17 Nisan 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

17 Nisan 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kitablar arasında “ Binnaz , ın tekrar tab'ı münasebetile «O, beyaz bir kuştu» dan sonra «Binnaz» ... Ayni nesilden iki kıy- metli şajirin bu yeni eseri, bir hafta içinde, iki güzel dost eli gi- bi birbirine uzandı. birbirini sıkti «ve kutluladı. «O, beyaz bir kuştus dan, Or- han Seyfi Orhon'un en nefis man- zumelerile, renk renk bir deste çiçek gibi örülü bu şiir mecmua- sıudan geçen hafta bahsetmiştim. Bu yazımı, öteki kardeş esere, «Bin- naza» 8 hasrediyorum. Binnaz, (bilmem kayda lüzüm var mıf o kadar meşhur) bir tra- jedidir. 1918 de ilk defa olarak, o- zaman ismi Darülbedayi olan Şe- hir Tiyatrosun oynanmıştı. Büyük muvaffakiyetle karşılanmış, uzun müddet temsil olunmuş, nihayet filme de alınmıştır. Fakat filim "Binnaz, şiir Binnaz'ın yanında 0- kadar sonüktür ki, bunu yalnız. eşrin kronolojisi noktasından bu- rada hatırlatıyoruz, Şiir Binnaz, harikülâde bir tek- nikle yazılmış bir sahne eseri mi- dir? Hayır! Muhakkak ki muellifi, bu eseri bugün yazsa idi, tiyatro veçhesinden biraz daha genişlete- bilirdi. Fakat bu genişletmeden acaba şiir daha fazla kazanırmıy- dı? İşte ona, kat'i bir hükümle 9- vet demek müşküldür. Zira Bin- naz'ın en cazip tarafından biri de hajret edilecek bir sadelik, toplu- luk ve hattâ kısalık içinde drama- tik hareketi bu üç komprime per- denin içerisine sıkışmış olmasıdır. Bundan bilhassa şiir kalıyor ve bunun, bugünden eserin klâsikleş- mesine büyük tesiri oluyor. O hal- de sorabilirsiniz: bu güzel eseri ne- den bugünde oynamıyorlar? Şehir 256 — Servetifünun — 2330 Yazan : Tiyatrosu sahnesi, Binnaz'ın yazıl: dığı günden bugüne kadar geçen uzun yıllar zarfında, hele Darülbe- dayi olmaktan çıkıp da böyle muh- teşem bir isimle Şehir Tiyatrosu olduktan gonra artık bu ©8616 0- muz silkecek kadar şaheserler mi yaratmıştır? Bu suale cevabımız, en kısa ve kat,i bir “Hayır,, dan iba- rettir. Evet, ne yazık ki Şehir Tiyat- rosu, İstanbul belediyesinin büt- çesile İstanbul halkına bilhassa en güzel milli eserler oynamak an- snesinden artık tamamile uzaklaş- mıştır. Manasız ve edinin adisi dramlar, yeter ki tercüme olsun, bu sahnede bugün ne Türk şiiri olan Binnaz'a ne de hattâ bir kaç yıl evvelki operet devrindeki ge- ne yerli olan bir “Saz -Caz, a karşı koyamaz. Bunun sebebini, yalnız bir Tanrı bilir, bir de Er- tuğrul Muhsin. O Ertuğrul Muhsin ki, meselâa benim aruzla yazdı- ğım ve Darülbedayiin ilk telif o- larak sahneye koyduğu Baykuş taki «ihtiyar« rolünü vaktile biz- zat oynadığı ve bu sutetle bu mu- tavazı saire bile bir muvaffakiyet kazandırmağı san'atı için bir kü- çüklük görmemiştır. Halbuki Bin- naz daha başka bir eserdir. Mili vezinle yazılmıştır ve bu vezinle bizde ilk vücude getirilen en gü- zel nümunedir. Güzeldir, çünkü lisanı temiz eçık ve halis türkçe- dir. Güzeldir, çünkü Binnaz'dan evvel yazılmış olan bütün hece veznile tiyatro eserlerimiz, Ziya Paşa'nın Tartüf tefcümesinden tu- tun da Abdülbak Hamid'in Nest ren, Liberte gibi tradejilerine ka- dar, hepsi, aruz dili ve materiyeli Halid Fahri Ozansoy ile doldurulmuş ve zorla hece vez- nine mel edilmiş koyu Osmanlıca» dır. Bu mülâhazamla, o eserlerin devirlerindeki kıymetlerni küçült- mek istemiyorum Böyle bir düşün- ce benden çok uzaktır. Müşahe dem sadece milli edebiyat tarihi noktasından pek mühim olan bir vakıayı işaret etmektir. » Binnaz'ın mevzuu: önce, tek kelime ile merdlikj Hamza, bir Tuna beyi, uzak İstanbuldaki dil- ber Binnaz'ın medhini işitiyor. Binnaz, şuh bir kadındır. Fakat Hamza da arslan gibi bir yiğittir. Yakışıklı genç Binnaz'a daima na- sıl sevildiğini şu mısra'la anlatır. — Her yerde bana yâr olan sevgim- dir, Hasılı Hamza kalkıp İstanbu- la, uzaktan şöhretini duyarak & şık olduğu Binnazı aramıya geli- yor. Fakat Binnaz serbest değildir. bir belâlısı var: Efe Ahmet. Hamza İstanbula geldiği gü- nün akşamı, yolda, karanlıkta zor- baların hücumuna uğruyor. Zavalh genci öldürecekler! bu anda tesa- düfen Efe Ahmet oradan geçerken gürültüyü işitiyor ve bir saldırış- ta mütaarrizları dağıtıyor. Bu şu- retle ölümden kurtarılan Hamza, bir hatıra olarak, Ahmede, kapza- sı yahut. ve inci kakmalı hançeri: ni hediye ediyor. bu hadise, Bin- Dâaz'ın evinde Hamza tarafından parça parça çok canlı tradlarla- anlatılıyor. Gene ayni gece, Ahmedden ev- vel Binnaz'ın evine gelen Ham- zadır. Binnaz, bu ilk defa gördü gü misafirinin derdini şublukla

Bu sayıdan diğer sayfalar: