Yakın yürt telkiklerk ı Ayasofya müzesi Sultanahmet alanındaki en güzel e Berlerden biri de Ayasofya müzesirlir Binanın yapılmasına Bizans impara torlarından Jüstinyanüs tarafındar milâdın 532 inci yılımnda başlanmış ve 548 inci yılında yani 18 yılda tamam lanmıştır. Zamanının en meşhur mimarların - dan olan Antemiyos'un yaptığı bu & Ber için 361 milyon lira harcanmıştır Mimar, müzenin kubbesini dalre biçi- minde yaptırmış, fakat yapıldıktan on bir nene sonra bir zelzeleyle burası yı. kılmıştır. Bu sefer kubbe beyzi ola, rak vücuda getirilmiştir. Kubbede çok kıymetli mozaikler vardır. Binanınm ge- nişliği 7,000 metre murıbbnırhr 108 büyük ve küçük kemeri bıılunuyor u. Bunluğu da 75 metredir, M53 yılında Fatih Mehmet İstan . bulv ele geçirdikten sonra burası 'ca mi haline sokulmuş, bütün mozâikle- rin üstleri örtülmüştür. Camle çevril- i diği arrada Fatih, binaya bir minare yaptırmıştır. Sonra, Osmanlı impa - ratorlarından ikinci Beyazıt tarafın . dan bir; ikinci Selim tarafından da ©81 yılmda iki minare daha ilâve edi. lerek minarelerin sayısı dörde çıkarıl- mıştır. Cam! avlusundaki şadırvan, o- kul ve imaret Sultan Mahmud tarafın. .I dan yaptırılmıştır. Bugün burası mü- ze haline getirilmiş ve duvarlardaki mozaikler açılmıştır. Memleketimizde meyvacılık ENn İyi meyva Türkiyede yetişir Meyvalarımız Türkiye; d!n)'ı Üzertideki memile. ketler arasında en iyi meyva yetişti . ren bir memlekettir. Meyvalarımız bü- tün dünya meyvalarıyla rekabet ede- cek bir durumdadır. Küçük okuyucula. rımıza bugün Türkiyede yetişen mey- vaların çeşitlerini ve memlekete yap » tıklacı faydaları anlatacağız. İlkönce üzüm meyvasını nlacağız. Üzüm bağ- ları, Türkiyenin (500.000) hektarlık arazisini kaplar. Muhtelif bölgelarde yılda yetişen U- züm (650) milyon kiloyu geçer. Böy. lelikle hektar başma (1000) kilo ka, dar diüsmektedir. En önemli Üzüm mevsezleri; İzmir, Malatva, Bursa, Burdur ve Mardindir. Son yıl'arda Ma. iş ve alle bilgisi Göğüslük biçimleri Resimde gördüğü nüz türlü şekillerde yapılmış göğüslük erdir. — Bunlardan hoşunuza gideni siz e aile bilgisi ve re- sim « işi — dersle- “inde yapabilirsi viz. 1 numaralı gö Tüslük açık mavi Berkaldandır. Üze- inde beyaz Per - raldan süsleri yar- dır. 2 numaralı göğüs- fik: elbise biçimin de ve açık penbe renktedir. — Beyaz 'ösleri vardır. 3 numaralı göğüs ük; beyaz krepdö Andendir. Kısa kol “dur. Penbe krep- den süsleri ve fisto ları vardır. 4 numaralr göğüdük; kırmızı üzerine beyaz vuryölden, kenarları ve göğsü beyaz şiritlerle rsüslüdür. 8$ numara'ısöğülüt, ince — Broderi i** aüi0 teyaz bafistteri vapı'mıetır. 6 numaralı göğüslük, açık mavi krepdondan, 7 numaralı göğüslük: pembe li- nondan yapılmıştır. bütün dünya rekabet edecek kadar güzeldir nisa ve Rasabada'da pek Çokmfktarda | çekirdeksiz üzüm bağları yetiştiril « miştir. En fazla kuru Üzüm satarız. Yaş üzüm buna nazaran daha az satıl. maktadır, Yılda kuru olarak satılan üzüm (20 50) bin ton arasındadır. Memlekete en az on bir milyon lira kazandırır. Kuru Üzümler oen ziyade Almanyaya, İngiltereye, Felemenge, İtalyaya ve Belçikaya gider, Inc'r 'Türkiyenin dışarıya sattığı meyva- ların yüzde 26 sını da incir teşkil e « der. Memleketimizin bir çok yerlerin- de sahi! boylarında incir ağaçları bulu. nur, En iyi incirler batı Anadoluda yetişir. Menderes ovasındaki İncirler pek tatlı, kokulu ve ince kabukludur. Bun. meyvala ma dan başka; İzmir, Karaburun, Çeşme, Urla, Foça, Kasaba, Menemen, Mani» sa incirleri de çok Jlezzetlidir. Yılda satılan incir ortalama olarak (20-50) bin ton arasındadır. En fazla Almanyaya, İngiltereye ve Belçikaya gider, Yılda 9 milyon lira kadar kâr getirmektedir. Fındık Türkiyede meyva satışmın - yüzde yirm'sini de fındık teşkil eder, Yılda 10.15 milyon lira kadar memlekete faydası vardır. En iyi fındık, Karade niz sahil bölgesinin doğu kısmında yetişir. Giresun, Ordu, Trabzon ille - rinin fındıkları pek meşhurdur, İstan- bul Hmanından yüklenen fındik, Tri - yeste, Marsi'ya ve Hamburg limanları. na yollanır. En fazla kabuksuz ola . rak satılır. Amerika, İngilfere, Al - y Sy i Hayat ve tahlat b'lq';l Sab::n nasıl yapılır ? Sabunlar iki cinstir: sert sabunlar ve yumuşak sabunlar... Her iki cirs sabun da yağlı maddelerin bir araya gelmesinden yapılır. Bu yağlar, hay - vanlardan çıkarılan iç ve don yağları fle zeytinden ve Hindistancevizinden çıkarılan yağlardır. Bunların herhan« gi birinde sabun yapmak - istenildiği vakit, yağlı maddeleri ile içlerinde bu- lunan gliserini biribirinden ayırmak için kazanlarda kaynatılır. Gliserin çı. karıldıktan sonra geri kalan yağlı a . sitlere soda ve potas mahlülleri konur ve sabun bu suretle meydana gelir. manya, İtalya başlıca müşterilerimiz- dendir. Başka meyyalar Bfenileketimizde Bu- Mmöoyuslardan Buşka meyValar da yetişir, Wahlsa, Balıkesir Ve Bursadan Kastamönu ve | Boluya kadar bâtı kuzey Anadolusun. | da yetişen kestane içerde sarfedilir. Bir miktar da Romanya ve SuriyvpL satılır. En çok Karadeniz ve Marmara bölgesinde yetişen ceviz ağaçlarından Marangozlukta istifade edilir. Meyva- sı da Fransa, İngiltere ve Mısıra satı- lır. Bundan başka, badem, armut, el-. ma, erik, kaysı, geftali/ ayva, kiraz, kavun karpuz gibi meyvalar da çok miktarda yetiştirilir. Akdeniz iklimin- de yetişen limon, portakal, turune gibi meyvalar da en ziyade Karadeniz &a. hilinde, Rize havalisinde, Aydın civa rımda İzmirde ve Akdeniz sahi'lerinde yetişir. En çok Dörtyoldam mahsul e- * lmır; Yalnız Dörtyolda “yüz binden fazla portakal ağacı vardir, : Temel'in Kamp anıları : Kampta ilk g üğretmenimiz bize denizin iyiliklerini ve tenalıklarını anlatıyor; den zden faydalanmanın yollarını bilmek lâzım O sabah, annem Çamaşırıarımı, ge. reken eşya'arımı bavula ve küçük çan- taya yerleştirmişti. Yazlık elbiseleri - mi giymiştim. Sıcak her tarafı kavu- ruyor, yakıyordu. Babamla beraber yola çıktık. Kızıltoprak kampına gi. diyordum, Otomobile bindik. Köprüye zeldik. Babam bir gişeye sokuldu. İki bilet aldı. Kocaman bir vapurun gü. vertesine çıktık, Tatlı deniz havası, insanm ciğerlerini doldurüyordu. Se - viniyordum, Çünkü bir, bir buçuk sa at sonra arkadaşlarımın arasında ola- caktım, Vapur Haydarpaşa runca babam: “— Buraya çıkacağız,, dedi. Haydarpaşanın geniş Merdivenle - rinden şimendifer garına girdik, tren bizi bekliyordu. Herkes — koşuyordu bir zil durmadan çlıyor.: trenin kalk ma vaktinin vyablartıfımı haber - veri vordu. Biz ffe diğer yolcu'arla birlirte trene bindik. Trenimiz güzel köşklerin, zümrüd gibi yegil bahçe ve bağların iskelesinde du- arasından akıp gidiyordu. Bin bir ko- kulu rüzgârı teneffüs ede ede koşu . #“— Çocuk kampına” dedi; Arabacı kamçısını şaklatarak arabayi yorduk. Haydarpaşadan ayrıldıktan | koşturmağa başladı. yirmi dakika sotira Kızıltoprak is- tasyonuna vardık. Burada inenler, bi- nenler o'du. Kamp binası bir az uzak- taymış, tramvay, otomobil bulama. dik ama, güzel Aaranbalar sıralanmış, yölcu bekliyordu. Bunlardan birisine | bindik, babam: kulun bahçesinde bir. alay çocuk, kovalamaç oynuyor, koşuyor, eğleniyor- lardı. Bazı çocuklar, henüz yeni gelmiş- ler, anneleri, babaları ile bir. - kenarda konuşuyoclar. 'Toplanma zili çaldı. Yıı gelenler, an- dıkları yere doğru koştum. Hep beraber sıra olduk. Bir öğretmen bizi ökulun bü- yük bir sınıfırii götürdü. Orada bütün arkadaşlar biribirimizle tanıştık. Öğret- men kamp hayatını anlattı. Nasıl hayat geçirdiğimizi, hergün neler yapacağımı- zı, kahvaltı, eğlence, yemek, uyku, ban- yo zamanlarını söyledi. Kampta hqılm! zin dikkat etmesi, yapması ve yapma- ması gereken şeyleri anlattı. Sonra Hep beraber sınıftan çıktık. Öğretmenimizle birlikte kampım civarında. gezdik, dölüş- 'tık. Okulun etrafını tanıdık. £Dovamı var)