Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
2 Sayfa " i'r - A Ve ü : * ; * Hergün . | Para babaları olan _' w“ Memleketler istediklerini Yapabilecekler mi? çL'” 'e Yazan! Muhittin Birgen——m ğer bu dünyanın para babaları E olan memleketlerin maliye ha- K yatmda oynadıkları rol itibarile birer ısımlerı olmak lâzımgelseydi bunlar- — dan Fransaya dünyanın kumbarası, İn- — giltereye muhasebecisi, Amerikaya da 4 .spekulasyoneusu namlarını verebilir- - dik. Hakikaten, Fransız milletinin sarıtim santim para biriktirme merakı, dün- “ yanın başka hiç bir milletinde görülür 'SON POSTA Birinciteşrin * 24 baz * Resimli Makale B An'ane zaafı, an'ane kuvveti B Maziye koru körüne bağ lanan meydana yeni bir eser getiremez, demez. Maziyi tamamen ihmal eden eski denemelerinden, kıymetlerinden istifade e - Maziden kalan kötiü an'- ane bir zaaf, iyi an'ane bir kuvvet kaynağ:dtr. Maharet an'arenin iyi - sine sadık kalıp kötüsünü kökünden yıkıp atmakta - dır. Sozun Kı ası ie Kadim kıdemı üzere Terk olunur ! E. Talu © idarehanesine V" S on Posta gelir gelmez gazeteleri & gözüme ilk ilişen serlevha şu 04 «İstanbulda sırt hamallığı kâ "'İ’— muş!$ Bu, kalkamıyor, kaıdmıamıw! menfi tabirlere biz İstanbullu.âf & tan alıştık. Mahkeme karar verir, buna râ$ Boğaziçinin kıyılarını kirleten ©8 yığınları kalkamaz! söz ARAsıNıA İngiliz Icadmları n Bir şimendifer Pulla şapka HEHGI.İN BİR HKM Geçitinde feshine Giymeğe haşladılar Karar verilen nikâh TU aş bu Dunya ıulhu lçın Meşhur Fransız tiyatro muharriri Sacha Guitry'ye sormuşlar: — bir şey değildir. Fransa bu paraları gü- * gel biriktirir, fakat fena kullanır. İn- — giltereye gelince, o dünyanın bankacı- — İik işini kendi elinde toplamış gibidir. O Beynelmilel bütün para hareketleri, — bilhassa bankaların kendi aralarında — hesaplaşmaları dönüp dolaşıp nihayet İngiliz piyasasında toplanır ve İngil- — tere bu yüzden çok güzel para kazanır. Sokaklar pislikten geçilmez, ** -kaldırılamaz! E.. Serseri köpekler, kediler sürü / linde gezerler, kaldırılamazlar! Caddelere yapılardan moloz yi& kaldırılamaz! 3 | Akşamın en işlek saatinde £B& lesnaf işportaları, küfelerile Balıkf |jZarında yolları tıkar, kaldırılama& Filân yerde fırtınadan ağaç ğ Yat ._I _' Amerikaya gelince, orada para babala- — Trının en çok sevdikleri iş spekülâsyon- dur. Nevyork borsasında milyonların — we milyarların her gün muntazaman öyle bir spekülâsyon hareketi ve bor- — Ssanın en küçük hareketlerini elektrik — düğmelerile duvarlardaki tablolara da- 5?» kikası dakikasına kaydeden bu spekü- SOlâsyonu takip eden para babalarının veya mümessillerinin bu işlere karşı — gösterdikleri öyle bir hırsları vardır ki “ bunu bir kere görmüş olmak, Ameri- — kalının bu spekülâsyoncu ruhunu an- - lamak için kâfidir. * İşte şimdi bu üç memleket, ellerin- T deki bu üç kuvvete istinaden dünya- — nın bozulan iktısadi şirazesine yeni bir /|—İntizam vermek istiyorlar. Yapmak ar- —- zusunda oldukları şey şudur: Bugünkü — buhranı iktısadi sahada durdurmak, - milletler arasında bugün hüküm süren bir nevi istihsal ve gümrük muharebe- — sine nihayet verdirmek için biribirle- | Trine karşı aldıkları şiddetli himaye tedbirlerini tedrici surette hafifletmek » ve gerek toprak mahsullerinin, gerek sanayi mamulâtının dünya üzerinde — daha rahat ve daha serbest bir halde dolaşmasmı temin eylemek. Bu mem- j leketlerin iktısat ve maliye mütehas- - sısları s'arasında hüküm süren kanaat- |— -lere göre bu usul, yani bugünkü iktı- - sadi harbi, iktısadi bir müsalahaya kal- —— betmek usulü, ayni zamanda mil!letler — arasında siyasi sulhün teessüsüne de — hizmet edecektir. Hattâ, bu bakımdan — Mütalea edilerek işler biraz daha ileri götürüldüğü takdirde, dünyada mev- cut iptidaf maddelerin milletler arasın- | da daha âdilâne bir surette taksim ve | tevziini temin edecek beynelmilel bir — iktısadi teşekkül vücude getirilebilece- - gini dahi söylüyorlar ve ayni zamanda — bu esas etrafında birtakım teşkilât nü- muneleri göstermeğe kadar gidiyorlar. Dünyada siyasi hareketlerin de, bü- tün içtimal hâdiselerde olduğu gibi, | herşeyden evvel birer iktısadi hareket — olduğuna bakılırsa bu sözler boş değil- , dir. İktısadi bir sulh, siyasi bir sulhün | temeltaşı olur. Binaenaleyh, böyle dü- —. şünenler elbet haklıdırlar, ; * , Fakat, ayni zamanda dünya birtakım » Menfaatler arasındaki tezatlarla da do- z ludur. Eskiden «ebaüzzehep» tabiri- - e tavsif edilen bu altın, daha doğrusu ,.| para babaları olan memleketler gerek |- Ziraat ve gerek sanayi bakımından teşki — lâtlarını yapmış, sistemlerini küurmuş — Ve İ7, 18 ve 19 uncu asırların bol ka- & Zanç yagmurları esnasında küplerini doldurmuş bulunduklarından onların bügün dünyada, eşyanın serbestçe dev- L - MA ri esasına istinat eden bir iktısadi suih | — taraftarları olmaları tabiidir. - Halbuki öte tarafta birtakım memle- |— ketler vardır ki bunlar da ya o yağmur - Mevsiminde henüz doğmamış, yahut | < küpüne su taşımak işinde geç kalmış -— Olduklarından dolayı, her sahada geri- — Gde kalmışlardır. Onların yaşamaya, ça- lışmaya ve en geniş mânasile servet || biriktirmeğe hakları olmıyacak mı? El- bet onların da hakları var. Hakları oİ- - duğundan dolayı da şimdi - etrafiarına — gümrük, kontenjan, takas gibi şeylerle birer duvar örüyorlar ve 'bumun içinde | — kendilerine asri bir iktısat sistemi ya- j_ ratmaxa ça.ışıyorlar Dunyada eşyamııl ı İngiliz kadınları şimdi de pulculu- M ğa merak etmişler ve meraklarını tat- min etmek için resimde görüldüğü gi- bi şapkalarına yeni pulların resimle- rini işletiyorlarmış. Bunu haber veren gazete, — pullu şapkaların çok güzel olduğunu söylü- yor. Alman kadınının evamiri aşeresi Hitler Alman kadınlarma bir ta- mim göndererek şöyle söylemiştir: «Alman köylüsü gıdamızı istihsal etmek için canını feda edercesine ça- lışıyor, siz hiç bir zaman yiyecekleri- nizi ziyan etmiyeceksiniz. Ekmekleri- nizi kurutup atmıyacaksınız, tokken yemek yemiyecek, susamamışsanız iç- miyeceksiniz. Bu suretle Almanyanın iktısadi istiklâlini kurtarmış olacaksı- nız!» serbestçe hareket etmesi demek, bu du- varların yıkılması demektir. Bu du- varlar yıkıldığı günde bu duvarların içindeki pazarlar bu para babalarının diledikleri gibi faaliyette bulunmaları- na serbestçe açılmak lâzımgelir. Ancak bu da onların işlerine gelmiyor. Dünya nın para kumbarası, dünyanın sarrafı, dünyanın spekülâsyoncusu olan mem- leketler, zannediyorlar ki kendileri bu işe önayak olunca öteki memleketler, yani arka ayaklarda yürüyüp giderler. Eğer yürüyecek olan bir araba veya dört ayaklı bir eşek olsaydı belki bu düşünce de doğru olurdu. Fakat, yürü- yecekler, iki ayaklı insanlardır ve on- ların yürüyeceklerine dair de ortada hiç bir alâmet yoktur. * Para babalarının istedikleri şey dün- yada Liberal iktısat sisteminin tekrar canlandırılmasıdır. Halbuki dünyada bu istikamette bir gidişe dair hiç bir alâmet görmüyoruz. Liberal iktısat devri yaşamış bulunuyor. Yeni”bir şe- kilde, bir müddet sonra belki tekrar canlanabilir. Fakat, bugün bir devlet- çilik devri geçecektir. Devletçilik de- mek, dümenli iKRtısat demektir, iktısadi nasyonalizm demektir ve nihayet otar- şi denilen sistem demektir. Bunun için para babalarının akıllı oğulları olan Liberal iktısat mühendisleri beyhude uğraşıyorlar. Muhittin Birgen — Yer yüzünde sulhu ebedi su- rette istikrar ettıreeek acaba hiç mi çare yoktur? Gultry uzun uzun düşünmüş, ba- şını kaşımış ve: — Bence, demiş, kat'i bir çare var amma, tatbik etmezler ki! — Nedir o çare, bakalım? — Bütün devletler aralarında kavledip, harp zuhurunda bütün masrafı galip gelecek tarafa yük - letmelidirler. Bakın ö zaman su!'h nasıl ebedileşir! a Sovyet Rusyada Deliler sinema ile İyi ediliyor - Moskova civarında Podolsk emra- zı akliye hastanesine merbut bir hu- susi sinema atelyesi tesis — olunmuş- tur. Bu atelyede sinematerapi, yani sinir ve akıl hastalıklarının sinema ile tedavisi usulü tatbik edilecektir. Tecrübe ile şimdiye kadar sabit ol- duğuna göre, bir filmin muntazam rit- mi, sar'alılar üzerinde müsekkin tesir yapmaktadır; meczup deliler de, et- nografik tablolar ile hafif komedi filmlerinden sonra tabiice — vaziyete gelmektedirler. Sinema ile ipnotizma — tecrübeleri ise bilhassa enteresandır. Alkolizmin ipnotizma ile tedavisi hakkında bir film gören alkolikler çok çabuk ipnoz haline gelmektedir. Bu takdirde telkin de kolayca yapılmaktadır. Sinema atelyesi, tedaviden baska, hastaların haberleri olmadan tetkik e- dilmelerine de yarayacaktır. Podolsk timarhanesinde bir sar'alının sinema- sı alınmış ve bu suretle sar'a nöbeti- nin en ince teferrüatına kadar tesbiti mümkün olmuştur. Bu atelye sayesin- de, bir saate bağlı sinema makinesile, hastanın, kendi haberi olmadan, müun- tazam saat fasılalarile vaziyeti tesbit edilecektir. Bu esnada ayni zamanda sesler de zaptolunmaktadır. Bir hasta- nın sistematik bir surette sinemasının ve fotografının alınması, hastalık sey- rinin sinema perdesi üzerinde tam ©- larak takibini kabil bir hale getirmiş- tir ki teşhiste bunun büyük bir ehem- ÖOhio'da makinistlik eden bir a- dam Colombus civarında lokomatifi- ni sürerken mutadı hilâfına öndeki yo- lun kapalı olduğunu ve geçit yerinde- ki demir parmaklığın indirilmiş bu- lunduğunu görür, bu işin — sebebini anlamak isterken parmaklığın — öbür yanında bir otomobilde kendi karısını başka birisile öpüşürken yakalar. Derhal iki şahit bulur, ve vak'a mahalline gider, cürmü —meşhud ya- par. O sırada orada kalabalık da top- lanır, yolcuların arasında bir de sey- yar hâkim varmış, o da vaziyeti ken- di gözüyle görür görmez derhal bo- şanma kararını verir. Bir boğayı iki lokmada yutan timsah Nil nehrinin Kosti köprüsünden büyük bir öküz sürüsü geçerken iri yarı bir boğa nehre düşmüş, boğa yü- | * zerek sahile çıkmağa çabalarken ansı- zın suyun üzerine çıkan bir timsah, boğanın üzerine hemen hücum ederek o koca hayvanı iki lokmada yutmuş. Pek cesim olan bu timsah seneler- denberi o köprünün altında pusu kur- makta ve uğurlu hayvandır diye tim- saha kimse dokunmamaktaymış. Bu timsah geçenlerde —de bir mühendisi bir lokmada yutmuş. Jimnastiğin faydaları Almanlar 1924 denberi jimnastiği ve sporu ciddi sürette ele almışlar, o tarihtenberi de bütün mektep tale- belerini hergün jimnastik — yapmağa mecbur tutmuşlardır. Tutulan Fişlere nazaran ao tarihte on yaşındaki yavruların boyları 108 santim iken bugün bu gençlerin boy- ları 114 santimi bulmuştur. 14 yaşındaki gençlerin boylarının vasatisi ise 146 samtimden 152 santi- me yükselmiştir. Çocuk hastalıkları yüzde otuz nis- betinde azalmıştır. miyeti vardır. Sinema atelyesi ayni zamanda psi- hiyatr doktorların ve hasta bakıcıların ilmi terbiyesi hususunda da büyük hizmetler edecektir. | dırılamaz; hâsılı İstanbul şehri Ş cevap verecek derecede büyük iki üç İSTER İSTER İNAN İstanbulda irili ufaklı ne kadar fırın varsa hepsinin de kaldırılârak yerlerine şehrin bütün ekmek ihtiyacına | kası yapılması düşünülmektedir. Şimdiden üzerinde in- tane ekmek fabri- İNAN İSTER İNANMA! celemeler yapılmasına da başlanmıştır. Tasavvur güzel- dir, fakat biz bu tasavvurun söylendiği zaman içinde kuvveden file çıkabileceğine manmıyo - ruz, fakat ey okuyucu sen: Z İSTER İNANMA! gibi kısa bir e MA ) e t li günlerce kaldırılamaz! Dilenciler kaldırılamaz; adlıve yının enkazı kaldınlamaz eski k nün iki başlarındaki supruntuleu-_ rinde hâlâ mecelle ahkâmı caridif bu ahkâm mücibince de «kadifiş demi üzere terkedilir!» * Siz buna ihnat deyin, nisbet kayıtsızlık deyin, beceriksizlik î Ne derseniz deyin. Ancak, hepimiz elbirliğile ikrâf itiraf edelim ki belediyeden yana © yanın en nasipsiz, en zavallı, en & nacak şehir ahalisi biziz. | Dün, bir arkadaşım, hâlâ KaI meydanı gibi gözönü, işlek bir eşek koşulu araba ile nakliyat yâl dığına şaşıyordu. : Ona gelinciye kadar, en kapalt ze batacak nelermiz var. Aksâ! evlerimize, deve kervanile donm ; mize şükredelim! Biliyor musunuz ? 1 — Tünel tarihte ilk defa olarak N€ ? man ve kimin ta.raündan yapı.lmışw'"' 2 — Orsk şehri nerededir? Hangi * Cumhuriyetinin topraklarında ve nan# lu' üzerindedir? $ — Plevne kahramanı Osman paşa ' tarihte, Anadolunun hangi şehrinde -- : muştur. *t — Nobel mükâfatı nedir ve umm fından ihdas edilmiştir? (Cevabları Yarın) * (Dünkü Suallerin Cevabları) 1 — Eski Liüya hükümetinin S0? Krezus'tur. Milâttan evel 548 yılından * lina kadar 12 yıl hükümdarlık yapmıs?” tarafından mağlüb edilmiş, Sard T getirilerek hapsedilmiş, bilâhara ge0 — tarafından öldürülmüştür. 2 — Girid adası 1898 de Osmanlılaf” isyan bayrağını çekmiş, 1911 de YU ların eline geçmiştir. 3 — Kreüz Truva kralı Priyam'ın * çe Askağn'ın oğludur. Karısı Bi meşhur Ene'dir. Karısı ile beraber binde kaybolmuştur. Bir güvercinin kıy nedir ? Güvercin yetiştirmek İn milli an anelerindendir. Bu $ di Fransaya da şirayet etmiştir- Fransızlar son yaptıkları bir tikte Fransada 100 bin kişidef insanın güvercin yetıştırdıgmı _ ların ellerinde bir mılyon g bulunduğunu tesbit etmişl e"hf' Hava Nezareti uçuşlar . Y? postacılık eden güvercinler ü gün hava raporları neşrctmeg mıştır. B Geçenlerde bu gtlvefcml tanesi 6000 İngiliz lirasına yîı paramızla 37 bın 'Türk lirast" ” — mıştır. İ i'_ Pt