllerden gelmiş olan deleğeler buğgün öğleden sonra tarım ens- titüsünü gezmişlerdir. Delege - ler Çarşamba günü Parti Genel Kâtibinin öğle yemeğinde bulu- nacaklardır. AAA AAA AAA ve yeni lâyıhaya bu hususta hü- kümler konmuştur. Tütünleri - mizin temizlik ve inceliğinde çok müessir olan bu usulün bir gün evvel tatbiki gereklidir..,, Komisyon raporunda bundan | sonra inhisar idaresinin bu sene piyasadan satın alacağı tütün i- Şine işaret edilmekte ve bu ida- in ihtiyacından fazla tütün st doğru görülmemektedir. garalarının ucuzlattıril- kındaki dilek te yerin- görülmemekte ve evvelce i sigaralarının fiyatların - dan indirilen iki kuruşun inhisar idaresini mutazarrır ettiği ve neticede idarenin 2 küruş yerine bir kuruş tenzilât usulünü ka- iğini ve bu yüzden idare gelirinin derhal eski vaziyete çıktığı ifade edilerek köylü siga ralarından yeniden fiyat indir - me talehinin muvafık görülme- diği zikrolunmaktadır, ©90 İü gN, İtlüz Ha 14 (Husüst Bi böm e) Tn v Hne’;::;'_'dı İstanbul güm Ki Aylık Kontenjan Listesi mrüklere Bildirildi jan miktarı gümrüklere bildiril. miştir. Tarife numarası A 54 2 den ilo, A 202 B 2 Iran-Efgan Sınır meselesi Ankara, 14 (A.A.) — İran ve Efgan hükümetleri arasında- | ki sınır meselesinde hakem öde- | vini yapmış olan or general Fah | rettin, hakem kararnamesini yarın dış işleri bakanlığında, ba kanlık vekili Şükrü Kayaya tev- * di edecek ve mumaileyh de me- rasimle orada hazır bulunacak olan Iran ve Efgan büyük elçi- lerine teslim eyliyecektir. İhtiyar heyetlerinin| kaldırılması üzerine Ankara, 14 (Hususi mmuha- | birimiz bildiriyor) — Meclise | gelen bir lâyıha ile belediye teş- | | kilâtı olan yerlerde ihtiyar he- yetlerinin lâğvı hakkındaki ka- nuna şu ek yapılmıştır. “Belediyelere verilen vazife - lerden dolayı, belediye 1580 nu- maralı kanununun 70 inci mad- desinin tarif edildikleri tarifeye göre bir ücret alırlar. Belediye- lerce yapılacak olan bu tarife- ler vilâyet merkezi olmayan yer lerde dahiliyenin tasdiki ile ka- tileşir.,, Orman çiftliğinin 10 ncu yıldönümü Ankara, 14 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Orman çift- liğinin 10 uncu yıldönümü mü - | nasebetile yarın bütün hükümet erkânı ve kurultay azası çi/tliğe davetlidirler. Hukuk iş'eri Direktör'ükleri Ankara, 14 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — İç bakanlık vilâyetlerde çok lüzumlu ve za- rüri olan Hukuk işleri direktör lükleri teşkilâtiınm — çoğaltılma: sına karar vermiştir. KÜÇÜK ANKARA HABERLERİ | Ankara, 14 (Tan) — Kars depremi den ötürü İrak Başba- kanı, Dış Bakanlığı vekili Şük- rü Kayaya gönderdiği tel yazı- sile acılarını bildirmiştir. Ankara, 14 (Tan) — İnhisar- lar Genel direktörlüğünün Ta - | bako Eksfot, kumpanyasından satın alacağı 100 bii, kilo tö: bakinin, bedeli Merkez Banka- | sına yatırılarak ser.».3t döviz ve rilmemek ve karşılığında kum - panya tarafından ayni mikdar - da Artvin mıntakası tütününün Mısıra çıkarılması şartile, mem lekete sokulmasına Bakanlar Heyetince müsaade edilmiştir. A maddesinden Galataya 8948 ki- lo, İstanbul gümrüğüne 936 ki- lo, 178 inci maddeden Galata gümrüğüne 39.539 kilo, B 213 maddesinden Galataya 88.575, İstanbul gümrüğüne 6138, A 272 maddesinden Galataya 114, Istanbula 35, C 276 maddesin- den Istanbul gümrüğüne 10.200 377 C D E P maddesinden Ga- lataya 8792 kilo, İstanbul güm- rüğüne 16 kilo, 378 C D E mad- desinden Galataya 3227, İstan- bula 252, 379 C D E F madde- sinden Galataya 5536, İstanbu- la 2880, 380 inci maddeden Ga- lataya 57, Istanbula 5, 383 ün- cü maddeden Galataya 534, İs- tanbula 74, 413 üncü maddeden 81 Galata, 22 Istanbul, 414 ün- çü maddeden 43 Galata, 378 Ga lata, 415 inci maddeden İstan- bula 270, 451 inci maddeden 1271, 523 B 2 maddesinden Ga- lataya 395, İstanbula 25976, 532 A Galataya 1662, İstanbu- la 3961, 532 B İstanbula 106 | kilo. 1066 Galataya, 700 A 1124 kilo Galata, 292 kilo Istanbula, 702 inci madde 45 kilo- İstan- bula, N iLİM Yeni dilimizin temeli olan öz türkçe sözlük herkesi hayran edecek kadar kısa bir zamanda bitti. Bundan sonra Türk dili bu sözlüğe dayanarak yaşayacak, büyüyecek ve genişliyecektır. Bu yeni dil temelinin yanın- da, Arap ve biraz da Acem kök- lerinden çıkarılmış olan eskı ilim dilimizi kullanmak şüphe - siz kabil değildir. Zaten sözlük kurulmadan, Tarama bile derlenmeden çok önce o es- ki ilim terimlerimizin — şim- diki ulusal duygularımıza hıç uymadığı belli olmuş, © terim - ler hemen büsbütün — bir tarafa bırakılmıştı. Fakat onların yeri. ne yenileri konulamadığından ilim adamlarımız dilsiz gibi kal- mışlardı. Susmayı istemiyen, ilim kitapları yazmağa çalışan- lar da fikirlerini anlatacak yeni terimler bulmak, daha doğrusu, uydurmak için çok güçlük çeki- yorlardı. Sözlük kurulduktan sonra el- bette Terim kolları da yakın za- manda işe başlıyacaklar ve, pek umarız ki, sözlüğün pek kısa bir zamanda meydana çıkarıldığı bi onlar da ilim dilimizi kısa ir zaman içinde yerleştirecek - lerdir. 'Terim kollarının — üzerlerine aldıkları işi görürken, sözlüğün kuruluşunda — kılavuz prensipleri gözönünde bulundu- racakları şüphesiz ise de, onla - rın yeni ilim — terimlerimizi öz türkçe köklerle mi kuracakları- nı, yoksa — Avrupanın başla ül- kelerinde ilim terimleri kurulur- ken yapıldığı gibi lâtince ve eski yunanca köklere mi başvuracak larını şimdiden söylemek pek er ken ve — ancak onların olan bir hakkı tanımamak olur. Hayatta her hangi bir işi gör mek için mümkün olduğu kadar az yorulmak, insanların ve bü - tün yaşayan cisimlerin tâbi ol - dukları bir tabiat kaidesidir. Bu kurala göre her hangi bir ulusun da ilim terimlerini gene kend öz dilinin c n çıkarma- &1 pek tabii olmak — lâzımgelir. Netekim eski çağlarda pek yük- sek felsefeleri ve ilim prensiple « ri olan eski Yunanlılar, daha «onra islâm devri ilim adam- ları terimlerini o zamanlardaki genel diller olan yunancadan ve arapçadan çıkarmışlardı. İslâm devrinde yunanca köklerden ku- rujmuş terimler varsa da bunlar ancak alışıklıktan — ileri gelmiş- tir. Halbuki Avrupalı ulusların hemen hepsi yeni ilim terimleri- ni kurarken daima lâtince ve es- ki yunanca köklere bakmışlar - | dır. Bu da Avrupalı ilim adam - larına şüphesiz fazla bir iş ol - muştur. Herkesin kendi öz dili. nin köklerine göre terim çıkar- ması daha kolay iken, genel ta- biat kaidesine aykırı olan bu ha- reketin sebebi nedir? Avrupalıların ilmi yeni öğ - rendikleri zaman bu aykırı ha - reketin sehebi şüphesiz kendi dillerinde ilim fikirlerinin ileri - lememiş olması, onların mede - niyeti eski Romalılardan öğren- miş olmalarıydı. Onun için Av- rupalılar eski Yunan ilmini is - lâm devri ilim adamlarından öğ- rendikleri vakit bütün terimleri lâtinceye göre uydurmuşlardı. O zamanlarda zaten ilim kitap- ları baştan aşağı lâtince idi, Ancak sonradan, eski Yunan ilmini doğrudan doğruya yu - nancadan öğrendikleri vaki t, daha sonra ilim kitaplarını ken- di dilleriyle yazdıkları vakit, ül- keler ayrılarak ulusların her bi- ti nasyonalist bile oldukları va- kit, ilim terimleri — hep lâtince ve eski yunanca köklerinden çı- karılmıştır. Niçin? Bunun sebebi gene bütün canlı cisimlerin tâbi oldukları bir tabiat kaidesidir. Bu kaideye göre de yaşayan her şey ayni halde kalmayarak değişir. Dil de canlı bir hâdise olduğundan © da durmadan değişir. İlkin, dil yaşadıkca her sözün anlamı genişler. Bir tek misal söylemek için, bizim aslan sö - zünü hatırlatacağım. Düşünür - seniz bunun gibi iki, üç, daha nle hila anlamları alan Dergisi | tutulan | | bir şey anlaşılmaması KRON!IK DiLi türkçe sözler bulursunuz. Her dilde böyledir. Dil yaşadıkça bir çok sözler ilk anlamda göster - dikleri şeylerden başka şeyler de gösterirler. Sonra bir sözün gösterdiği fı- kir genişler. Meselâ yurt sevgisi ilkin herkesin kendi ocağının sınırları içinde kalırken, gittik- çe site, daha sonra büyük bir ül- ke sınırlarına kadar genişlemiş tir. Bir gün Avrupa birleşmiş dev letleri kurulursa o vakit yurt sevgisi bütün bir kıt'a sınırları- na kadar genişliyecektir. Hülâsa halk dili, edebiyat ve şiir dili yaşadıkça değişir. Bun- dan dolayıdır ki eski çağlarda kendi öz dillerile ilim terimleri kuran eski Yunan ve islâm ilim adamlarının — kullandıkları te - rirnler de zaman geçtikçe anla - şılmaz olurdu. Netekim ruh an- lamımı söylemek için ilk Yunan filozofları psikos kelimesini kul- landıkları halde sonra bu keli - me yunanlılarca ayni anlamda anlaşılamadığından Plataon ©- nun yerine nus kelimesini kul - lanmıştı. Halbuki ilim dilinin hiç de - ğgişmemesi lâzımdır. Bir terim hangi anlam için konulmuşsa, bugün olduğu gibi, dünya dur - dukça gene yalnız o anlamda ol- ması ve o kelimeyle başka hiç istenilir. Yeni ilmi kuran Avrupalı ilim adamlarının istedikleri budur. Yaşayan dillerin köklerile te- rim kurulduğu halde o arzuyu yerine getirmek imkânı olama- yacağından Avrupa'nın ilim a - damları terim kurdukları vakit, ölmüş ve artık değişmiyecek o- lan dillerin köklerine baş vur - muşlardır. Ancak, bugün eski yunanca veya lâtince köklere göre yapı - lan terimleri anlamlarının o eş- ki dillerdeki anlamlara mutlaka uygun olması lâzım gelmez. Ne- mesi eski yu - yan demek ol- duğu halde şimdiki ilimde öyle demek değilir. Mikrop kelimesi bugün artık eski yunanca de - ğildir. Hangi dilde kullanılıyor- sa 6 dilin malıdır. —Yaşayan ve bir çok anlamlara gelebilecek o- lan bir kelime olmaması ve an - lamının bir daha değişmemesi yetişir. Bizim yaşayan türkçemizin mikrop kelimesini aldığı vakit onu zararlı insanlara kadar ge- nişletmesi yaşayan dilin nasıl dcğigtişini gösterecek iyi bir mi- saldir. İşte Avrupalı ilim adam- larının istemedikleri de budur. Vakıâ, bir terim konduktan son- | ra yaşayan bir dile girerek an - | lamını değiştirmesine engel ol- | mak ellerinden gelmezse de, hiç olmazsa başlangıçta bu karışık- lığa meydan vermemeğe çalı - şırlar, Demek oluyor ki Avrupa ilim adamlarımın terim kurarken öl- Müş dillerin köklerini almaları eski ananeden kalmış yahut u - kalâlıktan ileri gelen bir hare - !ceı değil, bile bile yapılan ve ilim zihniyetine uygun bir hare- kettir. G. A. İzmirde Beyanname Dağıtan ISTANBUL KILAVUZU Londrayı kendi kentlime gez. meğe mecbur kalmıştım. Elime bir Londra haritası verdiler. Şöyle katlanan bir harita. Ya- nında da Londra sokaklarının âlfabe sırasile listesi vardı. Bu haritanın bana ettiği fe- nalığı kimse etmemiştir. Çünkü küçük ve kestirme sokakları göstermediği için $ dakikada gi debileceğim yere yarım saatlik bir dolambaç - çizdikten sonra varıyordum. - Haritanın bu hi- yanetini neden sonra, okkam- dan bir hayli kaybedip, şehri de biraz anlamıya başladıktan son- ra anladım, anladim ama o ba- na edeceğini etmişti. Yine o zaman anladım ki, bir şehri tanıtabilecek ilk unsur iyi bir kılavuzdur. -İstanbulumuzu hep biliriz. Dışı güzel, havası güzel, manzarâsı güzeldir; lâkin dünyanın en çapraşık - şehridir. Istanbulluların bile. içinden çı- kamıyacakları kadar karışık yolları, ayrı ayrı semtlerde aynı adı taşıyan birden fazla sokak- ları vardır. Yerlisinin bile arada bir apıştığı bu karışık şehrin bir kılavuzu yoktu. Çünkü bu- nu yapmak güç, ağır ve yorucu bir işti. Istanbul sokaklarına taktığı çetrefil adlardan dolayı kendisi- ne “haklı haksiz takıldığımız şimdiki — vilâyet mektupçusu Bay Osman, İstanbulun bu ek- siğini-övünülecek kadar düzgün ve değerli bir kılavuz yaparşk - doldurdu. İstanbul kılavuzunda bu gözü işten yılmaz zatın bize verdiği en doğru mahalle haris talarından ve ucu bunlara daya- nan sokak isimlerinden başka İstanbula dair topladığı merak- htarih ve- istatistik bilgileri vardır. Ben bu kılavuzu elime âldıktan sonra ancak, İstanbulu tanıyorum, diyebildim, | — Bu kılavuza göre: 930 - 931 hesap yılımda gümrükler, bele. diye, idarei, hususiye, ve evkafla. - beraber İstanbuldan alıman vere gilerin tutarı B4 milyon 342 bin Tira imiş... Bu ufak bilgiyi eserin kıyme- tine bir misal olarak gösterebi- lirim. Bu kılavuzdan bütün yeni çık mış eserler gibi (Tan)ın Bibli. yografi sütununda bahseder ge- çerdik, Lâkin âra sıra hattâ ö- nünü ardını -düşünmeden mut- tası! çattığımız İstanbul bele- diyesinin ortaya böyle güzel ve değerli bir eser koymuş olması- ni aynı alâka ile yazmamak hak sızlık, garezkârlık olurdu. Bu eser İstanbul belediyesi. nin ve Bay Osmanın övünebile- ceği bir iştir, tebrik etmeliyiz. B. FELEK ——— ——— — Madenciiere kolaylık Krize rağmen maden ihraca- tımızı teşvik için Mmaden resim- lerini indiren bir kararname ha- zırlanmıştı. 1932 yılından beri tatbik edilen bu kararname, iki sene için muteber olmak üzere yeniden tatbik sahasına konula- caktır. -— —— a 12 Kişi Adliyeye Verildi , İzmir, 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bir mayısta şeh- rin muhtelif yerlerine köylü ve küçük memurları hükümet aley- hine tahrik eder mahiyette beyannameler atmakla suçlu olarak yakalanan 12 kişi hakkındaki tahkikat bitti. İş adliyeye intikal etti. İstanbulda basılmış, buraya getirilerek kunduracı Ahmede ve. rilmiş, ktemen dağıtılmış beyannameler, risaleler, “Kızıl İzmir,, yazılı bir tahta klişe, kırmızı orak çekiçli daktilo ile yazılmış “emekçi,, adında bir kaç tane gazete ele geçirilmiştir. Yakalananlar şunlardır: Kunduratı Ahmet, Dedeağaçlı Ah- met, çorapçı Süreyya, tütün amelesinden Yusuf Hasan, kundura makinecisi Mazhar Ahmet, Hayri Tekin, şöför Zekeriya, komis- yoncu kâtibi Mehmtet Emin, Giritli Cazim ve küçük Hilmidir. Istanbulda yakalanan kunduracı Salâhaddin | lecektir. Bunlar İzmirde üç höcre tesis etmişler. Ahmet, ikincisini kunduracı İsmail, reyya idare ediyormuş. Bunlardan qön. yıla mahküm edilmişti, İsti de buraya getiri- d € Birini kunduracı üçüncüsünü de çorapçı Sü- Cazim evvelce yine bu işten nbulda daha hazılarının hunlar