3 Temmuz 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

3 Temmuz 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> ZA Büyük Adada oturup da aşkdan bahsetmek her nedense bana garib görünüyor. Büyük Ada ile aşk birbirinden ayrılmayan iki keli- medir. Bununla beraber ciddiyeti bırakmak korkusu bana hemen bir ihtarda bulunuyor ve yazımın bağ- lığını ona göre düzeltiyorum. Şo- penhaver in “ Aşkın metafiziği ,, inden Gtandhal ın « Aşka dair» inden ve daha birçok büyük mü» elliflerin aşk hakkındaki eserlerin- den sonra bu vadide iddalı bir yazı yazmak cesaret meselesidir, bende iddayı bir tarafa atıyorum. Büyük Adalı ardaşlarımdan biri bana çok enteresan bir aşk vakası nakletti, Bu yazıda o aşk vakasını anlatacağım. Normal bir adamı aşkın ne hallere sokabildiğine da- ir her kalde bu sergüzeşti kadar pek az enteresgan gergüzeştler var- dır. Üç dört sene evvel ahbapları arasında aklı başında olmakla meş- hur bir gençj son derece güzel bir rum kızına vurulur. < Bu aşkın başlangıcı esrarengiz bir muamma- dır,» Vakayı nakleden arkadaşım böyle söylüyordu. Bence «hiç bir aşkın başlangıcında biç bir muam- ma yoktar, Çünkü sevmek istide- dında olan bir kimsenin istiğadını tahakkuk ettirmek için müsaid bir an bulması ber şeye kâfi gelir, mukabelesinde bulunuyordum. O an şevilebilecek kadına rTastliya- cağımız andır.» Btiyükadalı dostum sabır etmemi ve hikâyenin netice- sini beklememi tavsiye etti. «Aklı başında genç» gerçekden çok güzel olan o kıza vuruldukça vuruldu ve günün birinde « aklı bir karış havadaki genç » oldu. Bir akşam piyasa vakti kızın ya- nına yaklaşır ve: «Eğer müsade ©- derseniz gize bir iki kelime ööyli- yeceğim der. Adı Tülperi olan kız: «Senin bu arkamdan gelişlerin bık- dırdı beni, git ve bir daha gelme» Bir Aşk Hıkayesi Yazan : Hasan TANRIKUT cevabını verince bizimki bir düdük tedarik eder ve Tülperiyi her gö- rüşünde, ona her rastlayışında dü- düğü öttürmeğe başlar. Büyük Adada akşam üstü iskele boyunca piyasaya iştirak edenlerin her tur- da muhakkak rsatlaşdıklarını dü- şünürseniz bizim aşıkın ne kadar çok düdük öttürdüğünü anlamakda güçlük çekmezsiniz... Niçin düdük öttürüyor ? bu mesele gerçekden kabili hal değildir. Ve her halde anlatmakda olduğumuz sergüzeştin en enteressan safhasını teşkil eder. Âşık, genç kız tarafından redde- dildikçe azar ve azdıkça saçmala- mağa başlar. Gece sabahlara kadar sokaklarda, kizın evi önünde dola- gır, Adanın yağmurlu Eylül ayında bile sır siklam hâlile kızın evi &- nünde saatlerce oturur, En yakın arkadaşları bile onun delirmiş ol- duğuna kanidirler.. herkes; kızın seninle meşgul olduğu yok sen vehim ve hayaller içinde yüzüb duruyorsun dedikçe âşık hiddetle- nir ve: siz bütün ömrünüzü şu ve bu kizlarla lâf olsun diye vakit geçirmiş adamlar olduğunuz için ciddi ve büyük bir aşkın ne de- mek olduğunu awlıyamazsınız c6- vabını verir, Günün birinde âşıka bir arka- daşı : Tülperli kız kardeşimin ar- kadaşıdır bir mektub yazarsan Tülperi ye verebilirim der. Bunun üzerine sersem aşık kocaman,bir mektub yazar ve ertesi gün mek- tabu arkadaşına teslim ettikten sonra o arkadaşının doğruca Tül- perinin evine girdiğini gözlerile birden görür.. Demek Tülperi ile doğrudan doğruya temas edi- yordu... Arkadaşının cevabı şu oldu: «Kabul ediyor. Fakat henüz kati birşey söyleyemem » bü elâstiki bir cevapdı ve mağrur bir genç kizin bütün ruhi esâletini ihtiva ediyordu. Aşık arkadaşı ile konuş» makda olduğu esnada Tülperi i8- keleyeo iner ve arkadaşı âğıka : «haydi seni Tülperiye takdim ede- yim bekliyor» der. Bu sefer bizim mağrur aşık şu cevabı verir «kat'i bir kabul cevabı getirmedikçe ben Tülperinin yanına gitmeyeceğim> bu cevabla âşık, Tülperinin zımni kabulünü anlamamış görünüyordu. Hiç şüphe yok ki o bu haraketile büyük arzusunun o tahakkukuna mani olmuştu çünkü âsil bir ka dının Tülperi tarafından verilen kabul cevabından başka tavurlu bir cevab vermiyeceği belli idi.. Bundan sonra gersem âşık ha- yatının en büyük budalalığını ye» par ve kızı babasından resmen ig- ter. Humen reddolunur; Aşk vak'a» sı böylece nihayete erdi ve bizim zavaliı âşık hastalanarak yatağa düştü,, Aradan üç sene geçdikten sonra hikâyeyi anlatan arkadaşım âşıkı bana takdim etdi kendisine Tülperiyi el'an seviyormusunuz di- ye sordum o şöyle cevab verdi; — Tülperi benim bütün haya- timeca seveceğim kadındır. Ben ondan daha yüksek, ondan âsil ve ondan daha güzel bir kadına rast- lamadım. o, beni ne kadar red ettise ben onu o kadar sevdim. itiraf ederim ki bu gün de sevdiğim yeğâne kadın o dür. Bu aşıkın haline gülermisiniz, ağlarmışsınız $ Ben ağladım.. 81 — Servetifünun — 2341 TR t Ha

Bu sayıdan diğer sayfalar: