17 Nisan 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

17 Nisan 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Binnaz — 257 inci sahifeden devam — Filhakika Hamza, elinde fer- manla yetişir, Fakat arkasından, sokak kapısına başkaları da daya nırlar, Bunlar karakullukçulardır, Kapı artik çatırdamaktadır, nere- de ise kınlacaktır. Efe Ahmed, Hamzadan aldığı iermanı mumu tutarak yakar ve tekrar gidip cellâdlarına teslim olmadan şunu söyler: — Aşkınıza tütsü olsun dumanı! Hamza haykırır; — PBfe! Bfenin erkek bir sesle cevabi — Ete ölür, şerefi kalır. Bonra, iğrenmiş gözlerle Bir- naz ve Faikayı süzer: — Bunlar kahpelikten yalnız zevk alır! » Eserin mevzuu budur. Denebi- lir ki, Türk giiri, Türk sahnesinde hiç bir zaman bu kader berraklaş- mamış, ahenkleşmemiştir. Hangi yerinden hangi parçayı seceyim İşte meselâ, ilk perde, Hamzanın Binnaza dedesini anlatığı: — Dedem Mahmul Paşa, bir Tuna deyi Fermanı iölirelir bu gök kubbeyi, İşte gene Hamzanın ağzından, Binnaâzı Tunaya götürmek hayali: — Yaza mı'0 kadar nasıl durulur! Kalır bekliyen gözlerimede nar! Hemen yarın sabah bineriz ata, Biveda, deriz bu kahbe hayata! Dereler aşarız, dağlar geçerie, Buzlu pinarlardan sular içeriz. Firhna savurur buram buram ar, Gece, ay sislerin içinden bakar, Tipiden görünmez ns yol ne yo- ku, Haykırır derinden bir yırlıcı kuş, Gönül bu sesten bir vahşi zevk alır, Yoleular, gönleree dağlarda ka- hır Derken uzaklardan görünür Tw na, Bir bahar açılır ruhun ufkuna, Sadece bu parça bestelense tu- na isimli bir operaya mevzu ols- bilecek kadar ilhamkâr olan bu mısra'lar kudretini ve canlığıni göstermiye kâfidir ve gine mukak- kak olan şudur ki, «Binnaz» ın tekrar basılışı, son zamanda çığı- rından çıkan edebiyatımıza bir tesel- li gibi hiç eskimiyen en güzel &- hengi yeniden getirmiştir. Ne gaa- det kulaklarımız ve ruhumuz için,... m Perde kapandı — 259 inci sahifeden devam — kabul etmiyor, Şımdi tiyatro bü- yük İngiliz müellifi Frank Ros perin (Bizim gibi insanlar) adlı eseri hedef veriyor. Fevkalâde, harikulâde ve gayri tabii insanlardan uzak, yevmi ha- yatın çırpınış sevinç ve kederle- rini getirmek tiyatronun, bugünkü cemiyetle olan bağlılığını gösteri- yor. Geçen mevsimlerde sahnemiz- de sağlam telif eserler, aded bakı- mından Türk tiyatro muharrirleri için bir ayıptır, m e Şehir tiyatrosunun kötü şansla rından biri de, sureti kat'iyede ti- yatro ve san'atla alâkası olmıyan bir takım adamların bir sarhoş kavgası gibi yapılan tenkid ve hü- cumlarına maruz kalmasıdır. Perdecinin, “boş fıçı, , lâğıplan- dırdığı bu adamlar bayırdan yu- varlanan boş teneke fıçılar gibidir. —g 1940-1941 senesi Türk tiyatro bilâuçosu zengindir. Ve hiç zarar kaydetmeden, lehimize bir yıgın kârlar bırakmıştır. Bu kârları temin eden Türh tiyatro sanatinin büyük ve mâhir Üstadı Ertuğrul Muheln'i alkışlamak, her Türk münevverinin borcudur. Cavit YAMAÇ Güzel yurdu muzdan bir köşe: Orman lar içinde u- karl bir yol. zayan Amerikada $ür- atle harp hazır- lığı: Yeni bir tay yare meydanı. 063 — Servetifünun — 2330

Bu sayıdan diğer sayfalar: