380 SERVETİFÜNUN No. 1917—232 de tehditlerle elimizden alıp götürür- lerdi. Nitekim bir aralık bize bir hab- becik bile bırakmamak üzere Efes hafriyatı mashenlüi Palaiile malla | şti. Bunların bepsi doğrudur. Olmuş şeylerdir. Bu- nunla beraber muhakkak birşey var ki o da hafriyat sayesinde Efes'te koca bir şehir meydana çıkmıştır. Pazar yerleri, hamamlar, mabetler ve sair abidelerin duvarları, bölmeleri hep yerinde duru- yordu. Hafirler gittikten gonra bunları kırıp yıkmakta ne mana vardır! Eğer hükümet hemen buralara birer, yahut ikişer bekçi koymuş olaydı o haller olmazdı. Şimdi bekçiler var ise de kâfi miktarda değildir. İzmire pek uzak olmıyan Balatçık civarındaki eski Ma- nisa harabesi hafriyatından sonra mu- hajaza altına alınamadığından, sular ve kumlar bastırarak tekmil harabe toprark altında kalmıştır. Bilmem daha hangilerini söyliyelim, Bu bahisler feci lar teşkil eder. Hep bunların ucu parasızlığa dayanıyor. Bazı kimse- ler derler ki bu yaluız paraya değil, adama da mütevakkıftır. Darülfünnn mütehaasıslar yetiştirip sarı atika ve müzeler idarelerine vermelidir. Fakat eğer tahsisat olsaydı bazı genç- leri Avrupa'ya tahsile göndermek de mümkün olurdu. İlmin bu şubesi bizde tamamile ihmal olunmuştur. İzmire giden meraklı veya ilim 29- hibi bir kimse, veyahut oraya gelen seyyah gemilerindekiler pek az müddet içinde neler görmezler! Bir vakit Ana- dolunun en büyük şehirlerinden biri olan ve Söke dahilinde bulunan . şehri harabesi ve bunun mukad ibadetgâhı olan ve oradan pek rez bulunmıyan Didima'nın o muazzam Apolon mabedi, ve gene o civarlardaki. Konya'da meşhur İnce Minare'nin bugünkü hali. Servetifünun'un 10 birinciteşrin 1312 tarihli ve 293 numaralı nüşhasında intişar etmiş olan Konya'nın meşhur İnce Minare'si. Priyen şehri harabesi, sonra İzmirin çimalindeki Sart harabesi, ve nihayet Bergama harabesi bu- rada yadolunmığa şayandırlar. Bunlar hep uzun müddet uzun zaman süren hafriyat neticelerinde meydana çıkarılmıştır. İzmir Valisi Kâzım Paşa mezkör bharabelerin hüsnü muhafazasını imkân dahilinde olarak temin ettiği gibi Defsi İzmirda de oldukça mühim bir müzenin vücuda gelmesini de çalışılmıştır. İşte bunlar hep bir iki gün İçiniğ . kolaylıkla gezilebilir. Fakat bu hususta kâfl para olsaydı daha neler yapılmazdı. Gişgdiki halde dişten, tırnaktan arttırılan ile iş görülmüğüir. Bazen bu hafriyat işlerinde batır ve hayale gelmedik pek garip hallere tesadüf olunur. Bunlar- dan birisini «Sart meselesiv teşkil eder. Orayı Ame- rikalılar kazmışlardı ve birkaç senelik keşfiyat mahaulleri birikmiş kalmıştı. Bu antıkaları Ameri- kalılar İzmirin işgal ordusundan isteyip Kırk elli