No. 2319—334 UYANIŞ 239 Bir Jopanyol hikâyesi; DOLOROSA! BALASCO - IBANIZ'dan Çeviren : Yaşar Sihay Henüz dört yaşında iken anneti hayata gözlerini yummuştu. Yetim kalan kızcağızı zengin bir adam yanına alarak evlâd edinmişti. A- dını da Dolorosa yani Hüran koy- muştu. Köyden uzaklaşarak yeni babanın Madriddeki malikânesine gelince, mektebe de başlamıştı. Gü: zeldi. Belki, devam ettiği mektebin de kraliçesiydi. Hayatı henüz yeni .anlamağa başlıyan Toreadorji|nam- zedleri Dolorosa'yı her gün mek- tebinin kapısına kader takib ediyor ve etrafında birer kelebek gibi dö- nerek karanlık değilse bile tenha bir sokak başında buluşmayı yal- varıp yakarıyorlardı. Fakat o, bü- tün bunlara lakayd kalıyor ve: — Şimdi ben bir mekteb tale- besi ve senoritayım mektebimi bi- tirdikten sonra ancak sizinle meş- gul olabileceğim diyirek başından onları savuyordu. Manevi babası çok zengindi. Ayni zamanda İspanyol markizle- rinden biriydi. Balhassa, Dolorosa- nın tahsil ve terbiyesi biç bir fe- dakârlıktan kaçınmıyordu. En fazla arzu ettiği şey, onu Madridin par- lak ve bütün hayatınca sönmiye- ek bir yıldızı olarak görmekti. Netekim de istediği gibi olmuş- tu. Dolorosa beş sene dişini sıka- rak Madrid Balet enstitüsünü bi- tirerek birçok yıldızların arasına karşmıştı. İlk mukavelesini de Mad- ridin bütün Aristokratlarının devam ettiği Hasad'estrellas yani yıldız- lar evi ile imzalamıştı. Artık Dolorosa uzun boylu buğ- day renginde bir senorite idi, Bir (1) Torçcodor » Boğa güreşçileri, astrakan kadar kıvırcık siyah saç- larile bütün gözleri kendine çeki- yordu, Sırtındaki sarı saten ve üze- ri kırmızı gelinciklerle bezenmiş elbisesi onu zengin dekorun içeri- sinde bir kat daha güzelleştiriyor- du. İkide bir Evviva VEspana di- ye elinde şıkırdattığı Kestanyt- lesle mest olan seyirciler : — Evviva Estrella yaşa yıldız ! Numca Dölorosa şen Hüsran de- ilen! avazelerile Senorita'yı çıl- gınca alkışlıyorlardı. Dolorosa ise, bu zengin dekorlu sahnede ancak, ayda iki defa gö- rünüyordu. Sair zamânlarını nasıl, nerede ve kim ile geçirdiğini kimse bilmiyordu. Seyircileri bile bu canalı- cı mahlâku esrarengiz yıldız diye anıyorlardı. Hasa sahibi, yıldızı her hafta angaje etmeğe nekadar uğraşmış idise de muuaffak olamamıştı. Çün- kü, yıldız küçüklüğündenber gö- zünde tüten bir Toreadoru seviyor ve günlerini onunla geçiriyordu. Bu delikanlının da ismi Pagellas'tı, Onu büyük bir boğa güreşinde sey- retmiş ve o günden sonra kendine mal edinmişti. Karnaval şenlikleri yaklaşırken Hasa'da da büyük hazırlıklar y&- pılıyordu. Dolorosa'yı müegsese sa- bibi ikna ederek hiç olmazsa ka- rarlaştırmış olduğu ayda iki defa- dan bariç olmak üzere, yıldızdan bir şenliklere iştirak etmesini rica etmiş ve evet cevabı almıştı. Salona hıncahınç dolmuş bütün seyircileri onu bekliyorlardı. Kont, Baron, Markiz'lerin beraberlerinde getirmiş oldukiarı buketlerden et- rafa yayılan kokular herkesi mest ediyorlardı. Oyunun başlamasına yirmi dakika kalmış olduğu halde Dolorosa elan meydanda yoktu. Hasa sahibi asabileşmiş bir vazi- zette koridorları arşınlıyor, duru- yordu. İkide bir Hasa'nın önünde: ki yüksek mermer merdivenlerden, uzun çaddenin sonlarına bakarak yıldızın yolunu gözliyordu. Gökyüzü yıldızlarla dolu ay ise, sair gecelerden daha cömertti. Don Carlos başını kaldırıp gökyüzüne bakınca en parlak yıldızlardan bi- rinin yerinden kayarak söndüğünü gördü. Muktesit bir adamdı; — Bir ruh daha söndü. bilir kimin $. Diyerek tekrar koridorlara dön- dü. On dakika kalmıştı. Büyük or- kestra uveröürüne başlamak üzere idi. Fakat, gene yıldızdan haber yoktu. Tam bir buhranlı anda bir oto. mobilin şüratle gelerek mermer merdivenlerin önünde durduğu gö- rüldü. İçinden uzun boylu, sarışın ve her halile; endülüslü dansöz ol- duğunu ispat eden bir kadın ine- rek içeriye girdi. İlk raatladığı a- damlardan birine ; — Hasa sahibi Don Carlos kim- dir # Kim sayıfayı çeviriniz