mişordum, İlayısı ağacından bir çırpı kesip bir bıçakla olta haline koymağa çalışdım. Biraz kalındı amma benim yapdığım bir şeydi. bunun için çok memnundum. Bu. nu bir ipe bağladım uç tarafına doğru bir kamış takdım ve balık tutan çocukların yanına koşdum. birinden bir govulcan alıp zorla oltaya benziyen çırpıya'taktım ve oltayı da suya stdım. Fakat aksi şeytan! bütün balık tutanların oltatarı suya dalıyor sadece be- nimki suyun üzerinde yüzüyordu. Benimki suyun üzerinde yüzü. yordu ve buna gudan fırlayıp ya- pışacak bir deli balık çıkmıyordu Diğer çocuklar böyle balık av- lamak istediğimi görünce gülüp bir ayı gibi etrafıma taplanmağa başladılar aralarından biraz bü- yükleri ne düşündüler zanneder- siniz? İrenç bir sögüt dalına tutduk- ları ufak kurbağları balık gibi di- zip bana verdiler. ve eve balık diye götürmemi söylediler. bende o zamanlar küçük ve budala ol duğumdan götürdüm. annem © limdeki diziyi görünce bu şakayı yapan çocuklara darıldı. — Biz talyanmıyiz! kurbağa yiyelim? çok seneler sonrası arka- daşlarım benim kurbağs dizisini hatırlayarak göl kenarındaki kur- bağları bana yöstererek.. —dört ayaklı balık gbeorgehi- iza... yakalamazmısın? diye soru- yorlardı Tunanın.. suları hep böyle kalmadı, Geriye doğru ağır ağır çekilmeye başladı. Ben böyük bir can sıkıntımiyle suların altından direklerin bejirdiğini, &vlu içinden gekildiğini, sokağın karnının orta- ya çıkdığını gördüm. komşu ka- dının çocuğu artık &vlu içinden bayılamıyordu kayık safasına. 98- maşır teknesini zorla çayır kena- rina sörükliyerek burada balâ u- zanan suya gokuyordu. Babamda balık tutmak için çayıra gidiyor- du. bir iki balık yakaladıkdan son- ra bana doğru dönüyor balıkları vererek derhal anneme götürüp kızartmasını şöylüyordu. fakat ben, balıkları elime alarak onlarla su- yun kenârına gittim elimi suya sokup balıkların ne yapacağını an- lamak istedim. balıklar bundan müthiş bir sevinç duydular. Suyu hisederken daha elimden kayip yokoldular. onları şimdide gürü- yor gibiyim. gözlerimin önünde Bi — Servetifünun — 2341 o kadar şen ayrıldılarki... su ke- narında ağlıyacak vaziyete gel- mişdim. Gheorzhitiza gel sana bir iki balık daha vereyimde götür. bun- lardan saramcr9 (3) yapsın annen, gadece borş değil. bereketki ba- lıklar çokduda benim kabahatim ortaya çıkmadı. yani böyle zanne- diyorum ben çünkü akşam sofra- da otururken babam: — Saramorada çıkdı biraz bo- rşda fakat yine gheorghitiza dü- ba mahir çıkdı çünkü kazaklar gibi oda Tunanın bütün suyu ile borş yapdı. Demek görmüşdü. Fakat başıs ma hiç bir çey ğelmedi. çünkü bizimkiler eyi insanlardı. Sonra bizim sufrada şarkdaki gibi değil- di: Coticer'in kenarında Büyük sofra kurulur Fakat sofrada ne var)., Bir parça mamaliga Ve bir balık kafası Sular çekildi. Tuna tabii yoluna döndü, çayırda kuraklıkda içi kuruyan veilk baharda dolan bir göl gözü kaldı. Ertesi seneler tunanın taşdığını suyun geldini duyunca kalbim sızlıyordu. Tuna- nın yine kapumızun önüne gelipde çocukluğumdaki gibi oynıyacağı- mı da düşünerek seviniyordum. Fakat o böyük taşğınlık bizim kasabaya büyük ziyanlar verdirmiğş- di, Pazar tarafında dükkünler 0 lan bizim sokak ehemmiyetini ka- ip etmişdi. Pazar daha yokarı ba- yır tarafına taşınıp beride ufak tefek tuzlu mallar satan dükkân- lar bırakmışdı. Fakat bunlarda ye ni bir sel ile dağıldılar. Bu sel Tunanın değildi. Bu böyük bir yağ- mur neticesinde bir bulut parça- lanması son bir Bulgar dükkânını feghetii... Gh, BANEA (8) Balık çorbası. Yalmısırdan yemek. 2 Tiyatro — 75 inci sayfadan devam — Ne fene nede fevkalâde. Bazı mimikleri Saim Kerim'in tecrübeli bir sanatkâr olduğunu gösteriyordu, Jokost rolünü oynayan Şükriye Bo- ratap çök durgundu, tam bir kraliçe eda ve tavruna sahip olmasına tağmen pek hareketsizdi.. Sonra bazı iahneler- de de heyecanlı olmadı. Kreon rolünde Kenan Fosforoğlu vasattı. Son perdede bir az hareketle- ripi düzeltti. Birinci ihtiyar Şinasi Oker ikinci İbrahim Çağlar ve üçüncü ihtiyar /5- konder Kurt bazı yerlerde güzel oy- nadılar. Bilhassa uzun öratlar bunların üzerine düşüyordu. Torahim Çağlar dördüncü perde- nin sonunda bilhassa mazarları üzerine Korentli çoban Şakir Arseven ön- celeri birez tabiilikden uzaklaşdı, fakat sonra kendini topladı ve düzeldi. Tepli çoban roltinde Kemal Edige, piyesin düğüm noktasının çüzüldüğü en ağır sahnede muvaffakiyetle oynadı. Yalnız Kemal Edige sesini iyi kullanamıyordu, Bu genç artistte de Diksiyon sanatı çok zayıfdır. Lakin bazı jestleri ile istikbalda kuvvet- li bir aktör olabileceğini anlatti. Kemal Hdigo bilhassa komedilerde daha çok muvaffak olabilecekdir. Onu dramda oynatmak doğru değildir, Zabit rolünda Ziya Tamburacı son perdede güzel oynadı, Jetleri iyidi. Halk arasında Zühal Noyan gü zel konuşdu. Dekorlar mutavazı fakat fene degil di. Kıyafetler düzgündü, Doktor Celâl Tahsin Baran'ın bu piyes için çok çalışmış olduğu an- laşılıyar.. Kendisini ve genç sanatkârları teb- rik etmeyi kendimize bir vazife biliriz. Oktay AKBAL ( m. Halk Kitapları Serisi TİYATRO İSMAİL HAKEILI BALTACIOĞLU “Yanı Adam. Adalet Hanı : STANBUL Tevzi yeri :