“KRAL ÖDİP, Temsilleri | Yazan: Oktay AKBAL | Şehir tiyatrosunun uzun zamandan beri sahneye koymak istediği « Kral Ödip», rejisör Celd! Tahsin Baran'ın cesareti ve çalışması sayesinde, Eminönü halkevinin genç sanatkârları tarafından temsil edildi. Sofokler'in zamanımıza intikal eden yedi eserinden biri olan «Kral Ödip» tiyatronun da ilk eserlerindendir. Bu eserde Yunan trajedilerinin ken- dine has hususiyetleri toplanmıştır. Yunan trajedilerinde kaide: Za- manda, mekânda, mevzuda vahdeti te- min etmekdir. Bütün bu unsurlar «Kral Ödip»de toplanmışdır. Sofokles bu eserinde, insanın yap- dığı fenalıklardan mesul olmadığın: is- bat etmek istemişdir. «Eral Ödip“in kısaca mevzuu: Teb kırallığı veba afetine uğramış dir. Apolondan istiknah için mabede adam gönderirler, ilahdan alınan cevap eski kral Layüs'ün hem oğlu hem ke til Edipden bujfcinayetin intikamı a- lınmadıkca bu felaketin durmayacağıdır. Ödip, Layüs ve Jokast'tan dünyaya gelen, fakat kahin tarafından meşum bir haber verildiği için Layüs'ün emri ile değ tepesine bırakılan ve bir çoban te- rafından bulunarak Korent Kralı Po- İip'e götürülen çocukdur. Herşey anlaşılınca Jokast evlâdıyla izdivaç ettiğinden intihar eder Ödipde gözlerini oyar ve memle- kelten tard olunur. - Muhterem hocam Kemal Emin Bara «Era! Ödipxi türkçeye o çevir- mişdir. Tercüme muvaffak olmuşdur. Fakat lisanın eskiliği ve kelimeleri ağırlığı piyesde göze çarpan bir kusur- dur, Sonra manzum olması biraz tabii- likden uzaklaşdırıyor. Dokuz sene evvel tercüme edilen eser bugünkü lisanımız- dan mühim bir ayrılık gösteriyor. Piyesi temsil eden genç sanatkörla- rımızın ellesinden gelen gayretle çaşıl- dıkları anlaşılıyor. Bazı gençler, tavurlarına yapmacık jestler katıyorlar, bu derhal oluyor. «Kral Ödip» de bilhassa diksiyon sanatına ehemmiyet verilmemiş olduğu" görüldü. Hemen hemen hepsinin seslerinin tonu bozukdu. Bunlara rağmen genç artistler halk- evi çatısı altında yapılan temeillerin en muvaffekiyetlisini verdiler. Kral Ödip rolünde Niyazi Bora- tap çok dikkatli oynadı, bu dikkât di- ger bütün kusurlarını örtebildi. Sesi bazan odüzeliyordu. Bu kadar ağır bir rolü genç bir eleman ancak böyle oy- nayabilirdi. Niyazi Boratap'da kuvvet- li bir istidat görülmektedir. Tireziyas rlünde Saim Kerim Kalkan her zamanki gibiydi. — Devamı son sayfada — Yanmış bir köşkün taraçası önünde Burası yanmış bir köşkün taraçası, Her taşda ürpermiş bir yosun parçası, Arkada, yukardan sahile inen sed — Yalnız sütünları ortada bir mabed — Su kemeri gibi altı dehlizinden Bir dilim alıyor Ada denizinden. Ne hazin bu sessiz taraça, bu kemer! Gün batmış, iniyor yavaşca gölgeler | Hayat bir sır gibi uçmuş bu tepeden, Bu yalnız ruhlarla dolu harabeden. Bu hüzne gittikçe gözlerim alıştı, Burada vaktile kimler yaşamıştı ? Kimlerin dolmuştu kimbilir çilesi ? Belki de eski bir paşa ailesi Kaygusuz yaşadı bu köşkte bir zaman, Kaç yaz bu taraça çınladı sazlardan ! Ahenkle titrererken yukarda yıldızlar, Yaşmaklı hanımlar, yeldirmeli kızlar Kimbilir o zaman neler hissederdi | Ne hulya içinde udlar inilderdi | Ne hoştu nefesi kimbilir rüzgârın | Mercan terlikleri genç halayıkların Bu taşlar üstünde kimbilir ne tatlı Yumuşak seslerle uçardı kanatlı | Şimdi duyuluyor, derinden derine, Bir mezar sükütu o sesler yerine | Halit Fabri OZANSOY 75 — Servetifünun — 78/1