T e nni Üüi e b0 HAFTANIN MEŞHUR ADAMLARI Litvinof - Fianden - Titülesko - Bek - Madariaga k Grandi - Stanley Bruce Flanden Günlerdenberi telgraflar, Londrada toplanan ve Avrupanın mukadderatı ile meşgul olan bir çok siyasilerden bahsediyorlar. Bunların bir takım di- Jekler üzerinde israr ettiklerini, bir ta- kım tehditler savurduklarını, kâh yu- muşadıklarını, kâh sertleştiklerini an- latıyorlar. Bu adamların ağzından çıkan bir ta- kım sözler, ufukları karartıyor, ve bü- tün Avrupaya heyecanlı korkulu anlar yaşatıyor. Ara sıra bunların anlaşıp uzlaştıkları haber veriliyor ve o za - man sinirler biraz gevşiyor, korkular ve endişeler yatışıyor. Bu adamların şahsiyetleri üzerin - de biraz durmak, bunların kim olduk- larını tanımak faydasız olmasa gerek- tir. tir. Flanden Son günlerde adı dillerde en çok dolaşan zat, Fransa dış bakanı Flan- dendir. Meslekçe avukattır. Fakat Londra- da sporculuğu ile meşhurdur. Nişan - cılık bakımından Fransada qıiıdir: Siyaseti sporla karıştırmayı çok iyi bilir bir siyasidir. Kısa bir zaman önce Fransa maliye nazırlığını yapan Flanden, gene siya- si bir müzakereyi yapmak için Lon - draya gitmiş, ancak İngiltere toprağı- na ayak bastığı zaman, çiftesi için ruhsatname almayı unuttuğunu hatır- Tamıştı, İngiliz gümrük memuru M. Flan - deni sıkıştırdığı için o da Fransa ma- liye nazırı olduğunu söylemeğe mec - bur olmuş, fakat gümrük memuru şüphelenerek Londraya telefon etmiş- ti: — Adamin biri Fransa maliye nazı- rı olduğunu söylüyar ve çiftesine mü- saade olunmasını istiyor. Ne yapa - yım?, Aldığı cevap şuydu 1 — Fransa maliye nazırı olduğunu söylüyorsa, çiftesine dokunmamak da- ha doğru olur! Gümrük memuru da M. Flandenin çiftesiyle beraber çıkmasına müsaade etti ve bu sayede Fransız nazırı hem avlandı, hem siyasi meseleleri görüştü. Flanden tam bir iş adamıdır, gayet muntazamdır. Tam bir fabrikatör gibi çalışır. Litvinof Flanden derecesinde mühim bir şahsiyet de Litvinoftur. Çarlık Rus - yası zamanında ihtilâkci bir genç iken Londrada yaşayan, Sovyet Rusya dış bakanı, Sovyet ihtilâli sırasında Mos- kovada yakalanan” İngiliz Bruce — Lo-| karta mukabil Londrada tevkif olun- Muş, ikisinin mübadelesi — ile tesviye edilmişti Yuvarlak yüzlü ve gözlüklü —olan Litvinof kenarı geniş bir şapka kulla- mesele Son Posta bundan sonra da her haf-| * ta böyle bir yazı neşredecek, o hafta zarfındaki siyasi hâdiselerin kahra -| £ manları hakkında malümat verecek- |nır ve bu şapka ile biraz ruhani sınıfa İmensup adamlara benzer. Litvinefun karısı halis İngilizdir. Ve Moskovada 'yapılan bütün diplomatik ziyafetlere nezaret ettiği için Sovyetlerin «Baş kadın» 1 sayılır. Miralay Bek Lehistan diş bakanı miralay Bek, memleketin dış siyasasını, Paris isti - kametinden ayırarak Berlin metine çeviren — siyasidir. Almanya - Lehistan paktının mimarı odur. Bek, Lehistanın genç miralayların-| dandır. Mareşal Pilsudski Lehistanın mukadderatını, onun gibi gençlerin e- Tine bıraktı. Bek de, Göring gibi siyaset işlerini, av âlemlerinde başarmayı sever; Titülesko Hem Romanya, hem Küçük antant namına söz söyleyen Titülesko yıllar- |danberi, Milletler Meclisi mahafilinin ıerı tanınmış şahsiyetleri — arasındadır. İ Simde”” oo ea el eRRİ gösterip ayrılıklar tehlikeli bir mahi - yet aldı mı Titülesko derhal faaliyete F aa T $ — Madariaga geçer ve ihtilâfa' düşenleri masasınin başına toplayarak sigara ve kahve sohbetleri arasında iki tarafı uzlaştır- manın muhakkak çaresini bulur. Romanyada şöhreti, hükümetler de- virmek ve yükseltmektir. Bu yüzden kral da kendisini dinler. Titüleskonun yüzü Mogola benzer- se de kafası tam bir Parisli kafasıdır. Madariaga Londrada İspanyayı dış bakanı Bar- cia temsil ediyorsa da — yardımcısı profesör Madariaga Milletler Meclisi mahafilinde daha çok fazla tanınmış - tır. Bu da silâhları azaltma konferan- sında bir çok işler başarmasından ve Öksfortta profesörlük — yapmasından ileri geliyor. Grandi İtalyan murahhası Sinyör Grandi, Musolini ile beraber çalışan nazırların en müstakil fikirlisidir. İtalya hariciye nazırlığından Londra selirliğine geç - mesinin sebebi de budur. Habeş har - bi çıktı çıkalı İngiltere ile İtalyanın a- rası bozulduğu halde Grandi daima a- rayı düzeltmeğe çalışmış ve bu yüz - den Londrada mühim bir mevki - ka - zanmıştır. Grandinin en belli başlı hususiyeti san'at merakıdır. Stanley Bruce Konseyin son toplantısı, ortaya ye- ni bir şahsiyet çıkardı. 5.Bu şahsiyet konsey reisi ve A- vusturalya komiseri Mister - Stanley Bruce idi. Avusturalya Britanya imparatorlu- gunun dominyonlarından biridir. Dö- minyon, tam muhtariyeti haiz, bütün mukadderatına hâkim — ülkedir. Bri- |tanya imparatorluğunun dominyon - ları bu yüzden Milletler Cemiyetine laza olabilmişlerdir. Nitekim sırası ge- lince Avusturalya murahhası da kon- istika -/ (| Bek seyin başına geçmiş ve bütün devlet- lerin mutahhasları onun idaresi altın- da çalışmaya başlamıştır. Hattâ impa- ratorluğun ana memleketi sayılan İn- giltere de, kendi döminyonlarından bi- rinin riyaseti altında çalışmamak için sebep görmemiştir. Mister (Stanley Bruce) in konsey başkanlığı, bu ba- kımdan dikkate değer. Tıbbı Adli Müdürlüğünün Bir Yıllık Mesaisi Bir yılda timarhaneye gönderilen mücrim deli- Adli tıp işleri umum müdürlü- ğgünün yaptığı bir istatistiğe göre 935 yılmda morgta 340 — cesede otopsi yapılmış, müşahedehanede de 1H2 deli müşahede altına alınmıştır. Kimyahanede 844 tah- K yapılmıştır. Tıbbı adli meclisi 2132 işi tetkik etmiş, karar ver- miştir. Tıbbı adlinin ümumi muame- lât yekünu 14759 dur. Bunlardan başka tıbbı adli müessesesi 591 mahkümun — muayenelerile 1088 adliye memurlarına ait raporların tetkikile meşgul olmuştur. Morga gönderilen 340 ceset- ten 99u müslüman erkek, 37 si müslüman kadın, 22 si gayri müs lüm erkek 20 si müslüm kadm, 38 si cenin 37 si nevzattır. Ayrıca 42 sakat sakat maddesi, 41 muhte- Hf ahşa üzerinde tetkikat yapıl- mıştır. Bir morgun yılda soğuk havalı ve camekânlı meşherinde hüviyeti anlaşılmak üzere iki erkek, iki kadın cesedi teşhir edilmiştir. İhtisas mahkemeleri tarafından uyuşturucu madde kullandıkları için 331 erkekle 21 kadın mü- şahede altına alınmış, bunlardan 233 erkekle 98 kadının iptilâları anlaşılmış ve Bakırköy hastahane- sine yatırılmışlardır. Ayrıca ha- pishaneden 14 mahküm müşahe- de altına alınmış bunların doku- zunda akıl bhastalığı görülerek Bakırköy Şifa yurduna gönderil- mişlerdir. Bu sene poliste tıbbı adli müessesesine 365 erkekle 149 kadın göndermiş ve müşahe- de altına aldırmıştır. Bunlardan313 erkekle 137 kadında akıl hastalığı görülmüş ve bunlar da Bakırköy hastahanesinde tedavi altına alın- mıştır. Bu besaba göre bir senede yalnız tıbbi adli kanalı ile Bakır- köy hastahanesine 865 hasta gir- miştir. îl(vrupa,_ katürle — Bayan, ben san'atıma âşığımdır. — Ben çok cesurum.. Döri defa kaplan avına gittim. — Ne olur bizim eve git te karıma eve — Geç geleceğimi söyle. — Kocam denize düştü kurtarın! — Aparimanın anahtarları onda. A Hint fakirleri futbol maçını beleşten seyrediyorlar — Kızımı kucaklıyamadını. — Zarar yok, bana havale edin!