No. 2071 —386 UYANIŞ Küçük Kemalin tabutu, Eyübsultanda karaya çıkarıldıktan sonra mualarda çıkmıştır. Henebi diller- den bazı piyeslerin adaptasyonuna iştirak etmişti; Molyer'in Taratüf'u- nu, Mürai ismile ve bayan Seniha isimli bir kadın muharrirle birlikte Türkçeye adapte etti. Bekârlar isimli komediyi Nabi Zeki ile bir- likte dilimize çevirdi; Sarı zeybek isimli opereti Kemal ile birlikte yaptılar Cum mburiyetin onuncu yıldönü- mü münasebetile tertip ettiği bale pandomimik, İstanbul Halkevinin temsil şubesi san'atkârları tarafın- dan Alayköşkü gahnesinde temeil edilerek büyük bir muvaffakiyet kazanmıştı. M. Kemal, İstanbul Halkevi temsil şubesinde senelerce tiyatro dersi okutarak genç arka- daşlarının yetişmesine hizmet et- miştir. Esasen gerek burada, ge- rekse Şehir tiyatrosunda rejisörlük yolundaki çalışmaları ve deneme- leri dalma iyi neticeler vermişti, Bizde tiyatro bilgisine ait ilk mo- dern eseri de M, Kemal yazmıştı; bu kitap <Tiyatro> ismile neşredil- miştir. Bundan başka «Konuşma san'ati> adı altında vücude getir- diği eserde Şehir tiyatrosu mecmu- asında bir sıra makalehalinde çık- m3; NE: İstiklal harbini ve milli dava ve muvaffakiyeti tiyatro edebiya- tımıza geçiren Çınar isimli telif piyesi de kitap halinde bastırılıp çıkarılmıştır. Bu piyes Halkevleri sahnelerinde oynanmak üzere ka- bul edilmişti. Sahnemizde oynanan ilk çocuk piyesleri de M. Kemal'in kalemin- den çıkmıştır. Şehir tiyatrosunun bu sene bütün bir mevsim oy- nadığı «Tiyatro dersi» ve “Gülmi- yen Çocuk, isimli çocuk piyesleri- ni hasta döşeğinde yazdı. M. Kemal ufak tefek bir adam- dı; hem bundan dolayı, hemde sahnede Hüseyin Kemal isimli bir başka ennatkâr daha olduğu için arkadaşları M. Kemal'e «Kü- çük Kemal» derlerdi; bu sıfatı sonraları Soy adı olarak kabul etti adını deftere «Kemal Küçük» diye yazdırdı. Bundan &ekiz yıl önce yerli fimlerin çevrilmesi mesaisine İğ- tirak etmişti; o sırada ciğerinden hastalandı; önce Heybeli adada tedavi gördü, iyileştiş tekrar sah- neye çıktı, tekrar hastalandı, bu sefer İstanbul belediyesinin yardı- mile Viyanaya gönderildi, sana- toryomda bir ciğer ameliyatı ge- çirdi; iyileşti, sıhhatli bir halde memlekete döndü; tekrar sahneye çıktı, tekrar hastalandı... Ne o sah- neden vazgeçebiliyor, ne de hag: talık onun yakasını bırakıyordu! M. Kemal son bir kaç yılı böy» ie bazan ayakta, bazan yatakta, fakat daima işini düşünerek ve içi için temiz bir sevgile çalışarak ge- girdi. Verem günden güne ilerli- yordu. Nihayet bundan bir kaç ay önce yeniden ve bu sefer şiddetli | 357 bir halsizlik ile yatağa düştü. Be- yoğlunda Aynalıçeşmede Kamer- hatun mahallesinde bir apartıman- da oturuyordu: Son hafta içinde hekimler Çamlıcaya nakledilmesine lüzum gösterdiler; ev tutuldu, ge- çen salı günü hasta, Ertuğrul Muh- sinin bizzat kullandığı otomobille, İtina ile denizi araba vapurile ve otomobil içinde geçerek Üaküdara, Kısıklışa götürüldü, Burada iki ge- ce kaldıktan sonra üçüncü akşam, - Perşembe saat 22 de - doktorŞe refeddin Fazılın a arasında gözlerini hayata ka Acı haber, 22,30 da ali tiyat- rosün& aksetmiş; aktör Büyük Beh- zad ve bir arkadaşı gece yarısı Üs- küdara geçip Çamlıcaşa çıkmışlar, aziz ölünün son hizmetlerinde bu- lunmuşlar, Dün sabah erkenden telefon zili ile uyandım. Ertuğrul Mubsinin sesi ; — Tiyatroys — Kemalden acı bir haber mif Diye cevap vermişim. Heyhat, hiç gelmemesi istenilen bu müthiş haberi, onun ne zamandır gözümü» zün önünde her gün bir parça de ha sönmekte olduğunu içimiz ka- DIya m görerek bekliyor gibi miydik Tiyatronun rejişörü, kadın erkek yirmi san'atkâr,, Halkevi temsil şubesi reisi, bir iki dost, Çamlıcaya, çıktık; Kemali yıkılmış, perişan bir babanın ıztırabı, bağrı yanmış bir annenin feryadı, mektepli genç bir kardeşin hıçkırıkları arasından ç6> kip alarak şehre getirdik. Bugün de alıp Eyübe götüreceğiz. Büyük babası orada gömülüy- müş; son dakikada yanında buln- nanlara tevdi ettiği vasiyetlerinden biride büyük babasının yanınâ gömülmek Küçük Kemelin tabutu, Eyübsultanda mezara alli sonra