ğ Venedik gemisi ile Türk | kalyonu yeniden birbirle- hi .. p K K Bi $ İA | — piyor ve yarı yarıya sulara gömülü- B h *A Bi K - K k y | et SA ei Ki (.iemi şaha kalkmış gibi dalgala- b b “sokmak için kullanıyorlardı. — da gene kürek başına... Acele et - > Yazan : Kadircan Kaflı aa rile kapışmışlardı — Kürekçilerin zincirleri veya ipleri koparmak için uğraştıkları, asker - — lerin denize atladıkları, sandalların denize indirildiği, bu arada kuman- dan ile zabitlerin de son ümitle yan- — gini söndürmek için emir verdik - — leri görülüyordu. O kadar ki Türk leventlerine karşı kullanamadıkları kılıçlarını kendi askerlerini düzene & Hepsini Haklıyalım!.. Venedik gemisi akşam güneşinin kızılllığına karşı kızıl alevler ve ka- ra dumanlar saçarak çığlıklar ve — haykırışlar arasında kayalıklara çar- yordu. Bu sırada Pulat reis Poyraz bur- nunu kıvrılmıştı. Leventler kanlı kılıçlarını - sili - yorlar, topları dolduruyorlar, üst - — lerini başlarını düzeltiyorlardı. Bir kaç hafif yaralı ise çabucak yara - larını sarmışlar, yeniden savaşa ha- zır bulunuyorlardı. Tekgöz Ali Pu- lata bakarak gülümsüyor: — Reis, hepsini de böyle birer bi- ver haklıyalım. — Öyle yapacağız. Fakat en ön- de olandan başlıyacağız. Çünkü hem aradığımız ondadır; hem de daha geridekilere çullanırsak, öndekileri kaçırırız. — Hakkın var... —— Haydi bakalım, leventleri al| mek gerek... — Leventler kürek başlarına koştu: lar. rin üstünde sanki sekiyor ve sıçrı - yordu. Pulat buralarını pek iyi bilen Tek- göz Ali ve Süleyman gibi leventler- — le görüşerek şöyle bir plân tuttu: Yarım Bir Ay " Altında Güneş neredeyse batacaktı. On - — dan sonra yarım bir ay gökün orta- larında etrafı aydınlatacaktı. Bu soluk aydınlık altında kimseye gö- rünmeden gitmek mümkün değildi. Yalnız bir dereceye kadar gizlene - — bilmek için kıyı tarafından gitmek faydalı olacaktı. Böylelikle daha a- — çıkta kalacak olan Venedik gemi - — leri Pulat reisin gemisini dağların — ye tepelerin karaltıları önünde iyice farkedemiyeceklerdi. Bunun için A Venedik gemilerinin kıyı tarafın - B” gdan geçecekler, böylelikle hem yolu kısaltacaklar, hem de Matyanonun Magosa limanına girmemesi için yo- lunu keseceklerdi. Bundan başka — Venedik gemilerinin de bir insan se- sinin duyulacağı kadar yakınından geçmek istiyorlardı. Çünkü Pulat reis her şeye rağmen işi sağlam ka- zığa bağlamak, Matyanonun gemisi 19/A/935 ama> hangisi olduğunu kesin olarak bel -| ledikten sonra ona çullanmak dü - şüncesinde idi. Yakaladığı esirler belki yanlış söyliyemezlerdi amma, her an vaziyet değişir, öndeki ar -| kaya, arkadaki ortaya geçebilirdi. Güneş battı. Soluk bir ay ortalığı yarım yama-| lak aydınlatıyordu. Pulat reis Venedik gemisine pek çabuk yaklaşıyordu. Geminin kap - tanı şöyle düşünüyordu: — Acaba kaptan Leonardi niçin bu kadar hızlandı? Arkadan gelen mi var? Gözcülere iyice bakmalarını söy- ledi. Kendisi de baktı ve bu şüphe- sinin boş olduğunu öğrendi. Hecey, Orası Neresi?. Biraz sonra elli altmış kulaç iske- olarak haykırdı: — Heecey!.. Orası neresi?.. Sinyor Matyano!.. — Sinyor Matyano daha ileride... Ne olacak?... Kaptan, sorgusuna cevap alama- dı. Sanki duyulmamıştı. Bununla beraber bir daha da ağzını açmadı. Zaten şaşılacak kadar bir hızla u -| zaklaşmıştı. Levent Süleyman diğer iki ge - miye de sordu ve ayni cevabı aldı. O zaman Pulat reis: — Haydi arkadaşlar, asıl savaş şimdi başlıyor. Karanlık basmadan | önce şu herife çullanalım. Ramazan, her ihtimale karşı sen meşaleleri ha- zırlat, Sanırım ki lâzım olacak... Dedi. Topçularla yelkencilerden başka hemen hemen bütün leventler yeniden kürekçilere yardım koşmuşlardı. Deli Mustafa dümeni çok iyi kul - lanıyordu. Böylelikle pek çabuk Matyanonun dümen suyuna girmiş- ti. Matyano, yalnız provasını gör - düğü bu geminin yabancı olduğunu bilemezd. Zaten ayın soluk ışığında | aşağı yukarı her şey karaltıya ben- | ziyordu. Yelkenlerin ve teknenin karaya boyanmış olduğunu anlamak | için çok dikkatli ve uzun uzun bak-| mak gerekti, | Bu hal de bir saat kadar ıürdü.w Çünkü Pulat recis kadar Matyano da hızlı gidiyordu. Ay batmadan ve et- rafı karanlık sarmadan önce Ma - gosaya varmak, kendisini tanımak istediği anlaşılıyordu. Kancalar Hazır Mı?. Magosa kalesi, yalçın duvarları, kuleleri ve mazgallarile göründü. Mazgallar ardınla dolaşan nöbet - çilerin karaltıları ve uzun mızrak - ları ancak seçilebiliyordu. (Arkası var) için Afyon Nakliyatına tenzilât: 1/4/936 tarihinden itibaren seyrihafifle taşınacak afyonlardan sey - — Fihafif 1 nci sınıf ücretleri alınacaktır. Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmesi. (593) - (1425) Akay Direktörlüğünden: Büyükada iskele pasajında 3, 11 numaralı dükkânlar bir sene müddetle — kiraya verilecektir. ... ... Açık arttırma - suretiyle ihalesi 20/Mart/936 cuma günü saat on beşte idarc merkezi binasında Şefler encümeninde yapılacaktır. İsteklilerin (22,5) Hira muvakkat pey akçeleriyle yazılı vakitte Encümene gelmeleri. (1322) sUN PÜO Bir Spor kazası Mühim bir dava Ortaya koydu Spor sahalarımızda hemen her gün vu- kua gelen kazaların başında burkulmalar ve kırıklara da sık sik tesadüf edilmekte- dir. Bir kaç gün evvel Şeref stadında yapı- lan lik şampiyonu müsabakalarında muh- telif takımlara mensup iki furtbolkcudan bi - rinin kolu, bir diğerinin de bacağı kırıldı. Spor sahalarımızda vukua gelen bu kabil kazalar karşısında çok defa müşkül vazi - yetlere maruz kaldığımız görülmektedir. Bundan çok evvel bir güreş müsabaka- sı esnasında kolu kırılan ağır siklet güreş- çilerimizden Himmetin kırılan kolun, id - |diaya göre yanlış bir tedavi neticesi fena İkaynamış, maişetini pehlivanlık ederek ka- zanan bir güreşçinin hayatına malolacak bu hâdise karşısında tekrar kolu kırılarak ve kaynatılarak büyük bir yanlışlığın önüne geçih Kınlma hâdiselerinin ortaya çıkardığı bu gibi vak'alarda tedaviyi üzerine alan dok- torun her hangi bir düşünce ve kanaatle tedavi yapması nihayet bir adamın istik - balile alâkadar görüldüğünden çok defa yahim meticeler doğurabilir. Yanlış bir tedavi neticesi olarak güreş âleminden çekilmeğe mecbur kalan Him - metin başından geçen vak'a, bu hususta gösterilebilecek en canlı misaldir. Bu yüzden, fen adamları arasında, şim- di, mühim bir münakaşa — yapılmaktadır. Bunlardan bir kısmı, Himmetin derhal te- davi edilmemek yüzünden sakat kaldığını iddia ettikleri gibi, bir diğer kısım da, tedavi şeklini tayin etmenin, doktorun ar- zusuna tâbi olduğunu söyliyenler — vardır. Bu arada, yazdıkları kitaplardaki sarih kanaatlere rağmen, şimdi, bunun aksi mü- talca beyan eden doktorlar da görülmek- tedir. Himmet pehlivanın uğradığı kaza, biz- de, mühim bir fen davasını ortaya koy - muştur. Bakalım, bu davayı hangi taraf kazanacaktır. Bir Doktorun Günlük Perşembe Notlarından (*) Sinir. Hastalıklarında Telâkkinin Faydaları Ve Yüksek kıymeti Sık sık tesadüf ettiğim bir çok sinir hastalıkları vardır. Bunlar her gün komşularında ve akrabalarında tesadüf ettikleri bir çok hastaların hastalıkla - rini âynen kendilerinde vaki oluyor - || muş gibi kabul ederler, Ve ortada hiç || bir hastalık yokken diğer hastaların çektiği ıztırabı derin bir korku içinde kendileri de çekmeğe uğraşırlar. Bu - nun neticesi *1| — Uykuları kaybolür 2 — Yemek ve içmekten kesilirler. 3 — Sokağa çıkmazlar 4 — Aylarca yıkanmak b 5 nezler, — Deli olmak korku ve vehimleri içindedirler. 6 — Kalplerinin ansızın duracağın - dan endişe ederler, Böyl konuşmadan sonra kendilerinde kat'iy- e hastalara bir kaç defa ziyaret ve yen böyle bir hastalık mevcut olina - dığını söylerim ve sinir ve ruh hasta « lıklarının ekseriyetle: — Bugün çok iyiyim, Her günden da- ha kuvvetliyim diye kendini iyilikle dü- gtünmek ve dajima neştli olmak sure. tile çabuk iyileşirler. Karilerim: İçinizde böyle vesvese vehimleri olan varsa ayni suretle ha - reketi tavsiye ederim. () Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. ve j ıDavlol Demiryolları ve Limanları Işletma Umum idarasi ilânlar I( Konforanslar ) B niversitede konferans Çapa Kız muallim mektebi muallimle rinden Hüviyet Bekir bugün üniversite kon- ferans salonunda yazı hakkında bir kon » ferans verecektir. Komün bilgileri İstanbul Üniversitesi İktısat ve İçtima « iyat Enstitüsünün tertip ettiği Komün Bir » liği konferanslarına devam olunmaktadır. Gelecek konferans #Şehir Kre seleriv mevzuu dahilinde cuma günü saat beşte Doçent Dr. Refüü Şükrü tarafından verilecektir. Hukuk Fakültesinde birinci amılta ve - rilecek olan bu konferane vmuma açıktır. Hücsse- t Meşhur Ar Preston Takımı İngiltere lik maç- larının — otuz üçün- cü haftası oyunla - rında meşhur Arse- nal likte sekizinci olan Preston takı - mı tarafından 1 - 0 mağlüp edilmiştir . | Bu müsabakada | 35.000 seyirci bu- | lanmuş oyun İçok heyecanlı ol- muştur. — Şimdilik Arsenal takımı lik- te altıncı vaziyette- dir. Cumartesi gü - nü kral kupasi için dömifinali oynayacak olan Arsenal bu maçta altı ihtiyat oyuncu ile oynamış- tır, Arsenal kral kupası maçı için likte on dokuzuncu olan Grislcitvan ile kar-! şılaşacaktır.. Dömifinalın diğer iki takı- mı ikinci likten iki takımdır. | Atletizm hâkem kursunun toplantıları İstanbul atletizm heyeti tarafın - dan açılan atletik sporları hâkem kur-| su dün beşinci toplantısını mıntaka |merkezinde yapmıştır. Müsabaka cs- |nasında atletlere yardım, berabere | kalma, itirazlar; dünya rekorları, res- mi atletizm malzemesi, atlamalar ba - |hisleri üzerinde konuşmalar yapılmış- |tır. Hâkem kursu üç hafta sonra - işini bitirecektir. Toplantıda yirmi hâkem bulunmuştur. Üsküdarspor - Feneryılmaz maçı Üsküdarspor futbol takımiyle Fe - İneryılmaz takımı arasında yapılan hu- süsi bir maçta oyun lüzumundan faz- la sert oynanmış, Üsküdar takımı sa- hayı terketmeğe mecbur kalmıştır. Zonguldakta spor hareketleri Zonguldak, (Özel) — Spor sahası |için yapılan bütün hazırlıklar sona er- ve |miştir. Yeni saha için belediye icap e- rsenal Müte- madiyen Mağlüp Oluyor Son Maçta Da, Likte Sek Sekizinci Olan 1-0 Yenildi na İngiltere lik maçlarından bir intiba Lik stad tesisat den parayı bütçeye koymuştur. maçlarının başlayabilmesi — için yapılacak sahada muvakkat vücude getirilmiştir. Balıkesirde kupa maçları Bikkeü (Öğüy —Hellet tarür fından tertip edilen kupa maçları lise ve muallim mektepleri birinci ve ikin- ci takımları arasında yapılmıştır. İkinci takımlar maçında muallim mektebi 2 - 0 galip gelmiş, birinci ta- kımlar maçında iki takım 3 - 3 berabe- re kalmıştır. Muallim mektebi ikinci takımı kupayı hiç mağlüp — olmadan kazanmıştır. Bi i takımlarda muallim mekte- bi bir sayı ile ileride bulunmaktadır. Patinaj Şampiyonu Kadın Bir Servet Kazanıyor Nevyork, 18 (A. A.) — 1927 den beri dünya şampiyonu olan meş- hur Norveçli patinajcı kadın Sonya Henie gelecek hafta pro- fesyonel olacağını haber vermek- tedir. Kendisine, on şehirde turne yapmak üzere 80 bin dolar veril- mekte ise de kendisi yüz, yüz elli bin dolarlık bir servet biriktirmek ümidindedir. Beykoz deri fabrikasının bir yıllık istihsali ve Sa tışı Beykoz deri fabrikası Beykoz deri ve kundura fabrikası Bal- kanların bu sahada çalışan en büyük mü- essesesi haline gelmiştir. Fabrikaya 1935 yılında 1 milyon 360 bin lira kıymetinde 3 milyon 100 bin kilo deri girmiştir. Fabrikada günde vasati 1050 işçi ça - Lıştırdlmak suretile 1935 yılında 1,326,823 kilo kösele, 494,727 kilo vaketa ve 702,043 çift kundura yapılmıştır. Fabrikanın umumi satışları içinde or * duya ait satışlar mühim bir mevki tut * maktadır. 1935 te fabrikanın devlete yap- tığı satış miktarı 3,106,721 lira tutmuş - tur. Piyasaya da 640,374 liralık satış yat pılmıştır. Bu fabrika Sümer Bankın idaresi altında çalışmakta ve mesaisi her yıl genif mikyasta bir fazlalık Sultanahmet Üçüncü Sulh Hukuk Mahkemesinde n* Kadıköyünde Cevizlikte Ahter sokağında 14 numaralı evde Bayan Se mihaya: Davacı Emlâk bankası tarafından aleyhinize açılan 108,24 - yüz sekit lira yirmi dört kuruşun tahsiline dair dava arzuhali ikametgâhınızın meç” hul bulunması hasebiyle mübaşir tarafından bilâ tebliğ inde edilmiş ve ilânett tebligat icrasına karar verilerek ve muhakemenin de 20/4/36 tarihine müs#* dif pazartesi günü saat 10 a talik kılını mış olduğundan yevmi mezkürda biz* zat gelmeniz veya bir vekil göndermediğiniz takdirde muhakemenin gıyabi” nızda devam olunacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.. (319)