Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
T — F Şu kıvırcık saçlı, büyük gözlüklü sarı deli- kanlı, Amerikanın en meşhur halk beste- kârıdır: Bir tek musiki notası blle bilmez ! n G l Marlen bunları ısrarla — tekrarlıyor. Sinema şehrinin ancak zalim, şuh, hafif mucizesini gülünç bulmamdan korku- yüzlerce, binlerce, on binlerce, — kadın, ve erkeğin çalıştığı ve çelik sanayiinden sonra, Âmerikanın en büyük sanayii ha- line gelen bu namütenahi fabrikayı da görmemi istiyor. Yıldızların ve tanınmış bütün sinema şahsiyetlerinin Holivudu bu haline ge- tirmek için, sıhhatlerini, sinirlerini boz- duklarını, bazan ahlâk — muvazenelerini bile bozduklarını bu işte hayatım en gü- zel taraflarından bazılarını, lâkaydiyi, müsamahayı, şefkati kaybe'tiklerini iti- raf etmek lâzımdır. Onlar kendilerine ait olmadıkları gibi, görüp anladıklarımı yazmamak hakkı da bana ait değildir. Holivudun — temsil ettiği kuvvet, şüphesiz, bu kadar — azap ve eziyete değerdi. Dünyaya , bir hayal kendini 2c1 bir komediyle oyalamak lâ- zımdı. İsterdim ki, Holivuddakiler, — onların hayatlarını, maceralarını, niçin yazdı- Gimr, orlara hissiz birer bebek nazarile hakan halkm gözünde, ıstırabları ve in- kisar hayınerile niçin insan olarak gös- termek istediğimi ve bunu kaba bıı şef- katle yıptığmu anlasınlar. * * * Vakit öğle.. “Paramunt,, da, stüd- yonün lokantası doludur.. Burası camlı, geniş bir salondur ve burada, yıldızlar, mütehassıslar, direktörler ve figüranlar I_ıgpbaıher yemek yerler. Herkes istedi- ği yere, boş bulduğu ilk iskemleye, iki veya üç yabancımın işdal — ettiği masa Yıldızdan tutun da makiniste kadar her- Lngı, öğle üzeri, hemen hemen ayni yeme- Şi yer,; salata, meyve suyu, buzlu su ve- ya kahve içerler, — - Bana refakat eden doöst, etrafımız- da bulunanların isimlerini teker teker söyliyerek, maceralarmmı anlatıyor: — Şu kıvırcık saçlı, büyük gözlüklü sart delikanlı, Amerikanın en meşhur halk bestekârıdır. Bir tek musiki no- tasr bile bilmez. Bütün havaları, diş. leri arasmdan ıslık çalmak suretile uydurur. Bütün gün ıslık çalar. Ya - nmmda üç veya dört hakikf müzisyen vardır, ki bunlar onun kâtipleridir ve onun ağzından çıkan her havayı nota. Tarla kâğıda tesbit ederler. Hattâ bun- lardan herbiri, nöbetle elde kalem ve kâğıtla onu, hamama varıncaya ka - dar her yerde takip eder, çünkü onun ağımdan hiç umulmadık bir zamanda şaheserler çıkabilir. Kaybolan melodi “Onun yanmda bulunan adam da bestekürdır ve geçen sene başından gün, Barbara Stenvikin villâsında ve. rilen bir 'müsamerede hazır bulunuyor- du. Bu müsamerede elli kadar davet- lH vardı. Sabahın saat ikisinde herkes, ve bilhassa. bestekâr iyice sarhoştu. Bestekâr. piyano başma geçti ve bir melodi uydurmağa başladı. Hemen he- -hiç kimse onu dinlemiyordu. O ise, sarhoşluk bulutları arasında göy. loıırydmyordıı— — Amlan yarabbim, bu çaldığım me- lodi-muhakkak ki bir. şaheserdir! Bü. yük bir muvıtfıkıyet kazanacağına şüphe; yoktur: İyice sarhoş olmam ne büyük bir tıli! Bu bana kabiliyet ves “Hrtesi günü öğleden sonra, sersem bir halde uyandı. O. zaman, suvarede bir melodi bestelemiş olduğunu ve bu melodinin,;bir şaheser sayılabileceğini hatırladı. -Bunun üzerine, piyanosuna doğru atildı ve haavyı hatırlamaya ça. lışti. Fakat muvaffak olamadı. İki sa- at ıüren hümmalr ve semeresiz bir fa- aüyet&n sonra, nihayet Barbara Sten- vik'e telefon ederek ona meseleyi an. lattı. Barbara Stenvik de, suvaresinde hazır bulunmuş olan bütün davetlile- rine telefon etti. “— Dün, saat ikiye doğru Ralf'in bir melodi bestelediğini hatırlıyor musunuz?.. Sarhoş mrydınız?, Evet!.. Herkes de öyle. Ne yapalım?.. Mersi!,, “Maamafih bu elli davetli içinde bi- risi vardı ki, havayı hatırladı. Bu a- || İ $ bırakılmışlardır. Bunun sebebi, müd- $ | deiumumilikçe mahallinde yapılan ke- $ şifte, bu geçidin tren hattı üzerinden © dam — biraz müzisyendi. — İçki içmemişti ve bunun için de havayı ha. tırlıyordu. Barbara Stenvik bunu Ral- fa haber verdi. O da, soluğu, alkol ye- rine su içen bu ilâhi adamın evinde al- dr, Adam piyanonun üzerinde, bir par. makla, birkaç nota caldı. Ralf da çıl- gn bir sevinçle: “Tamam! hatırla, drm!,, diye bağırarak, melodiye devam etti. Bir aralık kaybolmuş olan bu me- lodi, şimdi senenin en büyük musiki muvaffakryetidir.,, Saçlarımda kocaman mavi bir kur- delâ bulunan küçük bir kız, masadan masaya gidiyor, herkes ona merhaba deyip, yanağını okşuyor. Bir masa ba. şında yalnız oturan Vallâs Beri bu kı- zı görünce, mahzur çehresi parlryor ve onüu dizleri üzerine sıçratıyor. Dostum, bu kızcağıza tecessüsle baktığımır görünce anlatryor: — Bu, bir figüran kadımm çocuğu- dur. Annesi ölmüş, babası ise malüm değildir. Studyo bu kızcağızı alarak büyüttü. Biraz daha büyüyünce mek- tebe gidecek. Ona bakan figüranlarım ümid ettikleri yegâne şey, onu bilâha. re stüdyodan uzaklaştırmak, sinema- dan kurtarmaktır.,, Bu babasız çocuklar meselesi, ahlâk taassubunun bu kadar büyük olduğu Holivudun en şayanı hayret cihetle. rinden biridir. Figüranlara. pek fazla aldırılmaz. Fakat evlenmemiş yıldızla- rım da çocuk doğurmaları vakidir. Bu- nu itiraf etmelerine tabif imkân yok- tur, çünkü derhal damgalanırlar ve ah lâk kurumları tarafmdan boykot edi- lerek, mahva mahküm olurlar. Bunun için hepsi de ayni şekilde hareket e- derler. Yani bir müddet için kaybo. lurlar, sonra avdet ederek, bir evlât- lık aldıklarmı söylerler. Buna tahii hiç kimse aldanmaz,.fakat hberkes mem- nundur. Bundan altı ay evvel, en meşhur yıl- ; dızlardan biri, en meşhur beş yıldız . dan biri ve belki de en güzeli, filmler- de birçok defalar aynadığı “Kız anne,, rolünü az kalsın hayatta da oynıya- caktı. Derhal bir romatizma buhranı. na tutulduğunu ve, Holivudda, müm- kün olduğu kadar fazla kalmak istedi- ği için, beline kadar battaniye örtmüş olduğu halde kendisini sakatlara mah- Bus küçük Aarabalarda gezdirtmeye başladı. Sonra, nihayet “sayfiye” ye gitti. O, nun Sanfransiskodaki bir klinikte ol- duğunu herkes biliyordu. ''Trokadero” ve diğer eğlence ve toplantı yerleri- nin başlıca mevzuu onun ne - gşekilde geriye döneceği meselesiydi. Herkes gibi mi hareket edecekti? Yoksa yeni bir şey mi uyduracaktı?.. Bir ay sonra, bizim yıldız, Beverley Hillsteki evine döndü. Her zamankin- den daha neşeli, daha güzeldi ve To. matizma buhranlarından — tamamile kurtulmuştu. Dostları ona riyakâr bir şekilde s0- ruyorlardı: — Elektrik tedavisi yaptırdınız mı? Birkaç gün sonra, bütün Holivudu heyecan içinde bırakan bir hâdise öol. du. Yıldız, bütün gazetelere birer ifân vererek bir değil, iki evlâtlık kabul ettiğini bildiriyordu. Bu ilânı bir de müheyyiç bir hikâye takip ediyordu. Kocası tarafından terkedilen fakir bir kadım, biri bir senelik, diğeri de bir aylık olan iki kız çocuğunu artık bes- liyemediğinden, gelip yıldızım evi ö- nünde bayılmış, âlicenab yıldız da, an. neye derhal bir iş bularak, çocukları evlâtlığa kabul etmiştir. (Devami var) ? varında Fazlıkuyusu | hattınş kateden yoldan Çayırhisarlı $ $ bir köylü geçmek isterken — İzmirden $ | Bahkesire gelen trenin altında kalarak ! hayvanile birlikte EEHLELEEREİ * | Yurdun Hü ' Dıleklerl Balıkesirdeki kanlı geçid ! Bir hafta kadar evvel, Balıkesir ci- parçalanmıştı. R — Bu kaza etrafında Balıkesir. müd-t | detumumiliğince yapılan tahkikat ta- $ | mamlanmış, makinist ile ateşçi hâdi- © sede suçları görülmediğinden serbi ancak yüz metre ileriden — görülebil- mekte olduğu bu kadar bir mesafeden ise treni durdurmak kabil olmadığı an laşılmıştır. Etrajtaki maniler, geçidin hat üzerinden daha uzaklardan görül- $ mesine imkân bırakmamaktadır. — | Ayni geçilte şimdiye kadar birçok & kazalar olmuştur. Bu vaziyet dahilin- $ de heran böyle bir facia ile karşılaş- | mak imkânı mevcut bulunmaktadır. | Mütcakip faciaları önlemek için iş- || letme idaresinin buraya bir makasçı $ tayin etmesi ve geçidin tren gelmeden $i önce bu memur tarafından kapatılma- | sı zarureli bir kere daha kendini gös- termiştir. larafından ileri sürülmüş, fakat ışle!'— me idaresi hiçbir harekette bulunma- | tık bu kanlı geçit mutlaka kontrol al- tına alınmalıdır. İ BTLİKESİRLİ izmirde Kasadan yok olan buliülar Bir kaçı şehrimizde bulunan 27 kişi ağır cezaya verildi İzmir (Hususi) — 934 yılında şehri- miz iskân dairesindeki kasada mevcut mübadil muhacirlere ait tasfiye vesika- larından 37 bin lira kiymetinde 55 adedi esrarengiz bir şekilde kaybolmuştu. Bu hâdisenin senelerdenberi deyam etmekte olan tahkikatı neticelenmiş ve evrak ü- çüncü istintak hâkimliğinden ağır ceza- ya gönderilmiştir. Suçluların — yakında muhakemelerine başlanacaktır. Suçlular, Türk ceza kanununun 342, 65, 493, 230 ve 212 — inci maddelerine uyülarak ağır cezaya verilmişlerdir. Ken dileri hakkında ileri sürülen suç şudur: İzmir iskân dairesi kasasındaki bonola rı zimmete geçirmek ve buna iştirak ve sahtekârlik ve bilerek bu bonoların satı- şına iştirak, Mahkemeye verilenler şunlardır: İskân kâtiplerinden Mustafa Mazhar, Müze kâtibi Mehmet Tevfik, Süleyman, oğlu Mustafa İsmail oğlu Süleyman, Rı- za Doğan, eşi Behiye, sabık iskân kâtibi Feyzi, iskân kâtibi Feyzinin eşi Münire, anası Âyşe, komisyoncu Tahsin, Mehmet İzzet, Kâni karısı — Hayriye, İbrahim Behçet, Emlâk komisyoncusu Ziya, Kâ- ni oğlu Feyzi, İstanbulda Papazyan İs- tefanos, İstanbulda sarraf Vasil, Papaz oğlu, Beyoğlunda polislikten — mütekait Ali Kâni, Aksarayda Fazlı, Esat, Beyoğ lunda Hakkı, Beyoğlunda komisyoncu Peçor. Muhakemeye yakında başlanacaktır. yanında iren $ Aydın — (hususi) —. Âydmm ağırceza mahkemesi, 23 lira 75 kuruş için adam öldüren bir caninin muhakemesini bitir- miş katili ölüm cezasına çarptırmıştır. Cinayet geçen Ramazan ayının 26 ıncı günü işlenmiştir. Hâdise şu suretle cere- Muğlanın Line nahiyesinin Katrancı köyünde Durmuş, atma fıstık yüklemiş Aydma gelmiş. Fıstığını — satarak incir almış, Bu incirleri Rine köylerinde para- yaâ çevirmiş, Vaka günü öğleden sonra — Kabataş köyüne gelmiş; Ali Afşarım kahvesine o- turmuş. Kahveciden atma bir ölçek arpa bulmasını istemiş. Beraber Mustafa a- dında bir köylünün evine — gitmişler. 45 kuruşa bir ölçek arpa almışlar. Durmuğ atıma binmiş yola çıkmış. Ali, Mustafa- nın yanma gelmiş. Durmuşun — parası olduğunu kendisini öldürerek — parasmı almalarmı teklif etmiş. Mustafayı bera- ber ve tabancasını da kahveden alarak Durmuşun arkasma düşmüşler. Dur- muşa Mehmet deresi denilen mevkide Ali, Durmuşa, '(dur!)- demiş ve-sonra atından aşağı indirmiş; — “sana bir şey söyliyeceğim,, diyerek dereye doğru gö- - türmüs, bu sırada Mustata horlmak ve #a G.. ** köye doğru kaçmağa başlamış; Ali, Dur muşu tam kalbi üzerinden tıbı.ncıslle vurmuş ve cansız yere sermiş, kurbanı- nım öldüğünü anlamak için parmağını yaraya sokarak kalbini dinlemiş, öldü- güne kanaat getirdikten sonra da Üze- rinede bulunan 23 lira 75 kurusu ala- rak köye gelmiş parayı Mustafanm e- vinde saman damma saklamıştır. Ertesi gün vaka yerinden geçen köylü- ler bir adamım kanlar içinde cansız yat- tığını ve atının da başının ucunda bek- lediğini görerek muhtara , jandarmaya haber vermişler.. Adliye ve zabıta köye gelmiş, tahkikata başlamış, bir ipucu ç- karmak için, sabıkalı Aliyi yanlarına ça- ğırınca Ali titremeğe — başlamış ve ben öldürmedim demiş. Bundan şüphelenen Adliye memurları Caniyi sıkıştırmışlar, Kim vurdu ? Adana sıhhat müdürünün katili bulunamadı Adana, (Hususi) — Büundan bir yıl evvel şehrimiz eski Sıhhat Müdürü Hüsnü Muhiddinin meçhul bir adam tarafından saat kulesi yanında bıçak. dığı malümdur. Bu meselede — zan altına alınmış olan şehrimiz fabrika. törlerinden Mustafa Akdağ ve oğlu Osman Akdağ mü'ikemeye sevkedilmiş lerdi. Yapılan duruşmalar neticesinde bu iki kişinin fail olmadığı anlaşılarak bi rinci sulh ceza mahkemeti tarafından beratlarına karar verilmiştir. Şu hale göre, Hüsnü Muhiddini vu ran adam henüz belli değildir. Konyada kız ticareti yapan bir karı koca Konya (Hususi) — yakalandı Konya zâbitası insan ticareti yapmak istiyen bir karı kocayı yakalayarak adliyeye vermiştir. Bunlar Konyanın Karâböyük köyünden Ali ve karısı Fatmadır. Ali ve Fatma, yanlarında bulunan Çomralı Dursun adında genç bir kızı, Ragıt ve Mehmet adında iki arkadaşa satmış- lar, paraları alarak kızı zorla yeni sahiplerine teslim etmişlerdir. Karı koca yakalanmış, kızı satın alıp giden Raşitle Mehmedin de takiplerin başlan- mıştır. 23 1lira |Adam öldüren Ali idama mahküm oldu Katil, öldürdüğü adamın göğsünde açılan kurşun yarasına parmağını so0- karak kalbin durup durmadığını muayene etmişti ! Katilin arkadaşı beraat ettiğini duyunca sevincinden dili tutuldu için cani suçunu itiaf etmiş, para vye cürüm âletinin yerini de göstermiş.. Mahkeme, suç ortağı Mustafanın alâ* kasını görmiyerek beraetine hükmetti. — Ölüme mahküm olan Ali Afşar hükmü dinledikten sonra titriyerek salondan çI- karken, kurtulan Mustafa da sevincim den dili tutularak bir şey — söylemeden mahkemeden ayrılmıştır. Şarhoş şoför Arabasıyla de- nize düştü! Kendisini kurtardı, fakat, arab& denizin dibinde yatıyor İzmir, (Hususi) — Geçen gece, vak- tin epeyce sırada Kordonda müessif bir otomobil kazası olmuş ve bir taksi otomobili denize yuvarlan- mıştır. Bay Halile ait 160 numaralı taksi o- tomobilini idare eden şoför- Mehmet, kordonda Bay Hasana ait Turan gazi- nosu önünde müşteri beklemekte idi. Va- kit epeyce gecikmiş ve geceyarısına yak laşmıştı. Müşteri alamıyan şoförMeh- met, vitesi öne süreceği yerde geriye .U 'eeciş yollarmautmavnalırmyanmdnndıa 'ze yuvarlanmıştır. 'Taksi otomobili içinde yalnız bulunan -şnförMehmetmluğuwuniçhıdealm' ca aklı başına gelmiştir. Şoför süratle taksinin arka kapısını denizin içinde aça- rak, taksiye sular hücum ederken dışart- ya fırlamıştır. Biraz yüzme bilen şoför, beş dakika kadar suyun içinde bocala- dıktan sonra sahile selâmetle çıkmıştır. Şoförbaygmveyamhbırg&ildede' nizden çıktığı için derhal hastaneye kal- dırılmış ve tedavi altına alınmıştır. İddi- aya göre şoför Osman, dün erkenden bir miktar rakı kullanmıştı. Ve hâdise sıra- sında sarhoş bulunuyordu. Makine he- nüz denizden çıkarılmamıştır. Trakyada Sığır cinsi değişiyor Her sene yüz binlerce koyuna da aşı yapılıyor Edirne, (Hususi) — Trakya Tay ve Boğa büyütme çiftlikleri yeni yavruları toplamıştır. Bunlar yüz altmışı bulacak ve gelecek kışa kadar çiftlikte büyütüle cektir. Bu çiftliğin gelecek sene Ziraat vekâletinin yardımı ile 500 lük olması bekleniyor. Bütün — vilâyetlerin aygır depoları bu sene daha genişliyecek, aşım duraklarmın sayısı otuz bire çıka cök ve nisan mayıs aylarında tam on merkezde sun'? tohumlama yapılacak tır. Her yıl 300 bin koyuna aşı tatbik olu nuyor. Ayrıca Eneme bölgesinde de Burdiso aletleriyle eneme işlerine de yam olunmaktadır. Örnek köylerine şimdiden 4 — 5 ; plev ne boğası verilmek suretiyle selekte edil “miş ve oraları döl merkezi olmuştur...« Saraz ve Karasığır atılıp satılmakta ve 'terincerler tarafından toplanılarak kısır laştırılmaktadır. Trakya baştan başa bozırk olacaktır. Büyük ve küçük damızlık çiftliklerinin yardımı ile en çok beş yıl içinde bu «e Etli, sütlü, iyi derili Bozırk Trakya