No. 2071—386 uzun uzun,. Kumlar üstünde bir yılan gibi kıvnla- rak, kıvrım kıvrım.. Ruhun derinliğinde, enginlerinde dalgalar gibi döne döne, koşa koşa giden bu seste ne büyü vardı ki bitmez bir üzünle yaşartıyordu gözleri1.. Kilitlenmiş gibi elleri birbirine, bakakaldı orada, Vedad Yalçın, heykel gibi kımıldamadar.. yg *# Ne kadar zaman geçti, ne oldu? Birdenbire bir feryat koptu kayalıktan, Denizler dalgalandı, Kız bükülerek şahlandı, geldi bu heykelin yanına. Ye... Derisinin renk renk cüzleri, tavus kuşunun mor, yeşil, ayna ayna süslerine benziyen giynetlerini gü- neş altında parıl parıl parıldatarak bir yılan olan bu &ı; geldi, sanldı ayaklarından yukarı bu beykele... Vedad Yalçın, şaşırmıştı ne yapacağını!. Nefes bile alamıyordu. Bağıramıyordu. Kendini bu evgin sesli, engin bakışlı yılan kızdan bir türlü kurlsramı- yordu. Çarpıyordu kalbi. Kafeste çırpınan bir kanarye gibi. Aç kediden ürkmüş, çerotu gözlerile şaşıran kanaryeler gibi Vedad Yalçın.. « .* Nekadar zaman geçti? Yılanın renkli, güneşli halkaları vücudünde sarılı, fakat gözleri birbirinin hizasında gözgöze bakıştılar: Vedad UYANIŞ Ve kaç gün geçti! bilmiyoruz!, Âşık olmuştu bizim Vedad Yalçın: bu yeşil gözlü, altın saçlı, gü- zel ve eşsiz kıza Bir eser ki aş istiyordu, olmasın hiç bir di)- de bir benzeri, bir eşi. Ve içinin ateşi sinsin bu eser: Bir eser ki. Onda sıcak kün göllerinin kum denizlerinde pearıldıyan güneşler bir ses halinde bir uçtan bir uca aksın. Bir eser ki... İçinde altın sahille- rinin şaşırtan güzellikleri inciler, elmaslar, mercanlar gibi yansın sesten ve ateşten bir cazibe halinde.. Pırıl pınl bir eser. Eşsiz, yılan gözlü, altın saçlı, fakat zehirlemeden bakan, ruhun ts.. Derinliğine akan bir kızın zümrüt gözleri gibi pırıl pırıl bir eser... “. Duyulan eser çabuk yazılmaz. Tam oniki yıl, 4385 gün eserile uğraştı genç Ozan.. Artık; saçları ağarmıştı tel.. tel.. Oniki mısra bile yazamamıştı ki eseri çıkınca çeY- resinde bir gürültüdür ki koptu. Tamtamlar çalan vahşi, Arap kabileleri bile kopa- ramaz. Şu bizim münekkltlerin kopardığı gürültüleri. Fakat na yaman münekkit ler 1, Her biri bir büyük cöfidedin ünlü yazıcısı. Ka- —- Son B68 inci sayılada — “Yalçın ve kız... Sonsuz bir deniz önünde, güneş ve gökler altında, kıyıda kuyalıklar.. Bir öğle güneşinin şimçeklenen, kılınçlar gibi am yakan gümüş kumlari üizerinde. Bu ha dakika böyle f.. Yeşil göz- iü kızla, iri siyah gözlü, son eseri bir fırtına koparan Vedad Yalçın.. “. İnce, alev gibi kırmızı dilini oyna- #arak, iki yana, bakıyordu yeşil gözlü kız yalçına. Gözleri pırıl pınl züm- rütler gibi yanarak, Altın saçlı başını iki yana sallayarak. Dumanlı bir en- gin gibi... Ne derindi bu bakış!.. Kızın başı.. Ve ürkek bir ceylan gibi Vedad Yali- gının kara, güzel gözleri.. Sonra.. çö- zülerek halkaları birer birer; zehirle- meden o kız, bir yılan gibi süzüldü yuvasına... İslik çalarak. Hâlâ bir heykel gibi orada, ayakta kıpırdamadan duran Vedad Yalçın bir engine, bir kıza ve bir de kayalığa bakarak bir adım atabildi ileri. Fakat.. bu adımla beraber gidi- yordu ayaklam geri, geri.. Oradan, yuvasına doğru uzaklaşırken.. Filistinde Ateş, Saçağı Sardı ! —— Araplar tarafından bazı cihetleri ateşe verilen Kudüs şehrinde Havra meydanı Filiatinde vaziyet, gok karışıktır. Araplar, yahudilere karşı galeyana gelmişler, harekete geçmişlerdir. İğtişaş, bilhassa Kudüs, Hayfa, Tela- viv gibi Filistinin başhea şebirlerinde çıkmıştır. başgöstermekte, müsademeler olmaktadır. Raş Müfvünün riyaset ettiği yüksek milli komite, arapların şu asgari mgtalipte israra katiyetle azmetmiş olduklarını bildirmiştir: i — Yahudi hicretinin derhal ve tamamen mennedilmesi. 2 — Gayri menkul mal satışlarının da men'i, 3 — Milli bir arap hükümetinin teşkil ve tesisi, Yer yer yangınlar