238'.' LH “SEBİLÜRREŞAD Ö3K AŞ Sayı 15 . Memiekeî tefekkur hayctmq ve ınkısofına indirilen ağır darbe Ergeç ve ister istemez ele alecağımız bazı Pnllif ve hayeati mesele ve dâvalarimız vardır. Bunlara acılen birhal çaresi bulmak İcap etmektedir, Her şeyden evvel eski harflerin kabulü zarı_rıdır. — Diyorlar ki, dil 1nkılabı yem harfle- rin kabulünden ve mekteplerden Arapça ve Farsça tedrisatın kaldırılmasından doğan bir / zaruret olmuştüur. Zira bu tedrisat kalktıktan sonra, Arapça ve Farsça * kelimelerine yeni harflerle yazmaktaki guçluk aşikârdır. — Diyoruz ki, mâbudlarını kendileri ya- . pıp tapan insanlar, güçlük. ve zarüret denilen vaziyetleri de ekseriya kendileri yaratır ve yarattıkları zaruret mihrabının önünde ken- chlernu kurban ederler. Seneler geçtikçe ve : yara müzminleşip koktukça daha iyi anlıyo- yuz ki; bizdeki dil meselesi tabit değil, suri ve sun'i bir zaruretin ifadesi olmuştur. Bu sun'i zaruret de, bir- taraftan, yeni harflerin kabu- lü ve mekteplerden Arapça ve Farsça tedri- satın kaldırılması prensiplerinin tatbikatında işlenen bazı hatâlara; diğer taraftan da, bir hayli senedir mekteplerde çocuklara, “yerleş- maiş ve sabit olup klâsikleşmiş hakikatler gibi, okutulan ve ilmi esaslarından başka.pedago- ]lk değeri bile çok söz götürür olan megalo- manık bır tarih tezine bağlanır. Tür geç ve ister istemez ele alacağımız ba.- zı milli ve hayati meselelerimiz vardır- ve bir hal sureti beklemektedir. Ne kadar çabuk olursasak, o kadar zaman Ve nereji kazarımış oluruz. Var olan bu meselelerden biri, yeni harflerin kabulu prensıpmm tatbikatında İş- - lenen hatâları - . İlk bir hata, yeni Elifbanın eksık bir su- “ rette tesbit edilmiş olmasıdır. . Biz dilimizin savti (euphonigue) bünyesine ve telâffuz kai- delerme göre rasyonel hir elifba tarızim ede- cegumz yerde; tabit tekâmül kanunları gere; * ğince -asırlar içinde teşekkül eden bu bünyeyi . zorlayıp, tarihi bir hâsıladan ibaret oları Lâ- tin elifbasına aynen Uuydurmak ve o klişeye sokmak ıstedık Bu sebepledır kı yem harf- “maktadır. Fak ler hem Turkçemızm sesi ve şive guzellıgım— ifadeden, hem de dilimizde mevcut bazı ke- Timeleri kolayca yazmaktan âcizdir. *kk ; İkinci ve, neticeleri itibarile, daha büyük < — hatâ, eski harflerin her derecesile bütün tah- --. “sil müesseselerimizden birden kaldırılması- dır. Bü sebeple memleketin tefekkür hayatı- na ve ilmi inkişafına ağır bir darbe İnmiştir, * “ Milli hayat ve istikbalin temeli olan ilim ve maarif işlerimiz müthiş hir buhran ve bo- calama içindedir. Bu işler değil Halkımızın havsalasında, matbuatta bile en az yer * tut- - at iyi bilmelidir ki, ilim Ve ma- : rifet işleri ve maarif meseleleri, cemiyet bi- nasının gözle görünmiyen toprakaltı temel- :<i leridir. ; Tasavvür ediniz, bir edebiyatçı, bir tarih- cı felsefeci ve içştimaiyatçı ki, ilmi bilgisi ye- < ni harflerin kabulü tarihi olarr dünden baş- 5 lar. Düşününüz dokuz ön aşırlık profesörü- aü ki, dokuz on asırlık. Türkiyemizde huku- - ki hayat ve munasebetlerın ilmini 1926 me-. deni kanunu kabulile baslamıst telâkki eder. Daha sımdıden hukuk fakultelerımızde— : ki genç asistan ve docentlere, düne memleketin medeni kanünu olan, mecelle-. :: den bahsettiğimiz zaman, yamyamlardan ko- nuşuyoruz- Zannediyor. O zannede dursun, mecelle hukuku meycuttur ve Romanın on-: “iki levha kanunlarından daha uzun.hir ömre maliktir. Yalnız mesele - şuradadır ki, bugün | en zeki ve 1st1dadh bir Türk gencinin bile- -memleket ilmine dair sarih ve sahih bir bilgi - _ edinmesi kabil değildir. Nasıl kabil olur ki; eski harfli Türkçeyi bilmeyen bu gehç, beş on sene: evvelki eserlerı bile kendi ırozlerıle okuyup kafasile yanlış nakledilmiş * ikinci, üçüm yahud da, daha fecii, milli benliğine tamami- adar ”