ERE TRAJEDİ VE KOMEDİ Yazan: S. Nahil BİLGA Trajedi de komedya gihi wH'elyan — Pelyasın döğüşü), Baküs âyininden roğmuştur. Rivayete göre şarab mabudu (Baküs) İkaryus adlı krala şarap yapmayı öğretmişdir. Ve Kral- da (Tragos) adlı keçiyi Baküs mihrabı üzerinde knrban ettir- miştir. Ve bu âyin esnasında söylenilen danslı şarkılara, ke- çi şarkısı Tagodia denilmiştir. Bundan sonra her yıl bağ bo- zumu zamanında Baküs namına tekrar edilmiştir (Trajedinin) aslı da budur. Tiyatro buradan doğarak birçok devreler geçir- miştir, Dini âyinler şeklinde baş- layan bu bayramlar Milâddan evvel (586-540) tarihlerine doğ- ru (Pizistrat) zamanında yetişen şaır ve ayni zamanda aktör o- lan Tepis trajedinin şeklinde büyük tadilâtlar yapmıştır. Ko- ronun yanında yüksek bir taş üzerine çikarak nazmen cevab- lar vermiştir ve böylece tiyat- roda ilk mükâleme şekli doğ- muştur. Tepis bir arabaya bi. nerek bütün arkadaşları ile be- raber Atinanın büyük şehirle- rini dolaşarak temsiller vermiş- dir. i İlk zamanlarda tiyatro bina ları sade ve iptidai idi. Fakat beşinci asırdan sonra dram tem- silleri Atinada umumi bayram” lar hâlini almıştır. TTepis'eski dram mevzularını genişleterek ( Le combat de 90 — Servetifünun —2342 (Les pretor - Rahipler ) (Les jeunues grecs - Genç yunan kadınları) , (Pante) ve ( Alest) adlı eserlerini yazarak eski mev- suları unutturmeğa başlamıştır. Umumi bayramlarda Baküse mahsus hususi müsabakalar ya- pılıyordu. Müsabakaya girecek her şair üç trajedi bir dram satirik denilen piyesler keçi a- yağını takliden giyinen ve (Satir) denilen esatiri mahluk- ları tasvir eden bir (koro) ta- rafından oynanıldığı için bu isim verilmiştir.) Halk müsabakaya giren ş8- ir arasından birini seçerek ti- repye ( tröpied ) denilen üç a- yaklı bir vazoyu mükâfat olarak veriyorlardı. Bu umumi temsiller iki üç gün sürer ve büyük bir halk toplanırdı. Bunun üzerine Atina- lılar taştan bir tiyatto yapılması için bir kanun çıkardılar ve bu taşdan tiyatro Akropolun cenup tarafında (Baküse) tahsis edilmiş olan saha dahilinde yapılmışdır. Ve otuz bin insan bir amfiteatrının geniş basa- makları arasında serbestçe do- laşabilirdi. Tiyatronun ilk s1- ralarında arkontlar, ceneraller, rahipler, otururlardı. Ortada sahneye karşı Baküs rahibinin zengin surette işlömeli koltuğu dururdu. Koro sahnenin sağ tarafından girer (orkestra) ma- hallinde dizilirdi. Bunun önün- de rakıslar için geniş bir beş- luk vardı. Sahnenin arkası, ekseriya bir saray veya mabed medhali gösteren üç kapılı bir duvarla örtülü idi. Aktörler bu kapılardan (o girerlerdi. Kırk metre enindeki sahnede aktör“ ler uzaktan görünmek için Cothurn denilen yüksek bir ayak kabı giyerlerdi. Yüzlerini de rollerinin ka- rekterine göre bir maske ile ör- terlerdi bu maskeler her karak- tere göre ayrı ayridır. Maske- ler erkeklerin kadın rollerini yapmalarına imkân birakıyor- du. Yaşı büyütmek sesi kuv- vetlendirmek, aktörlerin şahsi- yetini gizlemek ve ona sadece ıztırab ve ihtişamı temsil eden sonsuz İakat manalı bir vaziyet vermek itibarile o zamanlar maskeler çok kıymetli idi. Dini ve resmi mahiyette olan eski Yunan tiyatrosu hem bir devlet müessesesi hemde bir felsefe ve ahlâk mektebi idi. Eserlerdeki mevzular eski des- tan efsanelerinden, Yunanis- tanın edebi ve milli tarihinden alınırdı. Homerin kalıramanla- rını, Aşilleri, Ülisleri; Aga- memnonları canlandırırlar halk üzerinde keskin ve derin heye- canlar uyandırmağa çalışırlardı. Baküs bayramlarında sadece ditiramb okuyarak intinidlun şe- refine âyin yapmakla zülmıyor lardı. Bağ bozumu #nmilini neş- elenen bağcılar şarab dnlu bir kabı asma dallarile #üüliyerek buna bir keçi bir sepet ile in- cir ilâve ederek bütün köyleri dolaşıyorlardı. Bu çılınn ve neş'eli merasim #inaisinda halk raks ederek eğlenir büzün pan- domimalar oynarlardı ve ilk komedi Baküs #yinlerden bu şekilde doğmuştur. İlk komedyaların bilhassa şöhret aldıkları yer Mâyar'dı — Devamı son iüyiisda —