No.1818—133 SERVETİFÜNUN “ yordu. O, kalp işlerine hiç ehemmiyet vermezdi. Bu izdivaçin da tamamile kalbi temayülleri düşünme den, hesaba katmadan, siri İmperatorna uygu bir İmperatoriçe bulmak fikrile hareket etmiş ve Elim beti muvafık görerek #eçmişli, Maamafili, gerek Fran- Bovd Jozef, gerek Elizabet, biribirlerini yadırganın- mışlardı. Bilâkis, biribirlerinden hoplaımışlar, Possen- hofen şotosundaki nişanlihk , devresini pek mevut geçirmiğlerdi.. Hu ifibarla, ne oğul annesinin, ve müstakbel gelin, müstakbel kaynınısının intihnbın- dan müşteki idi. Arşidişes Sofi, kalp cihetine ehem- miyet vermemiş, lâkin © cihetten de bir mani çik- mamıştı. Bu onun için ehemmiyet verilecek bir şey olmamakla beraber, memnun ölütnmaymak bİr şey de değildi. Fakat, baglangıçtaki bu mütekabil anlasma; hoş lanma uzun sürmedi. 1854 senesinde, izdivaç, Viyana da tüntanalı, debdebeli merasimle yapıldıktan sonra, iş değişti, Elizabet, artik İmpe Tatoriçelik hayatımı o girmişii, Şönbrun sarayında tatbik edi- len İspanya saray âleminin beşrilatı, oturmağı, kalkmağı, yemeği, Uyumağı, gezmeli, eğlenmeği, hattâ konuşmuğı, gülmeği kayt ve şari altına sokan ahkâmı, serazat ruhlu Rlizmböeti fevkalâde sikti, Ar. şidüşes Sofi, genç gelinini be- hemehal bu teşrifat ve ahıkim kalıbina sokmak, ona usul ve nizam haricinde adım ailır mamak istiyordu. Tabiate, tar bii hayata yakın yaşamak İp tiyen İmperateriğe, sıkıntıdan bunaldı. Gençlik İsyanı ile, mhunün kayt ve gari kırıp dükmek arsakuna; ibtiynena müsait saha bulınak için, mü emeleye girişti. Karşısında kocasının annesini buldu, Ar gidüşes Sofi, sonsuz tahakki münü gelini üzerinde (bilhassa denemak istiyorün. İhtimal, biraz da, kaynanalık huyu, bu tahakküm ibtilâsının şid detini bir katdalın artirıyordu. Gelinle Kaynana çekişmeğe koyulünlar. tin itgat etmemek istemesi, bu gibi hallere ahakın ölmiyan Sofinin 6 kadar hiddetini tiyandırıyordu, ki adeta gazaba geliyor, mevcut takyidati inadına büsbütün çoğallıyor, üzumesz bir takim 'hariket- lerle gelininin âsabin gerginleştiriyordu. Kiizabel, etrafında bu mütehakkim ruhlu kadınla mücadele sinde kendisine zahir olacak kimseler amdı, İmpe ratöriçe olmasına rağmen, tek kimse bulamadı. Bü- tün saray mensupları, büyüğünden küçüğüne kadar, İmperatorun annesinden korküyordu. Esasen, gene İmperaloriçenin sikınlısımı anlıyamıyorlar, onn haklı görmüyorlardı. Hepsi de, senelerdenberi bu saraydaki aki teşrifatea, kadim ahkâmn uya uya bünu tabii Biizabe- İmperateriçe ve Kraliçe ,Eliznbet hal gayacak derecede birer hüviyet edinmizlerdi. Serazat yaşayan BElizabetin srkantasını, kaynanası İle didişmesinin sebebini anlıyamamalia maztırdular, Nihayet, Elizabet, İmperatorü koylu. Mülekabil kulbi temayülleri Bini iki insan, her halde biribirini anlardı. Kocasına, onun annesini şikâyet etti. Fran sova Jozel, karısını sükünetle dinledi, Bikâyet sebebi hakkında uzunüzadiye izahat istedi. Dinledi, düşündü ve sustu, Saroy feşrifatını, alıklnimın riayet ! Annesi pek iki idi, Senelerdenberi riayet edilen teştifnt, ahkâm bozulmazdı. Asil ve muvakkar ceiler nasl yaşamışlarsn, onlar da öyle yaşamaği mecburdüulür. #lizabet, bütün sevimliliği, mwmisliği ile beraber kocasinda. da bu kanaatin kökleşmiş olduğunu gü- riince, şaşırdı, Sönbren sarayında kendisini yabancı hissetti. Kayitler ve şartlar içerisinde hapsedilmiş serazal bir hüviyet! Yapyalma, bu kayitleri ve şâri- ları kırmaktan aciz, zahiwiz. İşte kocasi olan baş- metlâ, kndrodü (o İmperalor vE bile, şsHayıris diyordu. Belki ihtilâtn sebebi. başka Di idi, raytlakn snnesini ilti- gam etmezdi, Anedk cetlerinin kurduğu bir ananenii ihlâli mevzuubahisti. Güzel ve Zarif zevcesi, kendisinden bunu ig tiyordu. Bunu ise, yapamazdı. Geniş, Jloş ve muazzam g8lori- ların rengârenk duvarlarında “ Habsburg İinnedimmin gölge leri dölasırken, bu bu ahkâm, bu mukaddes an- ane, kat'iyen bozulamazdı. Ba- husus ki kendi emri ve fali- atı ile ! İmperator, zevcesi- nin talebini reddetti, Ve artık Arşidüşes Solinin önünde ko en sarayda hiç bir istinateâhı olmadığın kabiyetle bilerek, tek başma kalan güzel, hari- kulâde cazip mperatöriçe, derin, berrak bakışlı gözleri yaşarmış bir halde, İmperafe- run odasın terketti, Bilizabet, kendisini fevka- lâde rencide eden bü Yaziyele bir müddet tahammül eifi, Gerçi Arşidilges Soli ve Avusturya Oİmperatorluk sarayındaki esüst İspanya sarayından almiş teşrilat takyidatı ile mücadeleden vazgeçmiyordu. Ancak, hariee renk vermiyor, metasimde çok mes'ntmuş gibi davramyorlu, Ahali, İmperatoru olduğu kadar İmperatoriçeyi de seviyordu. Bilhassa, güzelliğe kutği pek hassas olan Macarlar, Olun harikulâde güzelliği karşımında kuvvetli bir heydonn duyuyorlar, İmperatoriçelerine gün günden artan bir muhabbeb beslişorlardı. Bizabet, bir müddet tahamıntil etti. Harica renk vermedi, Göya, sandelini hiç bir bulut gölge- lendirmiyordu. Oo Fakat, bu vaziyeli — Devamı gelecek GN — Franaira Jiüalim karsı, LEE da Ca merrade bir valizi erbaş gilmişiie. ei I Ni L w