154 KADIN ME SERVETİFÜNUN K TU PL ARI : SADAKAT Yazan : Marcel Pr&vost Çeviren: Ferit Namık Hansoy Madam la Baronun emirleri ve kendilerile Mösyö lö Baronun E&- rarlar: veçhile, Ruen'e kadar Mösyö W Barona refakat ettim. Şayet Mösyö avdet tarihini de- giştirir, bilhâssa geceleyin Parise dönmek mecburiyetinde kalırlarsa, kendilerine bir haber göndermek- liğim hususunda Madamın tenbi- hatını unuttuğum zehabında bulun- makta Madam la Baron haksızdır- lar. Madam, bendelerine karşı olan İtimatları dolayısile kendilerine şu- nu söylememe müsaade edecekler- dir ki, Yüzbaşıyı Fontenblo'da gör- mek için Mögyö lö Baronun gaybu- betinden istifade edeceklerini dü- şünüyordum. Madamın o kadar az serbestisi var ki! Yalnız, işler zannedildiği gibi cereyan etmedi; Mösyönün azimet tasavvurlarından vaktinde haberdar olamadım ve Madama anlatmaklı- gım Iâzımgelen bazı şeyler zuhur etti. Maamafih, ne Madam ve ne de Yüzbaşı endişe etmesinler: Mösyö lö Baron Parise avdetini geciktiri- yor ve bu sabah bana: — Burası çok iyi; daha iki ve yahut üç gün kalmak arzusundayım. edi. Herşeyin anlatılması için, evvelâ Madamin şanu bilmeleri lâzımdır ki, Mösyö Jö Baron uzun zaman- danberi peşimi bırakmamaktadır. Bu hususta Madame bir şey söyle- memiştim; çünkü böyle bir şey be- nim gibi bir oda hizmetçisi için iyi bir netice vermediği gibi, evin efendisi hakkında jJurnalcılık yap- mak da âdetim değildir. Madam, evdeyken hiç bir şeye, hiç bir ha- rekete kendimi kaptırmadığıma inanabilirler. Bununla beraber, Mösyö lö Ba- ron, kemali nezaketle bana karşı daima alâka gösteriyor; hattâ o kadar ki, evin her hangi bir oda- sında kendisini gördüğüm vakit içeri girmiye cesaret edemiyor; Madâm görmeden bana yapmadı- ğını bırakmıyordu. Akşamlayın, gara gitmek için, Mösyö ve Ma- damın arabada beni yanlarına al- malarile, arabacının yanında bulu- nan bavul yüzünden kendimi zor- ıyarak, bağırmamak için çektiğim sıkıntıyı Madam bir kere bilse!... Madam, benim pek gıdıklandığımı çok iyi bilirler... Nihayet şunu da söylemek isterim ki, çok defalar, bir oda hizmetçisinin mevkii ol- dukça zordur; bilhassa efendi veya hanımlara karşı derin bir sadakat ve hürmet gösterilirse... İşte, Madamın şahsına karşı olan hürmet ve sadakatim dolayı- sile Ruen seyahatini yaptım. Mös- yönün şakalarına tekrar başlamak için kendisile yalnız bulunmaklı- ğımdan istifade edeceğinden şüp- heleniyordum. Netekim, dediğim çıkmıştı: evvelâ, kendisile beraber beni birinci mevkie bindirmek iş- temiş; fakat ben bir gün evvel, Terminüs'te biletimi almakla ihti- yatlı hareket etmiş; o kendi bile- tini aldığı sırada, ben doğruca ikinci mevkie yerleşmiştim. Fakat ne yazık ki, beni bulmak için ikinci mevkie çıkagelmişti. Mant'a kadar kendimi müdafaa etmek için bir haylı mücadeleye mecbur kalmış. tım; çünkü kompartımanda yapa- yalnızdık. Allaha çok sükür, Mant'ta kompartımana iki rahibe girmiş ve Mösyö de kendi kompartımanına dönmek için beni terketmiğşti, Ruen'de, müteveffa Madam Va- ranjevil'in evine gitmek için, garda tutup bindiğimiz araba içinde Mösyö iö Baron sâkinleşmişti. İkimiz yal- nız kaldığımız zaman biraz sükünet içinde kalmıya imkân bulamıyor- dum; müteveffanın iki ihtiyar, biri kadın ve biri erkek hizmetçisi kar- gısında, Mösyö artık bana takılmıya cesaret edemiyordu. Bu iki hizmet- çinin yüzleri o kadar neletti ki, onlarla beraber yemek yemekten âdeta sıkılmış, bunalmıştım, Mösyö lö Baron beni yanında götürmekle çok isabetli hareket etmişti; çünkü kibar bir adama yapılacak hizme. tin ne demek olduğunu bilmiyor. ardı. Bu sabah Mösyöye, banyosu için sıcak su getirdiğim vakit hay- retler içinde kalmışlardı; bu bay- retleri görülecek bir şeydi. Tabiatile, kendi zevkime göre, No. 2136—45| elimden geldiği kadar Mösyöye hizmette bulunmuş; fakat şakalarına karşı kendimi müdafaa etmekte goukkanlılığımı iyice muhafaza et- miştim, Paristeyken, kendisini giy- diren Fransua gibi, sabahları benim giydirmekliğimi istiyor; evin içinde duş tertibatı olmadığı için suyu ben döküyordum. Öğleden sonra biraz nefes alabiliyor; çünkü ancak ak- şamları yemeğe gelebilen Mösyö lö Baronu işler meşgul ediyordu. Fakat daha ikinci akşamdan itibaren, bazan uykusuz kaldığından, midesinin rabatşızlığından ve böyle anlarda bazı sıcak şeyler hazırlan- masının kendisine çok iyi gelece- ginden bahisle kendi odasının yw nındaki odada yatmaklığımı emret- mişti. Yatağımı yerleştirdiğim za- man ihtiyarların yüzlerini ve salla- nan başlarını bir kere görmeliydi!. Artık hiç görünmüyorlar ve Mösyö lö Baronun karşısına bile çıkmı- yorlar. Erkek homurdanıyordu : — Ne korkunç iş bu! Ve ihtiyar kadın; — Bir sürtüğün, mubarek bir kadın olan Madamın odası yanında yatması çok ayıptır; diyordu. şitmemiş gibi görünüyordum. Fakat Madam da bilirler ki, namuslu bir kız için sürtük diye çağırılmak cidden çok ağır bir şeydir. Mösyö lö Baronun tasavvur ve niyetlerinden oldukça şüpheleni- yordum; hattâ bunun için, gecele- yin kapımın arkasına öteberi yığ- mış ve sâkin sâkin uyurken, bir- denbire, bir gürültü ile uyanmıştun.. Mösyö kapıyı vuruyor, açmıya ç8- lışıyordu. Yerimden kıpırdamamış- tım. — Antuvanet, Antuvanet! diye beni çağırıyordu. Cevap vermiştim ; — Efendim!., — Antuvanet, midemden rahat sızlandım; bir fincan papatya kay- nat, yavrum. Kendi kendime : — Mösyöye rahatsızlık veren her halde midesi değildir; fakat ne de olsa emirlerini yapmalıyım, di- yordum. Yarım saat sonra papatya ha- zırlanmıştı. Bu papatyayı Mösyöye vermek için kapıyı &çmak icabet. mişti. Daha odaya girerken Mösyö gene bana takılmak istemiş ve