; _Cılt d Sayı 15 SEBILURREŞAD SA Ş a FN RA Gall LA e Zıya Şakirin Muslumanlıgı buyuk suıkash ; Tahrifler, İğrenç yalan ve 'İftiralar - .-"ınnel’ münafikine fidderkil esfeli minennari ve len tecide lehum nasıran » Yazan' «Ziya Şakir» sekh.nde bir Is]am ismini ta- - şıyân yazatr, gazetenin birinde ı(Saıaylaıda oğ- İancılık», bir baskasmda bilmem hangi «Krali- çenin fahişelikleri» başlıkları altında tefrikalar 'yazar, çalgılı kahvelerde göhek atılmağa yara- yacak revüler tertip ederken, son 'zamanlarda - bir mezhepler ve tarikatler bahsi tüutturdu. Bu yazılar, ne tarafsız bir. tetkik, ne mezheplerın çıkıslaı'ı ve yürüyüşleri üzerinde araştırma, ' e tarihi bir hikâye (!) dir. Bunlar, Râ- | fızıler ve Şıa gulâtı tarafından ehli sünnet aley- hınde revâ görülen isnat ve iftiraların, uydur- ma rıvayetlerm, Şiilik ve Kızılbaşlık bağlılığı - takiyye edilmek (*) yolu ile, Islamı ve 11mı ha- kikatler diye yayinlanm asıdır. * Koendisirlin de içinde bulundugu büyük top- lulugun dinine, mezheBine taaı'r_uz eden, İslâm dünyasının yüzde doksan s hürmet ve - tebeil eyledıgı muçtehıtleıı, kelamcılaıı fakih- leri şeni' iftiralarla hırpalayan bu yazılar; asla bir ilmi arağtırma sayılamaz Ehli sünnet. mez- heplerinden başka bir.mezhep ve tarikâte salik olan herhangi bir şahsın kendi meslek ve meş- rebini, mutekadatmı propaganda etmesi bıcı- mihde dahi telâk İ Çünkü yazan, ben şu . mezhepteıum dıye onun talimatını, usulünü izah etmiyor. Kendi- nin ne oldugunu, kime ve nereye mensup bu-_ : hakikati açıklıyor gibi.bir durum takmarak iğrenç yalanları ortaya atıyor. “İşiri feci ve kör- kunç tarafı burasıdir. Yoksa yazıları; ehli sün- net mezhebinin temel inançlarına ve usullerine Vsaldııır durumda o].mayıp da sadece: cahilâne - olmak vasfını taşısalardı aldırılmamak muhım— sememek kabil olurdu. - Amma, Râfızi mezhepleı'm ve bazı.zını dık taı'ıkatlerm, fırakı dallenm Is]am dinine ve ehh (*) Takıyye, Şıı_ıgnı başpıensımdıı Yurekt _lıını saklamak ve ol n başka sekılde go;run- mektir... Ziya Şahnın yaâptığı gibi. - — kiri de hâtıla sürü - bilmiyerek değil, bilerek ve kasdendir; baska- larını aldatm ak mmdn İşin menfur cephesı de M. RAİF OGAN hakka tevcıh edilmiş ve hepsinin de cevaplaı'ı :ıktıyle verilmiş düzme, yalan isnatlârmı ha- * kikatin açıklanması iddiasiyle ortaya sürerek " masum ve sâf. Mmüminlerden -bir kısmını dalâ- lete sürüklemek istemesi teı.avuzkaı liğın en son derecesi olduğundan qukut ile gecıştırılemez Bu çeşit mütscavizlere haddi te'dibi indirmenin, ifarzi ayn olmasa bile, farzı kifaye oîaı'ak Vi cubu kabulü yersiz ve ya.nhs sayılamaz. PKt Ziya Şakıı ehlı hak muctehıtleıme hucu- “mu vesile yaparak şiayi müdafaa etmek ve - Öv- mek istiyor, ancak bunu doğrudan doğr uya yap- mak cesaretini gösteremiyor, yazılarının başlan- gıcmdan itibaren güttüğü Râfızi taraftarlığı, bu : “kere bir fıkıh kitabı münderecatinı, sozde ten- kid eder “yolda görünerek ortaya atıyı Bahseylediği kitap, «Mevkufat» tır. Asıl adı «Mültekay dır. Halebt İbrahim Efendi tarafın- dan Arapça yazılıp Mevkufati lâkabiyle anılan Mehmet Efendi tarafından Türkçeye çevrı]mıs- tir. Büyük kıt'a 776 sahifedir. Sultan Aziz'dev- rinde (Hicri 1290 da) Devlet Matbaasında ba-. sılmıştır. Bütün fıkıh meselelerini içinde tüp-. layan değerli hir kitaptır. : Ziya Şakir, bu kitapta «Hacca gıden bir adamın yolda iştihası ' kabarırsa kendi tenasül âletinin üzerine bir bez sararak öz annesıyîe ve bu vesile ile bir gulâtı ehli sünnet tâbiri icat ederek, geçmiş ve mevcut din âlimlerimize atıp tutuyor ve böylelikle kendi fıkrmce «zavallı (?) şianın mütaassıp (?) ehli sunneteıı rüçhanmı ve mazlumıyetmı aklınca isbat eylemiş oluyor! lkr.k* ü Şııleı her' seyden önce hayalperver insan- lardır. Bu hayal meclubıyetı onları çok kere mevhumat arkasında koşturduğu gibi Ziya Şa- üyor. Ama. bu. sürükleniş