TAN ISTANBUL Telefon SAYI: 23 - 3326 Onbirinci YIL Sahib ve Başmuharriri MAHMUD SOYDAN Müdür 24318. işleri: 24319. İdare ve matb. 24310. Boğazların Tahkimini istiyoruz! 2g Sayısı 5 Kuruş BUGÜN Zincide ; © Peyami Safanın fıkrası — Sehir haberleri, Süncüde; © Ankara muhabirlerin telefonları aliş : en yazı — Fest» * İBOGAZLARIN SILAHLANDIRILMASI rası #üncüde; (o Aziz Hüdayi Akdemirin “Bizde Casusluk” adlı Kendi kendimize Ü B te ç Balkan Devletil? 6 mende 4 Kavramı” ad- : incide i ekeni Askerlik, uncuda : o Kültür sayfası pi : İstanbula nasıl al- w Mae emen eri oğazlar avamız penler — Hikâye. 1 incide ş Briç dersleri — Koğm ve Madi e Zindide: OF bilgiler — Öz dil z — Sağlik öğütleri. 14 üncüde ş Kız Çember. Papulas Ve Kimisis Nasıl İdam Edildiler? (Atina Hususi Mu habirimiz Bildiriyor) Atina, 8 Mayıs Bugün Papulas ile Kimisis İçin idam kararı verileli onbeş gün oluyor. Karar tatbik edileli de on üç gün. Atina halkı üzerinde mühim bir tesir bırakan bu karar, hü - kümet âzaları ile divanmharp âzaları arasında da bir çok şid- detli münakaşalara sebebiyet vermişti, N Başbakan Çaldaris o günler « © de hastaydı ve hükümeti filen idare eden Kondilis idi, Papu - las ve Kimisis hakkında verilen bülküm, burada. “Üçler hükü - meti,, diye anılan Atina askeri valisi Panayotakos, donanma kumandanı ve fevkalâde diva - nı harplardan birisinin reisi Sa- kellarin ve diğer fevkalâde di.» Yanharp reisi hava kumandanı Repas arasnda kararlaştırıı— miştı. Karar verilir verilmez Pesmasoğlu, Maksimos, İçişleri bakanı Rallis, eski finans baka- nı Laverdos ile bugün bu ba - kanlığı idare eden müsteşar Helmis Kondilise müracaat e- derek mahkümların aflarını is- temişlerdi, Kondilis, hakikatte, bu karar ile hiç alâkadar olamazdı. Çün- ü kararı veren kendisi olmadı- BI gibi, divanharpların itidal ile hareket edişlerine karşı yeni ir isyan çıkarmak tehdidini ile- Tİ süren de o değildi. Esasen ör- İ idare altında bulunan memle- ketin doğrudan doğruya hâkim- €ri yukarıda söylediğim “Üç - $r., idi, kararı da bunlar ver - E Fakat Kondilis, kendisi tik y olan bu müracaatı, ar - Yavaş yavaş “Üçler,, in elle- Tinde tuttukları hâkimiyeti on - om çekerek büsbütün kendi- mak ve otoritenin kendi e * olduğunu göstermek için kü, emelerin kararlarına hü - metin hiç bir şekilde müda - €demiyeceğini ve etmiye * Mİ öyliyerek reddetti. sa ydaşınla beraber, isimlerini *gım siyasi şahsiyetlerin t e siz kalan müdahalelerinin de olmamış değildi. Bu kai şiddetin, bir gün gelip te bile. İSSir yaparak üzerine döne- dele ğinden endişe eder gibi icini ie fevkalâde divanıharp diğer > kumandanı Repas. ga belki e divanrharplarm küme, bu derece kuvvetli hü- Sr vermiyeceğini de düşü- Dis. GİRE dakikada, bizzat ver- idi halde, idam a ia ınmasmı ve Papulas Kümisiy'; in aflarını istedi. Lâ- İArkası 13 üncüde Fikret ADİL i “eği, 1. Rüştü AP Bükreş tebu Dilevi Görüşü Bükreş, 14 (A.A.) — Söylen. diğine göre Romanya, Yuna - nistan ve Yugoslavya Balkan könferansında, Boğazların tek- rar askerleştirilmesi hakkmda. ki Türk isteğini müdafaa etme. karar vermişlerdir. Tevfik üştü Aras, bugün Bükreş aov- yet elçisi Ostrosky ile uzun bir konüşma yapacaktır. Tevfik Rüştü Aras Tata- resko ile görüştü Bükreş, 14 (A.A.) — Türkiye dış bakanı Tevfik Rüştü Aras, (Arkası 13 üncüde) kapiya MEREFME (Çanakkale Boğazının görünüşü, Bo. gazların haritası, Romanya Bâşvekili Tataresko) Parti Kurultayında: Münakaşalar Oldu 96ncı Maddenin Değiştirilmesi Teklifi Reddedildi TAnkaraHususi Muhabirimiz Bildiriyor) b Peker, Süleyman Sırrı, Hakkı in Tank Us, Almiznl Ankara, 14 Kurultay bugün Saffet Arr- kanın başkanlığında toplandı. Nizamnamenin Oo müzakeresini yaptı. Yarın toplanmak üzere dağıldı. Bugünkü toplantıda nizamna | menin 96 ıncı maddesi görüşü - lürken münakaşalar oldu, Kurultay içtimamda 96 mer madde şudur; “Merkezde partiyi alâkadar eden işlerin takibi i için yapıla - cak temaslar parti vekilleri ile umumi kötip veya bunların nam larma Harekete salâhiyetli zat lar arasında ağızdan veya pârti ile olur. Vilâyetlerde patiyi alâ- kalandıran işler için yapılacak temasların parti reislerile vali- ler yapar.,, Önce Süreyya © Özgecen söz aldı, bu hükmün kazalara da teş TArkası 13 ke etamin ba rekl Romanyada iken içime acısı çö- hen şeylerden biri de, tâ Meşruti- yetten beri evlerimizden alıp birer birer Sandal Bedestenine taşıdığı. mız ve haraç mezad sattığımız Türh eşyasının Romen e ala nin evlerinde,en güzel süs larak baş sedirlere yerleştirdikleri. ni görmek oldu. Zamanımızda bir Türk'ün, eski sarayların ve konak- ların gördes halılarını, Bursa kü maşlarını, pirinç mangellarını, gümüş ve a'tın sahan takım- larını, tahta üzerine yaldız ka- bartmalı geniş sedirlerini, mavi çinilerini, çeşmi bülbüllerini, büyük ustaların ü «rlorineen umulmaz renk muwance'larını işle- dikleri eski kadehleri, şekerlikleri, çiçeklikleri bulabilmek için kendi memleketinde yapcağı araştırmalar tamamen beyhudedir. Türk sanat dehasının yarattığı eşsiz örnekleri görebilmek için Kapalı Çarşıya girmek değil, ne yazık ki memleket dışına çık- mak lâzemg "iyor. 1914 denberi harblar, parasızlık, türlü sıkıntı ve derd yüzünden bedestene taşıdı- ğımız bütün o ana,baba yadigörla- rını, açıkgöz bazirgânlar kapatmış- lar ve ecnebiler de bunları huk. ları yerde biraz farkla İ.en a parak sandık sandık kendi . ine taşımışlardır, Umumü harbi doğuran Enver Pa- şa - Talât Bey ahmaklığının belli. başlı heticelerinden biri şudur ki, Türk, Rumeliden vatanın daha geri topraklarına hicret ederken, geri topraklardaki eşya da, ileri ve da- ha ileri topraklara hicret etmişler. dir. Fakat, mal değeri milyarları bu- lan, sanat değerine baha olmayan eski eşyalarımızdan elimizde bir $ey kalmamasının sebebi yalnız fe- na idarelerin bizi dişimizden, tır- nağımızdan arttırdıklarımızı d. daki satmağa mecbur etmeleri değildir. Bizim, elimizde avucumuzda olana esasen kıymet verm (kliğimiz ve sıkışınca elimize LE i koltu. ğumuza vurup lestene taşımak âdetimizdir ki,bugün Istanbul evle- rinin içini tamtakır bırakmış, öbür tarafta Çarşı ve Bedesten dediği- miz erek deyam ol. en zengin pazarı da bitpazarından garksızlaşmıtr. O kadar rami. ki, bütün © eski Tı t eserlerinin yerin- de şi iri üzerine yığılı du- ran taklid piştovlarla antika Lim e ml bir y pirinç ve lan başka bir şey kalmamış! Ve bunun içindir ki, koca çarşı böyle Bilpazarına dönünce, hattâ biraz değerli bir Türk eşyası bul. mak yeke istanbulda filân veya fa- değil de, Prenses Kan- e 'in Bühkreşteki villâsına git- mek lâzım geliyor! Ali Naci KARACAN — ———————. — — İ ATATÜRK | | (Ankara muhabirimiz bildiriyor | İ İ Ankara, 14 | Atatürk'ün, iki üç gün zar- fında seyahate çıkmaları, bu | İmeyanda İstanbu! ve Yalova- | iyı şereflendirmeleri muhte- | imeldir, e İ Ankara, 14 (A.A.) — Ata - türk dün akşam Türk kuşunun Juçuş alanmı Şereflendirerek iüyelerin çalışmalarını gözden İ geçirmiş ve derslere çok ya - ikından ilginlik göstermişler - idir. Büyük Önderin bu ilginli- iği gençler arasında çok coşkun bir heyecan e a) AM Kü GÜNÜN MESELESİ: iMTİiHAN! ültür Bakanı Dedikodulara Cevab Veriyor Abidin Özmen Kitab Müna- kaşalarınıda Karşılıyor . (Hususi Muhabirimiz bildiriyor | Ankara, 14 Kültür bakanı ile bugün muh telif meseleler hakkında görüş- tüm. Bakan imtihanlara dair sorguma cevap vererek dedi ki: — “Biz bundan altı ay evvel imtihan talimatnamelerini yap- tık. Her mektebe bildirdik. E- saslı bir talimat olarak görük dü. İstanbulda toplanan komis « yon talimatın muallimlerle mü- meyyizler tarafından iyi tatbik edilmesini temine de çalışacak- tar. Bir mâhalde talimatta tayin edilen miktarda mümeyyiz bul- mak imkânı bulunamazsa üç ye- rine, iki mümeyyiz kullanmak kabil olacaktır. bazı yerlerde talebe Ke- talimatta ta - yin müddet az görülürse uzatılacaktır, Bununla A Istanbulda toplanmakta büyük bir mi karşısında olduğunu henüz bize bildirme - miştir, Vaziyet bu merkezde iken im. tihanlarda husule gelecek her Kültür Bakanı Abidin Özmen hangi bir zorluktan uzun üzadı- ya bahsetmek memleket gençli- ği üzerinde fena tesir eder, / Bundan başka çalışmadığın «' dan dolayı imtihanlarda muvaf- fak olamıyan talebeye de fay's dasız itiraz vesileleri verilmiş. i (Arkası 13 üncüde) HOCANIN TEKERLEMELERİ YATAĞANIN KAZIYAMIYACAĞI YANLIŞLAR... aktile biçak taşımak yasak — Bu ne biçim Dalama, &lilmiş. Ama şimdiki gibi, ge - | nunla ne yaparsın? ne üstünde biçak taşıyanlar var» mış.. Bu yasağı kontrol etmek için yer yer asesler dolaşıyor - ken bunlardan birisi Nasreddin hocaya ıastgelmiş... Hoca da aksi gibi o gün "evde ki yatağan biçağını satmağa gö- türüyormuş. v Ases, hocayı çevirip arayın - ca; kol gibi biçak meydana çık- miş. Ases sormuş: — Bire hoca, nedir bu?.. Hoca, yatağanı satmağa gö - türdüğünü söylese ne inandır - manın, ne de cezadan kurtulma nm imkânı var. — Bu efendim, kalemtraş. Ce vabını vermiş. — Efendim, kalem açarım, Yazı yazarken yanlış olursa on ları kazırı Ases gül ç, — Hoca saçmalama! Hiç bu « nunla yanlış kazınır mı?, — Yiğitim öyle yanlışlar var ki, Allah seni inandırsın, bu bi» le yetişmez, Hep i insanız, Papa olmadığı- mız için “yanılmaz, lık iddia edemeyiz. Bütün gayretimiz, hocanın yataganile bile kazına- mıyacak yanlışlıklar yapmamak olmalıdır. Bu amaca va- ene mutlu!