19 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Feride Hayat Annabella ile * konuştu * Annabella Fllm çevirmezse sSıkıntıdan b G unalıyor | zelt yıldız diyor ki: Reaku filmleri çok sevi- YOüm; renklı toplar pers dede çok güze, görülüyor. Haftalık Fransız mecmualarından İrinde, meşhüur sinema yıldızı Anna Bella ile bir mülâkat çıklı. Sevimli listin sözlerinde, okuyucularımız, belki de ehemmiyelli bir taraf gör- Tüyecekler... İşin — enleresan ciheli Süradadır: Müldkalı — Feride Hapali İ#mini taşıyan bir genç kız pyapmiş- N Feride Hapyalın hüviyeli hakkırıda İÇbir şey bilmiyoruz. Ba Türk kizı, belli başlı bir Fransız — mecmuasının berdiği vazileyi hakkile başarmış ve Olivuddan şu güzel röporlajı — yolla- nn""u' lmgll"uda dalr o kadar şey — yazıldı ki İş, Yü satırları okuyan sayın oküyücü- Hülhud mt7.. Sankl oraya — gitmiş %Ü)omm "h er, Geçenlerde Nevyork gazetelerin- birinde Holivudun, — Los Ancelosun Yü olduğunu, hattâ bir posta şubesi nmadığını okuduğum — için bü ıı:'“ biraz malümat vermek istiyorum. h"udun posta şubesi, — kocaman ve İr binadir; ve şehrin — kalbidir. Bu ’İ: 20 bin posta kutusu — bülünüyor. G bir ümitle Holivuda gelen, az son- Yal iİnkisarınâ uğrıyan binlerce ru- " p, Tlarını saklayan bir kalb * Üik ” Posta şubesinin etrafında, — dünya- f ı'll © asrl şehirlerinden biri — görünür. Yüdün iki büyük caddesi vardır:! Ho- kq“üddesi, Şafak ecaddesi... Bm“'ufirln stüdyolar, büyük oteller, ma- 1 Âj Vi zarif köşkler, plâjlar vardır. (Be- : 'N.İJEDESI yıldızların — sayfiye yeridir. Ki Tn köşkleri, çam ağaçları arasında, nnk“ulcrl gibi saklıdır. N yaıldızlar, zenginler Belerde otu- N Gene Raymon, Janet Makdonalda hediyesi öolarak bürüâda — güzel bir kb’“lnlırmışıır. Meri Piklor yeni koca- Hlayını burada geçiriyor. Greta Gar- N köşkü de Belerde. - Annabella da İ Yükınında oturüyar. Rün, Holivud sinemalarının birinde, '"*"n yeni gelmiş bir film gösterili- k ' Vinas of the Morssing.. | k kalabalıktı. Seyirtilerin bir kısmı F“nrl:ırı. bir kiısmı dâ yen! bit sa- M Görmek icin gitmişli. Bu yeni yıl idi: Annahbella. n sonunda, bütün seyirciler elle- j Arpiyor, alkışlıyorlardı. - Annabella _Iın ::“Psinhı zihnine yerleşmişti. Unut- -—f?îğ'ğ’f! İA Far ediyorlardı: An-na-bel-la... ÜT aanalkâr ve film şirketi için bü- Ayaş, Müvaffakiyet, büyük bir şeref... M ı:bfllu. Hollvuda gelmezden çok ev- küh_ bir film sayesinde Amerikalıları 'İ ”“İ. reklâma lüzum kalmadan şöh- z Tanıdı, Bu, şimdiye kadar hiçbir yıl- . )ık'n. Sİb olmamıştır. D SA *naleyh, ilk mülâkatımı keg'lisile e %M Yt düşündüm. Keneht — muhabirler ;Ö-': Peisi, hangi gün, hangi saatte hangi Ü' tıl İi : kabul olnnacatımı telefonla bil | ğüyet"ş:;bellı, beni Foks stüdyosunda | t Fiı' h';dı““' İş başında — göreceğim için İİİ —%q'm"“n olmuştum. Teşekkür için te- ! 4 Farildim: '“l | Rno Matmazel Anmnabella... * he N Benim... îj ı lıı'l' Pariste çıkan — (...) gazetesi ’d, | h'lhe:â Evet Biliyorum.. — Gelecek per- ı] ıvı Te “"kkflr ederim, fakat ben bu mülâ- N’h dya haricinde olmasını rica edi- İş Yermeden telefonu kapatacağını M Yördum. Hal kıki o, büyük bir ne- ::h. kâl, dedi, istedidniz. gibi olsun... 'ıı A bu akşam sanat 9 da.., gelir mi- No? Allo? Allo!. İşitmiyor mu- hhıl l'n İh'—'ılh k"“m. Fakat, — arzumun bu kadar Gön Ubolunması beni — şaşırtmıştı. Nn â sekdumi: Öi Yakşam; dodiniz döğll.mi? BT bu akşam.. Yoksa başka hir ye- Sop,, Yerdiniz?.. 'asır'.. Yalnız bu tütfu pek bek- "tkl unutmnyımı_ İşte — adre- Bot ediniz: 10671 Şalon Rod; Be- 'qun:n" tltim. Ve telefonu kapatmağa . Aııo'm Annabella tekrar etti: Akya Alle!., — Anladınız değil mi?.. N 'l Te , At 9 dn.. biş h:m'“' ederim.. VN _â;&âcşa İçin kapıdan çıkarken mütlemadi- | — Evet, billyorum.. — Şu halde yolu tarif etmeme — İüzüm yok, — Evet.. Tam saât 9 da oradayım.. Saat sekiz buçukta otomobilim, Belerin eteğindeki Kaliforniya üniversitesinin Ö- nünden geçiyordu. Belerin Üüç antresi var.. Sokakların İse mil, yaya kaldırımlarının kenarlarına ya- Zilise. Buradaki köşklerin hepsi geniş bahçe- lerin orlasında, Bühçelerin — etrafı çitle çevrili.. Yıldızların köşkleri hususl delek- tifterin muhafazası allında bulunuyor. Ge- celeri de bahçeye bekçi köpekler salıveri- liyar. Şolför, yolu şaşırdı. Tepenin öbür tara: fına giltikten sonra geri dönüek mechu- riyelinde kaldık. Saat 10 a gelmişti. Yolu, köşkü bir türlü bulamıyorduk. OÖtomaobil- den iİndim. Köşklerin kapılarını çalıp sor- mağa başladım, Bir müddet sonra, bileğim deki saat İl İ gösteriyordu. — Korkmaya başlamıştım. Şoför, benzininin azaldığını söylüyordu. Az sonra bir köşkün önünda durduk. Pencereler açıldı. İki iri köpek olomohile yaklaştı. Köşklten bir hizmetçi çıktı. Sonra ev sahibi, elleri cebinde ya- nımıza yaklaştı. Kısaca başımdâan geçeni anlattım. Güldü: — Buyurunuz, telefon ediniz.. Dedi. Köşke girdim. Telefonu açtım. — Neredesiniz, söyleyiniz. — diyordu, Orada bekleyiniz. Şimdi size — kâtibimi gönderiyorum.. Annabellanın kâtibi, Jüks bir Kraysler olomobili ile beni almağa gelince köşk sa- hiplerine leşekkür ve veda eltim. Az sonra, Belerin en yüksek — yerinde müuhteşem bir köşkün, önünde durduk, E- ğer kâlip gelmeseydi burüâyı bulabilmemi- zin İmkânı yoklu. Büyük bir salon, Ocakta ateş yanıyor. Ocağın yanında gehiş bir divan, divanın bir köşesinde, Annabella oluruyor. Arka- sında âçık mavi ronkli, — kolları bol, kıy- metli dantelâlarla — süslü bir rob — var. Ayağla galktı, gülerek elini uzallı: — Bu, yalnıt sizin başınıza — gelen bir şey değildir. İlk gelenlerin çoğu yolu şa- şırırlar. Fakat, gece olduğu için sizi çok merak eltim. Niçin daha enel telefon etmediniz?.. İlk evvel, şunu söyliyeyim ki Annabel- ! la ile mülâkatım pek teklifsiz ve pek sa- mimi oldu. Sevimli sanatkâr, Parise Paris gazetelerine datr birçok sualler sordj.ı. ; ' Ve; d:liiln nerede-bulunduğunu bllb'o*ı' ' Dd | y — sORr Makış Hai kendim #ormaya:bayılırım. -i — Naha anâl körulmasitdan pek haşlân- y yım Dedi. Hizmetçinin getlirdiği sıeak çay- ları içerken sordum: — Kaliforniyada yalnız miısınız?.. — Evet, fakat kocam Paristen dönecek.. — Geleceğini gazetelerde okudum., — Bir çay daha ister misinız?.. — Hayır! Teşekkür ederim.. Yalnız si- nemadan bahsetmek lütlunda bulunursa- nız minneltarınız kalırım., — Sinemayı çok severim.. Son zamanlar da bu, yemek, içmek gibi bir ihtiyaç sırâ- sına geçli. Ben, — ginemaya gitmez, veya bir film çevirmezsem sıkılıyorum. Ö ka- dar alıştım... — Yıldızlardan hangisini bağendığinll gormıyacağım. Çünkü bütün — gazeteler, Greta Garho hakkında — söylediklerinizi, kendisini takdir ettiğinizi yazdı. — Grela büyük bir sanatkârdır. Yerini tutacak yoklur.. — Ren!li filmleri sever misiniz?. — Evet, pek çok.. — Niçin?., — Niçin mi?. Çünkü — renkli roblar, perdede çok güzel görünüyor. Sonra bun- ları seçmek de çok eğlenceli.. — Yeni tasavyurlarinizi — sorabilir mi- yim?.. — (Baron ve Metr doteli) filmini bitir- mek üzereyiz. Senaryo pek hoşuma gitti. Vilyam Paovelle beraber öynuüyoruz. Bu sa- naftkârı cidden.. — Rlca ederim, matmazel.. Başkaların- dan bahsetmeyiniz. Bundan sonra başka bir film çevirmiyecek mitiniz?. . — Zannederim, Tyron Poverle berabert (Jarj Sanın hayatı) filmini — çevireceğiz. (Müse) rolünü Pover yapacak,, — Holivuda yerleşmek — fikrinde misi- niz? — Hayiır! Buraya İki film cevirmek |- çin . geldim. Bu, altı veya sekiz ay kadar sürecek. Sonra, İngiltereye — gideceğim, bir film çevireceğim. Fransada, her sene en az'bir film r—evırmehk !:ısavvurunda- JJM»O öyetnj Pâw»&ğm yayram 3 Z. S.CCAUAELK, Talebe dünyasında ... i— Muallim arkadaşlardan birini siyaret için üÜk defa bir hususi liseye gittim. Genç bir öğretmen merdivenle- ri iniyordu. (Genç eleman çalıştırmak ne iyi). Şöyle konuştuk: — Affedersiniz. Bay L... burada mt acaba?.. — Evet.. Bizim sımıfo dersi var. -— f — Yedinci sınıfa... (A2 NLAY 8— Peli, dera vili çalmadı mafzz — Çaldı ama, biraz'işim var, beş on dakika sonra gireceğim... İzinliyiml.. Hayretle orada bekliyen bir kızca- ğiza yürüdüm. — Kizım, dedim,BayL. m size der. 8i var mıf.. — Affedersiniz, ben muallimim... Hay Allah cezasımı versin... Bol ta. rafjtan mı. kalkmişım nedir, işler hep tersine gidiyordu.. Neyse, ba.yan Öğ- retmen seslendi: $ — Noeclâ, kızım, bayı bekleme sa- lonuna götür... (Bana döndü) Neclâ sekizinci sınıfın en değerli talebesin. dendir... Allah için, bu söze akar sular durur. At 4 5 — Bayan Neclâ beni bir odaya gö. türdü. Burada korkunç bir manzarayla karşılaştım. Yarı çıplak biri, ağzında bir çakıyla pencereden odaya giriyor- du., Neclâ telâşımı teskin etti: — Korkmayın,... Buna Tarzan Ümer derlet.. Dokusuncu sınıfın şairidir. Üren Heyhat... Bir kere rahatım kaç- mişti. Bu eli çakılı şairin Tarsanla ka- fiyelidir diye “Vaydman” 3 da taklid etmesi ihtimaliyle titredim. ? — Ve her çeyden vazgeçerek, mer. divenleri dörder beşer atlayıp Allaha ssmarladık demeden kaçtım. nde ona bir ayı hediye etti, Rejisör, ayıyı hayvanat b ahçesine — yolladı ve masrafmımn Karol tarafımndan verile ceğini — bildirmek suretiyle yıldızdan intikamımı aldı. Bu yüaşta bu değerlilik... Hem de daha: * sekizde... Annesinin. kuzusu,., Karol Lomhar, rejisörünün isim günü * ku z a RELİ K zzi ll eee Ü A ö li e ll C A ' ÜaK M el l lt dd Hük ee — — K4 —.

Bu sayıdan diğer sayfalar: