16 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

16 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Naşriyet Müdürü ; n Rasim Us * İDARE EVİ » Istanbul Ankara © 22872 ; 24370 : 20335 Yazı işleri telefonu idere », ime Hân B - Fransa - İtalya İngiltere ile İtalya arasındaki itilâfin imzasından sonra, artık Fransanın da Ttalya ile anlaşmasına herkes, bir olup bitti nazarile bakmaktadır. — Filhakika İngiliz - İtalya itilâfi Romada imzalanır | imzalanmaz, Fransız işgüderi Blondel ile | İtalya dışbakanı Ciano arasında müza- kereler başlamıştı. Fakat — araya Arna- vutluk kralı Zogonun evlenmesi ve Hit- lerin ziyareti girdiğinden bir müddet fa- sılaya uğradı. Şimdi ajans — telgrafları, müzakerelere tekrar başlandığını ve iti- lâfın, galip ihtimale göre, bu ayın orta- Tarma doğru imzalanacağını bildirmekte- dir. Habeş harbinin başındarberi devam e- den vaziyete nihayet verilip esaslı bir i- tilâfa varılmasını, Fransa da İtalya da İstiyorlar. Malümdür ki İtalyayı Alman- yanın kolları arasına atmak gibi bir ne- tice veren Habeş macerasının başlangıcı Fransanın İtalya ile anlaşma teşebbüsü idi. 1935 senesi ikincikânununda Laval Romaya giderek Musolini ile görüşmüş ve iki devlet arasında senelerdenberi sü- rüp giden ihtilâflar halledilmişti. Bu iti- lâfm © zaman gizli tutulan hükümlerin. den biri de İtalyaya Habeşistanda hare- ket serbestisi vermekti. Musolini bu va- ade güvenerek Habeş teşebbüsüne girer girmez, pazarlıktan haberi olmadığı anla. şılan İngiltereyi karşısında gördü, İngil- terenin endişesi iki sebebe dayanryordu: 1 — Habeşistanın İtalyaya ilhakı Mı- sır ve Sudandaki vaziyetini zayıflatacak- tı. Habeşistan üzerinde 1893 senesinden- beri kendisinin de iştirakile yapılmış bir gok itilâflar vardı. Fransa ve İtalya İn- giltereye haber vermeden — şark! Afrika üzerinde anlaşmışlar. İngiltere bu anlaş- manım tatbikine mani olacaktı. İngilte- renin bu Habeş meselesindeki — vaziyeti, Almanyanın, Fas İngiltere ve Fransa a- rasında taksim edildiği sıradaki vaziye- tine ne kadar benzer? 2 — İngiltere için ikinci bir kaygı, iki büyük devletin anlaşması idi. — Fransa, Sövyet Rusya ile de münasebete — giriş miş. Binaenaleyh bir Avrupa bloku ku.- ruluyordu. İtalya * Fransa itilâfinin gü. mul derecesi ne idi? İngiliz yardımından müstağni kalan Fransa bundan sonra nasıl bir siyaset takip edecekti? İngilte re, Habeş pazarlığının tatbikine manl ol- mak suretile bu yakmlığa mani olmrya çalıştı. Bu noktadan da İngilterenin va. ziyeti, Fasın İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması sırasındaki Alman vaziye- tine çok benziyor. Malümdur ki Alman- ya da bu paylaşma pazarlığtını suya dü- gürerek 1904 itilâfini — hükümsüz birak- mağa çalışmıştı. Delkasenin istifasına ve Alcesrras konferansınım toplanmasına se- beb olan buhrarım psikolojik tarafı bu- dür. Fakat Habeş buhranile Fas buhranı arasındaki benserlik ancak — buraya ka- dar geliyor. Almanyanın Fas pazılığını suya düşüreceğim diye, Fransa üzerine yaptığı tazyikin — neticesi malümdur: Fransa tazyik edildikçe, İngilterenin kol- ları arasına atıldı. Neticede — Almanya Fast kurtaramadığı gibi, İngiliz - Fran- sız antant kordiyalımın kurulmasına da sebeb oldu. Halbuki Habeş buhranı başka bir ne- tice vermişe benziyor. İngiltere Habeş istilâşına mani olmak için teşebbüse gi- rişince, önce Fransa “idarei maslahat,, etmeğe çalıştı. 1986 seçiminde sosyalist- ler kazandıktan sonra da İtalyayı terke- derek İngilterenin kolları arasına atildi. Gerçi İngilterenin bu Habeş meselesinde biri sömürgelere diğeri de Avrupa mu- wazenesine ait olmâk Üzere — takip ettifi iki hedeften birine — varamamıstı: Yani Habeşistanı kurtaramamıştı. Fakat mu- BAF Devamı 4 üncüde Brezilyada isyan nasıl olmuştu? Sarayı geceley'n hücum eden as'lere karşı Pijamalı generalın cesareti Brezilyada geçen gün bir isyan hareke- ti baş gösterdiğini 11 mayıs gecesi Rio de Janeiro'da hakik! bir dahili harp oldu. Bunu ajans telgrafları bildirdi, Gelen ha« berlerde bu muharebede bilhassa Cum. hurreisi Vargas — ile kızının büyük bir kahramanlık gösterdikleri işaret olunu. yör ve asilere karşı nasıl çarpıştıkları ane latılryor: Şehir, 11-12 mayıs gecesi, her (ıa:kl gibi, sakin bir uykuda iken, geceyarısına doğru, bir gürültü başlıyor.. Ahali, işite tikleri sesler üzerine, — pencerelerini açı- yorlar. Sokakta büyük kalabalık vardır: Koşan ve bağrışan insanlar... Sonra silâh sesleri... Herkes biribirine: — Ne oluyor? diye soruyor. Fakat sormaya lüzum yok; şehirde l- yan çıkmış.. Thtilâlciler, ellerinde silâhları ile ev- velk, cumhurreisinin sarayına - gidiyor- lar, Fakat, vaktinde uyanan Vargas, der- hal vaziyeti anlryor ve bütün saray hal- kını uyandırarak, müdafaaya geçiyor. <- Mümlekatte Bif IRETAI “hareketi hiç beklenmediği için tedbir ve tertibat alım- mış değildir. Yalntz, curahirreisinin bir. tabahcası vardır. Sarayda bir iki taban- ca daha var ve bir de eskiden kalma bir mitralyöz... Saraydan asilere karşı ilk silâh çeken cumhurreisi ile kızı Jandira oluyor. İh: tilâletleri, pencereye çıkarak karşılayan baha, kız, derhal ateş etmeye — başlıyor. lar, İhtilâlciler, karşılarında cumhurreisi İle kızını görünce biraz şaşırryorlar, He- le mütemadiyen ateş etmeleri karşısında cesaretleri kırılıyor. Bu sırada saraydaki — mitralyözün da başma kâtinler geçmiş ve asflere ateş a- çılmıstır... Biraz sonra, sarayı müdafaa için ik nolis ve asker müfrereleri gelivor ve #htifâteiler daha fazla — duramıyarak, çeklliyorlar.. Pıijamali general.., İhtilâlciler, cumhurreisi — sarayının &- nünden çekildikten sonra, bahriye neza- reti binasına hücum ediyorlar ve binayı dinamitle uçuruyorlar. Şehrin diğer bir gok yerlerinde de yangınlar — çıkarılmış, silâhlar patlamağa başlamıştır. Gerek polis, gerek asker kuvvetleri bu çarpışmada büyük bir sürat ve çeviklik göstermiştir. İhtilâlciler çokluk olmaları- na rağmen, teşebbüslerinde hükümet kuv vetleri ile karşılaşmışlar ve hareketleri a- kim kalmıştır. Gece herkes uykuda iken patlak veren bir isyanın bu kadar çabuk bastırılması derhal alınan tedbirler sayesinde olmuş tür. Meselâ, sokaklarda, ihtilâleflere kar. şı çarptşan hükümet kuvvetlerinin başın- da pliama ile bir general görülmüştür.. Yatağından fıriryarak silâhını kaprp gar- nizona koşan kumandan, derhal a«kerin başına geçmiş ve çarpışmaya başlamıştır. Ihtilâ in gayesi ne 'di ? Brezilyadaki bu son —isyanın gayesi memlekette tekrar krallık — kurmak ve tahta prens Petro Orlean Bragans'ı ge çirmek olduğu zannediliyor. Cumhurreisi Vargas bundan sekiz sene evvel, bir İbMlAI hareketinin başında, hü. kümetle muharebe etmiş ve nihayet ga- Wo gelerek Jiktidarı eline almıstır. Ken- disini eyvelâ muvakkat cemhürrefti Hân | eden Vareme dürt cene memleketi hu <- | fatfa idare etmistir. Bundan sonra, ka- ı nunen cumhurreisi seçimi için tayin olu- * Reisicumhur Vargasın nan tarih yaklaşırken, kendisini cum- hurreisi olarak ilân etmiştir. Vargas son üç senedenberi — Brezilya millet medlisini feshetmiş ve memlekette sıkı bir idare kurmuştür. Bununla beraber, Brezilyada için için kaynayan bir ihtilâ hareketi mevcuttur. Bu şeler de krallık lehine bir ibtilâl ha evvelâ Reisicumhur ile kızı müdafaa ettiler SA kım Jandira reketine girişildiği görülüyor. 'Tahta geçirilmek istenen — prens Petro çarpışma esnasında, cumhurreisinin sa- rayının bahçesinde bacağından yaralan- mıştır. Zahiren sarayı müdafaa etmek için girenler arasında bulunan prensin, bilâkis Vargası öldürmek ve ihtilâl kuv- vetlerile beraber sarayı derhal mek istediği muhakkaktır. Ruzveltin küçük oğluda evleniyor Ağabeyi gibi o da babasının rakiplerinden âşık Amerikan cumhurrelsinin küçük oğ. lu da evleniyor ve bir müddet evvel evlenmiş olan ağabeysi gibi, o da ba. Rekor kıran tayyareci kadın Bu şik ve güzel salon — kadınının bir tayyureci olduğunu zanmeder — misiniz? İngiltere ila Avusturya — arasında tekor kıran kadın tayyareci Jan Batten, geçen gün İngiliz sarayında, kral — oltıncı Cor- cun tahta çıktığından beri ilk defa ya- pılan kabul tesmine iştirak etmiş ve bir çok İngiliz kadınları ile beraber krol ve kroliçeye takdim edilmiştir. birinin kızına oldu basınım rakiplerinden birinin krzını n. hıyor. Ruzveltin oğullarının böyle hep ba, balarınım rakiplerinin kızlarıyla ev. lenmeleri belki biraz tubaf görünür. Fakat bunun sebebi basittir: çünkü, Rüzvelt, Amerikanm bütün milyoner- lerine düşmandır. Halbuki, oğulları da pek tabil olarak yüksek mevkili a- ilelerin kızlarıyla tanışıyorlar... Ruzveltin düşman olduğu kimseler Amerikanın meşhur altmış milyoneri. dir. Büyük sermayeleri ile, memleke. tin iktısadi hayatında bir diktatör gi. bi hareket eden bu milyonerler Ruz- veltin demokrat idaresindeki — birçok sistemlere rakiptir ve aralarında da daimi bir mücadele vardır... Fakat, Ruzvelt bu rakiplerinin şa- hıslarma karşı hiçbir düşmanlık .bes. lemez. Onun için oğullarmım bu aile. lere mensup kızlarla evlenmesine iti. raz etmiyor, seve seve razı oluyor.., Ruzveltin küçük oğlu Con Ruzveltin evleneceği kız An Klark ismindedir ve 19 yaşındadır, Con da 21 yaşındadır. Ve ikizl de henüz üÜniversite talebesi. Jir, Biribirlerini bir baloda tanımış. lar ve derhal sevişmişlerdir. Hazira « nm 18 inde de evlenmeyi kararlaştır- mış bulunuyorlar. Mis An Klark bir müddet evvel baş. ka birisiyle nişanlanmıştı. Amerika . nn meşhur maliyocilerinden Riçard Vaytni'nin üvey oğlu olan nişanlısın. dan bu adamın son malf rezaleti üze- rine ayrılmıştır. Riçard Vaytni bi - yük bir sahtekârliktan dolayı on sene hapse mahküm olmuştur. An Klarkm nişanlısı bu adamın Üvey oğlu olmak. CUMHURİYET Bir hatıra ve bir hakikat UVNUS Nadi bagünkü başmakarerin. de Halay meselesinin — tarihçesine dolr bir. hatırasını anlalıyor: 1921 Londra kanferansında Fransa ile salh müzakerele. el papıldığı sırada mesele dönüp dolaşıp Halay işine çatmış ve müzakereler ilerli- yemez olmuşlur. Cennp hadutlarım kında Fransızlar kabul — edemiyece,; teklifler ilert sürmekledirler. Bu nıfv!fı müzakereler Parise nakledilmiş, orada da oynt MÜŞkülAt sürüp giln . — Nihayel Fransız başvekili — müteveffa Briyan işe müdahale etmiş. Yunuş Nadi şöyle devam ediyor: “Türk murahhaslarını âyrı ayrı ve birer birer gören Fransız başvekili bize şunları söyledi; — Anlaşmayı mümkün kılmıyan zorluk. larda sizin haklarınız olduğunu görüyor ve kabul ediyorum. Ne çare ki bizim ta- rafta da mutaassıp bir güruh coğrafi bazı girlnti çıkıntılara yapışıp — kalmışlardır. Bugün için benim istediğim milliyetçi Tür kiye ile Framsa arasında harp halinin ni- bayet bulmasıdır. Bununla — Türkiyenin sulhü tamam olmuyor. Fakalt biz Fransız. lar Türkiye ile harpsiz bir bale — geçmiş olacağır, Ru vaziyeti Ihdas etmeklte müş külpesent olmuyalım, ve şimdiki zorlukla- rın hallini kat? sulh zamanıma ve hele Türk - Pransız dostluğunun kat'iyetle e- min olduğum büyük İnkişafı — devirlerine bırakalım. O zaman bütün — zorluklar ko- laylıkla bertaraf edilir. Müteveffa Briyanın ba müdahalesi tesir. sirz kalmıyarak ve onun sözleri serlet tutu. larak Türk murahbas heyeti — muahedeyi kabul etti. Ankoraya döndüğümüz zaman bu muahedeyi Büyşük Millet — Moelisinca reddedilmiş bulduk. Meclis, böyle bir mu- ahedeye muvafakat eden murahhas beye- tini de tabit bir hayli tartaklamış. İşin İçyüzünü Atatürke — Izah ettiğimiz zaman müşarünileyhin vermiş olduğu ce- vap şodur: — Briyan sözlerinde çok samimi olabi- lir, Fakat muteber olan sözler — değildir, muahededir. Bir kere — munhedeyi kabul ederseniz artık onun arkasında iddla e- deblleteğiniz dava katmaz. Şahıslar ikti. darda dalm? değildirler, Maruf bi 'Nürk foştu olan Briyanın halefleri kendilerini? onun şahs! sözlerile mukayyet tutmıyabi- Hirler, Onun için muabedenin reddi zaru. ri idi.., Yanus Nadi, bu vaziyet üzerine Frank. len Buyyon'un Ankaraya — gelip veni bir muahede için müzakerelere girişildiğini, nihayel Halaya husust, yani müstakil bir idare verilmesi şartile veni bir muahede imza edildiğini hatırlalarak şa — nettceyje geliyor: “O zamanın Meclisile Reisi Mustafa Ke- malin ik Paris muahedesini reddelmekte mne kadar haklı olduğunu şimdi — görüyo- mez Ankara muahedesinde Hatay için hü. susl (müstakil) idare şartı konulmuşken bugün bunu Fransaya tatbik — etlirmekte akla karayı tör — seçiyorur. Ya kayıtsız şartsız bizim mushede kalsaymış, ne ola- gakmış? Anlaşılıyor bi o0 zaman meseleyi mutlaka yea! bir harble halletmeğe mec- bur olacakmışız? Bu hatırayı mandater — Frantanın Ha. taydaki son delegesi M. Garo'ya ihda ede- rek Türk ve Fransız — milletlerinin dost kalmaları için İskendemmin, — Anlakya ve havatisinde feminine o kadar ehemmi. yet verilmiş olan şartlara — dikkat etme- sİni tavsiye ederiz.,, 'TAN Bana bir temiz marul! FLLHK yazıyor: “Seneler ve seneler var ki — İslanbulda her türlü cezalara ve kontrollere rağmen sularına Kâğım karışan — ve bulaşık zer- Bevat yetişliren bostan ve bıh:e!ırln vü- cudu kaldırılmamıştır. Bu yüzdendir ki, cİğ sebze )'tmtl zevk ve zarürelinde bulunan ve — bayalını bir marulla tehlikeye koymak İstemiyenler,yi- yecekleri şeyleri permanganatla yıkatmak. tadır. Lâkin, bu da herkesin her zaman katlanacağı bir külfet değildir . Akhıma şu geliyor: Tstanbulda bostanlara lâğım ve bulaşık suyu akıtmamaya yemin etsek, ahdetsek ve bunu bir spor müsabâkası kazanırca- sına İnat ve sebatla takip etsek nasıl olur? Söz aramızda, İstisnasız olarak hepimi. tin şehirde bir marul yerken: “Acaba lü- ğımlı bostandan mı?,, diye düşünmesi if- Hihar edilecek şey midir?, , yer- Devamı $ üncüde la beraber, kız, bu aileye mensup ol. mak istememiş ve nişanlısmdan ay . rılmıştır. Şüphesiz ki, bugün Ruzveltin oğlu ile evlendiği için memnundur...

Bu sayıdan diğer sayfalar: