21 Kasım 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 46

21 Kasım 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 46
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee © yeri Atina. Tabi Balkan haberleri “Dobrucadan gelen türkler Memurların gayri nizami olarak aldıkları paralar geri verildi BUKREŞ, 20 (A.A.) — Edirne vilâye | #öne muhaceret etmek üzere Romanyadan hududumuza geçen bazı Türk ailelerin den hudut gümrük muhafaza memurları »m nizam haricinde para aldıkları, Ro manya hükümetine öğrenilmiş ve bu - nun üzerine yapılan tahkikat neticesin - de iki memur vazifelerinden azledilmiş- lerdir. Romanya hükümeti, bu suretle alı pan paraların derhal sahiplerine iadesine karar vermiştir. Yunan Ziraat nazırı istifa etmeyor ATİNA, 20 (Milliyet) — Ziraat na- zı M. Teotaki Korfodan Başvekil M. Çaldari binede kalacağğımı, ii yiaların doğru olmadığını bildirmiştir. Bomba SOFYA, 20 (Milliyet) — Novo Vre- me bildiriyor: Geçen akşam Orehavoda Georgi Gajer'in evine sant 9 da bir iki bomba atılmıştır. İnfilâk neticesinde, Ga jev ile 22 yaşmda oğin Todor yaralan - mışlardır. re ve etraftaki evlerin pen cereleri kâmilen kırılmıştır. Zabıtanın yaptığı taharriyat neticesinde bombaların. bakkal Mlee tarafından atıldığı an - laşılmıştır. Suikas teşebbüsü bir âile me jdnen ileri gelmiştir. Alinaya giden Bulgar heyeti SOFYA, 20 (Milliyet) — Yunanis - tan ile Bulgaristan arasındaki ihtilifla- rn halli için buradan Atinaya hareket eden heyet Selâniğ, N. Stoyaonv ((hükümet borçları daire si müdürü); Şişmanov ve A. Karacov dan mürelkeptir. Atinada müzakerelere Bulgar baylarle silâh taşıyacak ,., SOFYA, 20 Ori) — Polis mü- diriyeti; vilâyet, kaza, belediye, kara- etiierbezlii Kelek eivüri v6 damkyel ları boylarındaki baytar ve sıhhiye me- murlarını silâh taş müsaade et miştir. Silah taşıma ruhsatnameleri, Zi raat vekâletinden verilecektir. Avrupada dolaşan Bulgar gazetecileri BELGRAT, 20 (Milliyet) — Avru - “ pada seyahat eden Bulgar Peşteden bugün buraya gelmişlerdir. Bu sabah burada bütün gazete idarehanele- rini gezdiler. Öğle üzeri de şereflerine, gazeteciler cemiyeti tarafından bir ye - «mek verildi. Solya elçiliğimiz namına ya- pılan bir kaçakçılık SOFYA, 20 (Milliyet) — Evvelki gün, Paristen Ne elçiliğimiz namma iki büyük bavul gönderilmiştir. Bu ba- vullarda ipekli ve yünlü kumaşlar var- dı. Elçiliğimiz namma ten maksat ta gümrükte bavulların açılma Efendi tarafından sahte ile kolayca gümrükten çıkarılarak selim almıştır. Fuat Efendi bu eşya; numaralı taksiye yerleştirdiği rar rethanemize dönmüştür. Bilâhara bavul ları yüklettiği taksi de elçiliğimiz binası önünde durmouştur, Fakat Fuat Efendi den evvel çıkan memurlar, bavulların elçiliğimize ait olmadığımı söylemişler - dir. Derhal bunların arasından çıkan Fu- at te: — Bavullar Fransız sefarethanesine ir, demiş, taksi gene süpkelenmiye- tokağına geldiği zaman Pinkas kumaş mağazası ei Jak Sidi tarafından durdurulmuştur. Şo- för Sidi'yi de evvelden tanıyormuş. Jak Sidi eşyaların kendine ait olduğunu söy liyerek Regentska sol 58 numara daki pansiyonuna götürmüştür. bu hâdise elçiliğimizin nazarı dikkatini celbetmiş ve derhal polis haberdar edil miştir. Pinkas kumaş mağazasınm muha sebecisi Jak Sidi'nin pansiyonunda yapı- lan araştırma neticesinde 200 metreden fazla ipekli kumaşlar meydana çıkarıl- mişter, Buun üzerine Fuat, şofür, Sidi tevkif edilmişlerdir. Dün Fuat, polis mü diriyetinde Pinkas mağazasına 10,000 leva borcu ve buna mukabil 30,000 leva Milliyet'in romanı: 68 dn bahşiş olmak şartile elçiliğimiz hamı- na kaçak kumaşlar getirttiğini itiraf et miş. Kaçakçılığı elçimiz Tevfik X Bey meydana çıkarmıştır. Polis e ları isticvap ederek, ceza mikdarının ta yin edilmesi için gümrük idaresine gön- dermiştir, Ce dırılacak olanlar, ka - vas Fuat, tüccardan Pinkas, muhasebe cisi Sidi ve şofördür. Fuat Efendi, elçi- liğimizin beyannamesini taklit ettiği içi sahtekârlık kanunu mucibince cezalandı- rlacaktır. Pinkas ile Sidi sahte beyanna meden istifade etmek teşebbüsünde bu- lanmak suçu ile muhaleeme edilecekler» Bulgaristan çok münevver istemiyor SOFYA, 19 (Milliyet) — Bulgaris- tanda tahsil ücretlidir. Harbiye mek- tebinden maada meccani ve İeyli hiç bir mektep yoktur. Maarif Nezareti, münevverlerin önünü almak için lise ve ortamekteplerin taksitlerini yük- ieltmiştir. Bu taksit ve ücretlerin in- dirilmesi için, mütemadiyen üniversi- te ve lise talebeleri nümayiş yapmak- tadırlar, Bu taksitleri talebeler üç defada ö- demektedirler: Kaydolunurken 100 le va, | teşrinisaniye kadar 300 ve3i künunuecvvele kadar da 300 leva ver- mektedirler. Fakat bir çok liselerde bu taksitler, muntazaman ödenmediği i- çin, nezaret talebeleri tardetmeğe ka- rar vermiştir. Romanyaya bir muhtıra veriliyor SOFYA, 19 (Milliyet) — Bulgar Hariciye Nezareti, Romanya Hükümce- tine verilmek üzere bir muhtıra hazır: lamaktadır. Muhtıra bu hafta nihaye- tine kadar hazır bulunacaktır. Muh- gar emlâki ve gaspedilenler; 4 — Em- lâkin tespiti; 5 — Tuna üzerinde köp- rü; 6 — Eski alacaklar. v. 8. Muhtra Romen Hükümeti tarafın- dan kabul edildiği takdirde derhal müzakerelere girişilecektir. Şimdilik her iki taraf heyetleri arasmda top- lantı yapılmıyacaktır. En mühim me- seleler Başvekil M. Muşasor ile M. Titulescu arasmda halledilecektir. Yunanistan hava kuvvetleri nazırı ATİNA, 19, (Milliyet) — Hava kuv- vetleri nazırı M. Ralli'nin istifa edece ği söyleniyor. Kadın işçilerin grevi SOFYA, 19 (Milliyet) — Lozenets'- de Dr. Genov'un fabrikasında (çalışan kadin amele grev ilân ederek işlerini terketmişlerdir. Bu, siyasi bir hareket ve mahiyetinde olmamakla beraber teşebbüs zabıta ge Şösünde bakımla cinli öliiyeye tes: Bim edilmişlerdir. Bulgar talebesi arasında komünistlik SOFYA; 18 (Milliyet) — Bulgaris- tanda komünistlik propagandası yü- zünden lise ve üniversitesi talebesi de rahat duramamaktadırlar. Liselerd: mütemadiyen grev ilân edilmektedir. Bazan sınıf odalarının duvarlarına ©- rak ve çekiçli rılmaktadır. Ara müdürler de tehdi ler ve sol tarafçılar namına iki kısma ayrılmışlardır. Bu iki parti temadiyen boğuşmaktadırlar. Üni sitede, me talebe taksit ve üc- pie lke devam etmektedir. Dün de “Çarıça Yoanna” meydan- lında, tam Maarif Nezareti > binası rak 12 yer- ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM Kadın odadan çıkar çıkmaz deli. kanlı salıncaklı iskemleye oturup ba- sını çevirip pencereden baktı. Dağın tepesinde bir kaç küçük bulut görün- dü; pek acele işleri varmış gibi sürat- le ilerlemeğe başladılar. Şimdi bör- rak havada, iskeledeki çocukların Saat yedide, saçları ıslak ve arka ya doğru iyice taranmız, aşağıya in- di. Köpeği de ıslak ve tertemizdi. Ye- ni misafir otel defterine ismini yazdı, İsmi: Edward O. Drake, Doğduğu eti: İngiliz. Los Tercame: KAMRAN pci Angelos'tan geliyor. Halen seyahat ediyor ve sabit ikametgâhı yok. Otel- ci .Colmore Fransıza ei aslen Kanadalı bir delikanlı — Mister Drake, bir irmankta mı balık tutmak istiyorsunuz ? Evet, . Balık tutmak için en iyi yer, “Dört Kardeşler” miş. — Evet. İyi yerdir. Fakat sazan balığı aramayınız. Eğer sazan balığı isterseniz, gölden aşmayınız. “ Kardeşler” biraz uzaktır. saat çeker. Otomobille de gidilmez. — Zararı yok. — Erken kalkmalısmız. — Bir kere... İş için gelmiştim. Ka | Dört taraflı — — —— ————— üniversi- | süren bir kargaşalıktan sonra nüma- Bizim ç0- | meden evvel batırar. meme! çok, beraber gider, Burayı tar sa ayrıl d DEREYİ Gam ii ez ayal büzük bir kap Efendi VAZ Misak mı? mer 1 inci sahifede, müdürü Mehmet Cevat Beyle eni mahsus müdürü Refik A- mir Beyler bulunacaklardır. Tevfik Rüştü Bey Başvekil ile görüşecek ANKARA, 20, A. A. — Hariciye Ve- kili Tevfik Rüştü Bey Türkiye ile Yu. goslavya arasında hazırlanmış olan dost- İuk ve ademi tecavüz muahedesini im- zalamak üzre bu ökşanki trenle Belg- rad'a müteveccihen hareket etmiştir. Tevfik Rüştü Bey İstanbul'la Başvekil İsmet Paşa Hazretleriyle görüşecek, 8€- & yabatini deniz yoluyle yaparak Atina ya uğrayacaktır. Vekil Beyin seyabati bir bafta kadar sürecektir. Hariciye nazırları toplanıyor BELGRAT, 20 (Milliyet) — Bura- daki gazetelere göre, bu ayın 26 sında burada Balkan Hariciye nazırlarının bir toplantısı olacaktır. Bu toplantıda Türki ye Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey, Yugoslav Hariciye nazırı M. Yevtiç, Ro men Hariciye nazırı M. Titulesku ve Ya nan Hariciye nazırı M. Mâksimos bulu- nacaklardır. Dört taraflı bir Balkan mi- sakının müzakerelere mevzu teşkil ede- ceği söyleniyor. Bulgaristan ve Arnavut luğun iştirakleri olmasa da misakm bu devletler arasında imza edilebileceği tah min ediliyor. Dört taraflı misak “ ATİNA, 20 (Mülliyet) — Türküye Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey ay 80 nuna doğru burada beklenmektedir. Tev fik my Bey Yugoslavya ile dostluk ını imzalamak üzere Belgrada gide ei M. Titulesko tarafından hazırla- nan dört taraflı misakın müzakeresi için de Romanya Hariciye nazırı o tarihlerde Belgrada gidecektir. Kadıköy tramvayı (Başı 1 inci sahifede) söyledi. Ve kabul edildi. Kabul edi- len mazbataya göre inşsata önümüz- deki mayısta başlanacak ve 1934 teş- rinievvelinde Kadıköy tramvayları işlemeğe başlıyacaktır. Bu husus için * lâzım gelen malzeme yüzde 7.50 fa- izle beş buçuk sene kredi ile bir Al man mücessesesinden alınacaktır. Be- Tediye bu hususta kefalet edecektir. Malzeme (771740) lira tutmaktadır. Yapılan keşifler neticesinde — inşaat masrafının da (115) bin lira tutaca- ği anlaşılmıştır. Bütün bu masrafın fa- b (47186) lira tadır. Bütün masraf (1,051,326) liraya baliğ ol- maktadır. Üsküdar Şirketi 1934 senesi yedinci. itibaren 1939 senesi nihayerin bu pa- rayı ödeyecektir. Yapilan hesaplara göre hat temdit edildikten sonra sene de (177; > lira varidat getirecek- tir. Bu varidat beş senede (889,140) lira tutmaktadır. Fakat umumi mas- raf (1,051,326) o lira olduğundan (162,186) lira ödenmemek vaziyetin- de kalmaktadır. Bu parayı da bele- diye üç sene içinde şirkete avans ola- rak verecektir. Şirket yakında Alman malzeme şir- keti ile mukavele yapacak ve maize- menin getirilmesine başlanarak ma- yısta inşaata başlanacaktır. Üsküdar tramvay hattının Kadıkö yüne kadar temdidi hakkındaki ma?- bata kabul edildikten sonra beş da- kika tatil edildi. Bundan sonra Sa- dettin Ferit Beyin riyasetinde ikinci celse açıldı. Bütçe Encümenine mün- hal bulunan iki azalığa Kara Osman Zade Suat ve Esat Beyler; Tetkikihe- sap Encümenine Hilmi, Maarif Encü- menine İbrahim Beyler, Sıhhiye En- .cümenine Ayşe F/mzi Hanım intihap edildiler, Yeni tanzim edilen zabıtai- belediye projesini de iki içtima dev- resi arasında tetkik ederek gelecek 1ç- tima devresine yetiştirmek üzere Sa- dettin Ferit, Galip Bahtiyar, Esat, Fe- ridun, Mehmet Ali, Celâl, (Ali Rıza, Hikmet, İsmail Şevket ve İbrahim Bey- lerden mürekkep bir Muhtelit Encü- men teşkil edildi, Bundan sonra mül- hak bütçelerin tetkikihesap raporları- nm müzakeresine geçildi. Çarşamba günü tekrar toplanılmak üzere celse tatil edildi. yisçileri dağıtabilmişlerdir. Bunlarm ıçinden 5 talebe yakalanmıştır. İkisi yanımdan tesadüfen lamadım. O zaman bir kere daha gel- meğe karar vermiştim. Lokantacı misafirinin yüzüne le bir baktıktan sonra: Burası sinire çok iyi gelir. Bir şey istemez misiniz? Takımlarımız tamam mı — Tamam zannederim. Drake yem kutusunu cebinden çı- karıp içindekilere ihtirazla baktı ve kutuyu lokantacıya uzattı. , — Yemleriniz pek © kadar iyi de- ğil, Fakat eliniz alışkının zarar yok. Drake kaba ve fazla iri yemlerine bakarak: — Bir müddettenberi balık tutma- Si ER 'wden tereyağı ve kızarmış balık kokusu geliyordu. Evin antresi we ve dardı. Duvarda üç tane e eliz hay- yan asılı idi: Bir yabani kedi; Ameri. kalıların “racoon”. (rakun) i verdikleri yiyeceği şeyi ağzına götür- duran Tobias ta bu |, «e muhbirinden zi bir adamdı. Smith MİLLİYET SALI 21 TEŞKINISANI 1933 Başvekil ve İktisat Hergün bir , yazı Vekili geldiler (Başı 1 inci sahifede) las oteline giderek rahstsız bulunan Adliye Vekili Saraçoğlu | Şükrü ve Trabzon meb'usu Hasan Beyleri zi- yaret etmişlerdir. Celâl Beyin dünkü ere Başvekil Paşa Hazretleril. dün sabah Gülcemal vapuru lâl Bey, dün akşamüstü Vakıf Hanma giderek Uyuşturucu maddeler inhisarı idaresini ziyaret et- miş ve Müdür Ali Sami Beyle afyon mübayatı, Yugoslavya ile müşterek sa- tış mukavelesinin tatbikatı hazırlıkla rı etrafında görüşmüştür. Vekil Bey, bugün Türk Vapurculuk Şirketini ziyaret edecektir. İktisat Vekilimiz, muharririmize, Başvekil Paşa Hazret. ierile birlikte bulundukları için son s0- yahatleri etrafında kendisinin beya- natta bulunmayı muvafık görmediği. ni ve İstanbulda bulunmaktan bi fnde iktısadi bazı teşekküllerle maslarda bulunacağını söylemiştir. Vekil Beyin, bu akşam, © Başvekil Paşa Hazretlerile birlikte Ankartya avdetleri muhtemeldir. Madenciler Birliği, Vekil Bey şere- fine bir çay ziyafeti vermek istemiş- »e de, vaktin darlığından buna imkân kalmamıştır. * Sümer Bank Umumi Müdürü Nu- rullah Esat Bey de dün Zonguldaktan dönmüş ve bankanın İstanbu! şubesin- de meşgul olmuştur Almanyasız Konferans (Başı 1 inci sahifede) nes uzun bir görüşme yapmışlar ve vazi- yeti tetkik etmişlerdir. Bir toplantı dahı PARIS, 20. A. A. — Havas ajansın dan : M. Henderson oCenevreden dün akşam şu tebliği neşrettirmiştir « " Konferans reisinin daveti üzerine Fransa, İngiltere, İtalya, Amerika mu- rahhasları ve umumi raportör M. Benes M. Henderson'un nezdinde toplanmışlar» dır. Reis, geçen Haziranda İngiliz projesi” nin ikinci kraat © yapılabilmek için bir dereceye kadar bir anlaşma elde edilme- #i lüzumuna dair umumi o komisyonun verdiği karara istinaden (vaziyetin tam bir şeiklde tetkikini yaptı, M. Hender- son ihtilâflar tazaltmak için son günler- de yapılan gayretlere kısaca temas etti, âtün murahhaslar noktai nazarlarmı bildirdikten sonra bugün saat 15,30 da yeni bir içtima yapılmasma karar veril. Murahhaslar dönmek isteyorlar' CENEVRE, 20. A.A. — Havas ajan- Cenevredeki vaziyet hiç bir değişildiğe uğramamıştır. Diplo- matlar arasında yapılan ilk görüşme Sir John Simon ile Amerikan murahhast M. Vilson arasmdaki konuşmadan ibaret kal- maştar, Bu görüşme hakkında alınan malüı ta göre M. Vilson Fransız hükümetinin kararları üzerinde hi çbir tesir yapılma- masını muhataplarma tavsiye etmiş, Fran sanın hareket tarzında tamamile serbest kalması lâzım geldiğini söylemiştir. Büyük devletlerin mümessilleri arasın- da bu akşam yapılacak ikinci toplantıda almacağı zan edilen & kararlar merakla beklenmektedir. Bu toplantı Cenevre ci- varındaki köylerden birinde M. Avenel'in oturduğu evde yapılacaktır. Bu içtima geceleyin devamı ihtimalinden dolayi ki- 2m gelen tedbirler alınmıştır. Baş murahhaslardan bir çoğu mensup oldukları memleketlere çarçabuk dön- mek istemektedir. Bundan dolayi konfe- yans bürosunun yarın umumi bir toplan- ti yapacağı teyit edilmektedir. er ge Tapuda yeni teşkilât Ankaradan gelen haberlere göre, ta- pu ve kadastro umum müdürlüğü İstan- bul tapu teşkilâtı yerine Bursa vilâyeti kadastro ve tapu işlerini de İsanbula rap ibi İstanbulda ve İstanbul ibi eden 7 kazada tapu si- cil muhafrzlıkları teşkiline karar vermiş- tir. Bu teşkilâtta memur adedi azaltıla” cak ve kalan memurların maaşları artı rlacaktır, Kaza merkezlerinde sicil mu- hafızları, nahiye ve köylerde de seyyar tapu, memurları bulunacaktır. Bu yeni tı haziranda tatbik edil. hayretle bakıyordu. Bu sırada, cam şasi çıkaran bir çan sesi duyuldu. O. ici: — Misis Colmore yemeği hazırla» di, dedi, Yemek odasında ilâ çam ağı cından dört masa, üzerlerinde de bi. rer mum vardı. Yemek güzeldi ve Cicarwater - Cottage'de büküm süren | tu. Bir seyyah gözüyle | Ayasofya'ya bakınca... «e |8 hükümdar, 200 bin ziyaretçiye cam gezdiren kayyum ne diyor? Dün, ömrümde ilk defa Ayasofya- yı bir Amerikalı seyyah gibi gezip do laştım. Evvelâ, avlunun bir köşesinde ma- sılsa sığınabilen kahvehaneye uğrıya- rak kulupsuz bir fincan içinde getir- dikleri kahveyi höpürdete höpürdete içtim. Ondan sonra, her adımda bir etrafıma bakınarak, ağır ağır camiin büyük kapısma doğru yürüdüm. i ki odanın önünde kü bir adam oturuyordu; yanma yaklaşarak: — Camiin kayyumunu görmek is- terim!.. Dedim. — Buyurun... Kayyum benim!... — Kaç senedenberi bu camidesi- niz? —311 senesi türbedarlıkla işe baş lamıştım. Sonra kayyumluğa geçtim.O gün, bu gün Ayasofyadayım. Öyleyse, Mi rica. Bana Kayyum Mehmet Efendi; vazife halinde” bir memur ciddiyeti ile iskemlesinden kalktı ve odasından geniş karmlı bir çift terlik çıkararak ayaklarımın ucuna attıktan sonra; “Arkam sıra gel...” der gibi bir işaret yaparak yürüdü. Ayağımda terlikler, kayyum efendiyi tal tim. Mehmet Efendi, iki tarafı demir parmaklıkla çevrilmiş büyük kapı ka Batlarını göstererek: — İşte, dedi, Yerebatan kapısı budur... Bir kere, Türklerin İstanbula girdiği gün açılmış, ondan sonra bir daha Herni Şimdi kapata- yım, diyecek - açmak için aylar- ca wi Biraz ileride küçük bir mihrabın önünde durduk. Kayyum Efendi izah etti: — Fatih Mehmet Ji Ayasofyada ilk namazı, bu mibrapta kılmıştı. Bir kaç adım yürüyünce hasır dö- seli uzun ve geniş Bir koridora çık- tik: Hasır ovasıl... Ova dedikleri kadar da var hani... Uzun ve soğuk kış zamanlarında bu hasır ovasında Teravih namazı kılan- ların Allah yardımcısı olsun... Bu ova- nın ortasında tunçtan büyük bir kapı var: İmparator kapısı!... Tavanda bir kısmı meydana çıka- rilmiş, Mozayiklar ve bunlar arasm- da İmparator Jüstinyanos'la İmparato riçe Teodoranın resimleri... Kayyum Mehmet Efendi izahata devam ediyor: — Ayasofya 107 direk üstüne tut- turulmuştur!,. Bu direklerin (40): camiin alt kısmında, (67) si de yi rı tabakalardadır. Bir de köşede iki- şerden sekiz tane somaki direk görür sünüz. Bu direkleri İmparator Jüstün- yanos'nun Baalbek'ten getirttiğini söylüyorlar. Sağlı sollu mermer küpler, yekpa- redir. Ve Bergama malıdır. Kayyum anlatırken ben de küpler den birine el atayım dedim. Çeşme- nin birini açtım. Terkos musluğu bu- nun yanında Kevser mmağı gibi ka- ır, Ötekini açayım, dedim. Çevireme dim bile... Zavallı çeşme, çöl seyyah- çatlayan dudakla ip et- sa akmıyor? Diye #or- — Belediyeye geçtikten sonra ak- maz oldu... Bazı seyyahlar, bu küple- ri buraya süs için mi koymuşlar, diye sorarlar, Verecek cevap | bulamayız. Tekrar camiin içinde dolaşmağa başladık. Texler direğin önündeyiz. Direkte bir parmak girecek kadar oyuk bir yer var. Bu oyuk hakkında riyayetler muhtelif. Bir rivayet şudur: İmparator Jüs- tinyanos, Ayasofyanm ikmaline mu- vaffak olduktan sonra, mabedi Söley mana nazire olarak yaptırdığı kilise- nin ihtişamı karşısında vecde gelmiş ve terler direğe parmağile dokuna- ral — Ey Süleyman! Sana galebe et- tim! Diye bağırmaktan kendini mene dememiş. İmparatorun parmağı dokunduğu Biraz sonra bu zatın, Amerikanın €n meşhur dört muharirinden biri 0- lan meşhur Ciyde olduğu anlaş Muşahabe bittabi hep balık nda dolaşıyordu. Kibar insan da henüz hindu aşki kA ke tekrar yemlerini gösterdi: Anlaşı- lan bu yemler bayağı içine dert olmuş Ciyde yalnız gölde s0lucanla balık sessizlik ve temizlik intibamı pek iyi | tutuyordu. Tuttuğu balığın nevile hiç ediyordu. Patronla çocukları masaların birine oturmuşlardı. Diğer bir masa da boştu. Drake kendi ma- sasında yalnızdı. Tobias ta dizinin di alâkadar değildi. Smith onunla alay ediyordu. Smith geçen sene irmağın ağımda otuz santimetrelik bir sazan balığı tuttuğunu iddia ediyordu. Hem binden ayrılmıyordu. Dördüncü masa | de bu a yemsiz, adi bir zoka ile ya, Sveter giymiş iki kişi biraz geç ge lip itizar makamında bir iki kelime mırıldanarak oturdular. Bunlardan brinin başma güneş geçmişti: Yüzü- ne vazelin sürmüştü. Yemekten son- ra tanıştılar. İçlerinde daha yaşlısı u- all Ola dan kemi ie ir a 0 l mi Smith'ti. Drake'in Feke re, kâgıt fabrikası işletiyordu. Daha | kenarma yapışıyordu. gencinin ismi Clyde'i, Gayet muteva- | dehi çok ili harikulâde bir zevk kendisine takıl- | le içti. Bir kaç gündenberi ağzından — eksik olmıyan madeni zaman sıkı! Bank tutmuştu. Mister Colmore'u da şahit gösteriyordu. Colmore gülümsedi. Drake “Dört Kardeşler” mevkii ve iyi balık çıkan diğer yerler hakkında malümat istedi. Smith naneli bir içki smarladı. Yüksek kadehler buğu tutmuştu. Kü- çük buz parçaları viski içinde yüzü- yor, yeşil nane yaprakları belleri Drake ilk ka- yi İlk defa olarak bu Tezzet 1 MM en dl direğin bu noktası, git gide kaddes bir şey olmuş. Mabede her ren parmağını bir kere oraya dol durmuş. Koca mermerin geniş ğu, buraya şimdiye kadar bir kaç milyon parmak girdiğine şüphe rakmıyor, Bir başka rivayete göre oyuk! Hızır Aleybüsselâmın parmak iz! varmış. Kilise cami olduktan s0: anane bu şekilde devam ederek zenişledikçe genişlemiş. Bu gün bile, parmağını delikt içeri sokup Hızır Aleyhüsselâmdan faat umanlar vardır. Direğin, Terler direk diye anı! sının sebebini sordum. Kayyum: — Parmağmızı içeri sokum... larsımız, dedi. Soktum. Yalan değil. Hafif bir tubet vardı. Kayyum Efendi, mantıkı ku bir adam görüşiyle tefsir et olacak, direğin içi daimi surette Jaktır!, Döne dolaşa Top kandılı ali geldik, Ayasofyanın meşhur Top larının ilk Cuma namazlarını bu dilin sitnda kılanlar büyük 8 nail olurlar. Bundan dolayı, Arabi larmın ilk Cumasında Top ki altı binlerce kadınla dolar, Ayasolyanın önünde durulacak, zahat alınacak, merak ile tetkik lecek köşe bucağı o kadar çok ki, tün bir günümü bu işe tahsis etsem. ne arkasmı alamıyacaktım. Del hir taraftan eliyle, üzerine deve halindeki bakayasını, mut zamanımda vücude getirilen tüphaneyi, Ayasofyanm Türkler fından işğal edilmesi üzerine kili toplanan papaslarım hep birlikte çıştıkları, şimdi duvar haline gel kapıyı, menberi, mihrabı, bü mahfelini, ve daha şurasmı, bura: gösteriyor ve her biri hakkında w: uzun izahat veriyordu. Bir aralık ben sordum: — Ayasofyanın kaç kapısı var? — Ya penceresi? Yalnız kubbede 40 penceresi v mış. Diğer pencerelerin adedini kaf yum da bilmiyor. Mehmet Efendi diyor ki: — Yalnız benim kayyumluğum. manında hiç olmazsa bir kaç yüz kişi camii gezdi. İstanbula ber gelen seyyah mut ka ayağmı Ayasofyanın eşiğinden ri atar, Şimdiye kadar sekiz on ecnebi bi kümdara camii gezdirdim. İsimle sayayım: Alman İmparatoru helm... Avusturya İmparatoru Eski İran şahı Muzaffetettin Sırp kralı Eski kralı Amarullah Ferdinand. dn babi Buz'arm içinden bahşiş verön Yi niz EY idi. Diğerleri yalnız lâm verdiler. Bi cellilkrimi dik. Kayyum Mehmet Efendi seyyah lardan bahsederken diyor ki: — Tercümanla gelirler, eli imizdef geldiği kadar hizmetlerine koşar Bazıları on kuruş bahşişi bile çok $$) rürler amma, ne yapalım, Allah v€| renden de razı olsun, vermiyeni de... M. SALÂHATTI yp Tapu postaları Kadastro postaları faaliyetlerine yam etmektedir. Postalardan biri İ debaşında Balaban mahallesinin kads*' trosumu ikmal etmiş ve diğer bir post# da Küçükpazar ve Süleymaniye civari” rınm kadastrolarını ve diğer bir p da Ahırkapı ve civarının ear yapmakla meşgul olmaktadır. Bu İarm yaptıkları krokileri tapu idaresin“ de bulunan merkez tapu | komisy: Sik ederek tasdik etmekte ve bilâb?| va çapları sahiplerine verilmektedir. yip kayboldu. Üçüncü bir kadeh ha içti, sonra hep beraber evin önü” sıkıp havayı tetkik ettiler, vin, tahta. direkli bir verandi Dört tane salıncaklı koltöl vardı. Çıkarlarken varandanın dam da ve eve yakın çalılıklarda yekness) ve tatlı bir ses duydular Semaya d ru baktılar. Höllywood'da doğup yüyen Tobias, ömründe fena ha yn i için, ne olduğunu anlami Ciyde: — Hah... oldu, dedi. yağmur yağ! 7” Senih teselli makamda dedi Kİ — Merak etmeyin, dedi, gece yfİ mur yağacak. Mister Colmone yağmurda Çil evin köşesine kadar gitti. Dönüp £ diği zaman: — Bulut geçiyor, dedi. Şurada Yİ dızlar bile görünüyor. İki erkek içeri girdiler. Drake « randanın önündeki üç ini ve yağmurun allında durdu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: