Manzum hikâye: Rüyadan sonra Günlerdir kapalıyım; Kap içinde bağlıyım.. Bu halim ne olacak. Çilem mi bu dolacak. Kaçalım hep beraber, Bulalım iyi bir yer. Çocuk olsun çalışkan, Hepimize alışkan Defter, kalem üçümüz Yetecektir gücümüz. Onu adam etmiye, Bu iş için yetmiye, Burdaki kalsın haylâz. Kalsın adam olamaz. Çocuk uyandı birden. Yaktı elekiriği hemen Baktı, defterle kalem; Yanındaydı kitap hem. Rüya görmüştü meğer. Düşündü birer birer. Gördüğü şeyleri hep.. Rüyaya neydi sebep? "Tembelliği değil mi? Tembellik te iyi mi? Fırladı yatağındam, Oturdu uzun zaman. Hemen kalemi kaptı, Vazifesini yaplı. Kitaptan da çalıştı, Çalışmıya alıştı, Bundan sonra her gece, Çalıştı hep güzelee.. EN , Gece yarısıydı tam, Yoktu uyanık adam.. Koskoca evde bir tek.. Herkes uyumuş demek: Masada duran defter, Kaleme yavaşca der: — Ne dersin kalkalım mi7 Etrafa bakalım mı? Kalem cevap verir: — Kalkalım neye yarar? Yapacak sanki ne var? Biz çattık bir tembele, Şu hale bir bak hele, Aldılar bizi niye? O çocuğa hediye. Ne beni alıp yazar, Çok değil, azar azar. Yazsa sana yazılar. Hem dersini hazırlar. Defter baktı, kaleme: — Dedi, arkadaş, deme. Bunu bilmiyorum ben, İstediğim şu senden. Kaçalım buradan biz, Seninle ben ikimiz, Kalem de cevap verdi, Buydu onun da derdi., — Kaçalım iyi fikir. Başka tarafta bir, Çalışkanı bulalım, Berâber yorulalım. Hani bizim bay tembel, Çağırırım haydi gel. Al beni bir parça yaz. Der, hemen, hayır olmaz, Yazı yazmak ta neymiş, Çalışmak fena şeymiş. ki Kitap biraz öteden, a Karıştı söze hemen Çalıştı güzel güzel, a Değildi artık tembel! ** — Sormayın, dedi, fenâ.. Bakınız hele bana.. ..... eçenki Bilmecemizde Kazananlar Geçen iki bilmecemizde fotoğraf makinesi, kol saati ve masa saati kazanan talihli, Mer: İzmir Kız Ban'at Enstitüsünden Zekâvet, İstanbul Erkek lisesinden Nahid, gene ayni Miseden Gazi. 15 Birinciteşrin tarihli bilmecemiz- “SON POSTA e. g 7 NEZLE ER EY YAN İİİ düem Faydaf . Bugün sokaklarda gördüğünüz şık otomobillerin dedesi olan bu otomobil 1892 senesinde Amerikada yapılmış- Bu resim çek eski bir kabartmadan alınmıştır, İsanın doğumundan 18 a- sır evvel de gene imlâ dersi vardı, Re- sim imlâ yazanları gösteriyor. Kolay değil CE Bu adam bisiklet üstünde resimde| gördüğünüz gibi Paris sokaklarında do- laşmıştır. Bisikletin öteki bisikletlerden ufak bir ayrılığı vardır. Tam ortada iki KALEMTRAŞ Kumkapı orta mektebi 2/3 den 503) yana açılan iki demir çubuğa takılmış Monoloğ Radyodaki adaml? Sizin evlerinizde radyo var mı? Var ği ” ha.. Ne iyi. Bizde de vardı. Vardı am- o ma şimdi yok.. Zavallının başına ka - 4 za geldi. Daha doğrusu bu kazaya ben OE : sebep oldum. Her akşam çalıyorlardı, dinliyor - dum, Şarkılar, kemanlar, piyefolar, neler neler, bazan da tiyatrolar, sine- malar oluyordu. Gene böyle tiyatro olduğu bir akşam odada kimseler yok- tu. Dinlerken aklima geldi. Kendi kendime: — Şimdi, dedim, ufacık ufacık a - damlar gelmişlerdi, Bu kutunun için- de, tiyatroda gibi oynuyorlardı. Kutu kapalı elduğu için yalnız seslerini du yabiliyorum.. Hele kutuyu bir açsam kendilerini de göreceğim.. Doğru değil mi? Annem babamın bunu düşünmediklerine şaşmıştım. On- lar da bu küçücük adamları gördükle- ri zaman sevineceklerdi. Etrafıma bir daha baktım. Kapıdan dışarıyı dinle- dim. Oh âlâ ne gelen vardı, ne de giden. Radyoyu açmak güç bir şey olmıya - caktı. Hani o ses gelen yerdeki ipekli, perde yok mu onu yırtar yırtmaz a - damlar meydana çıkıvereceklerdi. E- limle şöyle bir ittim. Perde yırtıldı; yırtıldı amma nafile,. Meğer arkada da huni gibi bir şey varmış. Tuhaf adam- Yarı görmek için o huniyi kaldırmak icap ediyordu. Elime bir çekiç aldım. Çekiçle huniye vurdum. Vurdum, vur- dum, vurdum.'Radyoda ses kesildi. Adamlar acaba kaçtılar mı diye dü - ürkmüş, susmuş olacaklardı; © — Hey, dedim, korkmayın, © ze fenalık edecek değilim. Amma onlardan ses gelme dum, vurdum. Nihayet huni & kırıldı. İçeri baktım. Ne ad ne de bir şey.. Bir kaç tane &” lektrik ampulünden, öteye b” gılmış tellerden başka bir sy medim.. Adamlar acaba ne 07 dı. Ben açılmış radyonun. # iken annemle babam içeri gi ler. — Ne o, ne yaptın, bu rağy” ne? Babam suratını asmıştı. AnP züme sert sert bakıyordu. Dop' na canım sıkıldı; — Hiç, dedim, hem niye » sert bakıyorsunuz, redyod# © vardı. Seslerini duyuyordum. > yoyu açayım da tiyatroda oynX çük adamları da göreyim, de yoyu açtım. Amma yazık adâf na görünmeden kaçıvermişler: © ri meydanda yok. — Sen misin kırıcı, radyoyü” kırarsın.. Biz sana aklın erme lere karışma demiyor muyuZ« Oldu olan şey, sorayım $iz€X rinizde radyo var mı? Niye di yorum. Varsa beni çağırın ipek perdeyi kaldırıp içeride kıralım. Radyoda tiyatro oyn? kı söyliyen, çalgı çalan küşü şündüm.. Amma nereye kaçabilirlerdi. Ben orada idim; kaçsalar, kaçarlarken görürdüm. Her halde çekiç sesinden İ jar meydana çıksın a e ni & pair Yeni Bilmecemiz R T Ti il Z pi a PR li ia çal Bu resmi afacanın biri kesmiş, sonra da yapıştırmış. Fakat yaP parçaları yerli yerine koyamamış. Siz kesilmiş, sonradan yapıştı çaları kesmek suretile tekrar dört parçaya ayırın. Parçaları doğrü yapıştırıp hakiki resmi elde ederseniz, bize gönderirseniz. Bir kişiye: Altın kaplama bir çift kol düğmesi ve diğer yüz KİSİİÜ şik değişik kıymetli hediyeler verece gız. Bilmeceye cevap verme #5 on beş gündür. Bilmeceleri gönderdiğiniz zarfın üzerine bilm de çıktığı tarihi yazınız. ö den kazananlar : BİR ÇİPT İSKARPİN İrfan, Kadıköy 10 uncu ilk mektep) iki tekerlek bisikleti yere düşmekten çil Murat, İstanbul lisesi 3/A dan 1195 Os-| korur, Böyle olmakla beraber gene bu İstanbul kız öğretmen mektebi 3/A|man, Beyoğlu 11 inci ilk mektep 4/C| tarzda ayaküstü gidebilmek epey güç dan 345 Malike, den 105 Mehmet. (Arkası var) | İ bir iştir. m. e... ve — Siyah boya ie“ ş boyarım, yırtık beli — Sanki, yalnız kadınlar dikiş dikerlermiş. — Bir gözümü nişan alırım. — Ne olsa bu ipliği ge - — Nefes almıyayım ge - gireceğim. çer. — Ha işte aklıma geldi. kapayıp