" Cilt 1,-_Sşyı 15 Esirliğe karşı Yazan SEBİLÜRREŞAD Tahır OLGUN H Müslür anlık esırleıe ve esir sahıpleıme : de kolayhk gosteıdı * Evet, ümanlık (cmukatepıı «müdehb- ber» ve ümmi veled» denilen köle ve cariye- lerin azat edilmesi hakkında geıek onlara, ge- tek efendilerine kolaylık da göstermişti ki fıkih kitaplarında tafsilâtı vardır. Mükâtep, efendisiyle muayyen bir Tniktar üzerine uyuşup bedelini ceste ceste ödemek su- H & Z K b D © E 'D. W c B » T5 ü B 5 Z x z H ğ 5 e kasi ? Sahibi, ona, gitme ve çalı: mükâtep olan cariye, efendısı tarafındai istif- raş edilemez. | - Meşhur muabbn «İbni Sirin» in “babası «Si- tin» -ki Halit bin Velidin Irak seferinde Ay- nüttemr Kalesinde esir edilmişti- efendisi bulu- nan «Enes bin Malik» ten mükâtebe talebinde bülunmuş; lâkin talebi kabul olunmamıştı Sirin'in şıkayetı uzerı.ne Hazr dü hayzr gorursemz kölelerinizle mükü- tebe yapımz» mealindeki âyeti okudu. azmi celil «Köle ve caüriyelerinizden mukatebe talep edenlerde hayır, yani müküâte- be taksitlerini edaya “küdret görürseniz onlarla mükâtebe yüpmüz ve ÂAllahın size verdiği mal- dan Kendilerine veriniz» mealindeki âyeti keri- menin bir parças e ki Huveytib bin Abdil- uzzâ'nın kölesi Sabıh’m mükâtehe tâlehinde bü- lun;nası Ve H_uveytıb’m Yet cevabı vermesi üze- e nazil olmuş, bunun üzerine Huveytıib hem mukatebeyı kabül etmiş, hem de bedel olmak üzere kararlaşan yüz altmın yirmisini bağışla- maşti. Keza tabıînden «Ebu Said-il-Makbüri» Sük-ı zil-Mecâz'da 700 dirhem gümüş mukabi- hnde bir kadma sâtılmıştı. Ebu-Sait; esaretten ürtulmak için han Kadm 40.000 dırhem istedi, Ebu Sait bu parayı bulup getirdiyse de-hanımı aydan aya muüay- yen Bbir taksit almak istiyerek toptan kabul et-: medi. Ebu Sait, Halife Hazreti Ömere şikâyette bulundu ve aldığı-emir mücibince paraları Bey- tümale bırakıp hürriyet kazandı. Çenabi Faruk. | ından mükâtebe talep etti. - kadına: «Paraların Beytuhnaldedu İstersen — da hepsini hirden, dilersen aydan aya al» diye ha- ber gönderip Ebu Saidin üstündeki hanımhk hakkını kaldırdı. Keza Selmanı Farisi, kendısmden mükâte- he istiyen bir köleye: «Çalışmaya kudretin, ya- hut elinde bir sanatın veyahüut mevcut paran var mı?» diye-Sormuş, «Yoklu cevabımı alınca: (Demek ki dilenerek Lalkın haşına musallat olacaksın, seninle kat'iyen mükâtebe yapmam»' demişti, Hazreti Selmanın şu sözü, Cenabı Öme- - rinokuduğu nazmı celilin tefsiri makamındadır. Müdehber, ” sahibinin - «Vefatımdan sonra hürsün» dediği köle ve cariyedir ki, efendisinin ölümiyle azat olur, hattâ bu hitaba nail olduk- tan sonra yarı azatlı sayılır ve satılmaktan, baş- ka birine verilmekten ve rehin makamında ' gös- terilmekten kurtulur. Efendisi de vermiş oldu- ğu sözden. cayamaz, yani müdebberlik va'dini geri alamaz. Ümmü velet efendısmden gebe ka]mış ve çocuk: doğurmuş -olan cariyedir ki, doğurduğu — sıkt, yani düşük olsa bile, yine çocuk anası öL- duğu için satılmaktan, birine bağışlanılmak- tan ve rehin gösterilmekten kurtulur, efendisi- . nin "li'm"nd n sonra da azat olur. Fakat.ni- kâhlı zevce gıbı efendisinden miras alamaz. «Ümmü veletlik nesep itibariyle olup nesep ise zina ile sabit olamıyacağından bir kimsenin zina ettiği cariye, veledi zinayı doğurduktan sonra anım mılkı müşterası (satın alınmış cari- “yesi) olmak]a ümmü veledi olmaz. Cariye, onun i (yani zina ettiği) olduktan sonra mezniyye! memlukesı (satın aldığı malı) olup badehu vaz'ı hamletmek buna muhaliftir ki bu surette onun di'vetiyle (yâni çocuk bendendir diye ikrar ve itiraf etmesiyle) cariye, Ümmü velet olur». (Mü- nakehat ve Müfarekat: Hacı Zihni Ef, merhum). Hazreti Peygamber, ümmü velet olan cari- : 'yenin satılmasıni men'ederdi. Hubap bin Amr” n — vefatında boreunun ödenmesi için ümmü velet 'carıyesım satmak istemişlerdi. Resuli Ekrem, merhumun işlerine bakan «Ebülyüsr Kâ'b bin Amrrı çağırttı:. «Cariyenizi satmayınız. Gaz- velerden esirler geldiği vakit yanıma geliniz, bu. “Cariyeye bedel size onlardan bir tane vereyimı buyürdü. - Tahir Olgun " 235 müslümanlığın y'ükseik mücüdelesi -