384 SERVET:'FÜNUN No.1917—232 Uludağ Seyahatı Nasıl tertip edildi, nasıl cereyan etti ve nasıl bitti? — Geçen nüshadan mabaat ve son — Deve taşta yolumu kaybettim. Arkadaşlarımı bekle- dim, biraz sonra geldiler. Mösyö Goillolot yolu gös- terdi, tekrar yolumuza revan olduk. Dolubabaya tak- riben iki buçuk saatte vasıl olmuştuk. Saat biri ge- çiyordu. Bir su kenarında ayakta yemek yedik, sonra süratle tekrar yolumuza devam ettik. 'Havanın yağ- murlu olması çamurların içinde yürüyüşümüzü son derece güçleştiriyordu. Saat dörde doğru Bursa'ya vasıl olduk. Bursa'da yorgunluğu hissetmiştim, Otuz beş saatte maddi ve manevi müşküllere rağmen iki bin metre irtifaa çıkmış ve dönüşte de hiç mola ver- meden inmiştik. Kafile İstanbuldan gelmişti. Burss- da yapılacak daha çok işler vardı. Dükkânlar kapanmadan o erzakın ikinci kısmını tedarik etmek, bir takım zevatı görmek, kayakların de- mir aksamını herkesin e göre takmak lâzımdı. Vali Beyefendi kafi- lenin Oo çıkmamasında musirdi. Bu yorgunluk üzerine kendilerini iknâ etmek manevi bir me- şakkattı. Yol takip edil- diği takdirde kaybolmak işesi olmadığını, hay- vanların otelden üç kilo- metre yakinine kadar gidebildiklerini, otelde kâfi miktarda soba olduğunu kendilerine söyledim. Vali Beyefendiyi ikna etmek kabil olmadı. Bursa spor mın- takası bu seyahatimizden hiç alâkadar gözükmüyprdu. Bursa şporcuları namına kimse bizi karşılamadı, kimse bize kolaylık My. iin ya, sokulmadı.!Yal- nız Bizim G Musa Beye bizekarşı gösterdikleri alâkadan dolayı kafilemiz namına Veşek:- kür ederim. Bursa gsporcularının seyahatimize iştirak etmelerini rica ettik, kimse kabul etmedi. Manevi ve maddi kıymeti pek az olan bir futbol takımı Bursa” ya geleydi her halde başka türlü karşılanırdı. Maal- esef Uludağ'ma tertip ettiğimiz bu seyahat Bursa şehrinin çok lehinde bir hareket olduğunu Bursalılar takdir etmiyorlardı. Bugün yalnız milletler arasında değil bir memleketin şehirleri arasında yapılan vasi asta turizm teşkilât ve propagandaları Bursa &por komitası idare heyetinin nazarı dikkatini osibet- memiş miydi $ Bursa şehri ve civarının turizm $3y€- sinde malik olabileceği milyonlarca servetin üzerinde miskin uyuyan spor idarecileri artık uyanın. Bursa bugün ecnebilerin, İstanbulluları ve diğer Uludağ'da sporcularımızın koş eğlenceleri. zengin vilâyetlerimiz halkını çekebilecek güzellik- lere, hususiyetlere maliktir. Bugün İsviçre tabil gü- zellikleri sayesinde zengin bir millet olmuştar. Bir futbol takımı bir şebre her halde büyük bir meufaat getirmez; bana kalırsa bilâkis şimdiki halde manevi ve ınaddi zararlar getirmektedir. Halbuki biz (Türk Dağcılık, Yürüyücülük ve Kış sporları Kulübü) aza ları daha ilk adımımızda yalnız Bursa'yı değil, hatta bütün Türkiyeyi alâkadar eden bir faaliyette bulu nuyoruz, Gayretimizi ve hüsnüniyetimizi esirgemiyo- ruz. Âyni gayret ve hüsnüniyetle anlaşmak ve çalışmak herkesin borcudur. Ümit ve temenni ederim ki mem- leketin lehinde tecelli edecek bir hareket kar- şısında hiçbir kimse kendine düşen vasifeyi yapmaktan geri kalmı- yacaktır. Akşam yemeğinden sonra otelde hummalı bir faaliyet başladı. Le- vazımın bir kısmı da- ğtılıyor, Oo kayakların demir aksamı takılıyor, velhasıl gürültü patırdı içinde herkes meşguldü. Saat onbir buçuğa doğ- ru otelde sükünet baş- ladı. Yorgunluğun teâiri ile çabuk uyuduk. Ertesi sabah saat dörtte kapılar vurulduğu zaman büyük bir telâş ve heyecan içinde herkes yatağından fırladı. Sanki büyük bir seyahate çıkmak, vapur veyahut treni kaçırmak endişesi varmış gibi süratle herkes (O hazırlanıyordu. (Kadınların istedikleri zaman © kadar çabuk makyaj yapabildiklerini ben bu seyahatte ilk defa olarak görüyordum. Şehirde saatleree ayna karşında makyaj yapan hanımler burada karanlık denecek kadar az ışıklı odalarında birkaç dakika içinde kendilerine mükemmel çeki düzen vermişlerdi. &aat altıya doğru otobüslere yer- leştik. Hava fenalaşmış, hafif hafif yağmur serpmeye başlamıştı. Bu yağmur pek iyiye alâmet değildi. Yüksekliklerde mubakkak kar bizi bekliyordu. Oto- büsler yolun tehlikeli yerlerinden geçerken büyük ve yılmaz seyyahları!!! heyecan içinde sık sık yerlerinden zıplata zıplata Dolubabaya vasıl oldular. Kar bir aralık çok yağdı, biraz sonra asaldı. Ekseriyeti teşkil eden yarım amatör sporculardan mürekkep kafileyi böyle bir havada 2.000 metro irtifaa çıkarmak mesu- liyetli bir iş. Mösyö Güillolot bir aralık tereddüt etti. Bu büyük mesuliyeti üzerine almak istemiyordu. — Devamı 390 ıncı şayfada —