İSTANBULDAN HATAYA Halit Fahri OZANSOY Uzun, çok uzun yıllardanberi Anadoluda geniş bir seyyahate çıkmamıştım. Şimdi ondört güu süren bu seyahatı yapmış bulunu- yorum. Bu, aşa yukarı, benim için gençliğime avdet gibi tatlı bir hiş oldu. Hâlâ tesiri altındayim. Bu seyahatim İstanbuldan An- karaya gitmekle başladı. Bir gece Ankarada kaldım ve Basın Kuru- munun toplantısına iştirakten son- Ta, ertesi gece, saat on ikiye on kala hareket eden Toroş Ekapreti ile Hatay yolunu tuttum. Orta Anadoluyu hayranlık do- lu gözlerle geçtim. Sonra Toroslar ve nihayet İskenderun.. İskenderu- na gece vasıl olmuştum, Hemen hareket üzere olan bir otöbüse atlayarak Antakyaya gittim, Antakyada iki gece.. sonra dö- nüşte Adanada, Ispartada ve İz. mirde iki gece... İşte seyahatimin umumi bilânçosu.. Fakat ne zig- zaklı yol ve ne engin tahasaüsler , Bu seyahat, her trende pek rahat geçti diyemem. Trenler çok kalabalık ve yerler &zdı. Çok yer- de üçüncü bilet hâmilleri birinci- ye doluyorlardı. Fakat bütün bu sıkıntılara, hattâ uykusuz geçen gecelere rsğmen, manevi kazan- cım bana her meşakkati unutturdu. Anadolu ne ilbamkâr toprak. Onun göğsüne atılan her Türk, muhakkak ki yenileştiğini, uyu-( şukluklarından silkindiğini ve dip- diri bir uzviyet halinde hayata büsbütün başka vazarlarla baktı- ğını hisseder. Ben işte bu mucize- nin kendi benliğimdede belirdiğini derinden duyanlardanım. Önce şunu kaydedeyim: Ana. dolu mesüt ve şendir. Köylü, eski rejimlerin dertlerinden gıyırıldıktan sonra refaha kavuşmağa başlamış, hattâ bazı yerlerde bu refah ser- vet kelimesile ifade edilebilecek bir hâl almıştır. Trenlerde ihtiyar- lar gördüm ki, iki ellerini göğe kaldırarak Cümhuriyet hüküme- tine dua ediyorlardı. Hattâ içle- rinden biri: — Neydi, efendim, dedi, vak- tiyle o padişahlarf.. Yok sultan Mehmetmiş, sultan Reşatmış !.. Saç- ma şeylerdi bunlar!.. Biz ınsanlı- ğımızı ancak şimdi anladık., Gençlere gelince, o karanlık devirlerin hıkâyesini bile hayret dolu gözlerle dinliyorlar, - Çünkü onlar, yalnız Cümhuriyetin çocuk- ları, yalnız bugünün çocuklarıdır. İnkılâbın içinde doğmuşlar, büyü- müşler ve binbir feyzinden istifade etmişlerdir. Bu nesil, bugünkü Tür- kiye kadar yarınki Türkiyenin de en kuvvetli temelidir." Köylünün bir de asker cephe- sini Anadolunun içinde görmeli! Kahraman Mehmetciklerin yürü- yüşlerindeki metanet, bakışların- daki mertlik ve başlarındaki yük- seklik karşısında 'Türk olup ta if- tihar ve heyecan duymamak kabil mi, Onları, yüce dağlarımızın şa- hikalarını seyrederken duyduğum coşkunluğa benzer ve belki daha engin bir incizabla seyrettim ve hayallerini, en aziz hâtırslarım 8- rasında gözbebeklerime nalşettim. Şimdi yürümek ufuklarında yalnız onların tunçtan çehrelerini görü- yorum ve hiç bir düşmanın teh- dide cesaret edemiyeceği bu sev- gili toprakları itimat ve emniyet dolu bir şevkle kutlnlayorum. Hatay'da iki gün içinde bir ta- rih kadar geniş ve renkli saatler yaşadım. Asi nehrinin uğultusu, — Devamı 312 inci sayfada — Antakya şelâlesi 291 — Servetifünun — 7385