“ Herkesi heyecana : Veren hadise r (Başı 1 inci sahifede) sının İecessürünü mucip olan © sı vardı, kokainömendi. Bu iptil © rasıra rakı içmek te inzimam ediyor- © odu. Dostları çok sevdikleri Amca Be- ye bilhassa kokaini terketmesi için ri- calarda bulunuyorlar, bu menhus 2e€- İ hirin dimağ üzerinde yaptığı tahriba- tı anlatmağa çalışıyorlardı. Pek usta bir eczacı olduğu için kokainin mahi- İ yetini ve onun tesirlerini herkesten da- © ha yi bilen Amca Bey bu hayırhahane tavsiyelere teşekkür etmekle beraber bu iptilâdan vazgeçemiyor, mukadder akıbeti tacil ediyordu. Nihayet olan oldu ve o Amca Bey 'dortlarmı teessürlere garkeden bir a- kıbetle delirdi. 'Amca Bey nasıl delirdi? bülik erer Sokakta başı açık ve kravatsiz dolaşıyor, biraz — dalgın bulunuyor ve adeta kendi (o kendine söyleniyordu. Fakat gene etrafına il- tifatlar savuruyor, kimseyi tereddüde düşürmüyordu. - ezilen bu gayritabiilik evinde da- cak ki oğlu Adi Bey pederinin hasta- hanede tedavisi için Mazhar Osman Beyden bir de rapor almıştı. Hasan Bey dün hastahaneye götürül li, önüne otomobi! geldiğini görünce: — Beni ecnebilere mi teslim ediyor- “sunuz? Diye haykırdı ve hemen iki taban- casını birden alarak evin üst katına çıktı. Odanın içinde rastgele ateş et- meğe başladı. Bu buhran o kadar a- ni oldu ki ev halkı ne ça erryar şa) lar ve hemen evin altındaki bele- diye dairesine kaçtılar. Amca Bey yakalanamıyor... Zaten günün her saatinde kalaba- lik olan Cağaloğlu caddehinde bu hâ- dise ciddi bir heyecan uyandırdı. Her- kes Amca Beyin evinin önüne toplan- dı. Amca Bey çatıda duruyor, arada sırada: — Allaaaah.... diye haykırıyor, po- Yislerin teslim olmasına dair ricalarma, tehdit derecesine varan ısrarlarına ku- Jak asmıyordu. Elinde dolu iki taban- <a vardı. Bu vaziyette kendisini yaka- lıyacak babayiğit te bulunamıyordu. me toplananlardan birisinin ak- lına geldi — İtfaiyeye haber verin... İtfaiye su faiyeye (yangın!) işareti verildi. İtfaiye geliyor... İtfaiye gelinciye kadar seyircilerin arasından iki babayiğit çıktı. Bunlar- dan birisi bir Lâz delikanlısı idi. Fe- dai olarak eve girmek ve Amca Beyi yakalamak istedi. Fakat kapınm ö- münde cesareti kırıldı. Bu esnada mahalle bekçisi Mustafa Ağanın sesi işi Ben bu işi yaparım, tedbirli davranım... Ve bekçi Mustafa Ağa yavaşça ka- pıdan içeri girdi, biraz sonra da çatı arasında göründü. o Amca Bey bekçi Mustafa Ağayı görzemişti. Mustafa Ağa, atik bir hareketle Amca Beyin kollarma sarıldı, tabancalarını yere düşürdü ve onu zaptetti. Amca Bey evvelâ biraz mücadele et nek istedi, fakat bilâhare bundan vizgeçti, tam bir teslimiyet gösterdi. Giden diğer yardımcıların da muave- rek hazırlanan ©- tamobile bindirildi. Bu esnada itfai- li itfaiyeye yalnız siz » Amca Bey otomobile bindirilirken de biraz müşkülât çıkardı. Elini başı- nın üzerinde dolaştırıyor: — Başım gözizn sadakası (olsun! der gibi vaziyetler yapıyor “Allah,. di e m otomobi muldu ve Polis Müdürlüğüne gö derildi. Sn ( Amca Beyin davası. Amca Beyin babası »yhületibb. Nafiz Paşa vefa m ö kı ş, hat- tâ övey validesi aleyhine bir dava a- çarak: — Babamı servetine tamaan zehir- leyip öldürdüler. Diye iddia etmişti. Bu dava (tabii mecrasnı takip etti ve dava Amca Be- Milliyet'in romanı: 67 ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM tekrar gelebileceği yolunda müphem bir his. Winslow sıcak. Ölü ve toz içi “de... Karanlık çöl ve vitrinler ay. dınlanıyor. eczahane- den kömür al yorlar Üç batu bizden Otele gidiy: İstesyon yanında sim sarların indiği bir otel. Divanhanede bir çok insanlar salıncaklı koltuklara kurulmuşlar. Oliver uzun müddet aynanm karşı- sında durup yüzüne bakıyor; nasıl 0- İup ta kendi kendine benzemedi hayret ediyor. Evet. Siması da miş, İsmine varıncıya kadar. Edward © O, Drake. Evet, Edward O. Drake'in keyifsiz olmağa, tayyarede hastalan- mağa, gülünç bir tarzda hareket et- meğe, sancılanmıya, ikinci sınıf otel- lerde oturmağa, gazeteciler, kadınlar ve halk tarafından rahat bırakılmağa Amerika - Rusya (Başı 1 inci sahifede) redilmiştir. M. Litvinol'un beyanat MOSKOVA, 19. A. A. — M. Litvi- nof, matbuat mümessillerine (o aşağıdaki beyanatta bulunmuştur : “ Noktai nazar (teatilerinde bulun- mak, yalnız maziye sit olan ve haledil- memiş bulunan meselelerin müsait bir surette va.söri bir tarzda halli için za- ruri olan şartları ihdas etmekle kalınıya- rak ayni zamanda iki büyük Cümhuri- yetin hakikaten dostane münasebetleri- nin inkişafi ve müslihane bir surette teşriki mesaide bulunmaları tarihte yeni bir sayfa açmıştır. İki memleket arasın- da iktisadi teşriki mesai imkânlarından de edilecektir. Dün- bir tesir icra edecektir. zide hakiki ihtilâflar zuhur elmiş değil- dir ve istikbalde de çıkacağını beklemi- yoruz. ve İktisadi ve hari teşriki mesai ve sulh lchinde mücadele için ihzar edilmiş olan zemin genişliyecektir, Bir çok kimseler, Sovyet Rusya hakkıda bir takım masal- lar uydurarak ortalığa yaymaktan zevk duyuyorlar. Bu sebepten delayi Amerika reisicümbhuru her şeyden £ evvel benden Sovyet Rusya hükümetinin diğer mem- leketler tebaası hakkındaki siyasetine dair melümet istediği zaman hiç müte- hayyir almadım ve kendisine etraflı ma- lümat verdim. Reise hitaben kir meptup yazarak Rusyada din ve mezhen hakkın- da mevcut olun kanunu izah ettim, Çün- kü kendisi Amerikalıların Sovyet Rusya da ken ayinlerini serbestçe icra dip edemiyeceklerini öğrenmek istiyor” du ve bu hususla pek ziyade alâkadar görünüyordu. Reis, ayni zamanda ecnebilerin Sovyet Rusyadaki hukuki vaziyetlerini sordu. Kendisine ecncbilerin her noktaj nazar — Sovyet kanunlara ? ahkâm vaz'ının kabil olmadı. ek izah ettim. Kendisine hitaben yazmış olduğum başka bir mektupla Sovyet Rusyanm e ğer hükümetlerle olan münasebatının. tekabilen birbirinin dahili işlerine han mamak esasına istinat etmekte olduğuna dair teminat verdim. Mevcut maddi metalibat meselesini kı sa bir zamanda halletmek imlâre yok- tur, cünkü Sovyet hükümetinin takipet- ekte olduğu siyaset bu gibi meselele- rin ni münasebatın tecssüsünden ev- vel haledilmesine müsait değildir . Bu me sele hakkındaki moktai nazar teatileri, ber iki merşleketin hüsnüniyeti ve bu meseleyi mümkün olduğu kadar haletmek hususundaki te baledilmesini ni ballaniye Siberya . merikan heyeti seferiyesi dolayisiyle A- werikaya karşı serdetmekte olduğumuz metalebattan vazgeçmeğe karar verdik. Vashingtondaki Sovyet mümessilleri Amerikan - Rus mühabatmın indesi döla- yısiyle bir çok tebrik telgrafları almak- tadırlar, Görüşmeler LA. A — Litviz gören M, Morgentau ile Sovyet Rusya- mn yeni Amerika sefiri M. Bullit ile 45 dakikalık bir görüşme yapmıştır. Bu gö- rüşmenin mevzuu bildirilmemektedir. Uitvinof yoldaş bundan sonra bugün Vashington'da bulunan kabine azasma bir öğle yemeği vermiştir. Almanlara göre BERLİN, 19. A. A, — Havas ajan- sı muhabirinden : Başka şeylerle fazla meşgul olmasına rağmen Alman mat- büatı Sovyet - Amerika anlasmasına dair bazı yazılar yazmakta, o bu hadiseyi Ja- ponygnın siyasi bir mağlubiyeti olarak göstermektedir. ” Çek gazeteleri ne diyorlar PRAG, I.A.A.— Çek matbuatı Sovyet Rusvanın Amerika tarafından ta- Bınmasını fevkalâde mühim bir hâdise o- larak telâkki etmektedir. Yeni yere taşındılar İnhisarlar Umum (Müdürlüğünün yaprak tütün, memürin, mamulât ve neşriyat kısımları Selânik Bankasının binasının tah &dilen — kısımlarına yin kavli mücerredinde kaldığı için ispat edilemedi. Amca Beyin bu akıbeti cidden ha- zin ve şayanıteessürdür. Amca Beye âcil şifalar temeni eder, ailesine de ler beyan ederiz. Türk spor Gençliği (Başı 1 inci sahifede) zımgelen esaslar hangisi | işe başlanmış ve hedefe varılmak için mesafe ne ka- | dar mümkünse ckadar kısaltılmıştır. Bu vadide uzun uzadıya söz söylemeye ih- tiyaç vas mı bilmem? İçinizde sporun bi- dayetinden beri bir çok ( teşekküllerde yer almış arkadaşlarımız pek çoktur. Ve daha kat'i olarak bütçemizi tetkik etmek maksade vefa eder zannediyorum. O va- kit büyük inkilâbımızm bu sahada yük- sek tecellisini görerek müstarih olursu- nuz. Kemmiyet itibarile ne ise keyfiyet m m dev- relere nazaran gerilediğini söyleyeni, yardır. Bu tenkitlerin hükümsüzlüğünü in fikir sarfetmeği bile zait adde- 378 sey vaziğ Cümhuriyet devrine kader İstanbul- dan sonra ancak bir iki Vilâyetimizde | biraz spor hevesi müşehede edilirken bu gün yakında daha iyi tanzime muvaffak olacağımız vatanm ber tarafına yayılan bir spor faliyetinin karşısında olduğumu zu ilâve etmek isterim, Arkdaşlarım ! Bugünkü sporla dünkü spor arasm- da bugünün lehine cok farklar | vardır. Bunu içinde yaşadığımız için göremeyo- ruz. Bir kere eski spor binbir müşkülâta maruzdu. Çocuk velileri çocuklarının as- lâ snorla mesvul olmalatma müsade et- mezlerdir... Eski sporda gürbüz yurtdaş yetiştirmek fikri hakim değildi. Bugün- kü spor terbiyesinin esaslarında ve usu- lü tarzlarında ise temamen ilmi esaslar hakimdir. Dolayısile buünkü spor milli- dir. Gençleri Türk cemiyetine intibak et- tirmek ve onlara büyük içtimai kudreti vermek hedefi takip ile küzide arkadaş- larımızın idare ettiği Federasyonlar il- | imi bir tarzda spor işlerimizi tanzim et- mektedirler. Adetleri az olmasına rağmen ecnebi antrenörlerinden esaslı istifadeler | edilmektedir. Sporun her kışmına verdi. | ğimiz ehemmiyet ile işe başlanmıştır. Hü kümetin Almanyadan getirdiği alemşü- mul bir göl Karl Dim memle- ihtiyacatını bazı mntaka- ları gezerek tetkik ve tespit etti ve ra- porlarını verdi. Bundan başka geçen 86- Be en selâhivettar şahıslar spor ve genç- Hk teşkilâtı için ecnebi memleketlerin. de tetkikst yaparak raporlarını hazırla- dılar, Bu raporlar uzun uzadıya tetkik edilerek verilecek yeni kararlar spor teş-. kilâtının istikameti asliyesini teşkil ede» cektir, Hepinizin malümudur ki spor me- selesi baştan nihayetine kadar bir ilim ve ihtisas meselesidir. Svorda atılacak ber adım bir bir derdi muhtaçtır. ettiği ilmi Hükümetimizin iü semereyi simdiden huzurunuzda söylemek isterim. şi Muhterem arkadaşlar | Bunları saymaktan maksâdım milleti- mize ve sporcularımıza başladığımız i iy emniyetle, kat'iyetle ve Hin si riştiğimizi bu vesile ile'de ji maktır. Son bir kaç senelik birincilik mü- sabakılarını takip edenler o ve Balkan müsabakalarında alman neticeleri bilenler | sporun inkişafı hakkında büyük ümitler besleyebilirler. Muhterem arkadaşlar 1 Biliyorsunuz hi; bizdespor ama esasına müsştenittir. Memleketi. mizin milli mefküresinin tahakkuku ii yer bu yolda tamimden başka (çare dır?.. Şurasını bir kere daha tekrar rim ki : ber kuvvetten, (her fırsattan istifade ederek spor teşekküllerimizi kuv-| vetlendirmeğe çalışacağız. Bu husus ta- kip edeceğimiz programı diğer | bir fır- sattan istifade ederek arzedeceğim: Bugünkü spor faaliyeti hakkında mm- takalarda tevazün yoktur. Nüfusumuzun azim bir ekseriyeti ve spor faaliyeti Garp- ta pek mütekâsif ve semeredardir. Diğer mıntakalarda da nüfus kesafeli nispetin- de randıman almak teşkilâtımızın umde- sidir. Sporun inkişafından bahsederken henüz faaliyete geçmemiş ve bittabi mın- taka tesis edememiş olan Vilâyetlerin de gözümüzün önüne gelmemesine imkân yoktur. e” Arkadaşlar Sporda bir de büyük kusurumuz var- dır. Milli heyeceni teşvik ve tertip et- miyoruz. Bütün dünya milletleli bilhas- sa İtalyanlar, Almanlar, Çekler, Sovyet- ler, Yunanlılar spor hareketlerinde bü- tün milleti alâkadar eden heyecanlı teza» hurat yapılmasını teşvik ettikleri halde biz de maalesef bu husus çok ihmal edil mektedir, Bundan iki ay evvel Atinada yapılan atletizm müsabakalarında bulun». dum, Bu müş alardaki müşahedatım beni mvdetimde daha geniş ve bilgilerle karşılaştırmış oldu. Bu müsabakalar balağasız seksen doksan bin zurunda büyük heyecanlı merasimle ya- pılıyor ve bütün devlet erkânı ve hali li bir Balkan heyeti döndü (Başı 1 inci sahifede) oo, ile Muhtelit Mahkemenin ilgası için hazırlanan itilâfname projesi üzerin- de tam bir mutabakat hâsıl olmuştur. İtilâffname pek yakında Ankarada imzalanacak ve bu suretle memleket- lerimiz arasındaki bütün meseleler halledilmiş bulunacaktır, Türk ve Yu- nan dostluğunun yağın istikbalde ar- zedeceği inkişafın ne olabileceğini ba- na pek çok kimseler (o sormuştur ve sormaktadır. Kat'iyetie ifade etmek kabildir ki, Türkiye ile Yunanistan a- rasında hudutları hemen hemen kı: dırmak imkânı — olacaktır. Her iki hükümetin gayesi budur Bundan sonra Elen Hariciye Nazı- rına dördüncü Balkan * konferansının mesaisi hakkında mütalcasını sordum: Bana dedi ki: “ww Bu konferansların o mesaisi: ehemmiyetle takip ediyoruz. Bu çal malardaki derin mananın Balkan mil- letleri tarafından lâyıkile anlaşılması- nı temenni etmekteyiz.,, Söz, Ba! regal sulhün temini yo- Junda tesadüf edilen bazı müşküllere intikal edince, M, Maksimos'un Bul- garistanm Yunanistandan Adalarde- nizinde istediği mahreç & meselesine dair ne düşündüğünü öğrenmek iste- dim. M. Maksimos: — İşte Yu: tanım (her fırsatta niyetlerini ispat ettiği bir mesele. Diyerek anlatmağa başladı: — Sulh konferansında bu mesele bir komite tarafından tetkik edilmişti. Bulgar murahhas heyeti bu kısımda Bulgaristana arazi verilmesi için bü- yük devletler murahhasları nezdinde teşebbüste bulunmuştu. O zaman bu talep esaslı bir surette tetkik edilmiş a Adalardenizinde an- bu komitenin kararı Newilly muahedesinin Bulgaristana A- dalardenizinde bir iktısadi temin eyliyen sizce malüm (maddesi tanzim olunmuştur. Bulgaristan o za- man bu reviden bir mahreci kabul et- memiş ve mesele muallâkta kalmıştı. Lozan konferansında meseleye gene temas edilmiş ve Bulgar murahhas he- yeti Dedeağacın Bulgaristana ilbakını şayan görmiserek reddetmişlerdi. Bu- 'na rağmen Yunan murahhas heyeti a- zami hüsnüniyetini ispat ederek feda- kârlıkta bulunmuş ve Neuiliy muahe- desi ile takyit edilen © mahreç işini halletmek için Bulgaristana yeni bir teklifte bulunmuştu. Yunanistanın bu fedakârlığı da Bulgarlar tarafından reddedilmişti. Daha sonra Yunan - Bulgar hakem mahkemesi reisi M. de la Barra kendisine ait bazı hususlar i- geldiği sırada bu mahreç işini halliçin Kl arşaslakn. nezdinde ta- m m lar... Halbuki bizde sporu teşvik ve bes- leme vazife ve salâhiyetinde bulunanla- rın bu ise olan alikalarının — daha şu- mullü olmasını temenni ederim. Muhte- rem arkadaşlar, yukarda arzettiğim gibi bizim sporcularımız amatördür. Bütün zevkleri muvaffakiyetlerinin sonunda sa- dece istedikleri Otakdir ve iltifattır ki bu da kendilerine çok görülmeyecek olan haklardandır. Balkan güreşi ve atletizm müsabakalarından dö: le de bulun- dum.. Onlarda zaferle dönen ve milli şe- refi yükselten arkadaşların bekledikleri alâkayı göremedim. Spor siyasetimizde ve spor bayatımız- da gayet halka nüfuz etmektir. Binaen- aleyh teşkilâtımez apora atılmış olan bu kıymetli gençleri sporda muvaffak ola- bilmeleri için en iyi teşvik çaresi olan bu dan beklediği ve takip ettiği gayeyi bu Cümhuriyet rejiminin spor teşkilâtın- hususu da temin etmek mevkiindedir. suretle ifade ederken sporcularımıza şu- nu da hatırlatırım ki beynelmilel sahada da kendilerine düsen mühim vazifeler yardır. Her gün bir mertebe daha muvaf- fakiyetle ifâ ettikleri bu vazifeleri daha nünden hiç ayırmamalıdırlar. Spordan yüksek şekilde yapmak borçlarını göz ö- gayemizini sağlam bünye'i, sağlam karak. ri ahenkli ve milli hisleri olgenleşiniş gençlik yetiştirmek ve bunu daima ön: de ve elde bulundurmaktır. Birincileri takdim Halit Beyin nutkundan sonra Futbol Federasyonu Reisi Hamdi Bey Türki- ye birincisi Fenerbahçe takımını tak- dim etti ve alkışlandılar. Sıra ile te- misçiler, denizciler, süresçiler. atletler takdim edildielr ve ayni suretle alkış- landılar. Takdimden sonra Şişli nahi yesi Gençler Mahfili musiki heyeti muvafakıyetli konserlerini verdiler pek çok alkışlandı! vassutta bulunmak nezaketini göster- miş ve hükümetimiz kendisin mahreç işinde Bulgaristana mutedil teklifler- de bulunmağa salâhiyet vermişti. Bu maksatla Sofyaya giden M. de la Bar- ra hiç bir netice alamamış ve Bulga- ristanım menfi cevabı tekrar kar- şılaşmıştı. Daha sonra, O zannederim 1925 te Londra Balkan Komitesi Reisi Sir Edvard Boyle ve Umumi âtibi M. Bukton, “Times, | gazetesine bir mektup yazmışlardı. Adalardeni; de Bulgaristana bir mahreç temi talep eden bu mektuba İngiltere Hi riciye Nezareti Müsteşarı M. Mac - Neil cevap vermiş ve Meb'usan Mee- lisinde bu mesele hakimda vermeğe vakit bulamadığından dolayı kında Yunanistanm gösterdi niyeti.ve Bul; tebarüz ettirmişti. Meselenin geçirdiği haleye rağmen, Cemiyeti Akvamda o zamanki Bulgar Hariciye mazırı Mösyö Kalfoff ayni meseleye temas etmiş ve i- şin halledilmemiş olmasından şikâyet etmişti. Elen murahbası cevabında mesele- Cemiyeti Akvama tevdiini Bütün bu anlattıklarım, size Yuna- nistanın işin halli için her fırsatta gös- terdiği hüsnü niyetin derecesini göste- rir, İtiraf ederim ki, son zamanlarda Bul- gir matbuatının ba mesele etrafındaki neşriyatmı hayretle karşıladım. Eminim ki, Yunanistanı tanıyanlar onun hare- ket tarzmı ancak takdir ederler. Ve Umit etmek isterim ki, iki memleket arasmdaki münasebatı takviyesine ça- deyen şu sırada Bulgar matbuatının tma Bulgar hükümeti taraf- ez değildir. Mecdi SADRETTİN Heyet dün avdet etli Balkan konferansına iştirek eden murahhas beyetimizin Atinada kalan re- is umumi kâtip ve azaları, dün akşam saat 17 de Tevere vapurile Pireden gel- lerdir. | Atinadan dönen heyiti murahhasamız Trabzon mebusu Hasan, Riyaseticüm- bur umumi kâtibi Ruşen Eşref, Ali Mu- zafer, Hâmit, Baki, Mecdi Sadrettin ve Naşit Hakkı Beylerden mürekkep- tir. Murahhaslarımız, rıhtımda bir çok zevat tarafından karşılanmışlardır. Ha- san ve Ruşen Eşref Beyler bu akşamki trenle Ankaraya gideceklerdir. Gıdasız çocuklar (Başı 1 inci sahifede) takdirde bu çocukların aç kalacağ hu söylemişlerdir. Bu işe tahsis o edilen para geçen sene 18 bin lıra iken bu 8e- ne ancak 7000 liradır. Toplantıda ço- cuk adedini azaltmaktan ise iaşe mas- (İl için tetkikat yapıl nahiyesi mümessilleri bir inin üç kuruşla kabil ol- duğunu ileri sürmüşler ve formül dört ai olarak tespit aile Bu vaziyette de ancak 2000 çocuğun ia- sesi kabil olabilmektedir. Geçen sene || 4000 çocuğun isşe edilmiş olmasma nazaran şimdi 2000 çocuğu gıdasız bı- rakmak vaziyeti hâdis o olmaktadır. Mümessiller bu vaziyet karşısında hiç bir çocuğun aç kalmasına kail olamı- yacaklarını, halkım da çocuklarımızın aç kalmaması için yardım edeceğinden emin olduklarını söylemişlerdir. Neti- cede umumi me: geri aldığı yar- “dımma devam etmesi için âcilen müra- caate karar verilmiştir. izahat | Macar dostluğu ve bir eser Macaristan Turizm işleri müşavir Biği Türk - Macar kılavuzu adlı Türkçe bir eser yazarak belediyemize ve alâ dürtüğü de bu esere cevap vermek için Macarca resimli bir kılavuz neşrine ka- dostluğunu üne esin totoğiak. ları da bulunacaktır, Fırka ocağına davet & H.F. Şii nahiyesi Meşrutiyet Ocağından Ocağın aylık toplantıs 22 - 1 - .- çarşamba günü sant 21 de fırkanın Hi nahiyesi merkezinde yapılacağı ağa kayıtlı azanım terler rica olu- | Başvekilimizin | Beyanatı (Başı 1 inci sahifede) ve sanayi mnişkalarmın terakkiri, amelenin kabiliyetine bağlıdır. Ka- biliyet dediğim zeman bilgi ve ihti sası, nizamı, iyi geçinmeyi, işletici İ terle ahenk içinde çalışmayı mürat İİ ediyorum. Bütün bu moktainazar- lardan intibamı müspettir. Zongul- daktan yakın zamanda tekrar gö- İ| rüşmek üzere, muhabbetle ayrıl. yorum.,, Zonguldak'tan ayrılırken ZONGULDAK, 79.4. A. — Baş vekil İsmet Paşa Hazretleri bugün re- fakatlerinde o İktisat (o Vekili Celâl Beyfendi ve diğer zevat olduğu hak de Üzülmez msden mntakasınn kö- mür işletme plânlarını ve istihsalâta ait raporları tetkik etmişler ve mü- teakiken Türk iş şirketinin çocuk bah çesinde o küçüklerin müsamerelerini görmüşler ve memnun olmuşlardır. Paşa Hazretleri öğleden sonra şehre inerek Süleyman Surrı Bey maden o- İl cağı kömür işletme tesisatını tetkik buyurmuşlardır. Bundan sonra belediyeye giderek belediye meclis azalarını kabul etmiş- İli ler ve batıra defterine el yazılarile “ Zonguldağa selâm ” ibaresini yazıp İl imza ve ihda buyurmuşlardır. Paşa İll Hazretleri bundan sonra maden ida- resine gitmişler, maden idaresi me- murlarmı ve fen heyetini ve amele birliği idare heyetini kabul buyurmuş- lar ve burada harita üzerinde havza ocaklarma ait tetkikatta bulunmuşlar- | dır ve izahat almızlardır. b Başvekil Hazretleri, saat 16 da is- keleyi dolduran halkın ve işçi kitle- | lerinin candan tezahurları arasında | motöre binerek vapura azimet buyur- muşlardır. İskelede halkevi muzikası, polis ve jandarma müfrezeleri, İzciler ve mek- tepliler, memurlar ve bütün halk ta- rekkep kafileler motörlerle vapura ka- | dar Başvekil Paşa Hazretlerini teşyi etmişler, limanda bulunan büyük, kü- Paşa Hazretleri, Gülcemal vapuru ile limandan ayrılırken o Zonguldağa i buyurmuş. Başvskil Hz.nin avdeti münasebetile... Başvekil İsmet Paşa Hazretlerile İktısat Vekilimiz bugün Zongul- (ll İ| daktan avdet edeceklerinden Tic: idare heyetinin pazartesi | icrası mutat olan toplantısı dün yapılmıştır. İçtimada Odanm yeni bütçesi etrafında da görüşül- müştür. Bütçede esaslı değişiklik olmuyacağı anlaşılmaktadır. Kız talebe Yurdu açıldı (Başı 1 inci sahifede) kıyet dilemiş, Birliği tebrik bary Bundan sonra Kadınlar Birliği R: Lâtife Bekir Hanım bir nutuk söy! rek yurdun nasıl açıldığını, gayesi ne olduğunu izah etmiştir. Bundan son- râ yurt talebesinden Lâmia Şerif Ha- nım bu nutuklara mukobele ederek yüksek tahsilde bulunan genç kızlara böyle bir yuva kurulduğu için Kadın- ine teşekkür eti Bundan sonra davetlilere çay ikram edildi. Yurdun talebesi şimdilik 23 hanım- dır. Müracaat vukubulduğu takdirde daha fazla talebe için yer hazırlan- mıştır. Yurtta aylık ücret 22 liradır. Buraya taşradan tahsil için İstanbu- la gelen ve yüksek mekteplerle ü versite fakültelerine devam eden tale- be kabul edilmektedir. Aylık ücret o- lan 22 lira içinde yemek dahildir. Yurttaki talebenin vaziyeti daimi bir kontrol. alemde bulundurulmak için Tercsme: KAMRAN ŞERİF hakkı vardır. Evvelce de böyle bir is- tihie rig Oxford Darülfünu- nu tal iplomat oğlu Edw Desk, sinama aktörü Oliver Dent el- ve Dünyan en güzel adamı, parıl pa- rıl tebessümlü afiş oldu, Tekrar bir is- tihale geçirip kendi şahsiyetinden kaç- mak, Oliver Dent'i ortadan kaldırmak hoş bir şey olacaktı. Gelecek filme ka- dar Oliver Dent yok. Bırak Allahını sever- Jiyorum: Gelecek filme ka di Tobias, merak etme.. Se- ninle Clearwarter'e gidip nah böyle sazan balıkları tutacağız... X e “ pastillerinden ra pie ya olmuştu. İyileşmişti. ok. Müpbem bir endişe, si dersin? Evet, hâlâ... - Daima... Allah rahatlık versin, Donka! Gümüş gibi sazan balıkları zıp zıp sıçrayorlar. turp gibi bir adamı Artık hiç bir ağrı yok. Artık hep siyah kadife... Ertesi Salı günü genç bir adam Clearwater - Cottage'e geldi, banyolu bir oda istedi. Delikanlı saat yarımda Scattle'den hareket eden otobüsle gel miş, beraberinde gayet kirli, fakat gayet memnun bir küçük köpek getir mişti, Senenin © mevsiminde, Yani Pa zar ortasında otobüs Clcarwater - Cot De ayle bl zaman ortalık he- nüz aydınlık bulunuyordu. Fakat gü- neş dağların arkasında kaybolmuştu; gölün yarısından fazlası da karanlık- tu. Clearwater - Cottage'in o banyolu yalnız iki odası vardır. Bu odaların i- kisi de meşguldü, faakt birinci katta bir oda daha vardı ki, banyo daire- sinden iki kapı ile ayrılmıştı. Delikan hı bu odayı gezdi; odada bir karyola, bir salmcaklı koltuk bir de masa var dı; elbise dolabı açıktı; duvarlar he- müz ems! boya kokuyordu. Yer- de Amerika yerlilerinin yaptıkları kır mızı beyaz bir halı. Pencere büyük ve lodosa nazırdı. Gölün bir ucu görü nüyor karşı sahilde dağın profili yüle- seliyordu. Dağ da zaten al ve mavi bir kitleden ibaretti zira güneş epeyi evvel arkasında gurup etmiş, semayi sarya boyamıştı. Limon kabuğu gibi ık, güzel bir sarı. Pencerenin etin- da bostan vardı; buradan salatalık ve yeşil Tahana kokuları geliyordu. Bir bal kabağın iri yeprakları arasnda kurşuni iki sincap oynaşıyorlardı. Bir ipte gömlekler kuruyordu; doğru biraz rüfgür estikçe gömlek lerin kolları hafif hafif sallanıyordu. Bahçeden çıkan bir yol, bir müddet gölü takip ettikten sonra, yukarda ormanın içinde kayboluyordu. Ondan sonra caddenin kenarında orman baş, iy İskelede üç ze oturmuş, bacaklarını sarkıtmışlardı:. Bunlar- dan biri tahminen beş yaşında bir kız çocuğu, diğer eni de daha kabaca iki erkekti; bunlar ikize benziyorlar- İhtimal erkek yi biri gölde balık tuttuğu tü etmiyorlardı... Küçük inler, he- men işidilmiyecek kadar hafif gürül. tülerle iskelenin ayaklarına ve zincir- lerine bağlı kırmızı kayığa çarpıyor- du. Delikanlı bir müddet pe . Uzun boyunlu üç yaban ördeği bir müsel- les vaziyette geldiler ve hafif bir hız- la göle dokundular. O zamana kadar odun biçmekt” olan bir adam durdu. çık renkli üstünde İncil duruyordu. Yanımda su dolu bir Ja mavi bir bardak vardı. Kabın için de buz olmadığı halde su serin gibi duruyordu: Kap boğulanmıştı. Adam bir bardağı doldurup içti ve köpeğine sordu: — Tobias, sen de susadın mı? Köpek odaya girelidenberi yüzü- mü yeni badanalanmış duvara dönmür, duvarda bir aşağı bir yukarı dolaşan yeşil renkli ufacık bir örümceği asa- seyrediyordu. ayağı ile Enpllim kayruğiyle cevap verdi. — Burada bir müddet kalıp balık tutacağım. Takımlarımı Scattle'den istemem, makta sazan balığı tutmak isterim. “— Mister Colmore size lâzım ge- len malümatı verir. Mişterilerin ruh- #atiyelerini filân daima o hazırlar, Bu sözleri, çiçekli basma bir enta ri giymiş, bacakları esmer, kolları çıp” lak genç ve güzel bir kadın olan le- kantacı söylemişti. — Mister Colmore buranın sahibi mi? — Evet, kocam. - i» Colmore. Köpeği- - Sonra bavulun hâlâ aşağıda. Burası çok rahat, — Evet, Biraz lenhadır. İnsan bir müddet oturunca alışır. Sonra radya- muz da yarı — Ah.