364 SERVETİFÜNUN Fantezi Hikâye YILAN! Yazan: Yahya Saim Ozanoğlu —lLartesiüla fois surface et symbole, — En rdalild o'esi le speolateur, et non la vie guc Tart reflâte, «16 pöriraii de Dorian Gray» OSCAR WILDE Bir kovuk vardı, nihayetsiz dalgaların döğdüğü sahilde... Bir yılan yuvasıydı bu kovuk. Yılanher sabah kalkar güneşle; açar yeşil hareli, iri gözlerini sulara, semalara. Ilık kumlar üzerinde dinlendirirdi gergin ve kıvrak vücudunu.. Bu yılan beliriverdi bir gün, bir kız şeklinde. Derisinin renk renk üsleri bir örtü oldu, renk renk.. sahile düşen dalgalardan başının üzerinde bir taç 'belirdi... Bu taç, kavsikuzehlerin renklerinden fer almış, mehtapların pırıltılarından daha cazip, ışık dalgalarile | yaldızlanmış, iri pırlantalarla süslenmiş eşsiz bir taç. Yaradılış; göstereceği harıkalara bir başlangıç olarak yılan kızın gelincik dudaklarını süsledi : deni- zin bin bir sesli (ırtaualarından mezzo-soprano bir sesle. O ges ki en büyük musiki üstatlarına hayret verir. “ Bugün bomboştu s&hil. Semalara tırmanmak için yalçın kayalara saldırı yordu dalgalar.. Sonu gelmiyen; kobra yılanları gibi, köpürmüş, şahlanmış, korkunç dalgalar... ”“ Son eseri etrafında büyük bir gürültü kopan Vedad yalçın köşkünün kapısını sessizce çekti. Kitaplar, şiirler, românlarla dolu çalışma odasında duygu ve hülyalarını yazmakla geçen bir günün yorgunluğunu dinlendirmek için açıldı mesafelere., Dalgalar altın saçlı kızlar gibi bükülüyor, gümüş kollarını uzatıyordu boydan boya, gök altında.. Mavi, gonsuz bir gök... Sahilin görünüşü karşısında birdenbire dondu, kaldı. büyük bir heyecan geçiriyordu... Ak köpüklü dalgalar kıvrıla kıvrıla gelip kırılı- yordu: sararmış, iri kayaların çarparak sert göğüs- lerine... Dudaklarından şu sözler dökülüverdi: — Ne e * Bu sırada bir ses işitti. Ses.. Semalar altında na- dir duyulan bir ezgi ile yalvarır gibiydi. Birdenbire sahilin kayalıklarından bir baş gözüktü. Bu baş; bir No, 2071—386 “T.S.K.” Başkanı General Ali Hikmet Ayerden Ankarada yapılan toplantıda «Türkiye İdman Ce- mıyetleri ittifakı», adını Türk Spor Kurumu» n8 çe- virmiş ve başkanlığına da General Ali Hikmet Ayer. deni seçmişti. Bu vesile ile yeni başkanın bir resmini koyuyoruz. kız başı mı, bir yılan başı mı? Birden şaşırdı Vedad Yalgın.. Mıknatıslanmış gözleri açıldı sonsuz bir hayretle: Beyaz kolları göklerde, beli yılanlar gibi büküle- rek, kumlar üzerinde çıplak ayaklarla adım adım yürüyen bir kadın.. iri, parlak, yeşil hâreli gözleri var, yeşil... Şarkı söylüyordu e sonsuz ufuklara.. Birden uzandı kum Ve pembe, beyaz meye memelerinin düğme gibi siyah uçlarını, dirseklerini dayıyarak kumlara uzandı yüzükoyun... Dağnık saçları rüzgürda bir demet gül gibi ko- kuyor, dalgalanarak uçuyor, uzun uzun.. Teller, ipek- ler gibi yumuşak, uzun teller omuzlarında, şakaklar» rında, ensesinde uçuyor, altın teller... Bu manzara karşışında şaşırmıştı De yapacağını. Ses, sonsuz dalgalar gibi dalgalana dalgalan uçan engin bir ses.. Kızıl, ateş dudakları arasından uçuyordu kızın. Ne güzel, ne cana işliyen, ne yanık sesti bu!. a En büyük musiki üstatlarına hay- ret veren bir se Vedad Yalçın gaşırnış ellerini birbirine kilitlemiş bakakaldı: bu ürkmeden şarkı söyleyen kıza.. Ve kız.. onu görmemiş gibi şarkısın söylüyordu