18 Haziran 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

18 Haziran 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1818—133 “MK edi « İ Pençesi Sövmeden münakaşa için. — Tenkit ve münekkit? Birkaç haftadır miütema- diyen bu mevzuda yazı yazıyorsunuz. Yani, «Kedi pençesiz sütunundaki yazılarınızı <İRömürker cdi- yorum. Halbuki, «Lünses ettiğiniz fikirlerle siz ten- kidin ve münekkidin aleyhinde bulunduğunuz halde, kendiniz tenkit yapıyorsunuz. Tenkidi tenkit ediyor gunuiz — Ben mi tenkidin ve münekkidin aleyhinde bulunuyorum? — Öyle yaz Siz! Ve buna rağmen, farkında ölürdü... Muhatabım, benimle Konuşurken epi nazik dav- ranan bir zati. Hemen sözünü tashih etti: — Barlanda olundan yaptığımz zihabını uyan- dirabilecek bir t#arzda..... Ben, — sözlerimde ayni takayyüdü göstermeğe çalışmrak — cevap yerdim: — Öyle bir tarzda ki yazılam dikkatli okumayan bir kimso,..... emen sözümü tashih ettim ; — Zihni bakşa şeylerle çok meşgul olduğu zaman da okuyun bir zat, zihni daha mühim şeylerle... — Rica ederim! — .,... . meşgul iken pek tabii ülarak, yazıların iyice farkına varamayıp ... — Yook, pardon, arada bir fark var, —..4<. ki a da birkaç haftadır «Kedi periçesi» sütununda yazdığım yazılarda tenkillin ve minek- kidin değil, bilâkis bizdeki tenkitsizlik ve imünekkit- gizliğin üzüntüşünü ifade edişimdir. Karakuş hükümler savuran bazı sözde münekkitlerin sözde tenkitlerinin * bıraktığı intiba... — Peki, bunu yarı ciddi, yan fantezi şekilde olsa da,sRüömarkes etmek, Jüzumsuz bir külfet değil mi3 Bu, okadar malüm bir hakikat ki... bizde bunun böyle oldüğunu herkes biliyor! — Herkesin bildiğini nasl katiyetle bilebiliriz Bahusus, ortada benim çok kişinin zevahire aldandığına dair olan kanantimi teyit edeli nü neler, misaller var,ki bunlar için emare değil, hattâ delil bile diyebilirim! Ve nilinyet fargedelim,ki haki kat, sizin işmret—ve ya kendi tabirinizle — «Römerkes ettiğiniz gibi, herkes tarafından bilinmiş olsun. Benim bu hakikati tekrar etmemden me çıkarI Okuyan okur, okumiyan.... ve kazanmak birsile kumar oyımyor, dalma kaybe- diyordu. Avrupada, sefilâne dolaştıktan sonra 1871d6 tekrar Peterkburga döndüler, Eşyaları, alacaklılar tarafından satıldığı için kira ile möbleli bir oda tuttular. Döstoyevski, bundan sonra bir müddet gazetecilik te yaptı. Prens Meşerskinin «Vatandaş» isimli gazetesini idare etli, 1880 de “ Karamazof kardeşlerin müsveddelerini tabie götürdü. Bu ro- mana çok ehemmiyet vermiş, mükeninel olması için gok çalışmıştı, Hattâ bir zeyl de yazmağı odüşünü- yordu. Vakit bulamadı, zaten hasta olan vücüdi büsbütün harap olmuş, verem ciğerlerini mahvetmişti. 22 Şubat 18$1 de Petersburgta şiddetli bir sara SERVETİFÜNÜN 39 Muhatalım. olan zat, burada bana iülal ötmek için gözümü kesti, Karşılıklı tebessümler. (0, cigara verdi, ben kibrit çaktım, karş karşıya virara içerek münakaşamıza devem ettik. — Bvet, delin, Velev ki söylenmiş. hakikütleri tekrar olsun, Tekrarı fuydah olan bukikatler vardır. Hem yazilan,.. hattâ konuşulan geylerin yüzde yüzünü ileğilse bile, herhelde yüzde doksandokuzunu orijinal ye lüzumlu saymak, imkânsızdır! Muhatabım,. tenkit haklandaki bahsetti: — Bu, pek insani, pek beşeri bir histir. Dostunazu methedersiniz, düşmanınızı zem, Ne dost, e düşman olaulara karşı da lâkayl dürutunuz. İşte bence «Eritik |» — Ne yüzık ki ayrılıyoruz. Baş hultadır yandığım «Kedi pençesie ndeki fikirlerim, bunun tamemile aksi. Tıpkı yüksek bir kükim gibi dürüst, bitaral, kendi. fikrinden vukuf ve aynizamanda Zevk sahibi insan, İşte bence | muhakeme ve esbabımücibeli bükinüne ehemmiyet verebileceğimiz münekkit! İkinci oigarayı ben uzatım, mubatabım kibrit çaktı. Karşılıklı duman sav üurürken, — gone ONUR tabirile söylüyeyim — bir fikir dalın «Lanse» etti: — Madam ki tenkidi bu manada ve münekkirdi bü hüviyette telâkki ediyoramuz Bunu böyle söylis yeteğinize bizzat öyle yapmağı ve öyle olmalı tecrühe etseniz. Görmek istediğiniz şeyleri siz götler geniz” Duha yetihde ve daha, enteresin bir bereketi olmaz nu Onun tebessümle söylediği bü ben dö — tabii! < tebessümle karşıladım: — Sirkteki bir mürebbinin meselâ kaplanları iyi idare edemediğini söylesem, bemen elime kırbacı alıp demir kafes içine girmem V6 onların nasıl idare edileceğini kendimin o göstermem mi icap oder Beğehmediğimiz, yahut meveni olmadığım söylediği- miz her şeyi, bunu söylemeğe huk kazanmak için, yapmağa mı mecburaz? Muhatabım, yalbiz # O başka! » demekle iktila etti. Bu atalık içeriye bir misafir girmişti. Münakağa bitti... yahut yarım kaldı, Bu şifahi münukaşıyı buraya notetmekten üsil maksadım. size intnamiyacağınız hir şey baber vermek içindir. Telmihii münakaşa etmemize rağmen, biri- birimize sövmedik, tokat tokata, yumtak YULUTUĞU ve pençe pençeye gelmedik, Sükünetle münakaşa ettik sükünetle ayrılık. o Aynlırkeon biribirimizin. elini siktık. -Anradan Şbir (haft geye Hüla, biribirimizin elini sikiyor. konu İgülüşüyoruz. £ 'Tamamile sözleri karşılaştıkca BUYOK m m m münukaşadın yevvelki gibiyiz. Ne iovkalâde şey! nöbetitiden sonra, zevcesinin, tamı manasile kuvvetli bir muzahiri ve yardımcısı olan kadınn kellin arasında son nefesini verdi. Dostoyeveki, ibdalarındaki tenesvü ve vüs'ai, ruhi tahlillerindeki kudret noktasından muhükkak ki bir dahidir. O, bemen hemen maddi âlem hari- çinde yaşamış, dünyaya ancak hastü kalbinin hare ketlerile bağlı kalmıştır. Şüphesiz, zanflari olmuştur. Nevropat olduğundan hiddete, kıskançlığa, fena itiyatlara kendini kolayca kaptırıyordu. Yaşayışını, kumara ibtildemi tenkit edenler bulunmuştur, Büyü adamlar ferikit etmek İstenilirse onları küçük bulmak için vesileler çıkarmaktan kolay bir şey yoktur. Fethi Mustafa

Bu sayıdan diğer sayfalar: