16 MAYIS — 1938 i ——— — Nasıl, beni hatırlayamadınız mı? Ariyes, Manuel Ariyes, heykeltraş, — İtizar etmeyiniz. Niçin tanınmaz olduğumu biliyorum. Aynaya doğru eğildiğim vakit camın arkasmdaki ha- yalimi ben bile zor, tanıyorum. Beni kaç yaşında tahmin ediyorsunuz? — Altmış yaşında olduğumu düşündü Zünüz halde nezaket gösteriyor, elli di- yorsunuz. Halbuki bir ay sonra otuz se- deki merbamet şulesi, vücudümun bu düşkünlüğü, dimağımın inhitatı yanında hiç kalır. Hafızamı, bilgimi, izzeti nef- simi kaybettim. Artık ne iradem, ne hır- sım, ne aşkım, ne nefretim (var. Hattâ yaşamayı bile istemiyorum, Melün ipti- lâmdan başka her şeye İâkaydim. — Morfin mi diyorsunuz? Evet... Bu kudretli hâkimin diz çökmüş esiriyim.. Bazan devamsız bir çalışma arzusu bey- nimi yakıyor, o vakit oyma kalemi elime alıp bu kara ve karanlık emelli mabudun rum. Her kadından daha güzel bir ka- dın, yüzünde şeytani bir (ifade olan unutulmaz bir çehre, ölüme tebessüm e- den gözler muhayyilemde (canlanıyor. Fakat düşünmeğe devam edemiyorum. Artık çalışmaya tahammülüm yok... Ar- tık bir şey yapamıyorum,. Gençlik ar- kadaşlarım benden bahsederken “Ari- yes mi o çok müstait bir çocuktu, önün de iyi bir istikbal vardı., diyorlar; isti- dadımdan, istikbalimden geçmiş bir şeyi anlatır gibi bahsediyorlar. Hakları var, Tabiat bana bir çok şeyler vermişti. Ben onları budalaca İsraf ettim. Sıhhatimi, dimağıımı harap ettim. Ve bunlar niçin oldu, biliyor musunuz? Bir ikindi üzeri evime giderken Sen - Jermen bulva- rından geçecek yerde Somura sokağından dolaşmamdan, — Evet,bu bir hikâyedir.Gerçi adi bir hi- kâye,..Fakat kinin bir kadına neler yap- tırabileceğini gösteren bir vaka.Ogün Kar dinal 15 Muvan sokağındaki evime,beni bekliyen karıma gidiyordum.Tratavaydan Sen « Mişel meydanında inmiş, hemen hemen boş olan bulvarda cigaramı tüttü- rerek yürüyordum. Mesuddum, Sergide teşhir olunan bir heykelim altın madalya kazanmıştı. Işte bu dakikada Kloli müzesine bir daha uğramak için Sohurar sokağından geçmek fikri aklıma geldi. Sokağa girer girmez titredim. Karşıdan bana doğru ilerliyen siyah saçlı, kısa eteklikli kadın eski metresim Olga dö Monove idi, — Evet, atölyeme geldiğiniz mesut gün lerde onu size takdim ettiğimi hatırlıyo- rum. Olgayı görünce (birkaç saniye te- reddüt ettim. Kaçmak, kaldırımı değiş- tirmek istedim. Çünkü ondan biraz çir- kin bir şekilde ayrılmıştım, Onunla unu» tulmaz saatler geçirmiş, onu en tatlı ke Jimelerle uyutmuş, en kati yeminlerle te- min etmiş, sonra günün birinde matma- zel Yivon Düran ile evlenmek'için ter« ketmiştim, Son (dakikada zaafımdan korkmuş, ondan ayrılabilmek için Pari- Mİ bırakmış, o Perpinyan'dan yazdığım bir mektupla münasebetimizi kesmiştim. Dönürte Yivonla sessiz, (o sadasız dü ğünümüzü yaptık ve balaylarımızı İtak - HABER — Akşam BEN HER KESE By- RAJININ 4Y/ VE ZE, İN (YER? OLDUĞU-İ| YİSÖYLE TEDİĞİN!İ İŞDİM yi i LACAK SINIR: yada geçirdik. Evvelndikten sonra, üze- rinde Olganın yazısını tanıdığım bir iki mektup almış, fakat onları okumadan ateşe atmıştım, Ondan (sonra Olgadan bahsedildiğini hiç işitmedim. Şimdi onu gördüğüm vakit niçin tit tediğimi ve niçin kaçmak istediğimi an- ladınız. Fakat geç kalmıştım. OOlganm gözleri üzerime dikilmişti. Beni kimbilir ne ağır sözlerle karşılıyacaktı. Fakat kö- tü hiçbir söz söylemedi. Yalnız kara kaş- ları bir istifham İşareti çizdi: — Nasıl Manuel sen mi? ne iyi tesa- düf.. Cevap verdim: — Zavallı Olga sana karşı çok fera hareket ettim. Kimbilir kalbinde benim için ne fena hisler var... — Kalbimde hiçbir kötülük yok. Se- hin yerini başkaları doldurdular. Onlar- dan birile bir haftaya kadar Amerikaya gidiyorum. İnsanım ne zıt hisleri vardır. Bu lâ- Kaydiye memntn olacak yerde canım $t- kıldı. Olgayı tebrik için, onu yakm bir birahaneye sürükledim, Ve tekrar tekrar gördüm. , Gene Olganın evine gittim; o Amerika- ya gitmedi. Benimle yaşımağa başladı. 'Bu kadında aşkın tılsımı var azizim, Derhal elini üzerime koydu ve ben 6- nun bir esiri oldüm. Karım, mevkiim, şerefim Olıganın tebessümleri önünde çok ehemmiyetsiz görünüyordu.. . İlk tesadüfümden bir ay sonra (bugün Bibi hatırlıyorum) . Olga çantasından kü- çük bir şırınga çıkardı. Onu bir ampul- den çektiği su ile doldurdu ve kendine bir şırmza yaptı. — Nasıl dedim, sen morlin mi kulla. nıyorsun? Cevap verdi: — Seni unutmak İâzımdr... Ona morfinin fenalıklarından bahset- tim. Önü kandırmaya çalıştım. Fakat o kendisine morfinin verdiği zevki o kadar kuvvetle anlatıyordu ki bir gün ben de bir morfin şırıngası vapmak arzusu ö- nünde sürüklendim. Intikam Jak Konstan Bilirsiniz ki insan bir defa bu zehire başlayınca artık bırakamaz. Olga bu ih- tirasımdan memnundu, bana bizzat gı- rıngalarımı yapıyor, fazla kesif mahlül ihtiva ettiğini söyliyerek hususi ampul- ler kullanıyordu. Morfinin o miktarını günden güne arttırdım. Dostlarımı ih- mal ettim, İşlerimle alâkadar olmadım, kârımı terkettim. En nihayet mahkeme- lere düştük ve ayrıldık. Bu sırada zehir bütün şiddetile tesirini yapıyordu: Zayıfiryor, hayallerin esiri 0- Tuyor, çıldırıyordum. Bazan korkar, Ol- gaya şikâyet ederdim. O şaşkın tavırlar- la: “Herhalde bu hallerinin o başka bir sebebi olmalı, derdi, bana bak.. Senden daha evvel morfine başladığım halde ba- na hiçbir şey yapmıyor... ve hakikaten G değişmiyordu. Yüzü, vücudu eskisinin ayni, hattâ eskisinden daha güzeldi. Bir gün Olgaya haber vermeden bir doktora gittim. Ve doktorun o tüylerimi ürperten teşhisi karşısında kendimi te. davi ettirmeğe karar verdim. Bir hasta- neye girdim. Bir ay kendime dikkat et- tim, Hergün aldığım forminin miktarını İarın dikkatsizliğinden istifade ederek elime birkaç ampul sıkıştırdı. O vakit yeniden çıldırdım. Hastaneyi bıraktım ve artık tamamen mahvolduğuhmu anla. dım. Ve sukuttan sukuta uçurumdan w- çuruma yuvarlana yuvarlana bugün gör- düğünüz hale geldim. — Bu size anlattığım vaka adi bir hi- kâye... Asıl facia burada değil. Olga be Bi terkettikten sonra — evet, bütün dost- larım gibi o da beni terketmişti — Bir gün onun çantasından çaldığım bir am- pulü tahlil ettirmek istedim. İçerisinde ne vardı biliyor musunuz? — Su, saf su, şimdi onun bana oyna- dığı melün komediyi ve benden ağır bir şekilde intikam aldığını anladınız yat. Fransızcadan çeviren: Muzaffer ESEN Askerlik bahisleri mer Baştaralı 5 incide tamamiyle talim görmüş iki smuf asker (4914 ve 1015 doğumlular) ihtiyat kuvvetini teşkil edeceklerdir. Bu kuvvetler hazerdeki Alman ordu- Sunu ancak iki misline çıkarabilir. Şu halde zırhı kuvvetleri hesaba katma- mak şârtiyle Alman ordusunun 1938 senesi sonunda 74 fırkadan ibaret bu- Iunacağı neticesi çıkar. 1914 de seferber haline konulan fal ve ihtiyat Alman kuvvetlerinin mes- mu $$ fırka idi. Bu fırkalar © vakit dörder alaylı idi, Bugünkü Alman fır- kalarr üçer alaylıdır. O halde 1914 de- ki Alman kuvvetleri bugünkü hesaba göre 110 fırkaya tekabül etmektedir. Bunu vasati bir hesapla 100 fırka ola- rak kabul edersek yarm seferber edile- cek Alman ordusunun 1914 de seferber haline konulan ordudan 26 fırka nok- san olacağı meydana çıktır. 1940 du 1i1 fırka o'scuk Milli Alman ordusu ancak 1940 da bugünkü mevcudunu üç misline yani 111 fırkaya çıkarabilecektir. Demek o- Tuyor ki iki sene sonra muvazzal ve ih- tiyat Alman orduları kemmiyet itiba- riyle 1914 deki Alman kuvvetlerine te. kabül edecekti, Eğer erkânharbiye bu MI fırkanın subay kadrolarını ve ih- tiyaçlarını tamamiyle temin edebilecek clursa 1940 gihayetinde seferber haline girecek Alman ordusu 1914 (deki kuvvet manzarasını gösterebilecek ve bütün efrat tpk o zamanki gibi ayni terbiyeyi Kötmüş mükemmel asker olacaklardır. Her sene talim görmüş bir sınıf ihti- yata geçtiğine göre 1946 nihayetinde Alman erkünharbiyesinin elinde 222 fırkadan Fbaret bir kuvvet seferber e- dümeğe hazm bir balde bulunacak de- mektir, Harp eden Almanya 1918 de 240 fır- kalık bir kuvvete malikti. Demek ki 1946 nihayetinde dahi Alman kuvvetleri harp içerisindeki azami miktara yetişe- miyecektir, Böyle bir kararın Berlin erkânıhar- biyesinin fikirlerine uygun gelmiyece- ğini düşünürüz. Biz bir defa harp halinde Alman or. dusu cüz'ütamlarının bugünkü ordu « nun alt; misline değil, yalnız üç misline Yazan ve çizen ” A ..— 5 3 3 | 16 MAYIS — 1998 PAZARTESİ i Hiert: 1857 — Rebiülevvel 16 Güneşin değupe anepe Sarıy U 42 10,20 Gül bayramı Vahi) Sadah Güm o rkimdi Akım O Yatm bm 2,55 12,10 16,07 19,20) 21,10 238 Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için! 94222, Beyoğlu için: 44644, Kadıköy için: 60020, Üsküdar için: 60023, Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Tarabya, Büyükdere,Fenerbahçe, Kandilli, Eren. köy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için; Telefon twuhabere memu. runa yangın demek kâfidir, Rami itfaiyesi: 22711 Deni? , , 36. .20 Beyant kulesi: 21996, Galata yangın kulesi: 40060. Sıhhi imdad: 44998, Müddeltimum!lik: 22290, Emniyet müdürlüğü: 24192, Elekirik Şirketi: Beyoğla: 44801 » Istanbul: 24378, Sular; İdaresi: Beyoğlu: 44783. Beşiklaş: 40938, Cibali: 20222, Nuruosma, niye: 21708. Üsküdar » Kadıköy: 60773. Havagazi; İstanbul; 24318. Kadıköy: 60790. Beyoğlu: 44642, Taksi Otomobili İstemek İçin Beyoğlu ciheti: 49084, Bebek ciheti: 35 « 101. Kadıköy ciheti: 60447, Denizyolları İstanbul acenteliği: 22740. Karaköy; 42902. Mudanyaya: Pazar, Sali, Perşembe, Cuma günleri sast 8,30 da Tophane rıhtırmadan, Karabigaya: Salı ve Cuma günleri saat 19 da Topbane rıhtımından kalkar ve Tekirdağ, Mürefte, Erdek, Şarköy iskelelerine uğrıyarak Kurabigaya varır, Akdeniz postası: Yarın sabah saat 10 da hareket edecek olan vapur; İzmir, Anlalya, Alanya, Alâlye, Anamur, Mersin Dörtyol ve Payasa uğrıyarak İsken. deruna gidecektir. Sant 17 de kalkan vapur da: Lâpseki, Gelibolu, o Çanakkele, İmroz, Bozcanda, Küçükkuyu, Edremit ve Burkaniyeye uğradıktan © #onrü Ay. yalığa gidecektir. Karadeniz postası: Yarin saat 12 de hareket edecek olan vapur; Zongul. dak, İnebolu, Sinop, Gereze, Samsun, Fatsa, Ordu, Gireson, Tirebolu, Görele ve 'Trahtona uğrıyarık Rizeye gidecektir. M'izeler Ayasoiya, Roma » Bizans, Yunan eserleri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıçlar, Ticaret ve Sanayi Müzesi, Sıhhi Müze: (Bu müzeler hergün saat 10 dan 16 ya kadar açıktır.)) Türk ve İslim eserleri müzesi: Pazartesiden başka hergün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye kadar açıktır, Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 den 16 ya kadar açıktır, Memleket Dışı Deniz Seferleri , Romanya vapurları: Cumaertesi günleri 13 'de Köstenceye; Sali günleri 18 de Pire, Beyrut, İskenderiye; İtalyan vapurları: Cuma günleri saat 10 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyeste. Avrupa Hattı Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 23079 Semplon ekspresi bensün Sirkecideni saat 72 de kalkar ve Avrupadan geleni sanat 7.25 ie Sirkeciye muvasalat eder, Konvansiyonel 20,59 da kalkar, 10,22 de gelir. Edirne postası: Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir. Anadolu Hattı İlergün hareket eden şirdendiferler: Saat 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır ve Somsun, 15,30 da Eskişehir, çe da Ga ekspresi, 20 de Adapazarı. Bu trenlerden #nat a hareket eden Ankara mubtoliti P, i, Çarşa, ve Cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. © — ves» Çarşamba (AKASA İLANLARI: # İnhisarlar idaresinin likör fabikası için 160 tön maden kömürü pazarlıkla satın alınacaktır. Pazarlık yarınki pazartesi günü sant 3 de idarenin Kabataştaki levazım ve mübayaat şubesinde olacaktır. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? * Bir işçi sevdiği bir kız yüzünden arkadaşına saldırarak kafasını parçaladı * Şehrimizdeki bir hüstanede beş haslabakıcının morfin kaçakçılığı yaptığı YALIS tesbit edildi. gıkacağmı düşünüyoruz . Binmenaleyh ibtiyatlarmn fazlası yeni teşekkül edecek cüz'ütamlaca verilecektir. Alman ordusu bu şartlar (dahilinde bir taraftan tewruz diğer Ota. raftan müdafse fırkâlirma malik ola- ektir, Taarruz fırkaları, mevcut ordunun kadrosunu aynen muhafaza eden fırka lardan ibaret olacak, eski ihtiyatlar müdafaa fırkalarmı doğuracaklardır. Alman milli ordusu tekmil kuvvetlerini seferber haline vaz'edince şu iki bal çaresinden birini kabul etmek zarre - tinde kalocaktır: Ya her türlü mahzuru göze alarak teşkilâtta benzerliği kabul etmek, ya. hut orduyu muhtelif Harp kıymetini haiz gruplara ayırmak, Bu meselenin istikbalde alacağı ka#'i şekil haklanda henüz hüküm vermek zamanı gelmemiştir. Yalnız hesapta bir noktayı şimdiden ilâve edebiliriz: Avusturya ordusunun sekiz fırkası Ak man kanunlarına tâbi olacik ve sefer berlik halinde 24 fırkalık bir kuvvet verecektir , Bu suretle yapılan hesaplara göre Alman milli orüusu 222 öırkadan de- gil 246 fırkadan teşekiriil edecektir ki RAD: Istanbul Radyosu 16 MAYIS — 1998 PAZARTESİ 18,30 spor ve gençlik o bayraı, Mehmet Kaplan, Edebiyat fakültesinden, 18,40 plik Ja dans musikisi, 10,15 çocuklara masal, Bayan Nine, 19,55 börsü haberleri, 20 Ri- fat ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve halk şarkıları, 20,45 hava raporu 20,48 Öner Rıza tarafından arapça söylev, 21 fasıl saz heyeti, İbrahim ve arkadaşları tarafından, 21,45 orkesirr, 22,15 Ajans ha. berleri, 22,30 plâkla sölolar, öpera ve ope tet parçaları, 22,50 son haberler ve erlesi günün programı, 23, son. bu miktar 1918 deki Alman impecator- luğu ordülarma da biraz faiktir. Bu Kısa tetkikten xe netice çıkabi- 1ir?. Rvvelâ 1934 de yalnız 7 fırkadan ibaret olan bir ordu nüvesinin nazari hesaplarla pek mümkün gibi görünen, 1946 ds selerberrlik halinde 272 (ırka. bk muazzam bir ordu kadrosu halini alması şüpheli görünüyor. Fakat haydi Du mucizenin vukua geldiğini kabul e- delim. Fakat bunun ancak 1946 sonun- da olacağını da unutmuyalın. Yani 1934 te Alman kuvvetlerine Hizumundan faz- la kıymet vermiştik, şimdi de ayni ha- taya düşmiyelim. &