6 Haziran 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

6 Haziran 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

428 UYANIŞ Mefhak da, Menaha gibi, yüksek bir dağ tepesi üstünde,bir köy değil ha! birkaç binadan ibaret. Aşağıdan bakılınca bir kartal yuvasi hatıra getirir. “Tepenin biraz altında Nahiye Müdürlük dairesi ve yanındaki iki bina ile ahırlar bulunuyor. Beni de, zaten başka yer olmadığı için, iki oda bir aralıktan ibaret, gene altı ahır, dairenin Müdür odasına misafir ettiler; Müdür de, tepedeki meskeninden : İnip beni karşılamak nezaketini gösterdi. * * * —6-1-99— Bu akşam artık san'aya varacak, uzun ve sarsıcı yolculuğu sonuna erdirecektik. Bu yol esterli, otomobilli olarak, 8-30 saat sürdü. San'ada iki otomobil bulunduğunu öğrenmiş, bunları, son gidebildikleri Boan mevkiine kadar gönderdiklerini de haber almıştım. Bu hususu ihmal etmedim; daha Menahada iken oraya telğraf verdirmiş, istemiştim. Mefhaktan sonra yollar haylı yatkın ve za- hmetsiz insanı o kadar yormıyor; dağların, derelerin eski asilikleri kalmıyor. Vol üzerinde, mola verecek bir köy var: Sukulhamis. Saat 11 de oraya vardık; biraz nefes aldık, iki lokma yedik. Bu Sukulhamis bana 19 senelik bir hatırayı canlandırdı: O vakit San'adan dönerken burada nokta Kumandanı bir zabitimizin yerleşmiş olduğu bir eve inmiş, bir gece kalmıştık. O ne temiz, haline göre tertipli, düzenli, ısındırıcı, içindekiler de ne sevimli, güleryüzlü insanlardı... Yanlarına inen hiç yadırgamaz, kendi evine girmiş gibi olurdu. Bu defa, tabi, ozabitler, kumandaları altındaki, cana yakın nefercikler yoktu...Lâkin, onları karşıma getirecek hayal- leriyle, ruhlariyle konuşturacak bir bina, o vakit beraber bir gece geçirdiğimiz bir bina var olabilirdi. İşte ben o evi o odayı aradım. Ev, hiçde hatırımdan çıkmamıştı, görür görmez tanıyacak gibi idin. Bakındımı, bakındım oralarda ona benzer bir tek bina, hiçbir yapı gözüme ilişmedi. Acaba, dedim benmi yanılı- yorum!... Orada indiğimiz kahve sahibine sordum ve yerini de gösterdim, — Ne söylersin, Efendi, oev şimdi, yok; oda, onun gibi dahı birçok evler, bakılma- maktan yıkılıp gitti... — -Ama iyi anladınmı hangi ev?... — Evet, evet biliyorum, o vakitler devlet askerleri, zabitleri otururdu... Onlardan şimdi eser kalmadı. Bilmem neden, bu cevap bana pek dokundu. Evet, Yemenle artık bir ilişiğimiz kalmamış; No. 1719—27 aradaki dosluktan başka: Yemende evelce pek çok temiz türk kanı haksız yere dökülmüş, orası bir çok yüreklere yara açmış. Lâkin buna sebep yemenliler değildi kil... Aynı zamanda onların da kanı dökülmüş, evleri yıkılmıştı... Hep o zalim sultanların keyfi, elagözü içindi. Ne hâl ise, oradan çıktiğimizda hep o evce- &izin yerine baka baka uzaklaştım. Saat 3 te Boana vardığımda otomabili orada köprü üzerinde bekler buldum. Fazla olarak, ilk San'a seyahatım doslarımdan bir zatı da arabanın içinde bulmayım mı?. çok hoşuma gitti, selamlaştık, öpüştük: durmadan, esterleri mekâ- reciye bırakarak, otomobille yol almağa başladık. Bu yol, oraya kadar olan nispetle, velev ki birçok kısımları insan eli değmemiş olsun, yol denecek bir hâlde idi; San'aya kadar rahatça geldik. Otomobil yolculuğumuz, Boandan San'aya iki buçuk saatta vardık. Akşam da olmuştu. İndiğim evde 6 gece, derin bir rahat duya- rak, güzelce bir uyku çektim. Evvlce, Sükulhamisten, esterle, ancak Sinan paşa köyüne kadar gelinebilir, orada gecelenerek ertesi gün san'aya gelinebilirdi Otomobil saye- sinde bu bir gün kazanılmış oluyor; ona dâ bereket versin. Halbuki Hüdeyde ile San'a arasında, oto- mobil işleyebilecek, dağ aralarından, dererlerden geçen üç yol var, bunlardan ikisi, anlattıklarına göre, pek mülâyım ve az bir hizmet ve masraf la düzelebilir bir hâlde imiş, yani dere ağızlarına birer köprü yapmak, yolları temizleyip tesviye etmekten ibaret bir fedakarlığa bakıyormuş ki, eğer civarındaki köylüler çalıştırılırsaymış cüz'i bir para ile meydana gelirmiş. Öyleyse, bu rahat yollar varken niçin öbür belâlı yollardan gelinip gidiliyor?... denilecek. Bu süali ben de sordum; şu cevabı verdiler: — O yollarda konacak yerler yok, bir de onlar, şimdi işleyen yoldan daha uzundur; ancak dokuz, on günde alınabilir. Fakat otomobil işlerse, yolu âzami on saatta alır. — O hâlde niçin yaptırılmıyor ? — Elbette onun da sırası gelcek, yapılacak. Kara Osmanoğlu: A. Seni

Bu sayıdan diğer sayfalar: