. j : / . ziyade hâkini olmuştur. Ciit İI, Sayı 28 - SEEİLURREŞAD “Din â'eşerı yet îçm 3&'? îâfzyaçtır Beşerın sâadetini temin edecek en mükeminel din, beserm' - fitratına en uyguün olan müslümanlıktır. Dım tahkir ahlâks'zlık ve alçaklıktır. F a ——— — Yazan: Profesoı qemseddm Günaltay Dün. ada inanmak fikri, insaniyetle be- râber dogmus yine beşeriyetle beraber uful edecektir. İnsanlar arasında medeni, bedevi hiçbir fert yoktur ki din hissini duymamış olsüun. İnanmak hissi beşeriytein en derin ve en esaslı ihtiyaçlarından olduğu için, vaktiy- le mağaralarda yaşayan, 'taş kovuklarında piİ- nekhyen insanların bile bu ıhtıyactan yareste tarihi âlimlerinden Benjamin Constant, bir eserinde diyor ki: «Din, beşeriyet tarihine en -Dini hisler, tabiatimi- zin ezeli bır vasfı aytılmaz bir sıfatıdır. İn- kabil değildir. Beşeriyet tarihinin bu nüfuzlu hâkiminin muhtelif ve mütevali suretlerde in- kişaflarıdır ki muhtelif dinlerin zuhurunu in- taç eylemıştır n . a müfrit dınsızler bıle, İnanmak ıhtıyacından kurtulamamışlar, bu mübrim ih- tiyaçla kıvranıp durmuşlardır. Esasen dinsiz- İik, inanmak ihtiyacına karşı bir İsyan değil midir? Demek ki beşerde inanmak ihtiyacı - daha,aslidir, dinsizlik ona karşı sonrada.n vu- A | | 1 Ve İ i i - kuaâ gelen bir isyandır. Asrı hazır mülhitlerinin önderi olan F& liks le P_gn_'cglgıgçlnxrş_ye inanmadığı halda, İnanmak kaş ydından kurtulamadığını itiraf | etmektedir. Dantek di iyor KI vİnsanların en |. hassas cihetleri dini fikirleridir. Bu fikre ay- kırı gördükleri her şey insanları en ziyade hiddetlendirir, hattâ en tehlikeli teşebhüslere - adar surukhyebıhr Bir insan, kendfsmı ne fikirde olursa olsun, diğer insanların akidele- rine hürmet etmielidir. Bu, ahlâki ve msam bır vazifedir. Cunku her dnsan ıcındn bulun- dugu cemiyetin an'anelerine, ıtıkatlarma hur— metle mükelleftir. Kendisi hi çbir e İnan- mamakla, diğerlerinin akidelerini yıkmak tahkır temek hakkını kazanmaz Boyle bir te- şebbüs, insana ancak ahlaksız ve alcaL namımnı kazandırır Süzen di Dmler tarıhi gösterıyor ki msamyet hiç- bir. zaman dinsiz yasamamıstır Hsasen yasv— yamaz da, Çünkü insanları birbirine samim' sürette baglayan din, içtimal hayatın 1can]a— rındandır. İnsanlar din telakkısınde muhte- lif merhaleler geçirdikten sorira ulüm ve fü- e terakki ve tekâmül ede ede, laşmıslardır “Meşhur Alman hakimi Kant i ile, tabif din taraftarı Jül Simon'un felsefi eser- leri tetkik edilirse bu hakikat tamamiyle ta- zahür eder. - Kant diyor ki: «Yegâne hakiki din, esatir ve hurafelerden mücerret olan ve tatbik ka- biliyeti olduktan başka, bizce zarüri ilim ile bilinen bırtakım kanun' ve kaideleri muhtevı olmalıdır. : Dini tabıı (la rehgıon naturelHe) müellifi Jül Simon ise, semayv' iy- olmasa bile in- sanlarım fıtraten yine bır dine bağlı olmaları icap edeceğini iddia ve şu satırları yazıyor; «Beşeriyetin Mmenşeihe- ve müntehasına, edecek en basit bir fikir şulesi, insana kainat- ta yüksek bir kudretin hükümran olduğuna dair pek sarih bir kanaât verir. Binaenaleyh tabif dinin ilk hakikati u« Vücud-i Barin dir. Ruh ebedi olduğu cihetle insan kendi tabiati- nin hâtırasını takdis ve Fâtıra kaı ı ibadet et- Yhesi pek tabii bir. haldir.» : Görülüyor ki din, beşer tabiatinin asli va- g]flarm'('îandır 'En mükemmel ve beşeriyetin -saadetini en zıyade temin edecek din ise din-i fıtridir. Mevcüt dinler arasında' Müslümanlık- 'can baska bir din-i fitri göstermek kabil ola- 1, Kant ve Jül Simon gibi büyük mü- : el]ıflerın kıtaplarıyle İslâmi hakikâtlerin n mu- , - Kayesesi neticesinde oek güzel tezahür et mektedir. ddin Günaltay (Uctat Profesor Şemseadın Gunaltaym İslâm- |