ARTHÜR RIMBAÜD ve Eserlerine Dair Hayatı : Arkadaşları da askere gidince günden güne yaşama zevkini kay- beden Rimbaud kendini çok yal nız hissediyordu. Artık her zaman- dan daha kuvvetle şefkatli bir yu- vavın sıcaklığını hasretle düşünü- yor vesNe olurdu benim de başımı dinlendirecek birevim güler yüzlü karım bir oğlum olsaydı... Etra- fımdaki vahşi insanlar nekadar 81- kıcı! Aralarında edebiyatı unutty- gum gibi yakında öz Jisanımı bile unutacağım. Gezdiğim diyarlar, gördüğüm güzel manzaralar hafızamı doldu- ran muhtelif lisanlar senelerce çek- tiğim ve ismini koyamadığım iztı- rap yığını neye yarar? Acaba da- ba kaç senelik ömrüm varf. Bu dağların arasından kurtulup me- deni bir şehre kavuşabilecek mi- yim, yoksa vahşi insanlar arasın- da ölüp şimdi nefret ettiğim bu topraklara mı gömüleceğim 9» Ha- kiki maceraperest, artık hayatın- dan bıkmış ve yorulmuştu. Neyse onun her an değişen hislerinde bu bedbinlik uzun müddet yer tut- madı Tutnşan bir alev gibi az za- man sonra yeni yerler keşletme merakı tekrar uyandı, 1380 ve 1890 seneleri zarfında Fransız jeogreafi kurultayının bül- tenini karıştıracak olursak Mr, Bar- dey'in 24 Ilinci Teşrin 1883 de verdiği raporda şunları görürüz ; «Somali ve Galla sevkiyatıni Rimbaud idare ettiği gibi Vrabi ve Ogaden mıntakalarının kegif- lerini de tamemiyle ona medyu- nuz O gittiği yerlerde halkla te- maş ederek fakir ve hastalara çok büyük yardımlarda bulundu. Bu iyi kâlpli, çalışkan adamı nekadar takdir etsek azdir... Keşif mesele- sine gelince bu da zannedildiği kadar kolay bir iş değildir. Memurlarımızdan Sottiro vah- şiler tarafından esir edilerek gün- lerce bapiste yattı. Meşhur İtalyan kâşifi Bay Sakoni bu yolda öldü» diyerek raporunu tamamlıyor... 80 — Servetifünun — 2341 IV JEAN MARIE CARRE'DEN ÇEVİREN: Neriman KURTBAY & 1883 Rimbaud Ouabi nehrinin kenarında. O artık timsah. gerge- dan, fil, zürafa gibi vahşi bayvan- lar peşinde koşmaktadır. Onları zehirli oklarla öldürüp derilerinden dişlerinden büyük kazançlar elde ediyor. Geçtiği yollardan edindiği bilgiyi ve çektiği resimleri 1884 de Jeografi Kurultayına yolladı... Bu pek mühim izahattan müs- tefif olan kurultay, mükâfaten Rimbsud'nun resmini (âlimler ve keşifler) albümüne koymak üzere istedi. O, bu dileğe cevaben yalnız müstehziyane gülerek :(Batesu-ivre) müellifini unutan Parisliler acaba bu kâşifin resmini görseler tanıya- caklar mı dedi... Rimbaud kemerinde taşıdığı 16 bin altınla Zeilah yoluna koyuldu. Bu para ona saadetten ziyade bii- yük bir sıkıntı olmuştu. Geceleri çadırında keçi postunun üzerinde bir türlü rabat uyuyamıyordu. Dı- şarda hafif bir ayak tıkırdısı, hay- van sesleri onu hırsız zanniyle sâ- baha kadar uykusuz bırakmıya kâfi geliyordu. İşte nihayet Arden caddelerin- de mustarip ve yorgun dolaştığını görüyoruz. Rimbaud mevcudiyeti- ne, sikıntılı haystına, onu buralara şürükliyen şansına lânet ediyor. 1884 Haziran ticari şirketin ta- mamen iflâs üzerine M. Bardey Rimbaud'yu himayesine elır, Bu anlarda Madam Rimbaud oğlunu mütemadiyen Fransaya çağırmak. tadır. Pariste genç şairin ismi ve eser- leri artık tanılmış ve etrafında bü- yük münakaşalar başlamıştı. 1885 » 15 Şubat, Rimbaud'nun annesine yazdığı mektupta: (Da- vetinize teşekkür ederim, Fransa- nın gürültülü hayatı bana nekadar yabancı geliyor bilseniz, vahşi di- yarların temiz havasıyla dolu ru- hum, medeni insanlardan ve &o8İye- telerinden nefret ederken nasıl o- lur da onların aralarında yaşıya- bilirim 9 Seyahatlerime kâfi gele- cek param olsa bir memlekette iki aydan fazla asla durmam. Dünya- nın gezecek bu kadar güzel yer- leri varken hep ayni memlekette oturanlara şaşarım. Anneciğim bu fikirlerime bu bakarak eskisi gibi beni hâlâ macera peşinde koşan Artbor zannetme, Ben artık uslan- dım. Başımı dinlendirecek, çalışa- bilevek rahat bir yer arıyorum.) Bütün bu kararazlığı münzevi hali, daimi değişikli ve yenilik ihtiyacı- onun azabla geçen hayatından nef- ref ettiğini anlatı... Rimbaud artık çok sevdiği ti- caret hayatını, parayı bile gözü görmiyecek kadar yorgun ve bit- kindir... «Her şeyden mahrum olmak ne kadar acı ve güçtür! Ben ise bu seyı bütün varlığıyla bissettim... Bu günlerde sade su içerek yaşa- sam âyda 15 frank lâzım... Artık sigara içmiyor ve kitap alamıyo- rum. Bu sıkıntılı memleketten öy- le bıktım ki! ah ne olurdu burs- lardan uzaklaşıp Hindistana, Pe namaya, Tonkine gidebilseem!. Yaylâlarının temiz havasına, mün- zevi hayatına nekadar hasretim, Şimdiden Ogaden'nin geniş ufuk- larını, Arabistanın yüksek dağla- rim, kızgın çöllerini, tozlu yolle- rında ağır adımlarla yürüyen ker- vanlarını görür gibi, çıngırak se&- Acaba bu bir serap, yoksa rü. ya mıf..»