Yi No. 1712—27 Şüphe yok ki bir Shakespeare mevcuttur, Ingilterenin Stratford kasabasında doğmuş, bu- rada vefat etmiştir (1664-1616) 'iyatro hayatına girmiş, aktörlük etmiş, böylece geçinmiş kazanmış. Mümkün olabildiği kadar, büyük bir zekâ ve irfanın mahsulleri olan eserlerin amili hakkında, hayatına, tahsi- line, müşahedelerine, tetkiklerine dair tetkikler, taharriler, tahliller yapılmış, nihayet Shakespe- are gibi fikri, görgüsü, tahsili mahtut bir ada- mın bu eserlere vücut verebilmesinin imkânı bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Bu yolda ka- naat getirenlerin başında Bruyelles darülfünu” nunun Edebiyat tarihi profesörü M. Demblon, Pariste, College de France da profesör Abel Let- ronc İle bir takım Amerikalı müdekkikler bu- lunuyordü. Birkaç sene evvel, Fransanın, belki Avru- panın en kiymetli edebi bir mecmuası olan «Mercure de France» ile neşrolunan, jeneral Cartier nin kuvvetli. vesikalara müstenit bir mukaddimesiyle başlayan bir sıra makaleler de bu me'sele (Shakespeare n'est plus Shakes- peare.) izah edilmişti. Müdekkiklerden ikna edici deliller gösteren- lere göre, «Shakespeare» bir dahi addedilebilen yüksek bir tahsil ve terbiye görmüş olan - bir zamanlar Ingiltere başvekili - meşhur «Francis Bacon» un, ciddi ve felsefi eserleri haricinde, sahne hayatına dair yazdıklarında kullanmış ol- duğu “maske» dir. Francis Bacon, ilim, irfan, zekâ itibariyle yüksek bir adamdır, bunda tarihin şüphesi yok- inr OShakesgeare isnat olunagelen eserleri düşünerek tertip edecek, yazacak tamı kabiliyettte bir insandır, Francis Bacon Shakesgeare le he- masırdır , 1561 de doğmuş ,1626 da ölmüştür, İlmi ve felsefi pek değerli eserleri şahit ki «Scolastigues» devrinin tahripkârıdır, bu gün ilimde ve felsefede hâkim olan tecribevi ve is- tikrai usul ve istiknahın mucididir, İngiltere kıralı birinci Jacgues zamanında” baş vekil (ch- ancelier( sıfatıyle bütün İngiltere ve müstem- lekâtını elinde tutmuştur. A Francis Bacon, un muamma alut görülen bir iki eseri sarahatle anlaşılamiyordu. Bu eserlerin /adeta bir hattı hafi, bir şifre ile yazılmış olduğu, bunların miftahı ele geçi- rildikten sonra anlaşılmıştır. Bacon bu eserle- rinde kendi hayatını kaydetmiş. bir takım hu- suşi hatıralarını yazmıştır. Bu meyanda müste- ar bir namla öyle eserle yazmağa teşebbüş et- tim ki bunlar temiz bir ingilizce ile olsun, fa- kat herkesin de hoşlanacağı, anlayacağı tarzda bulunsun sahnelerde oynasın, kütüphanelre ko- konulsun daima okunabilsin. Ben bu suretle UYANIŞ 425 ahlâk ve tabii zekâsı aşağı olmayan, maluma- tı, tahsili dun bulunan bir çok ingiliz halkını bir az yükseltmek istedim. demiştir. Bacon açıkca tercemeihalini yzmazmidi? ti- yatrolarını kendi namına neşredemezmidi? Bu şifreli maskaralıklara ne lüzum vardı? Bacon açık davranamıyordu,kıraliçe Elisabeth in oğlu idi. Kiraliç bunu aşkı Leicester den gizlice peydahlamış olduğu için doğurduğu zaman çocuğu öldürmek istedi. Damdonörü ve mahremi Lady Bacon buna mani olmuş, çocuğu almış, evlat edinmiş, pek az müddet evvel bir ölü çocuk doğurmuş olmasiyle, Elisabeth ın çocuğunu kendi öz evladı olarak herkese tanıtmış, bir tnthaney Bacon ile lady tune Bacon tarafından çocuk bu suretle büyütülmüştür. Fıtratan pek zeki olan genç Francis Bacon Ingilterde en yuksek tahsil ve terbiyeyi gördüğü gibi kibar âlemlerinde ve Elisabeth in sarayında büyük bir mevki kazanmıştır. Hatta kıraliçenin kudretli başvekili Lord Robert Cecıl genç Bacon un nufuzundan ürkerek, bu genci Londradan uzaklaştırmak kiraliçeden- bilmeden oğlunu annesine şikayet ederek — müsa- ade almış, Baconu Ingiltere sefarethanesine ataşe tayinle Parise göndermişti, ancak Parise gitmeden evvel bir gün kıraliçe Elizabeth in huzurunda yalnız bulunurken Bacon ahvali bir az sertçe ve serbestçe tenkit edince Elisabeth hiddetlenmiş, asabiyetle haykırmış; «sizi ben dogurdum, öz oglumsunuz, “pek yüksek zekanızı da görüyorum, fakat hiçbir zaman ne Ingiltereye ne de annene hakim olmayacaksın!» Işte bu sözler üzerine Francis Bacon aslını öğrenmiştir. Pariste ve Avrupanın muhtelif yerlerinde tetkiklerle, seyahatlarla Bacon müşahedatını, malâmatını arttırmıştır. Baconun gayesi valdesine kendini taktir ettirmekti, isterdi ki oğlu olduğunu alenen ta- nısın, kendini veliaht ilan etsin, böylece bir gün İngiltere tahtına kiral olarak otursun. Klisabeth bunu yapmadı, on sekiz sene hapset- tikten sonra başını kestirdiği Marie Stuartın oğlu JacGuesi veliaht yaptı. Francis Bacon annesi öldükten sonra bu kırala başvekil olmuştur. Velhasıl, bir az izah ettiğimiz gibi, bazı müdakkiklerce, Shakespeare kendine atfolunan eserleri meydana getirebilmekten acizdir, bu eserler terbiyesi, tahsili yüksek, müşahedeleri vaği fevkalade bir zekânın mahsulüdür, böyle bir zekâya da o asırda ancak Francis Bacon sahiptir. Mahmut Sadık