1 Ekim 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

1 Ekim 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PERSPEKTİF Bir araştırıcı için, şiir formülleri, dâima, artistik bir ideal uğrunda toplanan esas unsurların teksifidir. Şiir çerçevesindeki bu ideal ise, dâ- ima müphem kalmıştır. Şâir, dâima harici ve objektik hallerden yola çıkıyor, bunlara, samimiyet, ruh ve #stidat ilâve ederek şiiri bir tamam olarak veriyordu. Haddizatında ise, bu unsurlar, şiir “criterium,, larını kaide hâline getirmekten uzak kalı- yor ve titiz münekkitler, ilmi araş tırmalarında izahı kabil olmayan bir boşluğa varıyorlardı. Bugünde, yeni şiir de bu boşluk bir hendek hâlini almış ve genç şairler bunun ne olup-olmadığını araştırmadan üzerinden atlamakta- dırlar. Maalesef, hâlâ, şiir criterium'- umuz teessüs etmiş değildir ve bu bir takım kaidelere göre kıymetlendiri- liyor. Bu şiir ve şair için, kısacası sa- natkâr için büyük bir kayıptır. Şiir, her vakit, başarıldıktan son- ra kiymetlendirilmiştir. Art poetigue'te hiçbir zaman, e debiyat cereyânları önceden sezil- memiş ve müjdelenmemiştir. Bir edebi cereyân veyâ muayyen şekilde anlatılan hâleti ruhiye ifa- deleri belirince, “münekkit,, veyâ edebiyat dedikoducusunun septizis- mi ve hattâ hücumuyla karşılaşmak- taydr. Genç bir yaşta bulunan şiirimiz- de buna benzer bir çok misâllere tesadüf etmek kolaydır. Bu misâl- erden, bir kaçını dahi olsa burada sıralamak, kendi - kendimize üzün- tüler vermek olduğundan misâle in- meden geçelim. Şüri psişik ve bir takım ruhi sebepler neticesi olarak hissederiz. Bu sebepler, şiirin esasını yâni muh- tevayı vücuda getirir. Bu gayreti, tespit etmekle, umum ve devrimsel hislerimizi tayin etmiş oluyoruz. Şâ- irin sanatı bu gayrette yapıcı unsu- ruu öz fohumu'nu bulmaktır. Bu tohum yayılıp şiir hâlini alı- yor ve bu ameliyatlardan sonra es- tetik yapıcılığın yanında SANAT oluyor. Bugün, şiirimizde bu esâs unsur, pek az olan istisnalarla, - yokol- muştur. Hâlen artistik bir gidiş yolunun plânını çizememiş ve yeni poetik 231 — Servetifünun — 2406 VİT formülleri şekillendirip, katileşeme- miştir, Maalesef, genç neslin bir çok şâirleri de bu hakikati anlayamamış ve poetik'teki bugünkü hercümerç- te bu yüzdendir. Poetik tefekkür, his şekil ve imaj- lerimizin sistemi eksik, son yıllar basılan şiir kitaplarında, estetik ba- şarı yerine fecii bir tereddi görmek mümkün. Çok, hem de pek çok, şiir kitabı basılıyor... Genç nesil, poetik fikrini kaide- leştirmiş vaziyette değil. Genç şairlerden her biri kendine bir “lâyemut,, luk köşesi iddia ede- rek, egoist ve pek az şâirane (apoe- tigue) münakaşalarla kendi kendini heder etmekte. Şiir, yalnız şöhret, isim ve şahsi ihtiras'lar için yazılıyor. Genç nesil şâirleri (bâzıları müs- tesna) kendi - kendilerini methetme- ge başladılar, Genç neslin hiçbir şâiri faal bir uzuv olarak'şiir sanati için çalışma- dı. Bizzat genç şâirlerin gazetelere kendileri için yazdıkları methiyelerin neşri tenkit adı altında yapılan dost- luklar sanatın, lâyemut ve zarif ide- al mânasını yıkmaya vesile oldu. Demek ki, genç nesil, hususi bir takım şerait dahilinde yazdı ve ya- rinki şiirimiz için temelli bir şey yapmış olmadı. Bedbinliğe doğru sürüklemeden şunu söyliyelim ki, bütün bunlar müşahedelerimizi for- mül hâline koyan şahsi intibalardır. Şiir kendilerine has hususiyetleri olan umumi haleti ruhiyeleri çerçeve- ler. Sanatkârın rolü yeni ve ori- Jinat o formülü bulmaktır. Bir his, bir fikir (hâlinden hareket ederiz. His veya fi- kir, ancak sami- miyet ve ben- liğimize benim- seyecek poetik telâkkinin içine alabiliriz. CRONOS mı Bu file, şâire has olan üslüpla, lüzumlu forma'larla ve yapıcılığın bütün unsurlarile iştirak ederiz. Şiir tamamdır. Muhteva esastır, şekilse muh- tevayı berrak olarak takdim'de işe yaramıştır. Edebi ekoller, eskiden insanları meşgul etmiş olan eski fikirlerin im- kânı nispetinde ortaya konuluşudur. Dadaism, fütürism, empresionism, kübizm poetik ifadelerin unsurudur, fakat hiçbir zaman yapıcılık (creati- on) unsuru olmamışlardır. Bundan ö- türü de ömürleri kısa olmuştur. Bugünkü şiirde formüller, esli kullanılış şekillerile (kullanılamaz. Her şâirin, kendine has imaji ruh- la dolu bir âlemi, kendi haleti ru- hiğesinin hususiyetlerine göre bir atmosferi vardır. Bu âlem, çözülmek, anlaşılmak ve derinleşilmek ister. Kadrolar, etraflar ve şekiller bu çö- zülüşe yardım eder. Bundan ötürü bugün şiir yazanlardan bir çoğu or- tada kalmayacaktır. Çünkü bunların yazdıklarında, en mühim unsurlar olan bizzat ruh ve istidat eksiktir. Bugünkü şiir, hâlen yolunu ha- zırlamış vaziyette değildir. Lirizmde yeniden bir bedbini sezmek müm- kün. Kabahat şâirde-mi? Yoksa zamanlarda-mı? Meselenin henüz neticesini sezmek imkânsız. Eski motifleri eski şekillerde ve- ren şiirin bertaraf edilmesi elzem, sağlam, veya tesadüfen yazılan şiir- ler de bizzat şiir mefhumunu yoket- mekte. Bugünkü şiire normal bir yol ve şuurlu istikamet lâzım. Tabii, şüphesiz ki lüzumlu olan şekillerden zamanla kristalleşecek, bugünkü mo- tif kadrosu da genişleyecektir. Bugünkü şiirin, yarın alacağı istikameti henüz isimlendiremeyiz. Esasen bu mevzuu, cüret meselesi- dir ve manasızdır. Eksik olan şey perspektif açacak yapıcılık unsuru- nun eksik oluşudur; bu unsur (fir (idde) dir. Bugünkü şâir, yalnız usta bir ka” lem oynahısısıdır. Bu kadar. — Devamı 239 uncu sahifede — >

Bu sayıdan diğer sayfalar: