İ HM EYLOL — 1888 8 GÜN ZARFINDA | GÜZELLEŞMİŞ Buruşukluklar gaip oldu. Yumuşak cild - Cazib ten asıl mektubunu | ';&10 Bün kadar evvel çektirdiğim bu M:Taium görünce, kendim bile ta- Büçlük çektim. Alnımda, göz- VG #ğzım etrafında, çizgiler ve w Uklarım vardı. Tenim esmer ve ün ise bütün dostlarımın gıp- bh%îdirinl çeken beyaz, yumuşak ve | !%h üz bir cildim vardır. Bunu k'ı ©den ve hakiki bir cild unsuru o- e için pembe ve gündüz için be- hkteki Tokalon kremini herkese * G tavsiye ederim. İçlerinden bir tecrübelerini yapmcıya kadar benımıe alay ederlerdi. Fakat tec- “:"“D Şayanı hayret neticesini elde Onlar da benim gibi şaşaladılar '“" derece memnun kaldılar.,, Cild wlm pembe renkteki Tokalon Wıı terkibinde Viyana Ünliversite- %eıhuı- bir profesörö tarafmdan Men ve Biocel tabir edilen gençlik Vardır. L g okumanızı rica ediyor: Gece yatmazdan evvel pembe renkte ki Tokâalon kremini sürünüz. Siz uyur- ken cildinizi besleyip yumuşatır ve gü- zelleştirir ve buruşulukları giderir, Gün- düz için de beyaz renkteki Tokalon kremini — kullanımız, Cildinizle siyah | benlerini eritir ve açık mesameleri sık- laştırır. Paranm ladesinde garanti Bu usulü bilen ve tatbik eden her ka- dm “günde 30 dakika,, bir genç kızın yumuşak cild ve sevimli, taze bir ten elde edilir. Binlerce defa temin edilen şayanı hayret Semereler size parayı iade etmek gayretini vermeğe sevkedi- yor, Hemen bugünden her iki Tokalon kreminden birer vazo alınız. Tarif e- dilen tarzda on gün kadar tatbik ve tec- rübe ediniz. Elde edeceğiniz şayanı hayret semeresinden memnun kalma- mışsanız, vazoyu İade ediniz. Paranız derhal geri verilecektir. : ..o:—qvlrmda oturan Bayan Drouet; bu usul, beni “8 gün zarfında hakikaten " 5' O bir tarzda güzelleştirdi" diyor ve buna nasıl muvaffak olduğunu anlatan şazzasıa s08280cansurucua z HABER — Akşam postası Ka _.A___. CA İstiklâöl lisesi Direktörlüğünden 1 — İlk, orta ve lise kısımlarına yatılı ve yatısız, kız ve erkek talebe kaydına başlanmıştır. 2 — Isteyenlere mektebin kayıt şartlarını bildiren tarifmame parasız gönderilir. Adrös: Şehzadebaşı Polis karakolu arkası .Telefon: 22534 HLAİHT B _ğ | EE L Pritbee e E $ gUNGNEETEE GENLARARERETUNA Kdekebek eei KA SA GRENSUGA ENRGENEMARERANE . B #ez SETETEEETERERTEETETENN HERE HL b . JHH ıı.:ııııı.l=".m ':-:::::ı...fg:....' Feski Feyzlats “GÖRERERER NN vatılı Boğaziçi Liseleri yatısız Ana smıfı ile ilk kısım en yeni ve modern tesisat ile Bebekte eski Fransız Sen Jozef mektebi binasında, orta ve lise sınıfları Arnavutköyünde tramvay caddesinde Çifte Saraylarda kız ve erkekler için ayrr dairelerde, Her gün saat 10 dan 17 ye kadar yeni talebe kaydı için Çifte Saraylarda mektep idaresin e müraca.at edilehilir tarifname gönderilir. 36.210 Telefon. Kit # lıtıyenlore ESİ F BH — f“" Her turiu yanıklar, kan çıbanları, traş yaraları, memei iltihapları ve çatlakları, koltuk altı çıbanları, dolama, akneler, çocuklarm ve büyük. lerin her türlü deri iltihapları. VİROZA en çabuk ve en emin bir surette tedavi eder, H L NLKON AAA OKN KDKONT NDK MII!LMMMHMMW% d . irsiniz İ lanacaktır. Postalar her gün Dönüşte Gemlikli postalar Gemlikten saat 6 da ve Mudanyalı postalar Mu- ' mvw İDENİZBANK Denizyolları Mudanya postaları : i5 Eylülden itibaren Mudanya hattında Sonbahar tarifesinin tatbikma baş- İstanbuldan saat 16 da kalkacaktır. danyadan saat 8,50 da kalkacaktır. Pazar günleri İstanbuldan 8,30 da ayrıca bir posta kalkacaktır. Bu posta ayni gün saat 17 de Mudanyadan kalkıp 20.05 de İstanbula dönecektir. a TTT l SYandı, Büyük bir gürültü koptu. — Kahrolsun serseriler!. — Yansın Haşarat Yatağı!. kim Yarında toplandı. hle Dört bin kişi harekete hazırdı. Artık harpte bulunuluyordu. İsim vardı: — Büridan! Büridan! . hnm:ştı . Yal Tindan : S Mirtiy!. - Büridan! .. I't'—'lm*ıek-.rı dökülüyordu. aai İN yi - Mtap bugün garip görülebilir. Ve korkuyla karışık hafif bir gürültü Oldu, Sonrâ, bu gürültü büyüdü. Gür- *Yen bir gök gürültüsüne benzedi. Ni- Yet asillerin dilencilere karşı kinleri — Yansın serseriler, ipe çekilsinler. Bu müthiş haber, kısa bir zamanda Pînse yayıldı. Dükkânlar kapandı. .. alk evlerine kapandı. Zincirler geril- Sokaklarda devriyelerden başka , “Se görünmüyordu. Bölükler Luvr Luvrda hazırlık İhdx. Kral bir harp meclisi kurdu. Ki- lerde çanlar çalınmıya başladı . ariste ağızdan ağıza yayılan kor- biz Uyla, nefretle, ölüm tehdidiyle anılan Ütün Paris Büridanın aleyhine a- tini aşarat Yatağında, Hansın kendi- götürdüğü evde, Büridan Mirtiyle hizdı. Orada bu iki sevdalr öpüşü- Tlar, baygın bakışlarla biribirlerini Yorlardı. Pariste herkes, aleyhle- de bulunurken, onlar, bulundukları r":]dî Muhitte zevk, aşk içinde kendile- * n geçmiş bir haldeydiler. Dudak- HERKES VURMAĞA HAZIR t Kraj, Parisin içinde yapılacak bu P harbe iştirak edecek kıtaların ku - dlnlıgını Marinyiyi tayin etmişti. | ha Şehir içinde yapılacak böyle bir Fakat yorlardı. risi için hiçtir. Fakat yirmi rarlaştırdı. askerlerine geçit Tesmi kâfatlar vaad ediyordu. dlğük n Mi 26 BÜR <<00 ÜRİDAN — Önce, boğuk bir mıriltı, hiddet © zaman böyle bir hâdise kimseyi hay- rete düşüremezdi. Çünkü Parisin tam göbeğinde imtiyazlı bir cemaat teşkil eden serserilerle dilenciler, kendilerini bir düşman memleketinde farzederk halk ve askerle sık sık çarpışıyorlar - dı. Serserilerle dilenciler, âdeta ku- mandanları, generalleri ve baş kuma- danı bulunan hakiki bir ordu teşkil edi- Bunların mevcudu on beş bini aşı- yordu., İcabında bir bayrak altında top lanabilen bu 15 bin kişi bugünün Pa- bin kişi nin pek korkunç bir kuvvet sayıldığı o- nuncu Lüi devrindeki 200 bin nüfuslu Paris için mühim bir kuvvetti. Bunun için kral Lüinin Haşarat Yatağına kar- şı sanki harict büyük bir düşmanla harpedecekmiş gibi hazırlıklarda bu- lunmasına hayret edilmemelidir. Kont dö Valuva, Marinyinin baş ku- mandan olmasına sevinmişti. Başka bir zamanda olsa hasedinden çatlardı. Fakat bu defa memnun oluyordu. Çünkü Marinyinin galip gelse dahi Ha- şarat Yatağında kaçırılmış olan kızıyla karşılaşacağını ve bunun da ona müt- hiş bir elem vereceğini düşünüyordu. Zaten başvekilin tevkifinden de sarfına. zar edilmiş değil, sadece tehir edilmiş- Valuva, Marinyinin kumandası al - tırda harbe iştiraki, bunları düşündüğü için ağır bulmuyordu. Hem muharebe- de bir takım kazalar da olabilecefini ve meselâ kargaşalıkta bir hançer dar- besinin Marinyiyi öteki dünyaya gön- derebileceğini düşünerek bu kabil te- sadüflere yardım etmeğe ve hattâ böy- le vesileler bulmağa çalışmağı da ka- Kral da faaliyete geçmişti. Muhafız yaptırıyor, serseri kellesi getirecek olanlara mü - Marinyi, Haşarat Yatağına giden 5 G l ah ü BÜRİDAN kitaplarınızı VAKIT YURDU Kitanevinden tedarik edeh Mektep 257 darbeden kimin oleceğım düşünüyor - lardı. Saat onüu çaldı. Üçü de yeniden titrediler, Bu saat, Marinyiye Luvrda bulun - ması için haber gönderilen saatti. Kral, acele, ibadet odasının büyük salona açılan kapısını açtı. Burası, daha sabahın ilk saatlerinde, sür'atle saraya çağrılmalarından hay- rette bulunan senyörler, kumandan - lar ve şövalyelerle doluydu. Salonun her duvarı sırasında yirmi dört asker dizilmişti. Hareketsiz duruyorlardı. Kapının yanında da Hük dö “Tren- kavel kılıcını çekmiş bekliyordu. Kral, azametinin ve ihtişamının tim- sali gibi duran bu adama bakarak ke- yiflendi. Tebessüm etti. Kendine bir emniyet geldi ve askerleri selâmladı. Salonu: — Yaşasın kral sesleri sarstı.. Lüi maiyet askeri kumandanının ku- lağına bir kaç kelime fısladı. Zabit sa- rardı. Marinyinin tevkif emri verilmiş- ti. Kral: — Ben, - dedi., - ibadet — odasından çıkmca “Notrdam!,, diye bağıracağım. Ö zaman tevkif edeceksiniz, — diyerek tenbihini tamamladı.. Salonun nihayetinden kapıcı: — Başvekile yol açınız. Monsenyör, Angerrand dö Marinyiye yol açınız , diye bağırdı. Kalabalik açıldı, yarıldı, dalgalandı. Marinyi de sakin, vakur ve heybetli tavriyle ibadet odasına doğru yürü - dü. * * * Marinyi Luvr sarayını pek iyi bilir- di. O, daha Luvrun metrük köprüsün- den itibaren bir nöbetçinin duruşun - dan, nöbetçi zabitleriyle sivillerin ha- reketlerinden sarayda meserretin mi, yoksa hiddetin mi hâkim olduğunu an- lardı. Marinyi Luvra girdiği sıralarda yüzleri, hareketleri en küçük teferrüa- tıma varıncıya kadar gözden geçirirdi. Bu sebepledir ki bu gelişinde de sa- rayda, bir hazırlık olduğunu anladı.. Büyük salona geldiği sırada bu keşfi daha ziyade kuvvetlendi. Belki o gün, zihnen hususi işleriyle meşgul olduğu içindir ki — bakışlara, ve mırıltılara ehemmiyet vermedi. Trenkavelin açtığı kapıdan ibadet odasına girdi. Sararmış, soğuk üç yüz- le karşılaştı. Muhakkak zihnen çok meşgul ola - caktı. Ne kralın, ne kraliçenin, ne de Valuvanın orada içtima etmelerinin se- bebini inceleyemedi ve üçünün — de 'kendisine garip bir surette bakmaları - nım mânasını düşüneyaedi. Marinyi hemen Lüi Hütenin yanına gitti, Pek heyecanlı görünüyordu, — Şevketmeab, - dedi. - Beni çağır- maya geldikleri sırada ben de saraya gelmek üzere bulunuyordum. Size söy lenecek pek müthiş haberlerim var. Valuva bir adım geri çekildi. Kraliçe titredi, Kral soğuk bir tavırla: — Ne gibi haberler?. - diye sordu. — Şevketmeab, Pariste şehir içinde bir gehir, hükümet içinde bir hükü- met vardır. ÖOrası isyanın membardır . Kargaşalığın kaynağıdır. Orası fenalık ve cinayetin müstahkem bir kalesidir. Cemiyeti beşeriyenin en sefil tabakası olan dilenciler, serseriler, oradan çı- kar. ÖOrasr dünya serserilerinin karar- gâhıdır. Kral titriyerek: — Haşarat Yatağı, - diye homur - dandı. Orası hakikaten kendisinin de, ken- dinden evvel gelen kralların da uyku- larını kaçtran bir kâbus olmuştu. — Marinyi devam etti: — Evet şevketmeab, Haşarat tağı! Orası, babanız için az kaldı xi Ü Ya- » yük bir tehlikeye sebebiyet verecekti ;