932 — ç . A SEBILÜRREŞAD “Cilt i, Sayı 1 - en ağır hükümler açıklanmıştır |kufat» fa, ehli hak kitaplarından hiçbirinde bu tarzda bir iğrenç cevaz kat'iyen mevcut degıl#_ .budu.r (ıMevkufat» m bıııncıden 7T76 nci sahife- sinin sonuna kadar hiçbir yerinde Ziya Şakirin iftirasından bir kelimesi dahi yazılı değildir. . Hattâ bu kitap biraz da tesşdit taraftarlığiyle yazılmış «haram» ve «menhiyat» bahislerinde . Değil «Mev- dir, bulunması ihtimali dahi yoktur. Dört yüz mılyonluk İslâm kütlesine karşı, alenen böyle -.bir yalanı irtikâp etmenin kanuni cezası ne ola- " bileceğini düşünmek istemem. Ancak, medeni bir adama « Yalan.söylüyorsun, yalancısın!» de- menin onun için tahammül olunmaz bir karşı- hk olacağını herkes gibi ben dea bilirim «Mevkufat» ın neresinde böyle bir şey var- dıx? göstersin. Olmadığı için göstermeğe muk- tedir olamıyacak ve âmme vicdanında onun ya- lancılığının sabit olmuş 'bulunmasından müte- * vellit mânevi ceza, omı'unun sonunma kadar onu ” ktir, terk etmiyecektir. akdeı Şimdi asıl mu.hım meseleye gehyoı um: Boy- le bir mesele vardır. Âma, bu bir mesele -de- ğil; emsali misillâ bı.r tezvir ve iftiradır ve ehli sünnet kitaplarında değil, Şit kıtaplannda, hat- tâ şiai isnâ aşeriyyeye mensubiyet iddiasiyle yaz. Ş imamiye kitaplarında mevcuttur. Her hüküm ve meselede olduğu gibi şia, bu nokta- da dahi ehli sünnete yalan isnatta bulunur ve - birçok —degıl dinin, hattâ akıl ve hayalin dahi. |. kabulüne imkân bulunmıyan- müftereyatı, «ehli 'sünnet n-namlarmın fetvaları» diye ileriye sül- | . rer. Şianın ya]anîarından örnekler vermek için bu sahifeler müsait değildir. Sırası gelince, gn- ların Hulefayi Raşidine, Ashâha, hattâ Kur'ana * taarruzlarınâ dair en kuvvetli vesikaları neş- redeceğim. Bunlar, Kur'andan birçok âyetlerin Ççıkarılmış oldugunu da iddia ederler ve kendi maksatlarına uygun yolda düzenledikleri birta- kım âyetler (hâşâ) gösterirler, onları da yaza- cağım. Burada şu kadarını söylemek yerindedir ki Ziya Şak_ır iftirasını, Aka Muhammet Bâkır namındaki Râfızinin eseri 'olarak «Tezkiretül. eimme» den nakleylemiştir. Masum- imamlar. -onun tâbirince-. ahvalâtından ()- bahseden bu. “kitap, 250 sahifedir, yazmadır. 1085 yılında ya- -zılmıştır. Bizim Bektaşi dergâhlarından Bazı-, larında mevcut- bulunduğunu da sanıyorum. Çünkü elimdeki iki nüshadan bir tanesi 1284 te . İzanda kopya echhmsse de, dıgerı Kaı-aagac .olunca bu kadarı dahi, geri kalanl Bektaşi Dergâhı Şeyhinin imzasını havi bulun: ” maktadır. Tamamiyle bir isna aşeriyye kitabi. dır. Bu kitabın 157 nci ile ondan evvelki ve dahâ. - sonraki sahıfelerınde birçok ; yalanlar, âyet v yık gördükten sonra İmamı Âzam Ebhu Hanifey ondan daha beter (hâşâ) büluyor ve şöyle di yor: : «Çent kelime ez fetâvı—ı FEbü Hahife ki beyân - minümayed. Evvel, güfte est: Vatı' bü maharimi hod;: .misli mâder u hâher, amme vü'duhter ve arüs ve © gayrihi Ekarip; der hini zarüret cayizest, Her F gâh -i haili der zeker u ferc behem resed ki cilâ becil nel>:* |resed.» : 5 Yani «&bu Ham.iem.n fetvalarmdan birkaç tas ” nesi beyan olunur. Birincisi, Ebu Hanife demiştir ki Anne ve hermnşiresi, kızı, hala ve teyzesi, gehm : leri arasına bir haıl konuhnahdır deri derıye tem ci " ma: Gi S eylemesm'» aei . İşte ıftıra, 1ğrenç ve hayasızca iftira budur Boyle bır söz hiçbir ehli sünnet imamımnın ve - in ve ehli haktan hiçbir Müslümanın ağ--: zından cıkmış değildir ve cıkamaz Ziya Şaki- — rin «zavallı mazlüm ve masum (!) Şulerımn )- mütaassıp (!) ehli sünnet» aleyhine uyduıduk— ları düzme masallardır!. . Buna benzer orneklerı, eğer Zıya Şakir is- teıse, çoğaltabilir ve hattâ seb'ai imamiyenin * ütün uydurma isnat ve ıftıralaıım teşhir eyli- ebilirim. Ama, maksat yalanı tevsıkten ıbaret yet ve kıymetlerini takdir ve tâyine kâfıdır Meşhur atasözlerimizdendir: Mızrak çuvala IĞ * maz ve yalancınm mumu yatsıya kadar yanar. : . M. Raif Ogan. B ' Ziya Şakı.rm, Muslumanhga karşı bu'müt- , hiş suikasdı, bu iğrenç ve zelil iftirası, Son Tel- __ Braf gazetesini okuyan bütün-Müslümanları son derece imüteessir etmiştir. Her taraffan birçok -.: mektuplar gelmekte, bu “hezeyânından . dolayı mütecaviz takbih & ekte, bolşeviklikte bile - bu kadar müthiş bir iftira ve tecavüz görülme- diği ” bildirilmektedir. Müslümanlığın- iffet ve nezahetine karşı bu derece pervasız tecavüzde bulunan bir adamm, ehli sünnete karşı içinde - ne yaman bir gayız ve husumet kaynadığı artık tamamiyle meydana çıkmış, bu suretle bu ada-.. mın hakıkı hüviyetini heıkes ogrenmıstır